Glee elde avuçta kalan esas ekibini New York’a sonunda taşıyabildiği yeni konseptiyle karşımızdaydı. 100.bölümün ardından aylar geçmiş ve Tina olmadan karşımıza çıktı Glee. En baştan bunun olması gerekiyordu evet ama sanki o yeni çocuklarla yaşanılan şeyler, eskilerin gelip gitmesi falan McKinley’de hala hayat olduğunu gösterdiği için güzeldi. Yine de arada görebilirdik onları. Sonuçta bu diziyi McKinley’in kara kaşına kara gözüne izlemiyoruz. Dördüncü sezonun başında bu şekilde devam etmeliydi dizi. Bunun böyle olmasının en büyük kanıtı yeni tarz Glee’de Rachel Berry’e karşı biraz sempati beslemem olabilir galiba. Bölüme çok epik bir şekilde başladığımızı kabul etmeliyim, bu şamataya Rachel ve özel arabasının kibri imzasını attı ama dediğim gibi ben bir bu bölüm sinir olmadım Rachel’a. Sadece Artie’nin tekerlekli sandalyesi engel olduğu için binememesine Rachel’ın hiç tepki vermemesi garibime gitti. Rachel’a sinir oluyorum ama bu benim kötü niyetim değil aslında. Bize gerçekten itici bir ana karakter verdiler ve kesinlikle antihero çekiciliğine sahip değil. Artie’nin gerçek anlamda büyük şehir deneyimi bir engellinin başka bir engelli tarafından soyulmasıyla gerçekleşti. Bunun tam olarak nasıl ince bir dokundurma olduğunu ben anlamadım ama Türkiye’de bir engellinin çoğu zaman kaldırıma çıkacak rampa bulamadığını düşünürken Artie’nin New York metrosunda her New Yorklu’nun başına gelecek bir şey yaşaması dikkate değer bir durum. Özel arabasının kibrine bürünen Rachel, Artie sayesinde eski hali diyemeyeceğim ama arada bir büründüğü çekilebilir kişiliğine geri döndü. Dedim ya bu bölüm ben bir sevdim Rachel’ı. Ama eğer onu iyi tanıyorsam önümüzdeki bölüm beni kendisinden soğutacak bir şey yapar.


Evet böyle dip dibe korkunç ama Blaine’den bıkamazsın Kurt.

Kurt’e özellikle düşman olalım diye yapılıyor herhalde bu Sam’e gıcık olma durumları. Tabii ki Kurt gibi bir insan asla Sam ile aynı evde yaşayamaz buna bir şey demiyorum. Ama Kurt, Finn’e aşıkken sırf onunla aynı evde kalmak için babasını Finn’in annesine yamayıp üvey kardeş olmuştu. E zamanında Sam’e de tutulmuştun yani Kurtie. Kimi kandırıyorsun! Rachel ile ikisine gün geçtikçe daha çok katlanamıyorum. Üstelik Sam herkesin evinde beslemek isteyeceği türden bir ev hayvanı. Neyse bütün charming ayrıntıları es geçelim, Kurt’ün ne kadar şımardığının en büyük kanıtı, bulabileceği en iyi erkek arkadaş olan Blaine’i de evde istememesi. 7/24 beraber olmalarından bunalması çok doğal, kusturucu evet. Ama ifade ediş biçimi korkunç. Kurt gerçekten Glee’nin en kibirli karakteri, Rachel’dan bile fazla hem de. Sam ve Blaine’in sahnelerini her bölüm iple çekiyorum. Blaine kesinlikle altı şişirilmiş bir tip değil bu yüzden dırdırcı sevgilisi Kurt’ü de kırmadan bestiesi Sam’i de üzmeden Sam ile taşınması konusunda konuştu ve Sam’in şehir hayatını boşa harcamamasına çalıştı. E tabii Santana da Brittany ile bir lezbiyen adasına ucu açık bir tatile gitti. Eğer Santana, Sam’in bu zor zamanlarında New York’ta olsaydı zavallı alabalık dudak daha zor atlatırdı her şeyi. Santana’nın bu arkadaş grubunda en çok nefret ettiği kişi Rachel ise ikinci Quinn, üçüncü de Sam’dir. Neyse Blaine Sam’e özgüven depolarken doğal seçilimde Sam’in kendisinden daha üstte olduğunu unuttu. Sam ponytailini kesitirip ilk modellik işini-kalça dolgulu erkek iç çamaşırı-bir modellik kampına gitti. American Horror Story: Coven’da Fiona’nın gençliğini oynayan kız burada yine adı Sam olan, Sam’in oda arkadaşı bir başka model olarak göründüğünde çok sevindim ama galiba kızın olayı tek sahnelik roller. Gerçi Fiona’nın gençliği bayağı gözükmüştü. Blaine, Sam’in ellerinden uçmasına çok üzüldüğü için kızın rolü fazla uzamadı da, Sam, Blaine’e döndü diye sevindim açıkçası. Kurt bir de Blaine’e Elliot’un verdiği akıllarla kızınca iyice huysuzlanmıştım zaten. Bu arada evet, Elliot iyi hoş yetenekli ama çok gıcık, oh söyledim rahatladım.


Sam’i evlerinden kovanların yuvaları yıkılsın.

Yeni Glee bende yeni duygular uyandırdı dedim ya, Rachel’a olan hislerim Mercedes için de geçerli. Bölümün finalinde New York’a taşınması beni mutlu etti açıkçası. Uzun zamandır Mercedes’in-hatta ilk sezonlarda bile-çok gereksiz bir karakter olduğunu düşünmeye başlamıştım. Ama gelişini sevdim, bana heyecanlı geldi. Belki de sebebi Sam ile aralarındaki durumun hortlamasıdır. Sam ile Rachel’ın gözlerimin önünde mihraba gitmesine daha dayanamam. Son olarak Mercedes ve Sam aralarındaki çekimden bahsettiler ya, o konuda Mercedes’e bir lafım var: Tatlım Sam ile arasında çekim olmayan mı var, New Directions’da bir şekilde gönül ilişkisine girmediği kadın, gey kaldı mı?