Herkes mutfakta.
Patrick, sevgilisi Richie ile mutfakta akşam yemeği hazırlıyor ve gerçekten sevgili olup olmadıklarını konuşurken oynaşıyorlar. Tabii bu arada Richie, hissettiğim kadarıyla son derece titizlikle çözmeye çalıştığı Patrick’in geçmişinde arkadaşlarının yerini sorgulamaya çabalıyor. Dom’la seneler evvel yalnızca bir kez yattığını öğrendiğindeyse hiçbir şey olmamış, bu durum oldukça sıradan bir olaymış gibi yemeğini pişirmeye devam ediyor. Bu kadar kontrollü olduğuna bakılırsa ya gerçekten fena halde âşık ya da bu ilişkinin son günü geldiğinde çıkan kavgada kazanan taraf olması gerektiğini şimdiden bildiği için o gün kullanabileceği ne varsa toplama derdinde. Fakat görünen o ki, Patrick’in boynuna takıverdiği muska ile ilişkiyi tescilledi. Peki, bu hâl tavır ne o halde?
Duvara dizip durduğu fotoğraflarla ne yapmaya çalıştığını bir türlü kendisinin de anlamadığını düşündüğüm Agustin, sevgilisinin telkinleriyle kendini dirayetli tutmayı öğrenecek gibi duruyor. Bu arada ne tesadüf ki, Agustin’in sevgilisi Frank de mutfakta yemek pişirdiğinin sinyallerini veren mutfak gereçleriyle görünüyor. Bu mutfakta bir gizli mesaj var ama henüz çözemiyorum.
Dom ise, saunada tanıştığı çiçekçi Lynn ile samimiyeti epey ilerletmiş. Doğum gününü onun evinde kutladığını, Lynn’in de onu arkadaşlarıyla tanıştırdığını göz önünde bulundurursak Lynn onu sevmeye başlamış olabilir. Fakat Dom için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, Dom şu aralar parayı daha çok seviyor. Ne de olsa hayallerinin restoranını açması ve orada Peri Perili Tavuk (yemeğin ismi dahi restoranın hayal olarak kalabileceğini niteler durumda) satabilmesi için paraya ihtiyacı var. Tabii Lynn ve Dom’un koyu sohbetlerine nerede başladıklarını ya da bitirdiklerini söylemeyi gerek görmesem de söylemeden edemeyeceğim: Mutfakta!
Patrick, Richie’yi dostlarının beğenisine sunuyor.
Toplanıp gittikleri piknik yerinde, Dom’un doğum günü kutlamasını yapacaklar. Bu vesileyle Patrick de Richie ile arkadaşlarını tanıştıracak ve sevgili olduklarının muştusunu verecekler. Beklediğimin aksine oldukça olağan karşılanan bu sevgili durumunu herkes çabuk kabullenmiş görünüyor. Fakat Richie’de bir tutukluk, bir kendini onlardan aşağı görme durumları… Böyle bir ilişki arkadaşların onayı olmadan fazla sürmez, o bunu bilmiyor mu?
Espriler havada uçuşurken Patrick, patronu Kevin ile karşılaşıyor. Ve doğal olarak yanına gidip konuşmaya başlıyor. Tam bu esnada Kevin’ın sevgilisi çıkageliyor ve artık burada yaşadığını, bir yere gitmediğini söylüyor. Bu söylemin ardına Richie’nin gelip tanışması ve saç kestiğini, işinin bu olduğunu söyledikten sonra Patrick’in ortada hiç böyle bir şey yokken sanki onun yaptığı işten utanmış gibi kendi dükkanını açacağını söylemesi Richie’nin yaptığı işten utandığını fena halde belli ediyor. Yoksa böyle bir şeyi söylemeye gerek bile duymazdı. Tabii ondan önce patronu Kevin’ı elinden kaçırmazdı ya, o bambaşka bir konu.
Ve çiçekler… Dom’a, Lynn’den gelen bu çiçekler aşkı anlatmıyor da neyi anlatıyor acaba? Neyse, bekleyip göreceğiz.
Dilinin kemiksizliği konusunda son derece saygı duyup eğlenceli bulduğum Agustin yine yapıyor yapacağını ve Patrick’e Richie’nin varoşlardan çıkma bir oyuncak, vazgeçmesi gereken biri olduğunu ima ediyor. Ki haklı olduğu kısımlar da var. Fakat sorun bu değil, sorun tam bunları konuşurlarken Richie’nin orada bitivermesiyle konuşulanları duyması. Ama ne oluyor? Tabii ki bütün kıçlar Agustin’e dönüyor, Patrick kendi ayıbının üstünü Agustin’i görmezden gelerek örtebileceğine dair hastalıklı bir hisse bürünüyor. Sevgilisiyle arasında çıkan tartışmayı da onu kız kardeşinin düğününe davet ederek çözebileceğine inanıyor.
En sağlam ilişki sandığım Agustin ve Frank’in ilişkisi ise Agustin’in fahişe dostunu Frank’le tanıştırmasından sonra bozulabilir gibi görünüyor bana. Dememe kalmadan, Agustin sevgilisini o fahişeyle seviştiriyor ve bununla da yetinmeyip bir de kameraya alıyor. Sonuç olarak onların ateşli sevişmesini gördüğünde, öpüşlerin bile farklı olduğunu hissedince kıskanmadan edemiyor. Kendi kaşınsa da, acısını yaşamadan edemez bunun.
Tanışma anı iyi geçse de ilişki çatlamaya başlayacak sanıyorum ki.
Bölüm biterken Patrick’in ayna karşısında kendi içine dönmesi ise masalsı anlatımına karşın yeni başladığı ilişkinin bütününü masaya yatırdığını düşündürüyor bize. Belki de Agustin haklıdır, davul dediğin dengi dengine çalıyordur, kim bilir?