Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Ölsem ağlayanım yok!
Sezon: 2 Bölüm: 39

- O teknede ne oldu demek, "Babamı sen mi öldürdün?" demenin kibarcası. Bırak kibarlığı da sor!
- Babamı sen mi öldürdün amca?
- Az önce yeğenimin sorusuyla ben öldüm Baran, ben öldüm.'

Merhabalar.

Senaristlerin yine bizi kıvrım kıvrım kıvrandırdığı bir bölüm seyrettik. Biz sabırsızlıkla gerçeklerin hemen ortaya çıkmasını beklerken onlar adeta ''Hele bir durun ballarım, hemen zart diye ortaya dökersek tadı çıkar mı? daha yolunu yapmalı, gülleri ekmeli büyütmeli, hatta karagül etmeli ki tadı çıksın,'' der gibiler. Artık bu durumdan şaka maka mazoşist bir zevk almaya falan başladım ben. Seyrederken “Nıhahahahah!” diye kahkalar atarken bi yandan ''Yolla gelsin müdüüüür,'' diyerek izliyorum. Yaptığı işin matematiğini bilen senaristlerin yazdığı diziyi izlemek de çok zevkliymiş yahu.. Özlemişim valla.

Kendal: Kendisine giren şemsiye ha açıldı ha açılacak, hala manipülasyon hala manipülasyon. Adeta bir Benjamin Linus gibi insanları kendi istediği yönde manipüle etme konusunda master degree sahibi. Özlem'e çektiği rest takdire şayanken, Baran'a yaptığı duygu sömürüsü son tahlilde adrese teslim bir gol gibi görünüyor. Tabii bunların hepsi kısa vadeli çözümler. Özlem restini görüp tüm kartları açtığında ne halt edecek o daha belli değil. Baran'ın bu numaralara artık karnım tok demesi de yakındır. Artık gördüğümüz kadarıyla Kendal'ın iyi insan olacağını umutla bekleyen Kadriye ve sadık uşağı Rıza haricinde etrafında ona inanan insan kalmadı. Narin de Murat'ı öldürmüş şüphesine yakalandı mıydı, iyice dımdızlak kalacak. He üzülecek misin derseniz tabii ki, NO!!!


-Kim ağlar ki benim için, kim üzülür Kasım kim? Kim yasımı tutar kim?
-Ben tutardım. Bu olanlar ne senin, ne benim ne de Sibel'in suçu. Bir tek suçlu var; Kendal Ağa!


Özlem: Geçen hafta “Ağam ne olur beni boşama,” diye ağlamana bozuldum demiştim, bu hafta çaatt diye ağzıma terlikle vurdun Özlem! Ben doğal olarak ''elinde bir sürü koz var, sal onlardan birini, ne ağız eğiyorsun o puşta'' diye düşünürken aslında kazın ayağı hiç öyle değilmiş. Kodlarına fakirlik ve tekrar mal gibi satılma korkusu öyle yerleşmiş ki Özlem'in şu an içinde bulunduğu (kendince) refahın elinden gitmesiymiş korkutan meğerse. Fakirlik, çaresizlik insana her şeyi yaptırır arkadaşlar. Özlem'in Kendal'ın restini sineye çekmesini çok görmedim açıkçası. Kendi ailesi sevmemiş ki Özlem’i, sevilmek ne bilmiyor kadın. Anası ''Sen adamı beğenmedin diye aç mı kalalım?'' demiş, abileri ''Biz ne dersek o olur,'' demiş ve güzeller güzeli Özlem'i satıvermiş derdi zoru erkek çocuk olan Kendal'a... Sevgisizlik Narin'de bencillik ve aile dediğinin elinden gitmesinden korkma hali olarak tezahür ediyorken Özlem'de ise fakirliğe geri dönme korkusu olarak ortaya çıkıyor. Canına kıymak isterken “Kimse beni özlemez,” diye ağlaması ne kadar acı! Özlem Kasım'ın kollarında çaresiz çırpınarak ağlarken çok kötü ağlattı beni de. Özlemi hep ağzım yayıla yayıla gülerek izlemeye alışmışım, seyrederken zırıl zırıl ağlamak bile koydu bana. Burada kısa bir parantez açayım. Kasım'ın Özlem'in ağlarken söylediklerini tekrar düşünmesini hafiften yazılma durumu olarak algıladım lakin, hani pratikte ve görsel olarak ''Olabilir lan, neden olmasın?'' desem de, Kasım bir katil olduğu için Özlem’ciğimi layık göremem, sorry!! Kasım önce gitsin Sibel'den çaldığı gençliğini kadına geri versin!! Neyse.. Özlem artık akıllı oynayacağının sinyallerini daha da güçlendirdi. Kendal, Ebru ve Fırat'ın yanında sözde itiraf ettirirken tüm vücut diliyle zorunda bırakıldığını ''yok canım Kendal bile o kadarını yapmaz'' romantikliğindeki Ebru’yu bile kıllandırdı. Özlem konaktaki herkesin ne kadar mallaşabileceğini çözmüş olduğu için nabızlarına göre vereceği şerbetin kıvamını artık tamı tamına tutturuyor. Özlem, Baran'ın Narin'in oğlu olmadığını biliyor da bunu niye sesli dile getirmiyor diye düşünüyordum hep; onun da zamanı Kendal'ın tehditlerine boyun eğmiş gibi görünüp, yalnız kalınca ''Kardeşini niye öldürdün ağam?'' diyerek attığı golle gelecekmiş demek ki. Şimdi Kendal düşünsün...Bir de cd'yi Oğuz Komutan’a yollayacağına Baran'ın seyretmesini sağlasaydı tam on puanı kapacaktı benden ama işte bunu kumpasçılıkta yeni olmasına veriyorum. Kendal anasının evine geri götürdüğünde “Seçimini yap,” dediği sahnede, Özlem’i gerçek bir insanmış gibi, dolu dolu gözlerini ağlamamaya yemin etmiş ve hırsından taşırmıyormuş gibi oynayan Hilal Altınbilek hanımefendiye buradan yürek dolusu sevgilerimi yolluyorum.

Kadriye: Arkadaşlaaaarrrrrr!!! Bu hafta Kadriye piremsesi, Melek'e ''ne oldu senin bir şeyin mi var?'' diye mi sordu?? Ben hayal mi gördüm yoksa? OMG!! İnsan gerçekten hayret ediyor arkadaşlar. Ada ses çıkarmadığı godoşlukları teek teek yüzüne vururken suratı ne hale geldi gördünüz mü? şlkjhgfdfghjklşlkjhgfds Ay resmen tatmin oldum! Ahahahaha, bir de yapılmasını değil de yüzüne söylenmesini saygısızlık addediyor; piremsese bak sen!! Kadriye artık lütfen telefon sapıklığını bıraksın. Bak lütfen diyorum!! Konakta biri osursa ''Kendal çabbuukk soda al gel,'' diyecek falan diye korkmaya başladım, ciddi ciddi. O kadar madiden şeyler için zart zurt Kendal'ı arıyor ki ''Öeeehh!'' diyorum valla.Tamam Kendal'ın da meraklısı değilim ama benim bile Kendal gibi ''Höfff be ana!'' diyeyazasım geldi de geçiyor.

Ebru: ''Yık ırtık!! Bı kıdırını Kındıl bılı yıpmış ılımız!!'' Hı hımm, kesin yapmaz evet. Sana kızdım ve sana laflar hazırladım!! Arkadaş bu adam sırf sen ve çocukların mağdur ol diye kendi elleriyle ektiği fıstıkları yakmadı mı? Bu onu kesmeyince senin boğazını sıkarak seni öldürmeye çalışmadı mı lan? Baran mutfağın kapısını kırıp duvara çarpmasaydı bu lavuğu, eşşek cennetinden göz kulak olacaktın çocuklarına. Neyin Pollyannalığı ulan bu? Tamam kötülük düşünmeyen bir insan ol da, gerizekalı olma arkadaş!! İki kişi tekneyle açılıyor biri ölmüş biri kalmış, ortada bir cinayet şüphesi var ama sen hala o kadarını yapmış olamaz dersen ben de sana bu kadar keko olamazsın derim arkadaş! Baran bile eline büyüdüğü amcasından şüphelenip “Bana açıkla,” diyor sen “O kadarını beklemem,” de. Aferin!! Gezegenin en iyi kalplisi seni seçtik, ama Kendal'ın elinde inim inim inleyeceksin. N’apalım iyi kalpli olduğunu bildiğimiz için buna da katlanacağını düşündük. Bu gereksiz salaklığını hemen bırak ve kendine gel. Özlem'in yalan söylediğini çakozladın bari diyerek fazla uzatmıyorum bu mevzuyu; bir daha olmasın lütfen!!

Narin: Bak beybi o koca müsveddesi olacak Murat yaşıyor mu şüphesiyle Oğuz'u geri çevirip üzersen, hemen eski günlerimize geri dönerim hiç acımam. Gözümde yükselttiğin değerini lütfen bozuk para gibi harcama!! Hele de Murat bencili için yaparsan bunu, bir daha da seninle empati yapmaya tenezzül bile etmem. Zaten Baran'a kardeşleri üzerinden yürümene uyuz oldum. Neyse kalbimi bozmayacağım, sakinim.. sakinim.. sakinim.. Sevildikçe yabaniliğini bırakacak diye umudumu korumaya devam ediyorum.


"Dağ başı mı burası? Bir sor kimsin diye.."

Baran: Ah be çocuğum, Kendal'ı da harcamamaya çalışmana çok acıdım be!! ''Amca beni ikna et!'' diye bağırırken çok acıdım be!! O yaşa gelene kadar yaşadığı tüm yoksunlukların sebebinin amcası, annesi bildiği Narin, kimsenin saygısızlık yapmasını istemediği babaannesi olduğunu öğrendiğinde ne yapacağını düşünmesi bile üzücü. Bütün gerçekleri öğrendiğinde boynunu sola büküp, gözlerinin dolup taşmasına kızarak dişlerini nasıl sıkıp yutkunacağını bile gözümün önüne getirebiliyorum. Koşa koşa ağlamak için, bağırmak için kaçışını bile gözümün önüne getirebiliyorum. Bunlar için bir yandan içim acırken diğer yandan Ada ve Serdar'a yaptığı danalık için de ne yapıyorsun ulan diye tokatı ense köküne şaplatmak istiyorum. O da olgunlaşacak, adam olacak. Bu yaptığı hanzolukla Ayşe'yi koyduğu yeri de görecek ama geç olmasa bari. Her şey bir anda güllük gülistanlık olmuyor işte. Baran ve kardeşlerinin daima sımsıkı kenetlenmiş olmasını istiyoruz evet de, bu çocukların birbirlerinden haberleri bile yoktu düne kadar.. Bu kadar iletişim bile bayağı büyük aşama aslında. Bence bu işi Ayşe düzeltecek; Baran'ın dolaylı olarak kendine ettiği hakareti yanına bırakmaz.. İnşallah çok uzamaz bu tatsızlık.


"Tabii bizim yaptıklarımız namussuzluk oluyor değil mi? Ama siz iki-üç kadın alınca namuslu oluyorsunuz. Sen mi bana namustan bahsediyorsun? Yengenin kardeşiyle sevgili oldun. Sen bana namustan bahsedecek son kişisin!"

Ada - Maya - Serdar: Şimdi bu üçlünün arasındaki durum taraflardan birinin üzülmesi ile sonuçlanacak. Artık bu kaçınılmaz maalesef. Ada'nın çok bilindik bir şekilde hevesle yaptığı ''kız nazı'' Baran yüzünden kursağında kalsa da, bu ufaklık mevzunun kendi ikizine patlamasını çok sessiz karşılamaz gibi geliyor bana. Maya susar kabullenir, lakin ufaklığın Maya olduğunu öğrenen Ada büyük olay çıkarır gibime geldi. Evet Ada bencil bir kız lakin ikizi için de sessiz kalacağını düşünmüyorum açıkçası. Serdar isteyerek üzmedi evet, lakin Ada için bunun önemi olmayacak maalesef. Ada, Baran ile kavgasında ne kadar haklıysa da ''Sanki öz kardeşim bana ne?'' diyerek anında haksız duruma düşebiliyor. İşte sevmediği Kendal'ın kendilerine yeğenim dememesiyle birebir aynı hareketi Baran'a yapıyor. Öz be öz kendi abisi olduğu öğrenince yine Kendal gibi bir şekilde üste çıkacağına eminim ben. Ahahahhahaha, o kadar sevmeyip de tıpatıp Kendal’a benzemesi de senaristlerin garip bir cilvesi. Valla süper çelişki ve harika bir ders verme biçimi.

Fırat: Kanka, yumurta kapıya iyice dayanmaya başlıyor.. Ebru’ya olan temayülünün absürtlüğünü herkes yüzüne sesli vurdukça, sesli söylendikçe yani bana da bir iğrenç gelmeye başladı be hocam. Zaten onaylamıyordum da, bu ilişki sakat yani. Hep istediğim gibi Ebru tek başına çocukları ile ayakta kalsa daha mantıklı. Narin'in sırrına ortaksın ve bu gitgide daha da büyük bir vebal olarak ayaklarına dolaşmaya başladı bile. Hacı, sen kendi kızını falan aramaya başla ya... Boşver Ebru’ydu, Kendal’dı uğraşma bence. Senin büyüttüğün bu hayal sakat abicim. Valla seyrederken “beeeelki olabilir” dediğim an çok az. Ebru ne kadar onu kandırmış olursa olsun Murat'ın yaşama ihtimalini duyunca nasıl peşine düştü farkettiysen. Söylemesi bile sakat be abicim. Teyzenin oğlunun karısına aşıksın ayol. Cık olmaz ve olmamalı da bence. Son kararım bu evet.

Sabredip sonuna kadar okuyan herkesin gözlerine sağlık.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR