Bu bölümkü diğer hikayemiz de kurtarılması gereken iki kardeş çocuk üzerineydi.Kardeşlerden erkek olanın ailesini korumak üzere edindiği silah, kayıt dışı olması sebebiyle annesinin başına bela açmış, suçu da annesi üstlenince kadıncağız çocuğu için hapse girmiş.Hala da yatıyor.Çocuk da annesi uğruna ve duyduğu vicdan azabıyla bayağı işler karıştırmaya karar vermiş.Tabii daha sonra John’un tavsiyesine uydu: Adam olmak istiyorsan bir planın olmalı.
John’un bu kurtarma operasyonu planında ona yardım eden de bir dedektif vardı.Çalıştığı birimden birinin sürekli hain olduğunu vurguladı.Sonunda gördük ki kendisi hainmiş meğer.Çok ucuz bir twist denemesiydi bence.Klasik Sherlock prensiplerinden birini uygulamışlar.Suç izleyicisi bunları artık yemez.Diğer bölümlere göre sönük kaldı bu bölüm genel olarak.
Bölümün güzel yanlarından biri de Elias’ı görmemizdi bence.Özellikle Elias karakterinin en önemli sahnelerinden olan Finch ile satranç maçına olan gönderme çok güzeldi.Elias da sordu zaten bizim Finch’e, satranç maçlarımızı özledin mi diye.Valla Finch’i bilmem ama ben çok özledim.Bekliyorum tekrar mücadelelerini.
Sönüklüğünden bahsetmişken, Root’un olmaması da bunu arttıran etkenlerden.Kadın bir sahne bile gözükse ayrı bir tat veriyor.Sözün özü, klasik birinci sezon Person of Interest bölümlerindendi diyebiliriz.Root’suzV, Elias’lı, kurtarmaya dayalı, ana hikayenin ilerlemediği bir bölümdü.İzleyiciler üçüncü sezondan sonra bu tarz bölümleri karnı aç olsa da yemez.Son iki bölüm de bu şekildeydi.Bizim izlemek istediğimiz, makine ile Samaritan arasındaki savaş.Umarız ki sonraki bölümlerde üçüncü sezon kalitesinde bölümleri görürüz!