Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Nihan Emir'e tutsak, Kemal Nihan'a yasak; mutluluk herkese çok uzak…
Sezon: 1 Bölüm: 32

Monoton, ağır, sıradan geçen iki haftadan sonra sonunda Kara Sevda is back! Aranan kan, beklenen aksiyon; iki haftadır anlatmak istediğim işte tam olarak buydu...

Geçen bölümün durağan gitmesine rağmen, en heyecanlı yeri olan son sahnesiyle açılışı yaptık. Tufan'ın Nazif'i vurmasından sonra Kemal polisi aradı. Açıkçası ben polisin Emir'e çalışacağını düşünmüştüm ama yanılmışım; polis beyimiz kendisini kariyerinin altın vuruşunu yapmaya odaklamış. O hengamenin ortasında Nihan hala gözlerini Kemal'e dikebiliyor ve hala onunla konuşmaya çalışıyor... Hayret doğrusu! Emir'den deli gibi korktuğu için Kemal'e türlü eziyet, işkence, acı yaşatan Nihan; Emir dibindeyken hala inatla kendini Kemal'in yanında buluyor. Kemal ise artık çok haklı! Yüzde yüz, sonuna kadar haklı. En olmayacak zamanda; sevdiğine için giderek bakmak ne kadar kötü bir şeydir; Kemal bize bunu her bölüm hissettiriyor. Gözlerine en okkalı acıyı yerleştiriyor ve Nihan'ın imkansızlığına, Nihan'ın cesaretsizliğine, Nihan'la olamayışlarına bakıyor... Sevdiği kadının başkasının olduğunu gördükçe kavruluyor... Bir erkek için ne kadar kötü bir durumdur değil mi? Her dakika burnunun dibinde olup da dokunamamak, bin bir emekle kazandığın umutlarını bir anda yerle bir etmek, "o"nun başka bir adama ait olduğunu ve asla senin olmayacağını bilmek, senin dokunmaya kıyamadığını başkasının solduracağını düşünmek; ne zordur... Kemal haklı işte, hep haklı, çok haklı! "Gözbebeklerinde tuttuğunu kocana sakla," derken de sonuna kadar haklıydı. Peki sen gözbebeklerinde tuttuğunu ne zaman çıkaracaksın Kemal? Onca acı, onca darbe, onca ihanet, onca kaybolan umut ne zaman gün yüzüne çıkacak? Onlar orada durdukça senin aklın yerinde kalacak mı? Biz de Kemal'le birlikte soruyoruz sana Nihan; "Daha kaç tane cinayet işlenmesi lazım? Bir Ozan'ı korumak için kaç kişinin can vermesi lazım?" Nihan'ın kendi kardeşini koruma pahasına ölüme ittiği hayatların sonu gelecek mi? O da çaresiz, o da dipsiz bir kuyunun içinde debeleniyor ama Emir'e arabada patlamakta biraz geç kalmadı mı? Emir'in vereceği tepki çok açıkken, malesef işler bu raddelere kadar gelmişken artık iş işten çoktan geçti... Nihan'ın defalarca, üst üste gururunu kırmaktan başka ne işe yarıyor bu serzenişler? Tek başına baş etmek zor Nihan... Yapılan sorgudan sonra karakolun önünde Kemal'in arabasına kamyonun girmesi gereksiz bir gözdağı gibiydi. Nihan'ın anlaması açısından belki yerindeydi ama Emir'in de Kemal'in ölümden korkmadığını bu zamana kadar anlamış olması gerekti. Ona karşı attığı her tehlikeli adımda Kemal artık daha da güçleniyor ve daha da hırslanıyor. Zehir'e dediği gibi bu iş artık Nihan meselesi olmaktan çıktı; Emir ve Kemal'in savaşı oluverdi. Bu iki güçlü karakteri böylesine delice savaşırken izlemenin zevki gerçekten çok büyük; hatta Kemal'in Nihan için savaşmasındansa olan biten bunca şeyden sonra sadece Emir'i yok etmeye çalışması haftalardır beklediğim yegane hareketti. Ayrıca Zehir ile de mükemmel ikili oldular! Hülya'nın Mahir'i, Kemal'in ise Zehir'i... Müthiş değil mi?

Zeynep ve Ozan cephesinde ise işler artık rayından çoktan çıktı. Zeynep akıllı kız. Kötülükte sınır tanımasa da, kendi gibi olan Emir'e aşık olsa da hayatını garanti altına almaya çalışmasını anlayabiliyorum. Bu da Hazal Filiz Küçükköse'nin oyunculuğunun harikalığının kanıtıdır bana göre. Zeynep'i hem anlatmak, hem de ondan nefret ettirmek herkesin harcı değildi, o bu işin üstesinden gelebildi. Ozan'ı bir anda terketti ve sözde kocasının ona olan aşkını da kullanarak Ozan'a sonunda o evlilik sözleşmesini imzalattırmayı başardı. Ben Vildan gibi cingöz bir kadından bunu daha önce tahmin etmesini beklerdim ama anlayamadı. Ozan tam bir loser! Herkesi toplayıp konferans verirmişçesine anlattığı Zeynep'e olan aşkıyla o insancıklara resmen gına getirdi. Bu kadar saf olma be çocuk! Annen ayrı cingöz, karın ayrı; sen daha çok ezilirsin... Zeynep ise ne işler beceriyor, aklında ne tilkiler dönüyor ama bir anne-babasına laf anlatamıyor. Bugün Fehime Hanım konusuna pek gitmeyecektim çünkü geçen haftaki sahnesinden sonra sinirim hala geçmemişti ama yine ne yaptı, ne etti kendini olayların içine soktu. Kızının mutluluğunu istemek hakkın Fehime Hanım ama peki ya Tarık'a yaptığın? Önce Kemal'e, sonra Zeynep'e, şimdi de Tarık'a "Ölümü çiğnemeden evlenemezsin!" dedin. Hüseyin Bey zaten sen ne dersen onaylıyor, sen de almışsın ipleri eline istediğin gibi yönetmeye çalışıyorsun herkesi. Bak Zeynep evlendi... Onu geçelim; bak Kemal Nihan'dan vazgeçmedi... Emir olmasa Kemal seni dinler miydi? Peki Tarık sevdiğinden geçer mi sanıyorsun? Zor... Hele de Tarık sana ve Hüseyin Bey’e Kemal kadar bağlı değilken seni asla dinlemez!

Tarık ve Banu konusu da bu bölüm beni en çok şaşırtan konulardan biriydi... Tarık'ın aşık olduğunda artık Kemal'i anlayacağını düşünmüştüm ama nerede?... Kemal hariç herkes kendi yoluna, kendi isteklerine, kendi çıkarlarına bakıyor o ailede... Bir Kemal herkesi düşünsün! Banu ise Tarık'ı sevmesine rağmen nasıl ikinci Nihan vakası olup Emir'e bu kadar kolay boyun eğebildi ve nasıl o bunalımdan bu kadar çabuk çıkabildi anlamış değilim! Onların işleri daha karışık, çözmekse uzun zaman alacak gibi... Bakalım Tarık, Banu'nun hala Emir'e çalıştığını öğrendiğinde ne gibi yıkımlar yaşayacak? Bir Emir Kozcuoğlu nasıl da birsürü insanın hayatını avuçlarına alıp mahvedebiliyor değil mi? Ya o çok zeki, ya da etrafındakiler fazla saf! Bu arada Emir demişken, uzun zamandır ilk defa Emir Kozcuoğlu'nu açık renk gömlekle görme şerefine nail olduk! Nasıl yakışmış değil mi? Tamam darkness tarzının da hastasıyız ama arada bir de böyle içimiz açılsa güzel olmaz mı? Bence şahane olur...

1 2
Gülşah Şençiçek​
26/05/2016 10:34
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR