Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Ok yaydan çıktı bir kere
Sezon: 1 Bölüm: 13

Kaç hafta “seni seviyorum” demelerini bekledik, sonuçta yine ayrıldılar.

Eski Hikâye’nin 13. bölümünü bitirdik. Yine öyle bir bölüm oldu ki ben de aynı başlangıcı yapmak zorunda kaldım. Dizi bir sonraki hafta final yapacakmış gibi geçti. Zaten karışık olan olaylar karman çorman oldu. Geçen hafta düşük dozda verilen ve bu hafta tavan yapan itiraflar ve yüzleşmeler bölümün ilk dakikasından son anına kadar resmen ‘itiraf maratonu’ şeklinde sürdü. 14. bölümün fragmanından da görüyoruz ki bu bölüm sadece bir başlangıç. Anlaşılan o ki Eski Hikâye bizleri alıştırdığı bu hızlı kurguya devam edecek. Etsin de zaten. Bir itirafın olması, gerçeğin ortaya çıkması için bütün sezon bekleten dizilere inat böyle ‘koş’sun böyle güzel yol alsın.

Bu arada yeni başlayacak olan bir dizi sebebiyle dizinin yayın saati yine değişecek gibi görünüyor. Şu anki son durum 15 Ocak’ta 19:50’de yayınlanmayacağının kesin olduğu. Eski saati olan 22:40’a mı çekilir ya da başka bir güne mi alınır bilmiyorum ama bu dizinin gerçekten değeri bilinmiyor. Bu yüzden de Ekranella ödüllerini dağıtırken '2013’ün En Kadri Bilinmeyen’ dizisi ödülünü verdik zaten. Diziyi izleyen önemli bir kitle olduğunu sosyal ağlardan biliyorum. Hatta Türkiye dışında bile izleyenler olduğunu görüyorum. Umarım TRT 1 üçte birini geride bırakmış olan bu diziyi belli bir yayın zamanında sabitler.


Cengiz Timuçin’in ölümü tabancadan olmayacak, ne dersiniz?

SENİ SEVİYORUM, AYRILALIM
Olaylara dönecek olursak diye başlamak istiyorum ama o kadar çok mevzu var ki nerden başlayacağımı bile bilemedim. En iyisi geçen bölümün sonundan devam edelim. Birkaç bölüm önce başarısız denemelerle gerçekleşmeyen Mete-Türkan aşkının beklenen cümleleri nihayet duyuldu. Birbirlerini sevdiklerini söylediler, iyi, güzel ama üstünden saatler geçmeden bu işin olmayacağının itirafıyla yine ayrıldılar. Bu ilişki dizideki kirli oyunların, kişilerin, olayların çözülmesi kadar zor bir durum almış durumda. Potansiyel ilişki durumu olan herkes birbirine kavuşur, bu ikili kavuşacaksa bile bu olay en son gerçekleşir. Ayrıldıktan sonraki hâlleri ise ‘benim babam suçsuz, seninki suçlu’ mücadelesinden farksızdı. Gittikleri her yerde yolları kesişti. Gerçi bunların birçoğunda Mete takip etti ya neyse.

EVET, YAPTIM
Mete’nin ispatlaması sonucu gerçekle yüzleşen Türkan babasıyla yüzleşti ve olanlar oldu. Artık yalanlarını taşıyamayan, yıllardır ne yapmışsa ailesi için, çocukları için yapan Sadri herşeyi itiraf etti. Hem de bunu hiç utanmadan, sıkılmadan alnı açık, başı dik şekilde yaptı. O sahnede oyuncuların hepsi ağladı, ağlattı. O itiraf dakikaları dizinin şimdiye kadarki en dramatik anıydı. O hastayken başka çaresi olmadığını, elinden geleni yaptığını söylese de Türkan bunu kendi kurallar düzenine oturtamadı ve gemileri yaktı.

BERKES'E GERÇEKLEŞEN SERİ ZİYARETLER
Bölümde sırasıyla Nilüfer, Cengiz, Mete ve Türkan, Berkes’i makamında ziyarete geldiler. İçlerinde en çarpıcısı Nilüfer’in ziyaretiydi. Mete’nin annesinin trafik kazasında öldüğünü öğrendiğimizdeki tahminimiz doğru çıktı ve Nilüfer’in sevdiği adamı elde etmek için karısını öldürdüğünü öğrendik. Şöyle bir gerçek var ki olay örgüsünün içinde yer alan herkes hatalı, herkes suçlu, herkes kurban (Murat Boztepeli’yi bunun içine katmıyoruz). Bu gerçekle bir kez daha yüzleştik.

Boztepeli’den bonservisini alarak ayrılan Cengiz gidebileceği tek yere gitmekte gecikmedi ve Berkes’in yanına gitti. İyi ki gitti diyorum, bu sayede Kese’yi birkaç dakikalığına da olsa görme şansı bulduk. Şu sıralar ortalık bu kadar karışıkken bu kadar gördüğümüze bile şükredeceğiz artık. Sonuç olarak Berkes’in Boztepeli’nin iki has adamını kendi safına kattığı da resmiyete döküldü. Bu arada Cengiz’i ortadan kaldırmaya çalışan Boztepeli’nin ekibi onu yakalasa da Pamir, vefa borcundan dolayı kafasına silah dayadığı Cengiz’i vuramadı. Böylelikle Cengiz, ikinci kez kafasına silah dayanmasına rağmen hiçbir hasar almadan kurtulmayı başardı.


Murat Boztepeli, Nilüfer’i bölüm boyunca ağlatmakla uğraştı.

Mete-Berkes görüşmesinde en çok dikkat çeken nokta ise Berkes’in Vicdan’ın ölmediğini bilir şekilde Mete’yle konuşmasıydı. Berkes’in Vicdan olmadığını biliyoruz, ama Sadri olayında olduğu gibi onunla da bağlantıya geçmiş olması pek muhtemel. Kendini öldü göstererek Mete’yi daha aktif savaşa iten Vicdan, Sadri ve Berkes gibi Mete’nin yakınındakilerle bağlantıda kalarak Mete’yi bir şekilde kolluyor olabilir. Bu bölümde Vicdan’ın sesini hiç duyamadık, ama nedense birkaç bölüm içinde ortaya çıkacağını düşünüyorum.

BOZTEPELİLER DAĞILIYOR
Boztepeliler açısından bol hüzünlü ve trajedik bir bölüm oldu. Aslında Boztepeliler’in kadınları için desem daha doğru olacak. Zira Murat Boztepeli, hem meşhur arsalarını yeniden ele geçirdi, hem Esra’nın babasını ortadan kaldırdı, hem de artık iyice canını sıkan Nilüfer’i tamamen saf dışı bıraktı. Nilüfer ise bölüm boyunca en çok acı çeken, üzülen karakterdi. Önce Berkes’ten beklediği desteği göremedi, sonra abisine karşı koz olarak kullandığı Esra’nın babası yanı başında öldürüldü. Son çare olarak Esra’ya annesi olduğu gerçeğini artık söylese de geldiği son nokta evden kovulmak oldu.

Gelelim Esra’ya. Ya da içine canavar kaçmış ergen Esra’ya mı desek bilemiyorum. Finaldeki yüzleşmesine gelmeden önce bölüm boyunca yapmış olduğu hareketlerin izleyen herkesi sinir ettiğine eminim. Kız resmen Hürriyet ailesine karşı topyekûn saldırı başlatarak eşi görülmemiş bir kıskançlık gösterdi. Sözde babasının ona ayar verdiği sahnede Boztepeli’ye çok sevgi beslediğimi söylemek istiyorum. Nilüfer’in itirafı sonucu o da evi terkedenler kervanına katıldı. O kadar saçma sapan hareketinin sonucu Mete’ye Türkan’dan önce gelerek bir adım öne geçmeyi de başardı ya bir şey demiyorum. Bu olay Mete’nin başına iş açar mı gelecek hafta göreceğiz.


Apartmanın kadınları, muhtemel gelin adaylarını değerlendiriyor.

AKSİYON DOLU APARTMAN
Apartman sakinlerinden bahsetmezsem çok ayıp olacak, biliyorum. Birinci Geleneksel Apartman Günü’nde toplanan kadınların neşeli sohbetleri Esra’nın ve Türkan’ın gelmesiyle farklı bir hâl alsa da Esra’yla iyi dalga geçtikleri için Rezzan ve Fahriye Hanım’lara teşekkürü borç bilirim.

Ankaralı Ragıp’ın da alnından öpmek istiyorum. Çünkü o da kendini ezdirmeyerek Abdi Bey’e gerekeni söyledı ve işi bıraktı. Türkücülük kariyerine geri döner mi düşünmüyor değilim. Bu arada Abdi Bey’e isyanını dile getirirken Rezzan Hanım’ın adını geçirmesi de ona karşı bir şeyler hissettiğinin ufak bir itirafıydı.

Mete-Türkan aşkı kadar olmasa da dizinin zor aşkları sıralamasının ikincisi Ömer-Zeynep konusu da imkânsızlığını sürdürüyor. Neyse arkadaş olsunlar bakalım, nasıl olsa o arkadaşlıkları iyi biliyoruz (Bkz. Mete-Türkan). Bu arada çok ufak bir detay olabilir belki ama Ömer’in Almanya’daki dayısının da diziye bir şekilde katılacağını düşünüyorum. Ne dersiniz Vicdan o olabilir mi acaba?

Önümüzdeki bölümde görüşmek üzere.
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR