Fargo, Coen Biraderler’in aynı isimli Oscar ödüllü filminden esinle, bolca kara mizah ve bol yıldızlı kadrosuyla televizyonlarımıza taşındı. Yapımcı koltuğunda yine Coen Biraderler var. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Emmy 2014 ödüllerinden de eli tabii ki boş dönmedi. Nasıl dönsündü ki? Biraz gerilim, hatırı sayılır derece de akıl oyunu ve sizi çokça ‘acaba’ larla baş başa bırakan bir dizi!
Tabii ki hepimizde o güzelim filmin harcanıp harcanmayacağı yönündeki soru işaretleri, her filmden dizi serisine dönüşen hikâyedeki gibi oluştu. Ama korkmayın! Korktuğumuz bu sefer başımıza gelmedi. Pasif, ödlek ve sinik bir karakter (Martin Freeman), oldukça cool bir kiralık katil (Billy Bob Thornton), Minnesota’da gerçekleşen cinayetleri çözmeye çalışan bir şerif (Shawn Doyle), polis memuru (Allison Tolman) ve daha bir çok şahsına münhasır karakter.
Bir çok dizinin final bölümünde bile yaşayamayacağımız şaşkınlık ve soru işaretiyle daha ilk bölümde karşı karşıya geliyoruz. Hem de bol karlı Minnesota sokaklarında. Oh la la! Ayrıca Fargo’nun imdb’de 10 üzerinden 9.1 aldığını da eklemek isterim.
Eziksin Lester!
Lester Nygaard işinde, evliliğinde başarısız ve mütemadiyen karısı tarafından laf sokulan ultra pasif bir adam. Tabiri caizse ‘light erkek’ bile değil. Henüz izlemeyenler için, karakter gözünüzde daha net canlasın; hani lisede sürekli dayak yiyen, güçlü zorba tipler tarafından kaba kuvvet uygulanan, zevkine alay edilen, pantolonu indirilen falan bir tip. Bir gün sokakta karşılaştığı lise yıllarından süper zorba arkadaşı Sam Hess, kendisi kadar zorba oğullarıyla yolunu kesti ve dalgalarını geçip korkutmaya çalışırlarken Lester’ın kendi korkaklığından kafasını cama gömüp burnunu patlattı. Süper eğlenceli bir sahneydi. Zaten dizi boyunca bizde iz bırakan sahneler oldukça kısa ama etkili olacak.
Lester Nygaard işinde, evliliğinde başarısız ve mütemadiyen karısı tarafından laf sokulan ultra pasif bir adam. Tabiri caizse ‘light erkek’ bile değil. Henüz izlemeyenler için, karakter gözünüzde daha net canlasın; hani lisede sürekli dayak yiyen, güçlü zorba tipler tarafından kaba kuvvet uygulanan, zevkine alay edilen, pantolonu indirilen falan bir tip. Bir gün sokakta karşılaştığı lise yıllarından süper zorba arkadaşı Sam Hess, kendisi kadar zorba oğullarıyla yolunu kesti ve dalgalarını geçip korkutmaya çalışırlarken Lester’ın kendi korkaklığından kafasını cama gömüp burnunu patlattı. Süper eğlenceli bir sahneydi. Zaten dizi boyunca bizde iz bırakan sahneler oldukça kısa ama etkili olacak.
Ben kamyoncu Sam. Kodum mu oturdum Lester!
Patlayan burnuyla hastanenin yolunu tutan pısırık Lester’ın beklerken karşılaştığı adam (ki kendisi katilimiz oluyor, o aşamada haberi yok) durup da düşünmek istemediği her şeyi yüzüne vurdu. Kısaca “Neden böylesin oğlum sen, ezilme bu kadar git öldür birkaç tanesini bak nasıl rahatlayacaksın” derecesinde tavsiyeler verdi. Akabinde “Sam’i öldürmemi ister misin?” gibi bir soru sorulan Lester’ın şaşkınlığı acınasıydı. Katilimiz Lorne, oldukça soğukkanlı ve ilginç bir kişilik, belirtmeden geçmeyelim. Spesifik bir durumda ne yapacağını tahmin ettiğinizi zannediyorsanız, kesinlikle tersiyle karşılaşıyorsunuz diyebilirim. Kendisini ilk gördüğüm sahne itibarıyla, bayağı psikopat bir dizinin içine düştüğümüzü anladım.
Zorba Sam Hess gittiği bir striptiz kulübünde bir ablayla ateşli bir şekilde işi pişirirken, beyninin ortasına pıçağı yiyiveriyor ve sizlere ömür. Gördüğünüz üzere katilimizin zorba insanlara tahammülü yok, tam bir ruh hastası ve benim kalemim! Resmen böyle bir karaktere bünyemin ihtiyacı varmış. Sahneler ne kadar karanlıksa, benim içim öyle aydınlandı bu karakterlerle. Acaba neden böyle yaptı, şimdi ne yapacak diye düşündürülmeye, sonunu tahmin edemeyeceğim şeyleri izlemeye ihtiyacım varmış.
Sam Hess’in öldürülmesinin ardından mikrofonu ailesine veriyoruz. Katilimizin içi Sam’i öldürmekle soğumuyor. Telefonla büyük oğlu Mickey’ye (bu çocukları da size şöyle tarif edeyim; Harry Potter’da ki Dudley’den iki tane!) babasının mirasını küçük kardeşine bıraktığını söylüyor, ama inanın bu da en sevdiğim sahnelerden biriydi. Adam sıfır mimik ile öyle ifadeli oynuyor ki “Vayyy be ben de böyle yalan söylesem hayatım kolaylaşırdı!” diye düşünüyorum. Sam’in mal oğlu, kardeşinin beynini buz hokeyi sopasıyla ezerken, hafif meşrep anne ayrı bir manyak takılıyor.
Aaa oğlum kardeşini mi sopalıyor? Hay allah!
Sam’in ölüm haberiyle, ezik karakterimiz Lester tahmini katilimiz Lorne Malvo’yu buluyor. Bu konuşmanın geçtiği sahne beğenilmeyecek bir sahne değil. Takdire şayan. Saftirik Lester, onu neden öldürdüğünü sorunca “Aslında sen öldürdün, bana evet demedin ama hayır da demedin,” cevabını alıyor. Şraak! Lester’cığım artık sen de bir katilsin! Kulübe hoş geldin.
Bölüm boyunca siz “Ne oluyor? Ne olacak?” diye düşünürken şefin karısı çocuk odasını bir türlü ne renge boyatacağına karar veremiyor “Ya anam, boya mora, boya yeşile, boya git bir allasen,” dedirtiyor fakat oldukça kıvamında. Her karakterin ayrı leziz bir falsosu var.
Sam’in ölüm haberiyle, ezik karakterimiz Lester tahmini katilimiz Lorne Malvo’yu buluyor. Bu konuşmanın geçtiği sahne beğenilmeyecek bir sahne değil. Takdire şayan. Saftirik Lester, onu neden öldürdüğünü sorunca “Aslında sen öldürdün, bana evet demedin ama hayır da demedin,” cevabını alıyor. Şraak! Lester’cığım artık sen de bir katilsin! Kulübe hoş geldin.
Bölüm boyunca siz “Ne oluyor? Ne olacak?” diye düşünürken şefin karısı çocuk odasını bir türlü ne renge boyatacağına karar veremiyor “Ya anam, boya mora, boya yeşile, boya git bir allasen,” dedirtiyor fakat oldukça kıvamında. Her karakterin ayrı leziz bir falsosu var.
O akan benim pekmezim mi?
Katilimizin “Kendini ezdirme, zaten Sam’i dolaylı da olsa öldüren sensin,” gazıyla eve gidip, “Daha çok çalış, kardeşin şunu yapmış, o mükemmel, sen yetersizsin hede hödö vır vır,” yaparken elindeki çekiçle ‘tınk’ diye vuruverdi Lester karısının tepesine. İste ezilenlerin sesi, işte Lester karşınızda! Hani oyun salonlarında pofuduk balyozla minik sincapları deliklerine geri sokmaya çalışırdık ya! Aynen öyle bir sahnede, karısının pekmezini akıtıverdi. Hayır, bir de üstüne vurmaya devam etti. Yani hayatı boyunca bu kadar ezilmesinin acısı karısının beyninden çıktı. E tabii abimiz cinayet konusunda tecrübesiz, kimi arar? Esas katilimizi Lorne’yi arayıp yardım ister. Fakat bu sırada kasabanın Şefi Vern, Sam Hess olayıyla ilgili şüphelerinden sebep Lester’ın evine gelir, acemi katilin hal ve tavırlarından şüphelenir ki yerdeki kan izlerini de görünceeeee BAM!
Hobaaa şimdide şef Vern öldürüldü!
Katilimizin “Kendini ezdirme, zaten Sam’i dolaylı da olsa öldüren sensin,” gazıyla eve gidip, “Daha çok çalış, kardeşin şunu yapmış, o mükemmel, sen yetersizsin hede hödö vır vır,” yaparken elindeki çekiçle ‘tınk’ diye vuruverdi Lester karısının tepesine. İste ezilenlerin sesi, işte Lester karşınızda! Hani oyun salonlarında pofuduk balyozla minik sincapları deliklerine geri sokmaya çalışırdık ya! Aynen öyle bir sahnede, karısının pekmezini akıtıverdi. Hayır, bir de üstüne vurmaya devam etti. Yani hayatı boyunca bu kadar ezilmesinin acısı karısının beyninden çıktı. E tabii abimiz cinayet konusunda tecrübesiz, kimi arar? Esas katilimizi Lorne’yi arayıp yardım ister. Fakat bu sırada kasabanın Şefi Vern, Sam Hess olayıyla ilgili şüphelerinden sebep Lester’ın evine gelir, acemi katilin hal ve tavırlarından şüphelenir ki yerdeki kan izlerini de görünceeeee BAM!
Hobaaa şimdide şef Vern öldürüldü!
Haftanın mottosu! Öldür Lester! Elini Korkak alıştırma.
Lester panikle karısının kafası ezilmiş bir şekilde kanlar içinde yattığı bodrum katına indi. Evin kapısından da polis memuru kızımızın geldiğini fark edip, duvarda gördüğü ‘Ya sen haklıysan ve diğerleri haksızsa?’ mesajıyla birlikte kendini koşarak duvara çaktı! İşlediği ve şahit olduğu bir cinayetle pasif manyak Lester’ımızın kafası cillop gibi çalışmaya başladı. Geçtiğimiz 50 dakika boyunca geçirdiği değişime resmen inanamadım.
Bu bölüm itibariyle katilimizin her karşısına çıkanı öldürecekmiş hissi yaşatıp, her an üstümüze kan sıçrayacak duygusuna boğdular bizi. Ama gelecek bölümlerde de Lester’dan enfes ataklar gelecek, polis memuru kızımız Molly (kim bilir şefin öldürülmesiyle belki de rütbe atlayacak) olayları çözmeye çalışacak. Bu katil şehirde dolaştığı sürece gerçekten kimse güvende değil. Ya birini öldürüyor ya da öldürülmesine sebep oluyor!
Lester panikle karısının kafası ezilmiş bir şekilde kanlar içinde yattığı bodrum katına indi. Evin kapısından da polis memuru kızımızın geldiğini fark edip, duvarda gördüğü ‘Ya sen haklıysan ve diğerleri haksızsa?’ mesajıyla birlikte kendini koşarak duvara çaktı! İşlediği ve şahit olduğu bir cinayetle pasif manyak Lester’ımızın kafası cillop gibi çalışmaya başladı. Geçtiğimiz 50 dakika boyunca geçirdiği değişime resmen inanamadım.
Bu bölüm itibariyle katilimizin her karşısına çıkanı öldürecekmiş hissi yaşatıp, her an üstümüze kan sıçrayacak duygusuna boğdular bizi. Ama gelecek bölümlerde de Lester’dan enfes ataklar gelecek, polis memuru kızımız Molly (kim bilir şefin öldürülmesiyle belki de rütbe atlayacak) olayları çözmeye çalışacak. Bu katil şehirde dolaştığı sürece gerçekten kimse güvende değil. Ya birini öldürüyor ya da öldürülmesine sebep oluyor!