Bu hafta Beni Böyle Sev'de kavuşma haftasıydı. Haftalardır süren, sürüncemede kalan ReyMaz aşkı nihayet mutlu sona erişmeye doğru ilk adımlarını attılar. Ama onun dışında aylardır beklediğimiz ZeyTol kavuşması da yaşandı. Bu duruma AyMer’ciler “Hani bize?” dese de, bu haftalık bu kadar mutluluk bize yeter diyebildiler. Hem onlar zaten kavuşalı çok oldu şimdi sıra gençlerde.
Sevinç’in yemekte verdiği tepki dolayısıyla her şeyin açığa çıkmasını bizim tayfa tam kadro kantinde çayla kutladı. Reyhan ballandıra ballandıra Mazhar’ın nasıl kıskandığını, Sevinç’in nasıl delirdiğini falan anlatırken Mazhar da bu durumdan hiç hoşlanmadı tabii. Gururuna dokundu beyimizin. Reyhan Mazhar’ın bozulmasından zevk alarak anlatmaya devam ederken Sevinç çıkageldi. Hala konuşmaları gereken bir şey olduğunu söylemesi Reyhan’ın fazla tepki vermesine sebep olsa da Mazhar her zamanki coolluğuyla sakinleştirdi Reyhan’ı.
Sevinç’in zorla Mazhar’ın eline tutuşturduğu yüzük olay olunca Ayşem olaya müdahale etti. Bu arada Haluk abinin anlattığı hikâye de ibretlik. Herhalde kimse bir daha o yüzükten satın almaz. Yani en azından Beni Böyle Sev izleyenler. Çünkü yüzüğü alanların akıbeti malumunuz.
Zeyno’nun dönüşü okuldaki herkesi şaşırttı haliyle. Bu duruma en çok sevinenlerden biri de Ayşem oldu. Zeyno’nun kararının en güzel yanı da evliliğini artık formaliteden çıkarmak istemesi oldu. Karşılıklı olarak iki insanın birbirini çok iyi tanımadan evlenmesini her ne kadar onaylamasam da bu evliliğe sevindiğimi inkâr edemeyeceğim. Zaten iki insan birbirini sevdikten sonra, zamanın pek de önemi yok.
Zeyno’nun dönüşü Tarık’ın gidişi derken yapayalnız kalan Ahmet, kendine yeni çevre edinmeye çalışıyor. Bir de bu arayışını Tolga ve arkadaş grubuna katılmaya çalışmakla pekiştirince aldığı tepkiden çok hoşlanmadı haliyle. Zamanında Tolga ve Metin’e neler yaptığını hatırlarsak, onların da bu arkadaşlığa sıcak bakması çok normal olmazdı.
Artık gizli saklı görüşmek zorunda olmayan Reyhan ve Mazhar her fırsatta birbirlerini görür oldular. Üstelik artık bunun için bahane üretmelerine de gerek kalmadı. Biri “Kantine gelecektim zaten,” der, öteki “İdarede işim vardı yea,” diye güya çaktırmamaya çalışırdı eskiden. Şimdi açık açık “Seni görmeye geliyordum,” diyebilmek ne güzel.
Sevinç&Sabri aşkının üzerine girilen iddiayı Reyhan kazandığı için haliyle sürpriz bir evlenme teklifi bekler oldu. Sürprizli evlenme teklifini beklerken her fırsatta bunu Mazhar’a belli etmeseydi daha iyiydi ama yine de Reyhan’ı Mazhar’ın yanındayken büründüğü şapşik halleriyle çok seviyoruz biz. Mazhar’ın gelecek ile kurduğu cümleleri, sorduğu her soruyu, ucu teklife dayanacakmış gibi algıladığından, “Sufle yer misin?” sorusunu da sürpriz orada diye algıladı. Gece istediği gibi bitmese de neşesinden bir şey kaybetmesine sebep olmadı.
Ayşem ve Ömer yeni evlerini eski evlerinden daha da çok sevdiler. Portakal kasası bile olsa birlikte olduktan sonra her yerde mutlu olunur elbet ama portakal kasasında da yaşanmaz yani. Evin tatlı havası, Ayşem ve Ömer’e de yansıdı ve Ayşem’in laz kızı damarını gördük. Ayşem her zaman olgun bir kadın rolünü üstlense de, yeri geldiğinde beş yaşındaki çocuktan farksız olabiliyor. Tıpkı yastık savaşında olduğu gibi :)
Zeyno’yla Tolga Seval Hanım’la tartışmaları üzerine soluğu Aylin’in evinde aldılar. Yeni muhteşem dörtlümüz olarak adlandırdığım AyMet ve ZeyTol birlikte pek hoş bir hava yarattılar. Aylin ile Metin hala tam olamasa da, eni sonu olacak diye düşünüyorum. Seval Hanım tartışma üzerine onların arkalarından üzülürken sabahın köründe Sinan’ın baskınıyla uyandı. Sinan’ın türlü işkencelerine rağmen Tolga’nın olabileceği yere söylemedi ama evi darmaduman oldu. Bu arada hiçbir fırsatı kaçırmayan Menteş de, Sinan’ın evi basmasını bahane ederek iyice kol kanat gerdi Seval ve ailesine.
Yeni eve yerleşme ve ısınma turlarına tam kadro devam ediliyordu. Ayşem Masal konusunda bir şeylerin yolunda gitmediğini hissedince onunla konuştu. Çocuk haliyle yeni eve yeni düzen mantığına sıcak bakmadı. Çünkü hiçbir çocuk kendi düzeninin bozulmasını istemez.
Bu arada önceki gece beklediği teklif gelmemiş olan Reyhan duruma pek bozuldu. Kızlara bunu anlatınca Ayşem de haliyle “Kız Reyhan! Sen sevduğunu aldın, neden iç çekiyorsun hala? “ diye sordu. Ahh ahh daha ne dertler var Reyhan da. Ne demiş Orhan baba, “Çekmekle biter mi bu hayat yolu…” aynen öyle. Mazhar da bir yandan Ömer ve Haluk abiyle beyin fırtınası yapıp Reyhan’a nasıl bir teklif hazırlayacağını düşünüyordu.
Bir yandan iş, bir yandan taşınma telaşı derken çocukları fazla ihmal eden Ayşem ve Ömer, Masal’ın yeni eve alışması için onun anlayabileceği dilden değişikliğe mecbur kaldıklarını anlattılar. Tabii buna karşılık Masal ısrarla evi sevmediğini söyleyince Ayşem de ufak bir oyun oynamak zorunda kaldı. Evin duvarlarının sadece çocuklara, uykularını aldıkları zaman çikolata verdiğini söyledi. Hacer bunun bir kandırmaca olduğunu anlasa da Masal’ın ikna olmasına yardımcı olmak için o da oyuna dâhil oldu. Sabah erkenden kalkıp duvardan çikolata isteyen Masal’ı Ayşem görünce, önceden hazırladığı oyunu oynadı ve Masal’a duvardan çikolata geldi. O an orada olup Masal’ın yanaklarını ısırmak isterdim, öyle tatlıydı :).
Reyhan’ın beklentisi üzerine alevli, ışıklı, balonlu bir sürpriz hazırlamak isteyen Mazhar, gecenin bir vakti Reyhan’ın kaldığı polis misafirhanesinin önüne gelince olanlar oldu. Polisler Mazhar’ı yanlış anlayınca, Reyhan da Mazhar da kendini bir anda karakolda buldu. Uçuşan Reyhan’ın midesindeki kelebekler olacakken, balonlar oldu.
Balonlar gitti de teklif bitti mi sandınız? Yo yoo meraklanmayın :). Gecenin bir vakti gelen telefonla Haluk abi, Ayşem, Ömer ve Fahriye’nin de karakola gitmesi sonucu serbest bırakılan Reyhan ve Mazhar durdu durdu sonunda o büyük bombayı patlattı. Reyhan “Edeceksen et artık sen de şu teklifi,” deyince, Mazhar biraz heyecanlansa da sonunda büyük teklif gerçekleşti.
Bunun üzerine Reyhan ve Mazhar’ın en güzel anlarından oluşan bir kliple Cengiz Kurtoğlu’nun Saklı Düşler şarkısı öyle güzel geldi ki. Yeri gelmişken tekrar bir hatırlayalım.
Ertesi gün, Reyhan tam “Okulda yüzüğümle Sevinç’e hava atayım,” diye düşünmüşken, Sevinç’in parmağındaki kocaman taşlı yüzüğü görünce bir içe çekilme durumu oldu :). Önemli olan maneviyatı desem de ben de o yüzüğü görsem bir bozulurum yani.
Her şey güzel, herkes mutlu derken Sinan’ın Tolga’yı kaçırmasıyla ve Ayşem ile Ömer’in tartışmasıyla bitti bu bölüm. Haftaya o da tatlıya bağlanır, aman moraller bozulmasın, ağzımızın tadı kaçmasın diyerek teselli ediyor ve burada yazıma son veriyorum.
Bonus olarak fragmandan, aşırı korkmuş bir Hacer bir de Masal bırakıyorum buraya.
Haftaya daha keyifli bir bölümde görüşmek üzere, sevgiyle kalın…