Olay aslında alışık olmadığın bir tarzda bir şeyler söylemek olunca herkes bir afalladı tabii. Açık ara Katy’ci hemşire Penny’i bir küçük canavar zanneden Sam, ona ayak uydurmaya çalışmasının sonucunu öpücükle aldı vallahi. Dizinin neredeyse tek komedi unsuru Sam kaldı zaten. Penny’e anlattığı o saçma sapan True Jackson VP adlı diziyi ben bile izlemem; bunda bir de DVD'leri varmış. Hele dizinin başrolündeki kızın, bütün bunları yaparken sadece 15 yaşında olduğunu ellerini göğsünde birleştirerek söylemesi çok iyiydi. Okul dolabındaki çeşit çeşit lipsticklerden bahsetmiyorum bile. Glee her zaman okul dolapları konusunda yaratıcı olmuştur zaten. Her karakterin dolabının içi, gözükene kadar merak konusudur.
Glee’nin formatında her sezonun üçüncü bölümü, önem sırasına göre en düşük olan karakterlere verilir. Tabii bu karakterlerin stok rollerde olmamaları gerek. Bu yüzdendir ki bu bölüm asla ısınamadıklarımız köşesinin en başında oturan Marley’in ön planda olduğu bir bölümdü. Sıkıcılar kraliçemiz, ameliyatla yüzüne fazladan kemik naklettiğini düşündüğüm Jake’i kendisinden soğutmayı başardı sonunda. Ancak Jake’in de koşa koşa Bree’ye gitmesini anlamış değilim. Gerçi bu benim işime yaradı. Daha bu sezon aramıza katılmasına rağmen Bree’yi çok sevdim çünkü. Bu ayrılıktan tek korkum Ryder’ın umutlanıp Marley’e sarmaması. O gruptan Kitty’den sonra en sevdiğim Ryder çünkü (Onu da pazar çuvalının en dibinde kalmış tapon mallarla giydiriyorlar, çok sinirim bozuluyor). Üstelik Gaga olmayı reddeden Marley’i bir kaşık suda boğmak istiyorum; bir de paylaşılamayan olmasın lütfen. Neyse uzaklaştırma aldı da içim ferahladı. Bu Gaga vs. Katy olayının okuldaki en güzel kısmı Sue’nun Gaga kaskıydı. Bir de onu kolonoskopiye bağladı. En büyük hobisi yaşlılara iğne yapmak olan birinden ne beklersiniz ki zaten...
*
NYU takımına gelirsek; Kurt’ün şu müzik grubunun seçmeleri vardı. Valla bence Santana ve Kurt iki kişi olarak bu New York işini gayet güzel götürüyorlar. Rachel’a nedense başına gelmeyen kalmadığı halde hala çok uyuzum. Daha gelmeden tantanalar koparan Adam Lambert da bu bölüm Glee’ye dahil oldu. Demi Lovato fiyaskosundan sonra çok korkuyordum. Ancak Starchild’ı, yani Elliot’u sevdim. Kurt’ün de sonunda hep doğruya kavuşan eylemleri son bulduğu için mutluyum. Dizilerin en büyük hatası cesur davranıp, bir karizma oluşturdukları karakterlere o coolluğu nasıl kazandırdıklarını unutmaları. Korkuyordum Kurt de bu girdapta sıkıcı bir karakter olacak diye ancak Elliot’ın kendisinden daha ön plana çıkmasından korkup, onu ilk başta gruba almaması beni eğlendirdi.
Bölümün coverlarına gelirsek Gaga ve Katy parçalarının olduğunu söylememe gerek yok. NYU ekibi ile New Directions’un iki mekanlı klip tadında Katy Perry’nin Roar’ı güzeldi ancak en güzeli Pokemon olarak kendime istediğim Sam’in baş Lady Gaga olduğu Applause’du. Üstelik Applause’u sevmemiştim bile Gaga ilk söylediğinde. Öyle düşünün yani.... Geçen sezon içlerinde bulundukları eğitim öğretim yılını bitirmedikleri ve zaman konusunda hala 2013’ün nisan-mayıs aylarında oldukları için biraz mutsuzum aslında. Bir an önce artık yeni hikayeler başlasın istiyorum ama onlar dalga geçer gibi karşıma geçmiş okulun bitmesine daha altı hafta var diyorlar. Neyse tez zamanda sizi de kışa bekleriz canlarım. Belki o zaman Quinn de gelir, çay içeriz hem...
*Fotoğraflar Fox kanalının resmi web sitesinden alınmıştır.