Sevdamın sesi sessizliği soluyor şimdilerde, Sözlerime kilit, ağzıma mühür vurdum da / Yine de susturamadım sen diye atan kalbimi.
-Kahraman TAZEOĞLU
Aklım başımda değil nereden başlayayım anlatmaya inanın bilmiyorum. O yüzden yarım yamalak cümleler, konunun oradan oraya atladığını görürseniz bakmayın kusuruma. Dudağımın kenarını kemire kemire izlediğim bir bölüm yapmışlar, cidden olmuş.
İlk sahnede birşey olmayacağını biliyorduk da topun böyle kaleden döneceği hiç tahminim değildi açıkçası. Biri "Burdan dönüş yok," diyor diğeri de "Sen dönmezsen," diyor "Gel yakalım şirketi alev alsın buralar..." diyor demesine de artık bir uyanık olun canım aaa... Biliyorsunuz hayattaki şansınızı. Kapıyı kapatmakla olmaz ki; alarm taktırın, olmadı asmalı kilit falan asın, anca paklar sizi. Sude’nin gelişi, Ömer'in her şeyi öğrenişi... Kalemi de bıraktı şimdi, yine gelsin siyah duvarlar, elit depresyonlar, buğulu bakışlar demiştim ki ne göreyim, asansörlere binilmiş, yine başlamış Mr.İplikçi muzip çapkın gülüşlerine. Şaşırmadım desem yalan.
Tarafsız bölgede çalışmaya giden ikilimiz tabii ki de ÇALIŞAMADILAR. Ve Yasemin olaya son noktayı koydu: "Birbirinizi hiç tanımadığınızı varsayın." Bunu kabul eden Defne, Ömer'in evine gitmeyi kabul etmiyor önce. Niye onun eviymiş, Defne'nin evi olsunmuş... Canım sen unuttun herhalde, en son Ömer mahalleye geldiğinde teyzelerin tansiyon-şeker tavan durumunu. Müzeler genel müdürlüğü bu adamı büst diye himayesi altına alacak, sen zavallım teyzelerin yüreğine inme indireceksin herhal. Hadi hepsini geçtim, anneanneni düşün be kızım.
Ben bu "mış gibi" oyununa bayıldım, bayıldım. Tutku aldı başını yürüdü, tutabilene aşk olsun. Zaten bir darlandı bizim kız; bir de diyor ki "Aa ne oldu, kafanızı dağıtan birşey mi var?" Diktin bakışlarını kızın üstüne, ne kafası kız nefes almıyor şu an, yukardan oksijen maskesi düşmediğine şaşırdım ben. Şükür temiz hava geldi aklına. Baş döndürme sırası Defne'ye geçiyor bu sefer. "Aşık oldum," diyor bizim kız "Meğer aşk insanın ömründe bir milatmış, bir kere yaşayan bir daha eski haline dönemiyormuş." Bir de eskisi gibi olmayı istemiyormuş, "Tekrar tekrar gözümün önüne gelen anılar, bana yaşadığımı hissettiren hatıralar..." Sen nerden öğrendin böyle süslü lafları be Defo? Bak Ömer İplikçi'yi bile kaçırttın.
Ama durmuyordu Defne, damarına damarına basıyordu Ömer'in. Golf öğrenecekmiş, hem de bu akşam hemen öğrenecekmiş. "Kapışalım," diyor, Ömer’le aynı anda veriyoruz tepkiyi: "Bi rde utanmadan kapışalım falan!" Ama bence de kapmışsın sen bu oyunu da işte tek eksiğin sopayla topu bir buluşturabilsen olacak bu iş. Sen hala alışamadın mı Ömercim Defne bu. Topa da seslenir yani çok şey yapmamak lazım. Kucağına bir adet Defne atlayan Ömer’lerin de nasıl mutluluktan uçtuklarını söylemeden geçmemeli.
Kahve, içecek, sıcak içecek derken içeceğin tüm türevlerine gelmeden çıkarıyor İplikçi ağzındaki baklayı: "Sıcak çikolata." Derdi buymuş bizim oğlanın; sebze suyundan sıcak çikolataya ne ara terfi ettiyse artık. Ne vardı bakaydı çocuk bi sıcak çikolatanın tadına; bu kadar da cimrilik olmaz ki canım, aa ayıp. O dudakta o çikolata mutlaka kalır da rüya neydi öyle ya? "..Belki de üçümüz" müş, siz önce bir ikiniz olmayı başarın da üçlemek kolay. Size rüyalarınızı gerçekleştirmek yakışır hayatım.
Ağzınızın tadı kaçabilir dikkat! Yasemin’e gelelim diyorum azıcık. Senin hamurun kötü kızım, siyahsın sen. Her ne kadar dışını beyaza boyasan da bir çatlak bulup sızıyor işte siyah ve kirletiyor beyazı. İso gibi seven bir adama yakıştı mı yaptığın? Tabii bu fragman, bir de işin Sinan boyutu var ki şok oluyorsunuz; böyle anlatılması güç. Hani bu çocuk depresyonlardaydı, ağlamaktan gözleri kurbağa gibi olmuştu, teselli falan derken... Artık bunun ayran gönüllülükle falan alakası kalmadı da ben Sinan'ın bir tur daha aşık olma serüvenini kaldırabilir miyim, emin olamıyorum.
Sinan'ın iyi niyetli planları sonunda tuttu. Nasıl da tripli çocuk edasıyla oturuyorlar, kapıları da kilitleyecekmiş Sinan. Ohh, mis valla! Yeni ortam falan Ömer değerlendirirdi aslında bu fırsatı da, formundan düşmüş çocuk yazık.
Ayy siz hep böyle çalışsanıza… Ne de güzel atıverdi Ömer elini Defne'nin omzuna; asıl şimdi her şey olması gerektiği gibi oldu. Tatlı tatlı bakışmalar, hataları beraber düzeltmeler falan... Ah hayatım işte size böyle çizmeler yakışır.
Cidden ben yetişemiyorum bizimkilerin hızına. Kahve yapmaya diye mutfağa gidip çorba yapıyorlar. Tutacaksın yanaklarından, ısıracaksın bunları yaa.
Geldik duygu yüklü final sahnesine... Gururdan duvarlarını aşmak için bir adım daha atıyor İplikçi "Ben böyle olmak istemiyorum," diyor. Defne de çözülüveriyor, zaten kim aşkın karşısında sapasağlam durabilir ki, "Ben de hiç sevmiyorum bu hallerimi, çok kızıyorum kendime..." Ah be adam yapma be, bu kadar inceliği kaldıramaz benim bünyem desem de Defne'nin ellerinden, yanağından, burnundan öpüyor Ömer. "Yapmayalım artık bunu birbirimize," diyor ve kaç bölümdür ortada kalmış güven mevzusuna da noktayı koyuyor "Güvenmek istiyorum." Ve ekliyor: "Söyle bana, sorun neyse çözelim birlikte." Söyleyebilse zaten söylemez miydi aylar öncesinden? Ama artık en azından şunu deneyimledik kaç kere, ne olursa olsun sırt çeviremiyor Ömer Defne'ye... Bizim de tesellimiz bu olsun madem.
KISACIK NOTLAR
*Koray'a ölüyorum ya. Geçen gün stüdyosuna bıyıklı bir kadın gelmişmiş, bir de kadına "Sana ağdalar yakışır hayatım," demiş. Altı milyarda bir gibisin Koray.
*Neriman'ın sorularına cevap veren Ömer "Öpüşmek ne kelime canım, ooo..." deyince yerlere yattık gülmekten.
*Deniz'den bahsedince böyle saçlarım falan diken diken oluyor, tuşlara daha bir sert basıyorum. Bu adam hiç vazgeçmeyecek; önce Yasemin’i çıldırttı sonra Defne'ye yürüyor. Acaba ne zaman birileri topuzundan tutup payını verecek? O birilerinin İso olması dileğiyle.
*’Kiralık Aşk volume 2’ derken Neriman'a hiç inanmamıştım ama yaptı yine yapacağını.
*Hiiiç yalnız hissetme Eymen Kardeş tek değilsin, biz 28 bölümdür paralıyoruz buralarda kendimizi. Bir adlarını dağlara yazmadığımız kaldı.
*Özlemekten yorulan iki kalp var ortada. Necmi de "Mağlubiyettir aşk, bir selamına bile yenilirsin." "Birileri tekrardan derin derin nefes almaya başlamış galiba," diyerekten özetleyiveriyor koca bölümü.
*Kendin kaşındın İz'cim öyle nispet yaparsan Defo'ya, olacağı bu. Sen o duvarın yıkılmadığına dua et.
*”Aşk için eğilip bükülmek lazımmış,” lafların çok güzel de bir de kendine uygulasan be Defo.
*Neriman'ın hayal gücü beni benden alıyor fakat o planladığı muhteşem gecesi Sinan'la Yasemin'in başına mı patlar diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Oyunculuklar şahane, ekip şahane gerçekten ayakta alkışlamak lazım. Yeni birer de ödül aldılar oyuncularımız. Onları da buradan tebrik ediyorum. Ayrıca kısa zaman önce rahatsızlanan Barış Arduç'a da geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum. Sevgiyle kalın.