Muhsin olayın şaşkınlığı içerisindeydi. Bir kadınla çekilen fotoğrafları olayı daha da karmaşıklaştırdı. Muhsin’in ifadesine göre kadın Muhsin’in eski arkadaşının eşi idi, polisin dediklerine göre ise kadının eşi uyuşturucu kaçakçıları tarafından öldürülmüştü. Muhsin kadına destek olduğunu anlatırken aynı zamanda da duygusal yakınlık yaşadığını itiraf etti. Hesabına yatan paranın da kadına ait olduğunu ve ona ev baktığını söyledi. Muhsin’in herkesten sakladığı bu olay şimdi başına dert olmuştu.
Esma kendini eve attı, Yılmaz ve Nafi baba da Esma’yı teselli etmeye çalıştı. Yılmaz’ın, Yunus’a olan hırsı diline vurmuştu. Müge de annesini teselli etmeye çalışıyordu. Esma’nın Muhsin’e güveni tamdı da bütün bunları öğrendikten sonra ise o güvenin ne olacağı da aşağı yukarı belliydi. Bunca yıllık kocası Esma’yı çok şaşırtacaktı belli ki. Yunus, Güven ve Elif tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Zafer ve Muhsin ise o kadar şanslı değildi. Elif’le Güven eve gitti, Yunus da bu işin peşini bırakmayacağına dair Esma’ya söz verdi.
Keriman: Enişteme bir şey olursa ablam yaşayamaz.
Yunus: Merak etme o duyguyu çok iyi biliyorum.
Ati hiç geç kalmadı, Müge’yi sıkıştırdı. Elinde cd, belinde silahla gelmişti bu defa. Müge’nin o kaydın artık ortaya çıkmayacağı düşüncesi bu olayla son buldu. İkisi buluştular. Ati bir nefret paratoneriydi adeta. Yeni görüntülerle gelmişti. Bu görüntüler ise hepimizin ilk bölümde izlediği olay öncesi İbo, Ati ve Emre’nin konuşmalarına ait görüntülerdi. Ati, Müge’den nişanı atmasını söyledi ve çıkma teklifi adını verdiği şantajını sundu.
İbo yavaş yavaş iyileşiyordu. Emre’nin ziyareti ile haberlerin ondan ona yayılma faslı başladı. İbo, kendisine çarpan arabanın Ati’nin annesinin arabası olduğunu söyledi. Dolayısıyla çarpanın da Ati olduğunu söyledi.
Güven, Zafer’e kefil oldu, “Ben oğlumdan eminim,” dedi. Yunus’la güven tazelediler ve şirketin dosyalarına daldılar. Tek bir isim çıkıyordu karşılarına: Rahmi Taş. Aynı zamanda Ati’nin de babası olan Rahmi tipik mafya babası imajı çizen bir karakter olarak karşımıza çıktı. Ati’nin babasından yardım dilenmesi ve elinde cd ile kapısına gelmesi, Rahmi’nin işine yarayacaktı.
Esma’nın ev içi kederi devam ediyordu. Önce ev içinde ne yapacağını şaşıran, eşyalara saran bir Esma izledik, kocasının eşyalarını hazırlarken beraber oldukları fotoğrafı koymayı ihmal etmeyen Esma’yı da gördük peşi sıra. Baş ağrısını dizginlemeye çalışan, kafasında tülbentli Esma’yı da görmesek olmazdı. Keriman’ın arkadaşının da geleceğini öğrenen Esma’nın tepkisi ise pek hoştu:
-Benden atlayın da nerede patlarsanız patlayın!
Kaçınılmaz hapishane sahnelerini de izlemeye başladık. Muhsin, Esma’nın hazırladığı eşyaları alıp fotoğrafa içlenirken şoför arkadaşı Muzaffer onu doldurmanın peşindeydi. ‘Patron kısmısı’ söylevi Muhsin’e pek işlemedi. Bu arada koğuşun bir diğer misafiri de Zafer’di. Baştan beri şüpheler Zafer’in üstüne çöreklenmişti ama artık görüyorduk ki Zafer de bu karmaşanın bir mağduruydu.
Keriman’ın kapısı çalındı, karşısında artık yavaş yavaş meşhur olan sözü "N'aber?"le Yunus vardı. Keriman’ın verdiği peluş terlikleri ayağına geçiren Yunus’un kafası belli ki biraz güzeldi. Keriman’dan yardım istemeye gelen Yunus, ona Muhsin’le ilgili mevzuları anlattı. Keriman’ın bunları duyar duymaz kafasında beliren tek kişi ablasıydı. Keriman’ın “Seni alkollüyken bırakmam vallahi,” duruşu, Yunus’un o gece orada kalmasını zorunlu kılmıştı. Bu gecenin Keriman-Yunus-Elif aşk üçgeninde bıraktığı hissi Sıla’nın sesinden dinledik: Seni görmeseydim yoklar mıydı bilmem bu hasret ağrısı…
Rahmi, bir elinde dosya bir elinde cd ile Yunus’a istediğini yaptırmanın peşindeydi.
Babasının bebek bakıcılığını üstelenen Elif’in ve Güven’in beklenmedik misafiri ise Rahmi’ydi. Rahmi’nin gelişine Güven şaşırmamıştı, önceden kıyın kıyın yanaşacağını söylemişti zaten. Rahmi beraber olup suçu Muhsin’in üzerine atmaya niyetlenmişti. Bu planı için ilk durak Güven’di. Sonraki durak ise Yunus olacaktı.
Müge’nin arkadaşı ona en mantıklı tavsiyeleri veriyordu. Biri “Polise gidelim,” dedi, diğeri “Keriman teyzene gidelim,” dedi. Ati ise bu arada Emre’yi köşeye sıkıştırmanın peşindeydi. Ati’nin arabasına binen Emre, kendisini neyin beklediğinden habersizdi. Fazla Amerikan filmi izlemiş olan Ati ise önce hız yapma numarası ile Emre’yi korkuturken sonra tenhaya götürerek silahını çekti. Roller değişmişti.
-Seni buraya gömerim, Müge Anlı bile bulamaz lan seni burada!
Ati’ye bir kaset yetmiyordu ki Emre’ye dansöz kıyafeti giydirip oynatmak istedi. Bu görüntüleri izlemedik ama gerçekleştiği de belliydi. Sonrasında Emre’nin yaşadığı üzüntü, bir de Müge’nin ona sırt çevirmesi onu sınıra yaklaştırmıştı. Sadece yöntemi belirlemek kalmıştı.
Aynı anda bir başka düello da Rahmi ve Yunus arasında yaşandı. Rahmi kendi tarafına adam çekme planına ikinci durağı olan Yunus’la devam etti. Önce Muhsin’in incelendiği bir dosyayı Yunus’a verdi. Sonrasında ise Ati’nin anlattıklarını Yunus’a anlatıp cd’yi bırakıverdi masaya. Yunus cd’yi izledi. Başından kaynar sular dökülmüştü. Rahmi ise elindeki cd kozu ile 1-0 öndeydi artık.
Müge ve arkadaşları soluğu Keriman’ın evinde aldı. Müge öfkeliydi, çaresizdi. Emre’den hesap sormak için yola çıkan Yunus, Keriman’ın aramasıyla rotasını Keriman’ın evine çevirdi. Müge, cd’nin elde ele dolaştığını görünce daha da kahroldu. Yunus, Emre’nin yanına vardığında ise siniri bir anda korku ve üzüntüye dönüştü. Emre, sınırı geçmişti. Emre’yi dayısının kolları arasında gördüğümüz, bizi meraka sürükleyen bir sahne ile bölümü kapattık. Emre muhtemelen ölmeyecek tabii ki ama yaptığı şey olayların seyrini epey değiştirecek cinsten.
Dr. House’un bir lafı vardır: Ölmek her şeyi değiştirir, neredeyse ölmek hiçbir şeyi değiştirmez.
Bu defa neredeyse ölecek olmak, bütün her şeyi değiştirecek belli ki.
Çok hareketli, oradan oraya bakakaldığımız bir bölüm izledik. Araya sokuşturulmuş kahvehane sahneleri, Esma’nın ufak şirinlikleri, Keriman ve Yunus’un arasındaki şakalaşmalar da olmasa sanırım nefes almadan izleyeceğimiz bir bölüm olacaktı. Keriman-Yunus ve Esma tamam da o kahvehane sahneleri ve baba-oğul atışmalarının altı çok boş sanki. Hala izlerken keyif alamadığımı söylemeden edemeyeceğim.
Gelecek haftanın ÖzetliYorum’unda görüşmek üzere, geç kalmayın.