Ayrılık depresyonlarında kadınlar için ilk birkaç gün çok zor geçer. Ama bu bitkisel hayat durumu kısa süre içinde her zaman yerini bir Bihter Ziyagil moduna bırakır ; Şimdi dinleneceğim, güzelleşeceğim yarın için! Öykü de aynen böyle yaptı, dinlendi ve güzelleşti. Ayaz'ın karşısına öyle bir çıktı ki açık söyleyeyim ben bile ekran başından ıslık çaldım Öykü'ye.

 

Öykü'yle Ayaz görüşmeme kararı alsalar da -ki bu kararı Ayaz kendi başına almıştı- Evren (her iki anlamda da) onların ayrı kalmasına müsaade etmedi. Daha önce Önem Dinçer Moda Evi katalog çekimi için çekilen fotoğraflarını ünlü modacı Evren görünce ve aralarındaki uyumu fark edince "Bu ikiliyi istiyorum!" dedi. İşin ucunda yakın zamanda bütün ünlü modacıların katılacağı defileye katılmak olunca Önem ne yaptı etti Ayaz ve Öykü'yü ikna etti.

Ayaz ve Öykü Evren'in hazırladığı panayırda çocuklarla çocuk olup hem didişip hem eğlendiler. Oyun oynarken Öykü her ne kadar da "Bu yarış adil değil!" dese de tek başına da olsa oyunların hiç birinde onu yenemeyeceğini baştan biliyorduk. Panayırın gündüz eğlencesi bitti de kurtulduk sanırlarken Evren geldi ve akşam da buradasınız dedi. Öykü çok eğleniyorum, yıkılmadım ayaktayım imajı vereceğim diye akşam bir planım vardı yalanını uzatmak zorunda kaldı. Zaten Evren'e hayır demek imkansız. Çünkü onun sözlüğünde hayır yok. Aksine daha samimi olmak daha sıkı sarılmak var.

 

 

Akşamki etkinliklere de katılmak üzere söz alındıktan sonra Öykü ve Ayaz kaldıkları yerden didişmeye devam ettiler. Akşam çocuklar gibi eğlenme eyleminin devamı niteliğinde bir sihirbazlık gösterisi vardı. Tabii ki kahramanlarımız bunun da bir parçası olacaktı. Ayaz, bütün hıncını alırcasına Öykü'yü, hala izlerken gerçekten kesiyorlar sandığım o korkunç kılıç sokmalı sihirbazlık gösterisinde kullandı. Şaka yapmıyorum çok korkuyorum ben o sihirbazlık gösterilerinden.

 

Bir günlük türlü şebekliklerin sonunda Öykü ve Ayaz kurtulduklarını sanıp sevinseler de o iş öyle olmadı maalesef. Evren hem onları bir araya getirmek hem de istediği o uyumu bulduğundan dolayı kaybetmemek için Öykü ve Ayaz'ı bırakmamaya kararlıydı. Ertesi gün bir huzur evinde yaşlılarla oturup hoş beş etmek üzere buluştular. Bir de ne görsünler, tıpkı kendileri gibi iki inatçı keçi. Yaş olmuş 70 ama hala iş bitmemiş. Ayaz ve Öykü huzur evindeki o yaşlı tonton amca ve teyzeyi kendilerine benzettiler. Yıllar sonra kendilerini orada gördüler. Nasıl mı ? Cevabı fotoğraf versin :)

 

Ayaz ve Öykü cephesinde bunlar olmaya devam ederken Burcu, abisinin bir kız uğruna evi terk etmesine hem çok bozulmuş hem de abisini çok özlemişti. Emre de geçtiğimiz hafta takside yaşadığı sorundan dolayı kovulmuştu. İkisinin de canları ayrı ayrı çok sıkkın olduğundan ancak birbirlerini aramaya fırsat buldular. Burcu ve Emre bir araya geldiğinde ortaya çok güzel şeyler çıkabiliyor. Birbirlerine olan bakışları gerçek aşkı temsil ediyor. Bunun yavaş yavaş gelişmesi ise beni çok mutlu ediyor.

 

Mete ve Şeyma da ilişkiye başladıkları gibi tam gaz devam ediyorken önlerine devamlı Şeyma'nın geçmişi çıkıyor. Mete Şeyma için lüks daireler kiralamayı hayal ederken aklını kurcalayan sorulardan da kaçamadı. Sonunda gidip gerçekleri öğrenmeye karar verdi. Hal böyle olunca da Mete ve Şeyma'nın arasında zaten pamuk ipliğine bağlı olan adı aşk harici her şey olan o bağ koptu. Mete, Şeyma'ya o çok istediği lüks hayatı sunup "Seni kalabalık geçmişinle baş başa bu lüks evde bırakıyorum," dedi ve anahtarı fırlatıp gitti.

 

Burcu, Emre'yi mutlu edebilmenin yolunun paradan geçmediğini anlayınca ona en büyük hayalini gerçekleştirme fırsatı sundu. Emre artık Burcu ve Mete'nin arkadaşının kafesinde haftanın üç günü şarkı çalıp söyleyecek. Emre bunu öğrenince dünyanın en mutlu insanı oldu tabii. Bunu hem gözlerinden hem de sözlerinden anlamak mümkün. Şarkısına başlamadan önce Burcu'ya ettiği iltifatlar da cabası. Çok daha fazla Burcu ve Emre görmek istiyoruz, çok daha fazla! Böyle aşkları özlüyor insan zamanla. Temiz saf ve çok gerçekçi...

Emre'yi ilk gününde yalnız bırakmayalım temalı buluşmada Ayaz ve Öykü birbirinden habersiz Emre'nin çaldığı kafeye geldiler. Anlaşılan o ki daha çok gelinecek bu kafeye. Emre güzel güzel şarkılarını söyledikten sonra Öykü'ye bir cesaret geldi. Tam her şeyi söyleyecekti ki Ayaz yine lafı ağzına tıkadı.

Dizi erkeklerinde de bu düş yakamdan modu pek bir moda oldu...

Ayaz Öykü'nün konuşmasına müsaade etmeden, söyleyeceklerini gözleri dolu dolu da olsa söyleyince, Öykü'nün de ağzı açılmadı haliyle. Kiraz Mevsimi bu hafta yine neredeyse en iyi bölümlerinden biriyle karşımızdaydı. Aşkın ve samimiyetin dolu dolu gösterildiği bir bölümün daha sonuna geldik. Haftaya görüşmek üzere.