Geçtiğimiz hafta açılışını yapan HTGAWM (şu kısaltmaya hala alışamadım) mükemmel bir reytingle açmıştı, onu da güzel bir şekilde devam ettirdi. Dahası gördüğüm kadarıyla dizinin aldığı yorumlar da genelde iyi oldu; bunun detayına da dilerseniz sitenin diğer bazı yazarlarının diziyle ilgili ilk bakış görüşlerinin olduğu yazıyla ulaşabilirsiniz. Sadece bu kadar değil elbette, dizi başlangıcıyla bazı ufak tartışmaları da beraberinde getirmiş durumda.
The New York Times’ta çıkan diziyle ilgili bir kritikte Shonda Rhimes için “Otobiyografisini yazdığında adı ‘Sinirli Siyahi Kadın Olmaktan Nasıl Kurtulursunuz?’ şeklinde olmalı,” diye başlayan bir yazı çıktı. Dahası Viola Davis de Scandal’ın başrolü Kerry Washington’a oranla daha az klasik bir güzelliği olan kadın olarak tasvir edilmiş. Bu durum haklı olarak, özellikle Amerikan basınında tepki çekti. Zaten yazıda diziyi yazanın Shonda Rhimes olduğu gibi yanlış bir çıkarsamada da bulunulmuş, ki kadın yazar değil yapımcı.
Diziyi içi kadar dışıyla da konuşuyorlar yani. Bir de geleyim bölüme:
Şu kadını üzmeyin, oğlan umurumda değil.
Geçtiğimiz bölüm Annalise aspirinden felç olan bir adamın davasında metresini savunmuştu. Bu bölümün davası da karısı Marjorie’yi öldürmekle suçlanan Max St. Vincent’i savunmak oldu. Davanın konusu derste açılsa da geçtiğimiz bölümde işe alınan beş öğrencinin davaya katılımı üzerine yürüdü ve geçen yazıdaki gibi maddeler üzerinden gideyim diyorum.
1) Kanıtı yok edin.
Daha önce Annalise’in karıştığı bu aşamayı halletmek Wes’e kaldı. Geçen bölümde Annalise’i sevgilisiyle yakalayan ve durumdan rahatsız olan Wes, Annalise’in verdiği görevi başararak cinayet silahı bıçağın yanlış polis üzerine etiketlendiği gerçeğini ortaya çıkardı ve başarıya ulaştı. Bu sırada diğer dörtlünün ’geçen davada aramıza katılmak için ne yaptı ki’ tarzı düşüncelerine maruz kaldı ama gerçeğin ortaya kolay çıkacak bir konu olduğunu sanmıyorum.
Ayrıca ben geçen bölüm için “Asher katılmak için ne yaptı ki?” diye sormuştum, babasının güçlü bir isim olduğunu öğrendik. O da buradan çıkmış.
2) Şahidin inanılırlığını yok edin.
Geçtiğimiz bölüm Annalise aspirinden felç olan bir adamın davasında metresini savunmuştu. Bu bölümün davası da karısı Marjorie’yi öldürmekle suçlanan Max St. Vincent’i savunmak oldu. Davanın konusu derste açılsa da geçtiğimiz bölümde işe alınan beş öğrencinin davaya katılımı üzerine yürüdü ve geçen yazıdaki gibi maddeler üzerinden gideyim diyorum.
1) Kanıtı yok edin.
Daha önce Annalise’in karıştığı bu aşamayı halletmek Wes’e kaldı. Geçen bölümde Annalise’i sevgilisiyle yakalayan ve durumdan rahatsız olan Wes, Annalise’in verdiği görevi başararak cinayet silahı bıçağın yanlış polis üzerine etiketlendiği gerçeğini ortaya çıkardı ve başarıya ulaştı. Bu sırada diğer dörtlünün ’geçen davada aramıza katılmak için ne yaptı ki’ tarzı düşüncelerine maruz kaldı ama gerçeğin ortaya kolay çıkacak bir konu olduğunu sanmıyorum.
Ayrıca ben geçen bölüm için “Asher katılmak için ne yaptı ki?” diye sormuştum, babasının güçlü bir isim olduğunu öğrendik. O da buradan çıkmış.
2) Şahidin inanılırlığını yok edin.
Kapı önü konuşmasından sonra olanları açtım beş kere daha izledim.
Geçen sefer Michaela’nın hallettiği bu aşama da Connor sayesinde halloldu. Tanık Marjorie’nin yakın bir arkadaşıydı ve Marjorie-Max ilişkisiyle ilgili internette bulunan güzel sözleriyle Max aleyhine söylediği kötü sözler dengelendi. Tabii bu aşama için Connor’ın ‘yaptıklarını’ es geçmek olmaz.
Geçtiğimiz bölüm e-mail kayıtlarını almak için yattığı bilgisayar dehası Oliver ile arasındaki ilişki bu bölüm beni yine epey çekti. Connor’ın Oliver’ı kullan-at olarak kullanmayıp bir şeylerin içine girmesi güzeldi, dahası kapı önünde “But this time I do you,” ile biten konuşma daha güzeldi. Hatta “Lütfen sevişme sahnelerini Annalise ve Connor ile sınırlı tutalım,” da dedim.
3) Sanığa tanık
Böyle bir durum gerçekte yoktu ama tabii ki olması da şart değildi. Michaela ve Asher, yanlarında Frank ile gizlice striptiz kulübe giden evli yan komşuyu tanıklığa ‘ikna’ ettiler ve böylece cinayet zamanı Max’in bir tanığı ‘olmuş’ oldu. Burada Asher’ın çöpleri karıştırırken o dişlekvari konuşması biraz kulağımı tırmaladı ama zafere giden yolda her şey mübah sonuçta.
Geçen sefer Michaela’nın hallettiği bu aşama da Connor sayesinde halloldu. Tanık Marjorie’nin yakın bir arkadaşıydı ve Marjorie-Max ilişkisiyle ilgili internette bulunan güzel sözleriyle Max aleyhine söylediği kötü sözler dengelendi. Tabii bu aşama için Connor’ın ‘yaptıklarını’ es geçmek olmaz.
Geçtiğimiz bölüm e-mail kayıtlarını almak için yattığı bilgisayar dehası Oliver ile arasındaki ilişki bu bölüm beni yine epey çekti. Connor’ın Oliver’ı kullan-at olarak kullanmayıp bir şeylerin içine girmesi güzeldi, dahası kapı önünde “But this time I do you,” ile biten konuşma daha güzeldi. Hatta “Lütfen sevişme sahnelerini Annalise ve Connor ile sınırlı tutalım,” da dedim.
3) Sanığa tanık
Böyle bir durum gerçekte yoktu ama tabii ki olması da şart değildi. Michaela ve Asher, yanlarında Frank ile gizlice striptiz kulübe giden evli yan komşuyu tanıklığa ‘ikna’ ettiler ve böylece cinayet zamanı Max’in bir tanığı ‘olmuş’ oldu. Burada Asher’ın çöpleri karıştırırken o dişlekvari konuşması biraz kulağımı tırmaladı ama zafere giden yolda her şey mübah sonuçta.
Bu tipi görünce Testere’nin maskeli hali aklıma geldi.
4) Sanığa tanık 2
Mahkemedeki ikinci tanık, tanıklığı iki tarafa da yarayabilecek biri olan Max’in ilk evliliğinden olan kızıydı. Onu mahkemeye hazırlamak için provada sorulacak soruları hazırlama görevi de Lauren sayesinde halloldu. Bu aşama sırasında da o, yani Annalise tanımlamasıyla ‘Frank’in kızı’, maksatlı üstünde gözü olan Frank sayesinde ekibe girip girmediğini sorguladı. Hepimiz biliyoruz ki tamam, geçen davada şirketin gerçek suçluları savunduğunu fark etti ama sonuçta Frank istediği için ekibe girdi.
Ama bu sırada ortaya yine bilinmedik olan bir gerçek çıktı: İkinci bir cinayet.
4) Sanığa tanık 2
Mahkemedeki ikinci tanık, tanıklığı iki tarafa da yarayabilecek biri olan Max’in ilk evliliğinden olan kızıydı. Onu mahkemeye hazırlamak için provada sorulacak soruları hazırlama görevi de Lauren sayesinde halloldu. Bu aşama sırasında da o, yani Annalise tanımlamasıyla ‘Frank’in kızı’, maksatlı üstünde gözü olan Frank sayesinde ekibe girip girmediğini sorguladı. Hepimiz biliyoruz ki tamam, geçen davada şirketin gerçek suçluları savunduğunu fark etti ama sonuçta Frank istediği için ekibe girdi.
Ama bu sırada ortaya yine bilinmedik olan bir gerçek çıktı: İkinci bir cinayet.
Annalise’in “Ben bu adamı öldürsem kurtulur muyum acaba?” adlı bakışı.
Kızının tanıklığı sırasında ortaya çıktı ki meğerse Max St. Vincent aslında Stuart Sims’miş ve yıllar önce İsviçre’de ilk karısını öldürmekle suçlanıp beraat etmiş. Bu durum ikinci eşini öldürmekle suçlanan adama tabii ki yaramadı. Kurtuluş ise Lauren katkılı bir şekilde ‘avcılık bilgisi çok iyi olan adamın İsviçre’deki ilk cinayeti itiraf etmesi ve bıçak darbelerindeki beceriksizliğin bu cinayetle uyuşmadığını kanıtlamak’ şeklinde ayarlandı.
Açıkçası Max’in ‘işlemediği cinayetten işlediğiyle kurtulması fikri’ benim hoşuma gitti. Bu yola gidene kadar yapılanlar da. Merak ettiğimse geçen bölümde olduğu gibi başından beri her şeyi bilip de Marjorie’yi öldüren ve babasına komplo kurmaya çalışan gerçek suçlu Max’in kızının açığa çıkarılmamasının dizide sürekli tekrar edip etmeyeceği.
Kızının tanıklığı sırasında ortaya çıktı ki meğerse Max St. Vincent aslında Stuart Sims’miş ve yıllar önce İsviçre’de ilk karısını öldürmekle suçlanıp beraat etmiş. Bu durum ikinci eşini öldürmekle suçlanan adama tabii ki yaramadı. Kurtuluş ise Lauren katkılı bir şekilde ‘avcılık bilgisi çok iyi olan adamın İsviçre’deki ilk cinayeti itiraf etmesi ve bıçak darbelerindeki beceriksizliğin bu cinayetle uyuşmadığını kanıtlamak’ şeklinde ayarlandı.
Açıkçası Max’in ‘işlemediği cinayetten işlediğiyle kurtulması fikri’ benim hoşuma gitti. Bu yola gidene kadar yapılanlar da. Merak ettiğimse geçen bölümde olduğu gibi başından beri her şeyi bilip de Marjorie’yi öldüren ve babasına komplo kurmaya çalışan gerçek suçlu Max’in kızının açığa çıkarılmamasının dizide sürekli tekrar edip etmeyeceği.
Connor’ı tenzih diyorum ama bu bölümün en iyi öğrenci performansı Lauren’daydı.
İtiraf: Max “Yaptığı için kızımı kurtlara yem edemem ama cezalandıracak bir yol bulacağım,” dedi ama bence ‘ödeştiler’.
Gelelim ana konuya:
Geçen bölüm üç ay ileriye gidip dört öğrencinin bir cinayeti örtme çabalarını izlemiştik; o gece üstünden ‘flashforward’ yoluyla devam ettik. Öğrendik ki Wes’in komşusu Rebecca da olayla bağlantılı çıktı. Tahmin ettiğiniz gibi henüz tek ısınamadığım karakter Wes ile araları şu sıralar gayet iyi. Henüz bu geceye gelmemize iki buçuk ay var ve detayları daha bilmiyoruz ama hoşuma giden bir şeyden de bahsedeyim:
Bölümün başında işe dahil olarak ismi geçen kadın karakterin bölüm sonunda Annalise değil de Rebecca çıkmasına sevindim. Annalise olsaydı ucuz olduğunu düşünecektim. Lila’nın cinayeti davasında ise Rebecca ve kızın sevgilisinin tutuklanması, Rebecca’nın öncesinde bir telefonu gizlice Wes’in dairesine saklaması ve Annalise’in ‘daha önce bir öğrenciyle aldatıldığı’ gerçeğinden yola çıkıp kocasının arkasından olayı araştırmaya başlaması var.
Gerçi koca da gördüğümüz üzere pek masum değil, Annalise’den şüphelendiği için kızla arasındaki bütün mailleri silmiş. O da gidip geçen bölümde dava yüzünden arasının berbat olduğu metresinden cinayet gecesi kocasının ne yaptığını araştırmasını istedi. Rebecca’nın gelecekte işe dahil olmasından da iki cinayetin bağlantılı şekilde ilerleyip sonlanacağı düşüncesine kapıldım. Bakarız bakalım... Sanırım bu kadar. Yeni bir cinayette ve yeni bir HTGWM bölümünde görüşmek üzere efendim. Öptüm, bye.
İtiraf: Max “Yaptığı için kızımı kurtlara yem edemem ama cezalandıracak bir yol bulacağım,” dedi ama bence ‘ödeştiler’.
Gelelim ana konuya:
Geçen bölüm üç ay ileriye gidip dört öğrencinin bir cinayeti örtme çabalarını izlemiştik; o gece üstünden ‘flashforward’ yoluyla devam ettik. Öğrendik ki Wes’in komşusu Rebecca da olayla bağlantılı çıktı. Tahmin ettiğiniz gibi henüz tek ısınamadığım karakter Wes ile araları şu sıralar gayet iyi. Henüz bu geceye gelmemize iki buçuk ay var ve detayları daha bilmiyoruz ama hoşuma giden bir şeyden de bahsedeyim:
Bölümün başında işe dahil olarak ismi geçen kadın karakterin bölüm sonunda Annalise değil de Rebecca çıkmasına sevindim. Annalise olsaydı ucuz olduğunu düşünecektim. Lila’nın cinayeti davasında ise Rebecca ve kızın sevgilisinin tutuklanması, Rebecca’nın öncesinde bir telefonu gizlice Wes’in dairesine saklaması ve Annalise’in ‘daha önce bir öğrenciyle aldatıldığı’ gerçeğinden yola çıkıp kocasının arkasından olayı araştırmaya başlaması var.
Gerçi koca da gördüğümüz üzere pek masum değil, Annalise’den şüphelendiği için kızla arasındaki bütün mailleri silmiş. O da gidip geçen bölümde dava yüzünden arasının berbat olduğu metresinden cinayet gecesi kocasının ne yaptığını araştırmasını istedi. Rebecca’nın gelecekte işe dahil olmasından da iki cinayetin bağlantılı şekilde ilerleyip sonlanacağı düşüncesine kapıldım. Bakarız bakalım... Sanırım bu kadar. Yeni bir cinayette ve yeni bir HTGWM bölümünde görüşmek üzere efendim. Öptüm, bye.
O koca için senin üzülmene değmez, parçala gitsin.