Kurt Seyit ve Şura dün gece bir tık sırların ortaya çıktığı bir bölümle karşımızdaydı. Kurt Seyit döndü dolaştı ve Celile sayesinde geçen bölümün sonundaki yanlış anlaşılma çözüldü. İşte Kurt Seyit ve Şura arasında bu kadar yanlış anlaşılma olmasının sebebi o zamandaki iletişim araçlarının yetersizliğinden kaynaklanıyor. Eğer facebook olsaydı Kurt Seyit, Şura’nın yanındakinin kuzeni Borsi olduğunu bilirdi, hatta adıyla soyadıyla bilirdi. Sonra Kurt Seyit kaçırıldığında eğer whatsapp olsaydı Şura last seen’den bu işte bir saçmalık olduğunu anlardı. Şu son Ayşe olayı da basit bir işlemle büyümezdi mesela. Kurt Seyit değil de bence Celile çok check-in yapan birisi. O gittikleri mekanda Kurt Seyit’i de etiketleyip otelde Ayşe ile Kurt Seyit’in beraber olmadığını çok kolay kanıtlayabilirlerdi. Barones bu teknolojinin neresinde derseniz o da twitter’da. Lola’nın politik duruşuna daha yakın bir alan orası. Neyse işte Petito sonunda söyledi Şura’ya aşığım diye (mesela blogger olsaydı Petro bu kadar kötülük yapmaktansa bloguna yazardı aşkını, Celil ile Kurt Seyit de ‘’Olum, bu Petro kime aşık, ne bu aşk maşk yazıları iğrenç, iğrenç!’’ derlerdi) bir taraftan da gördüğüm en vamp hareketlerden birisiyle Barones’in jartiyerinden silah çıkarıp tehdit etmesiyle baş başa. Oh be Petro’yu bütün saf kötülüğüne rağmen sevsem de Barones’i daha çok seviyorum ben. Sonunda onun da eline bir koz geçti. Osman işlerini de çözdü. Petro Mişa’ya yaptığını Barones’e yapamayacak. Zaten Petro’nun iftira attığı MedCezir’e geçiyor. MedCezir’in bu tarz kadın kontenjanı dolu, Sude var, Sedef var, Reyhan Arsen var.. Barones’e yer yok yani.

 

Şura’nın içinde hiç iyi hücresi olmayan teyzesi Nadya’nın biraz eşelense ortaya çıkacak planı uzun sürmediği için çok mutluyum. Nadya ile Petro’nun korkunç ittifakı daha ne kadar sürecek bilinmez ama Nadya ne kadar kötüyse oğlu da o kadar iyi. Saf iyi değil ama belli, kafa rahat bir arkadaşımız. Boris’i çok seviyorum da bütün kötülüklerine rağmen Nadya’yı da seviyorum ben. Bana yabancı gelmiyor kadın. Yaptığı kötülüklerin bir yerde ailesi için olduğunu düşünüyorum çünkü (bu tarz kötülük hep kabul edilir bir de). Boris’e geri dönersek yeni favori kahramanlarımdan tabii ki de. Bir Osman değil ama farklı bir alanda gayet başarılı. Boris’in başında neden kimse yok bilmiyorum ama ona da birilerini bulmak gerek. Belki de Alya? Şura ve Vtina’nın birbirlerine destek olduklarını görmek çok güzeldi. Yaşanılanlardan gerçekten olgunlaşan birisi varsa o da Valentina. Her şeyini kaybetmiş, kocası ölmüş, hastalıklar geçirmiş, aç kalmış.. İçlerinde bulundukları savaşın sillesini en çok o yemiş. Herkes hala aşk-meşk, kıskançlık peşinde ama Vtina gayet ayakları yere basa basa ilerliyor. Yoksa Konstantin’e ne kadar aşık olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama işte Valentina’nın erdemliliği bir üst seviyeye geçmiş durumda. Şura, Valentina ve Boris ise tam Instagramlik tipler. Saatlerce hangi filtrenin daha güzel olduğu konusunda tartışabilirler.

 

Alya ise kendi gündemiyle ilerliyor şimdilik. Billy’yi vuramadı ama bence zaten yakında onu görevden alacaklar. Adam bütün olaylardan elini eteğini çekti kim kiminle aşık, onun derdine düştü. Alya, Petro ile birbirlerine karışamadılar. Celil ile böyle hafif hareketlenmeli ama tam da konduramadım ben. Belki sadece Güzit kıllansın diyedir. Eğer Güzide olmasaydı ben Alya ve Celil’i desteklerdim ama yapamıyorum şu an. Tatya hayattayken de Güzide ve Ceili’i destekleyemezdim; belki de Güzide ölürse desteklerim ama lütfen öyle bir şey olmasın, yazıktır. Bu arada ben Celil’in çok fena Güzide’ye yeşil ışık yaktığını düşünüyorum. O nasıl flörtöz bakışlar öyle? Vallahi biraz daha Güzide’ye böyle bakmaya, bu şekilde davranmaya devam ederse Güzide, Yahya’yı zehirler, suçu da Alya’ya atar ve özgür bir kadın olarak Celil’in kollarına koşar. Ha bu arada Güzide de tam bir tumblr kızı değil mi? Böyle fotoğraflarla, giflerle aşkını yaşayacak tipte tam.

 

Ayşe ise boyundan büyük işlere kalkıştı ve paltosunu çıkarmadan yaşayan Petito’ya yakalandı. Neden çıkarmıyor acaba? Ne sırlar saklıyor o uzun uzun palto? Ayşe’nin Kurt Seyit’in yatağına girivermesi evet bilindik bir konu ama Şura’nın gelinliğini falan giyip çıkarması? Bir de Şura gelinliğinin giyildiğini de gördü. İyice hastalıklı bir durum oldu. Ama sende de kabahat var Şura. Ne diye gelinliğini orada bırakıyorsun? Bu arada madem Kurt Seyit birisiyle yatacaktı, neden o vampir kadınla yatacağına Ayşe ile yatmadı? Bence yanlış anlaşılmalar yüzünden ayrılan aşıklardansa, gerçekten birbirlerine karşı hata işleyip hala aşklarında eksilme olmayan aşıkların aşkı daha zevkli oluyor. Bilmiyorum aşkın bu kadar el değmemiş bir şey olduğunu sanmıyorum.

 

Otel ahalisine gelirsek; merak ettiğim yeni konular var. Ali Dayı, Binnaz’ın da mı dayısı? Bir de neden Kurt Seyit ve Şura’nın odasını kimseye kiralamadılar? Öyle şey mi olur canım. Zaten savaş var, kıtlık diz boyu yani. Eşyalarını güzelce toparlayıp koysalardı bir yere. Ya da gerçekten dostluk eskide kalmış bilemiyorum. Sabri’nin dulcukluğu dile geldiği için çok mutluyum. Evet Sabri bütün gün kadınların arasında laf dinleyip taşıyor ama bu yüzden yatılı okula gitmesine gerek yok. Daha karma eğitime geçilmedi, okulda kız gruplarının çekişmelerinde laf taşımazsa Sabri çok sıkılır.

Yazar ve Valentina ile bölümü kapatmamız çok hoş oluyor. Haydi bizi anladım da, Şura’ya ne olduysa neden söylemiyor sevgili Yazar’cığımıza da meraktan öldürüyor onu?