Geçen bölümün heyecanından sonra daha fresh bir bölüm izlemeyi tercih ederdim ama aksine daha karışık, daha içinden çıkılamaz bir bölüm izledik. Emir'in bölümler boyunca aradığı kardeşi bir anda karşısında beliriverdi ama adamcağızı hiçbir şey yapamadan apar topar götürdüler. İçinde kaldı tabii, o yüzden parmaklıklar ardından zaten var olan psikolojik sorunlarını daha da çok meydana çıkardı. Ve Emir'in paçaları artık iyice tutuştu. Çıkmış bile olsa bu yaşananların korkusu içine yerleşti bir kere. Emir zaten her hamleden sonra daha da hırslanan bir insan, şimdi bir de o korkunun verdiği cesaretle daha da ateşlenecek! Yanacak buralar, yanacak...
Nihan'ın bu bölüm artık tamamiyle darkside'a geçmesi, Kemal'e resmen içinden bambaşka bir insan çıkarak bağırması beni şok eden olaylar oldu. Evin önünde bağırması bir yana, daha karakolun önünde başlamıştı zaten bu bağırıp çağırmalara. Yakıştı mı Nihan? Hayır... Kemal'in dediği gibi sen omuz omuza savaştığın adamı ortada bıraktın. Sen kendini kurban yerine koydun... Kemal sana çok defa elini uzattı, çok defa seni kurtarmaya çalıştı ama sen yeniden zor olanı seçmedin mi? Gidip anlatsaydın Kemal'e, gidip deseydin ki “Emir seni öldürmekle tehdit ediyor,” o zaman işler buraya gelir miydi? Senin yüzünden bu iş artık Kemal'in seni sevmesinden çıktı iki güçlü adamın savaşı haline geldi. Gerçekten sen arkanda geri dönülecek bir adam mı bıraktın Nihan? Ne olursa olsun deyip döndüğünde sen hala aynı Kemal'i bulabilecek misin? Bu kadar olayın üzerine bir de Emir gibi davranıp şirkette onun yerine geçmen seni gözümde iyice düşürdü kusura bakma. Ayrıca Bihter Ziyagil'mişçesine annene "Hayat beni senin kızın yapıyor anne," lafları falan bana hiç hoş gelmedi. Hayat değil canım, sen kendini bu yola soktun...
Kemal ile Tarık'ın klasikleşmiş kavgalarından birine daha şahit olmuş bulunduk. Tarık keşke gerçek bir abi gibi davranmayı öğrenebilse... Bir insan nasıl olur da resmen kötü olan bir adamı tanıyamayıp suçu devamlı kardeşinde bulur? Ben de olsam ben de Kemal'in yaptığı gibi bıçağı elime alırdım ve Tarık'ın eline tutuştururdum! Daha nasıl arkadan bıçaklanabilir ki bir insan?
Kendi ailesinin aksine tek destekçisi Leyla'nın ağzından ilk kez oğlum lafını duyduk... Galip'e karşı Kemal'i kendi öz oğlu gibi koruyup kollaması çok etkileyici oldu.
Ve bölümün yıldızı Asu. Kardeş rolüne tamamen büründün kabul, ama korku sana göre değil Asu. Başlarda gösterdiğin kararlılık nerede? Biz; Emir ile baş başayken, babanın gözlerinin içine bakarken, annenin elini tutarken gösterdiğin kararlılığı istiyoruz! Asil bir kadınsın Asu. Zeynep seni sattığında bile soğukkanlılığını korudun, bravo! Ben tam kafasına silah dayanan Asu ve kardeşini öldürmek üzere olan Emir'in sahnesinin büyüsüne kapılmışken süper kahraman Kemal'in "ASU!" diye bağırarak gelmesi, zekasını takdir ettiğim Asu'nun bir anda en mantıklı hamleyi yaparak kendisini satan Zeynep'in ve Emir'in foyalarını ortaya çıkarması tüm bölümler boyunca enn çookk takdir ettiğim olay oldu! Hayran kaldım sana Asu’cuğum! Aferin... Hem bu sayede Nihan da öğrenmiş oldu; ohh tadından yenmez artık! Şimdi siz düşünün Kozcuoğulları!
Tüm bölümün sorumluluğunu üzerine alan final bölümünün kurgusunu çok ama çok beğendiğimi söylemek isterim. Sanki yabancı dizilerden birinde bir sahne izliyormuşum gibiydi...
Çekenin, yazanın emeğine sağlık!
Haftaya görüşmek üzere...