Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
The Royal Beylices
Sezon: 1 Bölüm: 29

Mira, Yaman ile ilgili bazı tarihleri Orkun ile yaşadıklarıyla karıştırmıştır çünkü iki erkeğin kesiştiği bir zaman dilimi de vardı.

En baştan söyleyeyim bu bölüm Beylice Ailesi her ferdiyle gözümde gerçek kahramanlardı. Abartılıp abartılıp, saçma bulunan Mira’nın kıskançlığı sonunda onun ağzından saçmalığı vurgulanarak normalleşti. Evet Ada’yı kıskanması çok saçmaydı ve tamamen Mira ile ilgiliydi ama çok da gerçekti. Yaman’a söylediği en doğru şey ise her kahramanlık olayına koşmak zorunda olmadığıydı. Evet yani bir kere de bir başkası kahraman olsun. Neymiş, her şeyin fazlası zararmış Yaman. Okey iyisin hoşsun, ben de sana Çokoprens diyorum başka bir şey demiyorum, ama bizi şaşırtmıyorsun. Medcezirler hep Mira da; sen ise taşsız, deniz kabuksuz kumsal gibisin. Ancak sevgili Mira’ya da buradan bir önerim var: Biraz otokontrol tatlım. Kaybetme korkusu içerisinde gibisin ama olay o değil. Beyliceler’in en olgunu ve en küçüğü Beren’in dediği gibi kendini kimlerle kıyaslıyorsun ve bu yolda ne çılgınlıklar yapıyorsun? Ben Mira karakterinin çözülmelerini çok değerli buluyorum. Günden güne daha çok sevmemin en büyük sebeplerinden birisi de bu Mira’yı. Toz pembe bir karakter değil. Ama Mira’yı gerçekten karşıma alabilsem ona biraz daha kendisini kontrol etmesini söylerdim. 4S Mira’cığım, 4S! Bu arada galiba Mira ile Tan, Tan pek çaba sarfetmeden kavuşacaklar. Mira gittikçe daha da deliriyor farkında mısınız? Yakında Tan’ın yan odasına alacaklar. Yaman, öyle gizli bir defter tutuyor diye senin de gidip takvimde günleri işaretlemene gerek yoktu. Üstelik o hemen, o an olması gereken veya ileriye dönük işaretlemelerin yapılması gerektiği bir şey değil midir? Geçmişi işlemezsin herhalde? Neyse günden güne sevgimin arttığı, kıskançlığını belli etmek gibi zayıflıkları gösterdikçe gözümde değerlenen Mira’nın deliliğinin boyutunu, Eylül’ün kardeşinin adı için ‘’Yaman olsun,’’ önerisini vermesiyle özetlemek istiyorum (bu arada bu kadar çılgınlığı bir tek Mira yapınca kaldırabilirim galiba, Ben=Real White Girl Lover).


Eylül ile Mert’in de bir cover yapması gerek bence.

Mert, bu bölüm benim için esprilerini fazla uzatmadığı (fazla uzatmadığı diyorum çünkü Eylül’ün dediği gibi her konu hakkında bir şakası var) ama durum komedileri yaşadığı için olduğundan daha değerliydi. Ada’nın DNA Testi konusunda kendi anne-babasını bile delirtti, kendisinden yaka silktirdi ya, çok güzeldi. Mert bu bölüm yıldızlara oynadı diyebilirim. Galiba en sevdiğim bölüm, hastanede tanınmamak için güneş gözlüğü takmasıydı. Bu arada Tuğçe de atağa mı geçti nedir, Mert’i ağına düşürmek için viralin dibine vurmuş, bilemedim yani. Mert böyle tatlılaşadursun, Eylül bir başka ağır karakter olma yolunda ilerliyor. Komedi unsuru gibi oldu dedim ama Eylül çok doğal bir karakter. Kardeşinin cinsiyetinin belli olacağını öğrendiğinde her zamanki duvarlarıyla kendisini saklamaya çalıştı ama baby boy’un sesini duyunca nasıl ağladı, nasıl sevindi kıyamam. Aslında oradaki mutluluğun da buruk bir yanı vardı. Eylül, babası Gamze ve yoldaki bebeğiyle yeni bir ailedeydi. Evet o aileye Eylül, Barış da, Gamze de istemeseler bile dahildi ancak Eylül’ün babasının bu yeni ailesinde kendisini ölen annesiyle birlikte geride hissettiğini anladık. Çok kısa bir andı ama çok güzel geçti bize. Mesela kerata Mert, daha ultrasonda bebeği falan görmeden çok hevesliydi ya. Eylül ‘’Sana ne oluyor?’’ dediğinde ben gülmekten koptum. Mert sağolsun bu bölüm Belalım’ın eksikliğini az hissedelim diye yüksek performans gösterdi. Bayağı bonusluydu sahneleri. Neyse işte Eylül hayallerimdeki gibi Gamze’nin kapısında ellerinde çiçekler sırılsıklam olmadı ama kardeşini görünce Gamze’yi eve çağırdı. Evet güzeldi ama ben daha şık bir şeyler beklemiştim. Şimdi böyle sanki Gamze duygu sömürüsü yapmak için Eylül’ü oraya çağırmış gibi oldu. Tabii öyle değilde, tilkiler boş durmuyor!


Yaman fotoğraflarda kafa atacak birini arıyor.

Mira ile Yaman güzel bir barışma yaşadılar sahilde, bankta. Ancak ben bu ilişkide sürekli iki taraftan birinin-genel olarak Mira’nın- suçlu olmasına ve özür dilemesine ısınamadım. Mira’nın Sila’ya dönüştüğü her an beni ona bağladı evet ama biraz daha gerçek hataların ceremesini çekmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu illa üçüncü bir kişi olmak zorunda değil, orasını ben bilemem ancak, altı ayda bir diğeri yokken öbürünün dışarı çıkması dert olmaya başlamışken gerçek fedakarlıkların devreye girme zamanı gelmiştir. Yaman gerçekten kabul edemeyeceği bir şeyi Mira için çeksin, ya da Mira, Yaman’ı kendisine ait bir nesne olarak görmeden de kabul edebilsin (ben Mira’nın bu özelliğine aşığım ama çaktırmayalım). Bu arada Mira, Yaman konusunda kontrolünü kaybettiği gibi yukarıdaki sahnelerde giyim konusunda da şaşırmış gözüktü gözüme. Yani aynı renk mont (süet galiba), ayakkabı ve çantada emin misin ya Mira? Londra’ya dönen Ada’ya gelirsek; ben o kızla ilgili kararımı verdim, zararsız. Yani Mira’nın nefret etmesi çok doğal da, bir dalgalanma yaratmayacak belli oldu. Ada’dan sonra bir şekilde kırılan kalbiyle baş başa kalan Prenses Orkun ise bir sahneliğine bizimleydi. Mira, Ada konusunda Orkun’u bir şekilde suçlu bulduğu için Orkunstar’a buz gibi davrandı. Orkun’un bu cool duruşlarını mantıklı buluyorum. Aslında öyle değil ama elini eteğini çekmiş gibi gözüküyor ya fena olmuyor. Mira, Orkun ve Hale’nin aynı sınıfta olduğunu öğrendik bu bölüm. Ölümüne aşk üçgeni yani.

NOT: Tozludere olaylarını anlamadım. Hem kiracıların hakkı verilecek dendi hem de ucuza dendi. Anlamadığım için yorum yapamadım ama ne olur Yaman oralara da yetişmesin. Sokaktaki o küçük kızı kulağının arkasından gıdıklayınca anladım “Bu Yaman, Tozludere olayında drama queen’e bağlayacak,” dedim ama bakalım.


Dik yakalı gömleğin konusunda bir daha düşün Sedef, o lame kolej ceketi daha iyilerini hak ediyor.

Bütün Beyliceler bu bölüm gerçek kahramanlardı derken boş konuşmadım. Faruk, Asım Şekip Kaya ile konuşmaya gidince bir hırtlık yapacak diye ödüm koptu ama Faruk klasını yine korudu. Bay AŞK değil, Asım Şekip Kaya! Çok güzeldi, tam on ikiden vurmaydı. On ikiden değil kalplerden vuran sahne ise -gözlerim doldu bu sahnede- Sude, Asım Şekip Kaya’nın yanında Bade’yi gördüğünde ve kulüpte sap gibi kaldığında, Faruk’un sanki Sude onların yanına gelmiş gibi ayağa kalkmasıydı. Sadece Beylice kadınları mükemmel değilmiş ha? Her ne kadar adı batasıca Bade konusunda babasını Sedef doldurmuş olda da, Sedef’in Sude’ye “Otursana,” demesi çok olguncaydı. Sedef her zaman en doğru yerde duruyor. En çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerden biri de, birbirlerini sevmedikleri halde iki kadının birbirlerine destek olması, gerçek kadın ittifakları. Sedef böyle takılırken Ender de en büyük kabusu Reyhan Arsen’in Selim’e dokunmalarının gerginliğini yaşıyor. Ender’in de spiritüel bir varlıkken böyle aramıza karıştığı anları çok seviyorum. Ama Selim konusunda yargım değişmiyor, gerçek anlamda sevmediğim tek MedCezir karakteri olabilir.


Süprüntüler Reunion

Bir bela gitti, bir bela döndü resmen. Neyse Ada’ya bela demeyeceğim daha ama Leyla tam bir bela. Mira’nın koştura koştura gövde gösterisine gitmesi çok çok güzeldi bence. Ancak göstere göstere oynamasını, dediğim gibi kontrolünü kaybetmesine veriyorum. Yaman anladı ama, neyine anladı yani? Yine Mira’ya kızmak, kendisinden özür diletmek için fırsat geçti eline. Gerçekten bu çocuğun Mira’ya karşı böyle olmasını ego tatminine bağlayacağım neredeyse. Sevgili Mira, zaten ardı ardına kontrolsüzlükler sergiledin, bundan sonra da her şey için özür dileyip durma. Bak ilişkinin tarafları dengesizleşmeye başlayacak sonra. Sen anneni dinle, önce kendi hayatını önemse; kardeşini dinle ve asla inmeyeceğin insanlara bulaşma! Bu arada ben bulaşma dedim ama sen galiba Leyla’yı uykusunda öldürmek için babanlarda kalmasına izin verdin. Delilleri yok ederken dikkat et ama, okey? Hayır, sonra başımız ağrımasın. Leyla bakalım ne yapacak, dursun bir köşede. Karşı cinsi yeni keşfeden Altınköy gençleri birbirleriyle eşleşmeye başladı. Üzgünüm ama siz doğduğunuzdan beri berabersiniz, yeni mi aklınıza geldi sevgili Doruk ve Eda? Bir de Eda utanmadan gizlemeye çalışıyor çıktıklarını. Sen bence dua et, şükret tatlım. Bu arada Mira ilk kafeye geldiklerinde Doruk’u boynundan mı öptü, ben mi yanlış gördüm? Burak da Leyla’ya yazıldı zaten anlamadım. Ben onlar Tuğçe ile olsunlar istiyordum.


Hep o düğmeleri açık gömlek yüzünden oldu.

Kenan’ın Giray, Hasan tayfasıyla ne hesaplaşmaları olduğu hiç umrumda değil. Ancak Yılan Şükran yüzünden umutlanıp, tepeden düşen Sude’nin kadınsı hesaplaşmalarına verdiği son güzeldi. Faruk, Sude’yi kulüpte kapıya doğru geçirirken Sude’nin genel kininin boyutlarıyla, hala güçlü gözükmeye çalışması mı desem, yoksa Kenan’a diretmeleri mi? Kenan-Sude ilişkisi, Kenan’ın kime patladığını gösterdi bize. Ancak ben bu araya Hale’nin de girmesinin zevkli olacağını düşünüyorum. The O.C.’de Sude ile Orkun olmuştu ancak onu Sude ile Kenan olarak uyarlamışlar. Sude, Asım Şekip Kaya ile evleneceğine göre, Asım Şekip Kaya’nın ölümünde Kenan ve Sude’nin ortak katkısı olabilir. Kenan ve Sude’de en çok sevdiğim şey ise, Kenan ‘ıssız adam’ yalanlarıyla Sude’yi etkilemeye çalışsa da Sude’nin sadece tensel çekimle yaklaşması oldu. İşte Asım Şekip Kaya söz konusu olduğunda bir sıfat gerekir ama Kenan ile beraber olmak için Sude’nin buna ihtiyacı yoktur, çünkü o hep gizli, hep o değerde bir şeydir. Sude bütün bunlar yüzünden bir kahramandır, hem de gerçek bir kahraman! Yaman gördüklerini kimseye söyleyemez ama bayağı can sıkar gibi değil mi?

Mira’nın Asım Şekip Kaya konusunda annesini desteklemesinden, Faruk’un inceliklerine ve Beren’in artık Yaman ve Mira için mutluluk istemesinin yanında, Sude ve Mira’nın bütün kötülükleriyle sonuç: Serezler sıfır, Beyliceler bir!
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR