Poyraz Karayel'de geçtiğimiz hafta yani previously on Poyraz Karayel, tam anlamıyla ortalığın karıştığı bir bölümdü. Sema'nın Poyraz'ı gammazlaması, Sadrettin'in Kulaksız'ın oğlunu öldürdüğünün ortaya çıkması falan derken aksiyondan hop oturup hop kalkmıştık son sahnede. Bu hafta da aynı hızla giriş yaptık.
Poyraz, gerçek duygularını bağıra çağıra ifade etse de Ayşegül susmayı tercih eden taraf oldu. Bir aşk, bir hayal kırıklığı, bir kalp, bir de yalanlar olunca ortaya nasıl bir duygu ifadesi çıkar? Tahmin edersiniz ki suskunluk uzun sürmez, fırtına öncesi sessizliğin ardından gerçek Poyraz'ın suratına tam anlamıyla tokat olarak çarptı. E o kadar çok "Vur, kır, bağır, tokat at ama susma," diye haykırdı ki o tokat gelmese hatırımız kalırdı. Poyraz ne kadar kendini anlatmaya çalışsa da yalanının başına ne işler açacağının farkındaydı aslında. Ayşegül ne kadar bunun böyle olmadığını bilse de "Rüşvet almadığını nereden bileyim?" diyerek son kez yakabildiği kadar yaktı Poyraz'ın canını. Sinan tabii her durumda olduğu gibi bu durumda da babasının arkasında durdu ama ne fayda? Bu arada dizi esnasında da söyledim, bir adamın aşk acısını yaşayışı bile bu kadar farklı bu kadar güzel olabilir mi sayın seyirciler? Oluyormuş.