Geçtiğimiz hafta en son Ayşemler’in evine polis gelmişti. Zeyno’yu hırsızlıkla suçluyordu polisler. Bu hafta gördük ki Zeyno’yu hırsızlıkla ihbar eden babasının yardımcısı Tahir’in ta kendisiymiş. Tabii ki bütün bunlar Zeyno eve dönsün diye yapılıyormuş. Zeyno karakola gidince Ayşem ne kadar yanında olmak istese de, ona güvense de Ömer ve Melda’nın ısrarları yüzünden gidemedi.
Ayşem’in gözlerinde Melda’ya “Karışmak istemiyorsan karışma, hatta istesen de karışma!” demek istediğini görüyorum.
Oldum olası dizilerde sonradan çıkagelen yakın arkadaş, uzak akraba gibi gereksiz yakınlıklarından dolayı fazla samimiyet gösteren tipleri sevmemişimdir. Melda da tam olarak bu tarife uyuyor. Hadi tamam Ömer ile manevi kardeştin, annesi sana baktı büyüttü falan ama, tamam yeter yani. Orada bi dur! Bu adam evlenmiş çoluğa çocuğa karışmış, sen bir uzak dur Ayşem’in tabiriyle “Bi tek duuur!”. Ama maalesef Melda o kadar yüzsüz ki Ayşem’in bütün imalarına rağmen hala evde Pollyannacılık oynuyor. Ömer’in de Ayşem’in Zeyno’yu eve almasına karşın misilleme olarak onu eve alması gerçekten sinir bozucu. Sonuçta Zeyno Ayşem’in öğrencisi ama Melda? Yıllardır görmediğin annenin para yardımı yaptığı bir kız. Sana ne yani? Neyse...
Gözleri fel fecir okuyor bakar mısınız?
Zeyno’nun babası Cevat, adamlarına oradan Zeyno’yu sadece şartlarını kabul etmesi halinde çıkarma talimatı vermiş. Babasının şartları demişken Zeyno’nun babasından neden kaçtığını da öğrendik bu hafta. Zeyno’nun babası aile dostlarının oğlu Sinan’la evlendirmek istiyormuş Zeyno’yu. Zeyno da hem onunla evlenmek istemediğinden hem de okuluna devam etmek istediğinden evden kaçmış. Zeyno, karakoldan çıkmanın tek yolunun bu şartlara evet demek olduğunu bildiği için şartları geçici süreliğine kabul etmiş gibi yaptı. Okula gidince hemen tüyeceğini tahmin ediyordum zaten.
Zeyno “Ne güzeli ya, ben küçükken de gıcık olurdum Sinan’a. Misket hırsızı.”
Bu arada Menteş geçen hafta kaldığı yerden Nail Usta’yla uğraşmaya devam etti. Köfteciye gelip fizibilite çalışmaları yapmaya başlayınca ipler koptu. Nail Usta Eda ile Menteş’in arasındaki mevzuyu öğrenince iyice sinirlendi ve restini çekti.
Nail Usta “Tuğla fabrikası değil köfteci dükkanı burası, köfteci dükkanı! Usta yoksa dükkanda yok.”
Reyhan okula geri döndü ve döner dönmez Mazhar’la karşılaştı. Önceki geceden sonra biraz kötü olsa da yine de çaktırmadı. Aslında ikisi de hem konuşmak istiyor hem de cesaretleri yok. Birbirlerine dökülecekleri anı sabırsızlıkla bekliyorum. Önceki geceden sonra Sevinç de Mazhar’ın gözündeki Reyhan aşkını görmüş olsa ki onu sorgulamaya başladı. Bir şey rica edeceğim, lütfen ama lütfen Sevinç’e rol yapma sahneleri yazılmasın. Çünkü gerçekten çok yapmacık duruyor. Yani normal oynadığı zaman bile oyunculuğu bana çok yapmacık geliyor ama bir de oyun içinde oyun yapınca daha da komik oluyor.
Pardon ama siz bayağı aşıksınız birbirinize gençler. Bakışlara bakın :)
Sevinç “Reyhan’a karşı bir şey hissetmiş olsan söylerdin değil mi aşkım?” (SÖYLEMEDİ)
Reyhan okulda Mazhar’ı görmemek için kendini zor tutsa da içindeki ses devamlı onu dürtüklüyor. Ezelden beri kendiyle konuşma özelliği olduğu için bu sorunu da kendi kendine ama bu sefer sesli ve karşılıklı olarak konuşarak çözdü; “Sen buraya Mazhar kişisi için mi geldin Reyhan? Hayır tabii ki tahsilimi tamamlamak için geldim. Hohoyt doğru cevap 10 puan.” Kendi iç hesaplaşmasını tamamlayıp derse odaklanmışken bir şok daha yaşadı Reyhan. Şokumuzun adı Sevinç. Sevinç okulda Reyhan’ın derslerine giren hocalardan bir tanesinin asistanıymış. Tabii asistan hanım eline koz geçmişken sonuna kadar kullandı ve ders boyunca Reyhan’la uğraştı.
Reyhan’ım üzülme sen kıyamam...
Reyhan, dersten çıktıktan sonra Ayşem’le karşılaşınca çok mutlu oldu. Ama o kadar dolmuş ki bir anda tutamadı kendini ve ağlamaya başladı. Ayşem de çok ağlak olduğundan dolayı hiç tutamaz kendini hemen biri ağlamaya başladı mı o ağlar. Zaten az önce Ömer’in telefonuna Melda çıktı diye sinirlenmişti. Bu da tuzu biberi oldu. Sonra üç eski arkadaş, Ayşem, Reyhan, Fahriye oturup hasret giderdiler. Ayşem giderken Fahriye’ye Sevinç ve Reyhan arasındaki ufak sürtüşmeden bahsetti. Sonra da olanlar oldu zaten. Fahriye, Sevinç’e Reyhan’ın çok üstüne gitmişsin biraz daha anlayışlı ol demeye çalışsa da Sevinç arkadaşımız fazlasıyla tuhaf olduğu için bunu Reyhan ispiyonlamış olarak algıladı ve evde olay çıkardı. Bu olayın üstüne Reyhan evden ayrıldı. Bir de kapıda Mazhar’la karşılaştı. Tuzu biberi oldu.
Eski Reyhan olsa bu kızı parçalardı.
Aşık, tükenmiş ve üzgün Reyhan...
Eskiler tarafında bunlar olurken yeniler tarafında Tolga’nın annesi okula geldi. Zeyno o sırada Tahir’i atlatıp kaçmaya çalışıyordu. Tahir okulda zebellah gibi Zeyno’nun başında dikilirken Tolga’nın annesi Tahir’i farketti. Meğer Tolga’nın babasının da Zeyno’nun babasıyla bir kan davası varmış. Tabii annesi Tahir’i görünce hemen Tolga’yı okuldan kaçırmaya çalıştı. Tam o sırada Zeyno ve Tolga aynı direğin arkasına saklandılar.
Ve aşk artık tam anlamıyla Tolga ve Zeyno’nun kalbinde varlığını ortaya koydu...
Ömer’in ofisine gelen belalı alacaklılardan Ayşem’in henüz haberi yoktu. Zeyno’nun okuldan kaçıp daha önce Ayşem’in evine geldiğini bilen Tahir de Ayşem’lerin evinin önünde nöbet tutuyordu. Melda kapıdaki adamı görünce, gündüz gelen adamlar sandı. Ömer’in bütün uyarılarına rağmen Ayşem’e Ömer’in başının belada olduğunu ağzından kaçırdı(!). Yani ne kadar ağzından kaçırmaksa artık bu.
Ayşem’in gözlerindeki “Ömer yine benden bir şey sakladın, aşk olsun,” bakışı
Beni Böyle Sev’de bir hafta boyunca o kadar olay oluyor ki bazen, diğer dizilerde bir sezon boyunca çözülmeyecek meseleler iki bölümde çözülüveriyor birden. Ve ilk bölümde de söylediğim gibi her ne olursa olsun asla ama asla arkadaşlıkları bozulmuyor. En çok da bu yüzden seviyorum. Haftaya yine bol renkli ve olaylı bir bölüm bizi bekliyor sevgili Beni Böyle Sev ailesi.
Görüşmek üzere, sevgiyle kalın...