Bölüm adından da anlaşılabileceği gibi Robin Hood dolu bir bölümdü. Kara tahtasının başında bir şeyler karalayan Doctor, Clara’ya “Bir yer söyle,” diye söze başlıyor. Bu sefer tamamen onun seçtiği bir yere gideceklerdir. Bu yer de Clara’nın çocukluğundan beri hayran olduğu Robin Hood’un diyarı olan Sherwood Ormanı olacaktır.
Hazırlan Clara çocukluğuna gidiyoruz!
Her ne kadar Clara, Doctor’u ikna etmeyi başarsa da, Doctor için Robin Hood gerçek olmayan bir efsaneden ibarettir. Tamamen bir halk hikâyesidir. Bu durum da haliyle bütün bölümü sarıp sarmalamaktadır.
TARDIS, Sherwood Ormanı’na vardığı ilk anda Robin Hood ile karşılaşırız. Daha doğrusu ilk önce onun okuyla. TARDIS’e ufak bir delik açan bu adam, zenginlerin düşmanı, fakirlerin dostu Robin Hood ve Doctor biraz sonra karşı karşıya gelirler. Koca kılıcıyla Doctor’a kafa tutacağını sanan Robin bu konuda fazla aceleci davranmıştır. Zira onun adı Doctor ve ne kadar usta bir dövüşçü olduğunu herkes bilir. 10. Doctor’un ilk geldiği ve elini kaybettiği bölümü hatırlayabiliriz. (Yetmezse üçüncü Doctor ve Master arasındaki şu sahneye bir göz gezdirebilirsiniz.)
Şimdi burada kısaca bir şeye değinmek istiyorum. Artık Doctor’un yaşlılığını geçtik bir de David ve Matt gibi “I’m The Doctor” adlı bir epik sahne görememekten yakınıyor insanlar. Kabul etmek gerekir ki ben de bu tarz bir şey görmek istiyorum. Hatta ve hatta göreceğimizi de düşünüyorum. Zira Capaldi bu rol için en iyi seçilmiş kişiyken yeterince haksızlık yapıldı. Biraz sabırlı olun yahu!
Her ne kadar Clara, Doctor’u ikna etmeyi başarsa da, Doctor için Robin Hood gerçek olmayan bir efsaneden ibarettir. Tamamen bir halk hikâyesidir. Bu durum da haliyle bütün bölümü sarıp sarmalamaktadır.
TARDIS, Sherwood Ormanı’na vardığı ilk anda Robin Hood ile karşılaşırız. Daha doğrusu ilk önce onun okuyla. TARDIS’e ufak bir delik açan bu adam, zenginlerin düşmanı, fakirlerin dostu Robin Hood ve Doctor biraz sonra karşı karşıya gelirler. Koca kılıcıyla Doctor’a kafa tutacağını sanan Robin bu konuda fazla aceleci davranmıştır. Zira onun adı Doctor ve ne kadar usta bir dövüşçü olduğunu herkes bilir. 10. Doctor’un ilk geldiği ve elini kaybettiği bölümü hatırlayabiliriz. (Yetmezse üçüncü Doctor ve Master arasındaki şu sahneye bir göz gezdirebilirsiniz.)
Şimdi burada kısaca bir şeye değinmek istiyorum. Artık Doctor’un yaşlılığını geçtik bir de David ve Matt gibi “I’m The Doctor” adlı bir epik sahne görememekten yakınıyor insanlar. Kabul etmek gerekir ki ben de bu tarz bir şey görmek istiyorum. Hatta ve hatta göreceğimizi de düşünüyorum. Zira Capaldi bu rol için en iyi seçilmiş kişiyken yeterince haksızlık yapıldı. Biraz sabırlı olun yahu!
Birinci belli, ikinci kim olacak?
Doctor ve Robin Hood arasındaki sürtüşmenin ardından Clara ve Doctor’u Robin Hood’un yoldaşları arasında görürüz. Halen onların gerçekliğine inanmayan Doctor kan örneğinden, saç kılına kadar bütün incelemeleri yapar ve gerçek olmadıklarına dair bir şey bulamaz.
Buraya kadar her şey sıradan bir şekilde gitmektedir. Elbette Doctor’un var olan şüpheleri devam etmektedir. Ertesi gün yapılacak olan ülkedeki en iyi okçuyu seçme yarışmasına Robin Hood da katılacaktır. Hem de bunun onu yakalamak için düzenlenmiş bir yarışma olduğunu bilerek. Fakat bu yarışma Doctor ve Robin Hood arasındaki bir düelloya dönüşür. Nihayetinde ikisi de yakalanır ve zindana düşerler. Tabii bu da Doctor’un düşmanını tanımak için ona yaklaşmalısın taktiklerinden birisidir.
Vaadedilmiş Topraklar…
Doctor Who, İngiliz Tarihi’nin önemli figürlerine yer vermeyi seviyor. Aslında böyle olduğunda Doctor daha gerçekçi bir karaktere dönüşüyor. Bu bölüm de Robin Hood’un gerçekçiliğinin sorgulandığı bir bölüm olarak geçti. Fakat asıl gerçekçiliği tartışılan ise Robin Hood’un baş düşmanlarından olan Şerif’tir. Şerif 29. Yüzyıldan 12. Yüzyıla düşen bir gemiyi tekrar harekete geçirmek için çabalamaktadır. Peki, bu hareket nereye mi? 12. Doctor’un döneminin ana mevzusu olacağı belli olan Vaadedilmiş Topraklara elbette. Bunun için köylüler birer köle gibi çalıştırılmaktadır. Başlarında robotlar olan bu köylüler altınları işlemektedirler. Böylece geminin hareket etmesini sağlayacak enerji oluşturulacaktır.
Yine bilinmeze giden bir hikâye ve robotlar…
Bu gelecek canlılarının bütün planlarını öğrenen Doctor bir şekilde buna çare bulup onlardan kurtulmayı başarır. Şerif’i indirmek ise Robin Hood’a kalacak bir iştir. Nihayetinde Doctor hala aklında soru işaretleriyle gizemli Sherwood Ormanı’ndan ayrılır. Bölüm ise Robin Hood’un tatlı Marian’ına kavuşmasıyla sona erer. Mutlu son…
Doctor ve Robin Hood arasındaki sürtüşmenin ardından Clara ve Doctor’u Robin Hood’un yoldaşları arasında görürüz. Halen onların gerçekliğine inanmayan Doctor kan örneğinden, saç kılına kadar bütün incelemeleri yapar ve gerçek olmadıklarına dair bir şey bulamaz.
Buraya kadar her şey sıradan bir şekilde gitmektedir. Elbette Doctor’un var olan şüpheleri devam etmektedir. Ertesi gün yapılacak olan ülkedeki en iyi okçuyu seçme yarışmasına Robin Hood da katılacaktır. Hem de bunun onu yakalamak için düzenlenmiş bir yarışma olduğunu bilerek. Fakat bu yarışma Doctor ve Robin Hood arasındaki bir düelloya dönüşür. Nihayetinde ikisi de yakalanır ve zindana düşerler. Tabii bu da Doctor’un düşmanını tanımak için ona yaklaşmalısın taktiklerinden birisidir.
Vaadedilmiş Topraklar…
Doctor Who, İngiliz Tarihi’nin önemli figürlerine yer vermeyi seviyor. Aslında böyle olduğunda Doctor daha gerçekçi bir karaktere dönüşüyor. Bu bölüm de Robin Hood’un gerçekçiliğinin sorgulandığı bir bölüm olarak geçti. Fakat asıl gerçekçiliği tartışılan ise Robin Hood’un baş düşmanlarından olan Şerif’tir. Şerif 29. Yüzyıldan 12. Yüzyıla düşen bir gemiyi tekrar harekete geçirmek için çabalamaktadır. Peki, bu hareket nereye mi? 12. Doctor’un döneminin ana mevzusu olacağı belli olan Vaadedilmiş Topraklara elbette. Bunun için köylüler birer köle gibi çalıştırılmaktadır. Başlarında robotlar olan bu köylüler altınları işlemektedirler. Böylece geminin hareket etmesini sağlayacak enerji oluşturulacaktır.
Yine bilinmeze giden bir hikâye ve robotlar…
Bu gelecek canlılarının bütün planlarını öğrenen Doctor bir şekilde buna çare bulup onlardan kurtulmayı başarır. Şerif’i indirmek ise Robin Hood’a kalacak bir iştir. Nihayetinde Doctor hala aklında soru işaretleriyle gizemli Sherwood Ormanı’ndan ayrılır. Bölüm ise Robin Hood’un tatlı Marian’ına kavuşmasıyla sona erer. Mutlu son…
Bunlar hep Doctor’un karanlık tarafları!!!
Genel olarak bölüm iyiydi. Türkiye’de takip ettiğim kadarıyla eleştirilerin ana mevzusu olan bu Doctor çok saftirik durumuna az da olsa katılıyorum. Ama bunun özellikle ön plana çıkmasının sebebinin de Doctor’un yaşına uygun hal ve hareketlerde bulunulmadığı hissiyatından kaynaklandığını düşünüyorum. Zira 2000 yıllık yaşamında ve modern seride bile dördüncü yüzüyle artık bize kanıtlayacak bir şeyi olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü o, Doctor ve bunu bağırarak söylemesine gerek yok.
Bölümde beni de rahatsız eden Doctor’un robotları alt etme ve finaldeki “hadi uzay gemisine altın oku atalım” sahneleriydi. Zira Doctor’dan daha yaratıcı şeyler bekliyoruz. Bu beklentilerin de ilerleyen bölümlerde karşılanacağı inancım hala devam etmekte. Hele de Vaadedilmiş Topraklar mevzusunun nereye bağlanacağı bu kadar muğlakken. Acaba Missy, TARDIS mi? Vaadedilmiş Topraklar, Gallifrey’i mi temsil ediyor? gibi soruları sormadan keyifle izliyorum bölümleri. Beklerken çok uzun gelen zaman iş bu izlemeye gelince su gibi akıp geçiyor. Son olarak bu Doctor’dan pek de yaratıcı çözümler göremiyoruz diyenler, bence bölümleri birkaç defa daha izleyin, mutlaka göreceksiniz.
Genel olarak bölüm iyiydi. Türkiye’de takip ettiğim kadarıyla eleştirilerin ana mevzusu olan bu Doctor çok saftirik durumuna az da olsa katılıyorum. Ama bunun özellikle ön plana çıkmasının sebebinin de Doctor’un yaşına uygun hal ve hareketlerde bulunulmadığı hissiyatından kaynaklandığını düşünüyorum. Zira 2000 yıllık yaşamında ve modern seride bile dördüncü yüzüyle artık bize kanıtlayacak bir şeyi olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü o, Doctor ve bunu bağırarak söylemesine gerek yok.
Bölümde beni de rahatsız eden Doctor’un robotları alt etme ve finaldeki “hadi uzay gemisine altın oku atalım” sahneleriydi. Zira Doctor’dan daha yaratıcı şeyler bekliyoruz. Bu beklentilerin de ilerleyen bölümlerde karşılanacağı inancım hala devam etmekte. Hele de Vaadedilmiş Topraklar mevzusunun nereye bağlanacağı bu kadar muğlakken. Acaba Missy, TARDIS mi? Vaadedilmiş Topraklar, Gallifrey’i mi temsil ediyor? gibi soruları sormadan keyifle izliyorum bölümleri. Beklerken çok uzun gelen zaman iş bu izlemeye gelince su gibi akıp geçiyor. Son olarak bu Doctor’dan pek de yaratıcı çözümler göremiyoruz diyenler, bence bölümleri birkaç defa daha izleyin, mutlaka göreceksiniz.