Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
The Vampire Diaries: İnkâra gerek yok, olması gereken oluyor
Sezon: 5 Bölüm: 19

Meali: Ben George demek istemiştim. / Çok şakacısınız Bay Salvatore.

Sezon finaline doğru giden yolda adım adım ilerlerken The Vampire Diaries’in bir bölümünün daha sonuna gelmiş olduk. Geriye de kaldı üç adet bölüm. Gördüğünüz gibi adetleri olduğu üzere her şeyi sona doğru karıştırmaya başladılar ufaktan ve son bölümlerde olan saçma sapan olaylara nazaran bu bölüm nimete yakın bir şeydi. Elbette birkaç bayat noktası da vardı ama o her dizide olan bir şey. Dolayısıyla ben çok uzatmadan geleyim sadede.

Bu yazının sonunda TVD’nin iki numaralı sorumlusu (bir numara Julie Plec teyze) Caroline Dries’ın bölümden hemen önce sezonun kalanına dair verdiği ufak röportajın ana noktalarından bahsedeceğim. Ayrıca şunu da ekleyeyim, ben bu bölümü İngilizce altyazıyla izledim. 108 bölümlük dizi tarihinde ilk kez yapmış oldum, dilinin çok ağır olmadığının farkındasınızdır, bir noktadan sonra eğlenceli bile oldu.

Tabii bunu durduk yere yapmadım, muhtemelen onu da biliyorsunuzdur. Özetli Yorumları yazarken Türkçe diyaloglu resimleri kullanmayı özellikle seven biri olarak Divxplanet’i ve Ozan’ı bekledikten sonra diziyi izliyorum. Sevgili Ozan da işlerinden dolayı bu hafta diziyi bir başkasına devretti ama Cts. akşamı ben bu satırları yazarken hala bir hareket yok. Pek bilinmedik online bir sitede diziyi Türkçe buldum ama hem kör olmamak için, hem de resimlerde sıkıntı yaşamamak için resimler, altta Türkçeleri yazmak üzere İngilizce altyazılı oldu. İş var güç var malumunuz, sanırım mazur görülür. Giriş bu sefer bitti işte, nerede kalmıştık?


Meali: Deşici kardeşin büyük bir ısırık aldı / Dizi izliyoruz şurada, tabii ki almadı şapşalcığım.

Bu bölüm benim “Gezginlerle sezonun sonunu bulacağız,” teorime hitap eden bir bölüm oldu. Ana konuya biraz az yer verdiler, dizi neredeyse tek bir mekânda geçti ve hikâye gereği geçmiş ve şimdi arasında gidip durduk. Konumuz Enzo. Kendisinin bir vakitler Damon’ın beş yıl kadar maruz kaldığı işkencelere 70 yıl kadar maruz kalan bir vampir olduğunu ve bu yolda aklının yerinde kalmasını sağlayan şeyin Maggie’ye olan bağlılığı olduğunu biliyoruz. Beyimiz kurtulup da Damon ile sorunlarını atlattıktan sonra Gezginler sayesinde ona ulaşmak için bir yol buldu ve bunu değerlendirmiş olarak kendisine merhaba dedik. Ama işler istediği gibi gitmemiş.

Meğerse bizim kızımız Kennedy’nin başkan seçildiği 8 Kasım 1960’da onca yer varken gelip Mystic Falls’ta öldürülüvermiş. Dışarıdan baksan kızın ölü hali bildiğin Stefan’ın Deşici zamanlarından kalma katlediş şekli gibi. Ama o gram hatırlamıyor, dahası 1960’da bunu yapmayı kesmiş. Ama sor bakalım Enzo’ya inanıyor mu? Hayır. İlk adım olarak bardakileri etkisi altına alıp, sonrasında Luke’u kullanıp Liz’i orada ders çalışan Elena ve Stefan’a karşı kullandı. Bonnie de bonus. Bu sayede hepsini rehin alıp başladı eğlencesine. Amaç Stefan’a kabul ettirmek. Stefan da kahramanlık yetkilerini kullanarak yapmamasına rağmen gerekli gördüğü noktada kabulleniverdi. Peki sonra ne oldu? Damon oldu.

Elena’dan ayrıldıktan sonraki ve kafası başka şeylere odaklı şu haline bayıldığım Damon, Gezginler için Enzo’yu aramışken olanları öğrenince gerekli soruşturmasını yapıp olaya müdahale ediverdi. Meğerse kızı kim olduğunu ‘bilmeden’ insanlığını o sıralarda daha yeni kapatmış olan Damon öldürmüş. Bunu da Maggie yangının intikamını almak için kendisine saldırdığı için yapmış. Hele bir de Whitmore antipatisinin o dönemde tavan yaptığını düşünürsek… Kafasını bile koparmış, sonra da Stefan’ın ölümlere benzetivermiş. Açıkçası bu noktada ben Enzo’dan çok Stefan’ın “Ben yapmış gibi mi gösterdin?” lafını beğendim.

Meali: Çünkü senden nefret edersem, o zaman hiçbir şeyim kalmaz. / Buyurunuz bölümün en bayıldığım diyaloğu.

Ben Enzo’yu pek sevmem ve ‘Damon’ın tek arkadaşı’ etiketi daha fazla önem taşıdı hep. O yüzden favorim olmadı hiç, ölmesi de benim için bir şey ifade etmeyecekti, etmedi. Ama senaristin bölümdeki diyalog ve olay yönetimi için tebrik edesim gelmedi değil. Belki de geçtiğimiz bölümlerde olan saçma sapan şeylerden dolayı bu, sevilesi kaldığı içindir. Ama siz de Damon-Elena’ya ‘fazla’ girmediklerinde de diziyi güzel götürebildiklerini düşünmediniz mi? Umarım sezon sonuna geldiğimiz için böyle düşünmüyorumdur. Enzo diyordum. Sevdiği kadını en yakın arkadaşının öldürdüğünü bilmek pek hayırlı olmadı tabii.

Enzo bunun üstüne çabuk versiyon bir depresyon yaşadı ve hoşuma giden bir başka nokta gerçekleşti: İnsanlığını kapattı. Daha önce de karakterlerin insanlığını kapattıkları olmuştu ama hiç böyle güzel sunmamışlardı. Ardından da artık bir şey hissetmediği için Damon-Stefan intikamında önünde bir engel kalmadı. Ufak karışıklıklar sonucu Elena’yı da yanına alarak terk etti gitti orayı. Bulansa ilk Stefan oldu. Sonrası ‘murder!’ (cinayet) oldu, tuhaf olanından hem de. Çünkü Enzo güzel bir intikam yolu düşünürcesine “Bunu kardeşine nasıl açıklayacaksın bakalım.” diyerek Stefan’ın elinden ‘kendini’ öldürdü. Gel de açıkla bakalım bunu, nasıl becereceksen…

Stefan da haliyle yapamadı. O Enzo ile uğraşırken Damon Elena’yı bulup eve getirmişti. Sonra gitti Elena’ya ne olduğunu açıkladı, bir de ölüler içinden geçtiği için Bonnie biliyor. Bunun uzun süre saklı kalamayacağı bölümün sonundan belli de bu durum iki kardeşin arasını nasıl etkileyecek o belli değil. Hayırlısı tabii, nasılsa birbirlerini öldürecek değiller. Gerçi bizim manyak Damon en son Stefan’a acı çektirmek için gidip Lexie’yi öldürdü, onu unutmuş değilim.

Arkadaşlarına güle güle de Bonnie. / Bunun lacivertini geçen sezon sonunda da yaptınız siz, inanayım mı?

Eh, geriye Gezginciler ve Bonnie kaldı sanırım bahsetmediğim. Ana konumuz olan Gezginciler yedikleri halta devam ediyorlar. Bu bölüm yaptıkları bir çeşit içinde görsel ikiz kanı içeren büyü sayesinde üzerlerindeki laneti kırmaya başardılar. Ama bunu tek kişiden herkese kaydırmak için daha fazla görsel ikiz kanı lazım, ki bu da önümüzdeki bölümün ’sorununu’ oluşturmuş oldu. Ben bu Tyler kaybolan bıçak olayını nasıl açıklayacak diyordum, kendisinin ortadan kaybolması ile açıklamış oldu.

Bunların yedikleri bu halttan dolayı diğer taraf parçalanmaya devam ettiğinden de işler Bonnie için de rezalet bir durumda. Diğer taraf yok olursa haliyle o da ölmüş olacak. Şimdilik Jeremy’ye “Bir yol olabilir,” şeklinde yalan söylemek de dahil çaktırmıyor ama çok da saklanabilecek bir şey değil. Hele hele Enzo’nun hayalet olarak burunlarının dibinde dolandığını, Gezginlerin de boş durmadığını düşünürsek. Ayrıca gelecek bölümün The Originals fragmanını izlediniz mi bilmiyorum ama ölü baba Mikael bir nevi geri dönmüş gibi ve Haley/Klaus ikilisinin hayatını cehenneme çevirmeye çalışıyordu. Bu durumda orada bulunan ‘kimler kimler’ geri dönüşlerde bulunur o bile belli değil.

(Ezgi de bir yandan sitede The Originals ÖzetliYorumlarına devam ediyor. Onun da bahsettiği üzere galiba iki dizi iç içe girecek.)

Damon bildiğiniz gibi Cape Horn’a gittiğini sandığı Enzo’yu arayıp duracak. Bakalım Stefan ne kadar saklayacak olanları? Bu bölüm bir şeyleri atlamadıysam böyle bir şeydi işte. Gelecek bölüme ve haftaya görüşürüz diyerek yorum kısmını kapatayım ama yazıyı kapatmadan bahsettiğim röportaj ayrıntılarından bahsedeyim.

Meali: Onu geri getireceğim. Düzelteceğim. / Bulursan düzeltirsin tabii.

1) Ölüm TVD’de farklı bir anlam ifade ediyor ve giden bir şekilde geri dönebiliyor. Ama sezon sonuna kadar üç karakter ‘gerçekten’ ölmüş olacakmış. // Birini hayalet olarak ortada dolansa da Enzo olarak kabul edebilir miyiz acaba? Peki ya gelecek için Bonnie?

2) Finalde herkesi büyük bir şey bekliyormuş ve karakterler önceden oldukları yere göre farklı bir konumda olacaklarmış. Altıncı sezon birçok insanı ve birçok parçayı bir araya getirecekmiş. // Ben diyorum işte, zorla küfür ettirecek bunlar kendine.

3) Damon ve Jeremy’nin arasındakiler düzelme yolunda ilerleyecekmiş. Caroline ve ‘bir arkadaşı’ arasındaki ilişki/durum da ilerleyecekmiş ve altıncı sezona doğru giderken bir hareketlenme görecekmişiz. // Üç bölümdür yaz yaz, pardon bekle bekle ciğerim soldu canlarım, bir zahmet artık.

4) Diğer taraf tanıdığımız yüzler için bir çeşit depo olduğu için onları yeniden görme konusunda ‘kesinlikle’ bir şansımız varmış. // Siz böyle derseniz oturur liste bile çıkartırım ben bundan, öyle yani…
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR