Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Ölüm, bütün planların düşmanıdır
Sezon: 1 Bölüm: 4

Elif, dargınlığını bir yana bırakıp soluğu Yunus’un yanında aldı.

Geçen hafta diziyi Keriman’ın Müge’nin başına geleni öğrenmesiyle bırakmıştık. Müge, teyzesinin cd’yi hiç açmamış olma ihtimaline karşılık önce cd’yi geri alma yoluna gitse de Keriman gerçeği bildiğini söyleyerek Müge’nin lafını ağzına tıkadı. Teyzesinin öğrendiğini gören Müge artık çaresizliğini daha fazla gizleyemedi ve kendini bıraktı, her şeyi teyzesine anlattı. Keriman, Müge’yi kurtarmak için harekete geçti. Onun için bunun yolu Yunus’tan geçiyordu.

Atilla’nın ailesini de yavaş yavaş tanımaya başladık. Annesinin ve babasının arası iyi değil, babası muhtemelen annesini aldatıyor. Ati Müge"yi aradığında Müge, Emre ile konuştuğunu söylüyor Ati’ye. Ati yine Emre’ye atıyor topu. Müge, gerek çaresizlikten gerekse Ati’nin ona tek el uzatan olduğunu düşünerek hala ona güvenmeye devam ediyor ve ben oturduğum yerden böyle bir durumda bu kadar aptalca davranmasını hazmedemiyorum. O kayda sahip olan herkes senin için şüpheli olmalı artık kızım, saf mısın? Aklın mı yok? Sarsıl kendine gel!

Esma geçen bölüm olduğu gibi hop orada hop burada ziyaretlerine devam ediyor. İlk durak Keriman’ın evi olunca Müge ile karşılaşıyor ve onu didikliyor. Geçen Ati’nin arabasından indiğini söylüyor, laf söz muhabbetine bir iki eğlenceli dokunuş bekliyoruz ama ı-ıh çekirdekli mandalinadan öteye gidemiyor muhabbet… Esma eve döndüğünde ise bir de kayınbabasının evlenme derdiyle karşı karşıya kalıyor. Ah Esma ah, Esma dertlenmesin de kim dertlensin.

Öte yandan Yunus’un şirket içi uyuşturucu araştırması sürerken Muhsin de tırla sağ salim dönmenin peşinde harap oluyor. Yılmaz babası Güven’le teknede Elif’i konuşurken Yunus ile Emre de geliyor tekneye. Güven, şirkete geri döneceğinin haberini veriyor. Yunus ise her dakika Güven’le konuşabilme anını kolluyor. Kolluyor derken bayağı amatör bir sahne izliyoruz, ne o öyle iki dakika kalkınca koltuktan koltuğa atlamalar? Emre’nin annesi babası nerede derken onları da artık görüyoruz, onlar da geri dönecekler belli ki. Dönün tabii dönün, kadro yeterince kalabalık değil, bir de siz dönün.

Emre olanların sıcağıyla dayısına Müge ile evlenmek istediğini söylüyor. Yunus, okul falan diyor ama hoşuna da gidiyor, engel olmak istemiyor. Bu evlilik düşüncesi Yunus’a yine Keriman’ı düşündürtüyor. Keriman bir köşede, Hande bir köşede, Müge bir köşede … Herkes kendi derdini düşünürken fonda Orhan Gencebay-Aklım Takıldı’yı mini klip olarak dinliyoruz.

Yılmaz’ın aklına düşen Keriman bir yana, bir yandan da babası ile uğraşıyor. Babası Yılmaz’a takık ezelden, Yılmaz ne yapsa yaranamaz. Bunun gibi birkaç kendini tekrar eden kahvehane sahnesi izliyoruz. Bana kalırsa hem kısa hem de aynı kişilerle aynı laf dalaşlarını izlediğimiz bu sahneler hem dizinin kopuk kopuk görünmesini sağlıyor, hem de neyi amaçladığı belirsiz. Güldürmekse güldürmüyor, karakterler hakkında bilgi vermek ise dert, onu da yapmıyor.


İş başa düştü, Keriman Müge’nin derdine derman bulma peşinde.

Ertesi gün Keriman, Müge ve Hande, Ati’yi beklemeye koyuluyorlar. Keriman’ın planına göre bütün herkes yüzleşecek ve kartın kimde olup olmadığı ortaya çıkacak. Ati, Keriman’a her şeyi kendine yonttuğu şekilde tekrar anlatıyor. Hatta yine kendi uydurduğu taze bilgiyi de ekleyip İbo’nun da Hande’yi çektiğini söylüyor. Hanımlar, hiçbirinizin de Ati’den şüphelenmemesi de takdir edilesi hakikaten! Keriman’ın hakkını yemeyeyim, o biraz bir şeyler çakmaya başladı sanki.

Geçen bölümde sekreteri Dilek’ten şüphelenen (ki ben de şüphelendim) Yunus, Dilek’in getirdiği bilgilerden dolayı ona güvenme yoluna gidiyor (ya da belki onu deniyor) ve ondan getirdiği bilgiler ışığında daha fazla bilgi istiyor ve bunun aralarında kalması gerektiğini ekliyor. O bilgilerde de bilin bakalım kimin adı geçiyor? Tabii ki tanıdık: Ati’nin babası. Dilek’in kapıdan çıkarken ki manalı bakışa da anlam verebilen beri gelsin ayrıca, o neydi yahu? Muhsin’le Yunus’un telefon konuşmasını dinleyen Dilek, ya meraklı ve olayı kendi kafasında çözmeye çalışıyor ya da elde ettiği bilgiler sebebiyle ne yapması gerektiğini kestirmeye çalışıyor. Muhsin ise dönüşüyle herkese şüpheyle bakmaya başlıyor artık.

Keriman, Müge, Hande ve Ati, Yunus’un şirketine gelip her şeyi konuşmaya başlamışken, konuşma bir kötü haberle bölünüyor. Aynı anda Elif babasıyla konuşuyorken haber onlara da ulaşıyor. Yunus’un ablası ve eniştesi trafik kazası geçirip ölüyorlar. Ölüm, her zaman bütün öncelikli planları ikinci yapar. Fragmanlarda izlediğimiz ev buluşmasının bir yüzleşme değil, cenaze buluşması olduğunu anlıyoruz artık. Emre, kayıt mevzusu ile karşılaşmayı beklerken mahalleliyi de görünce afallıyor, “yok artık bütün mahalleye mi söylediler?” sorusu mu geçiyor kafasından bilinmez ama şaşkınlığı yüzünden okunuyor. Haberi aldığındaki boyun büküşü, Müge’ye bakışı akla kazınır cinsten. Yunus’un ise Emre için dik duruşunun seyrine doyulmaz.

Emre: Anneme söz vermiştim dayı, çiçekleri sulayacaktım. Onu bile beceremedim dayı…

Elif’in cenaze evine gelmesiyle Elif, Yunus, Keriman üçgeni yine belirginleşti. Elif iki arada bir derede Keriman’a laf çarpıtmasını başardı. Yunus da hakem görevini üstlendi o sırada. Neyse ki bu defa Zafer yoktu da bu garip çekişmede bir de Zafer’e rol düşmedi yani. Keriman ne ara oldu tam kestiremediğimiz bir anda kendini Emre’nin odasında buldu. Sahneyi gözünde canlandırırken İclal geldi, sonra da Yunus. E tabii Elif gelmese olmazdı, kıskanmasa hiç olmazdı.


Keriman ve Elif’in soğuk savaşında, Yunus ateş alanına giriyor.

Zafer’in cenazeleri almaya gitmesi ve polis memurunun elinde gördüğümüz nüfus cüzdanlarıyla ölümlerinden neredeyse emin olduğumuz Sevgi ve Ziya’nın cenaze evinden içeri girmesiyle bir saate yakın izlediğimiz cenaze sahneleri sonlanıyor. Herkesin ağzı bir karış açık. Sevgi, kapıya konulan yeni ayakkabıları elinde, Ziya ile birlikte geliyor. Cenaze sahneleri ile bir balon gibi şişen ben, Sevgi ile Ziya’nın içeri girmesiyle bir anda söndüm. Sıkıntımın yerini şaşkınlık ve az da olsa kızgınlık aldı.

Tekrar başa döndük, mevzumuz tekrar Emre’nin çektiği görüntü. Sevgi ve Ziya’nın ölmemiş oluşunu nasıl bağlayacaklar, onu da gelecek bölüm göreceğiz artık.

Bölümden gülümseten detaylar:

- Esma’nın “Ay annesiz babasız kaldı çocuk,” demesi

- Ölüm evi gülüm evi derler misali Yunus, tam Emre’ye haberi vermişken Esma’nın telefonunun çalması.

-Evde gösterilen ayaklar ve en sonda Güven’in çoraplarının farklı olması.

Sizi bilmem ama ben kahvehane muhabbetlerine gülmeyi bırak gülümseyemiyorum bile, Esma da olmasa kederden karaları bağlamıştık herhalde.

Şimdiden yeni yılınızı kutluyorum. Gelecek bölüm ÖzetliYorum’unda görüşmek üzere, geç kalmayın.
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR