Muhteşem Yüzyıl Kösem, bir geçiş bölümü ve karakter tanıtımının devamı olan ikinci bölümüyle ekrana geldi. 2 saat 25 dakikalık süresi haricinde herhangi bir problemi olmayan bölüme, 110 cm boyuna bakmaksızın ödüllük bir performans sergileyen Alihan Türkdemir, Şehzade Mustafa karakteriyle damga vurdu. İzlerken gerçekten de hem rol kabiliyeti hem de doğallığıyla ağzımı açık bıraktı, yıllardır ya kendisine on yaş büyük replikler kullanan ya da piyeste şiir okur gibi oynayan çocuk oyunculara maruz kaldıktan sonra bu küçük adamın mutlaka iyi yönlendirilmesi gereken büyük bir yetenek olduğunu düşünüyorum. Celladına canını bağışlaması için kestane uzatmak, tam da çocuk masumiyetine yaraşır bir şey değil mi? İzleyen herkes gibi benim de içim parçalandı. Yeri gelmişken bu sahnenin, I. Ahmet’in babası III. Mehmet’in yapmış olduğu, tarihte acı bir yara izi bırakan toplu kardeş katliamında meydana geldiği rivayet olunan bir olaydan esinlendiğini de söylemek lazım. Cellatlar geldiğinde “Durun kestanemi bitireyim hemen geliyorum” diyen beş yaşlarındaki kardeşinin sözleri, III. Mehmet’in 19 erkek kardeşini ölüme göndermesini engelleyememiş fakat zamanla psikolojisini fena bozmuş ve haremden de saraydan da soğutmuş derler. Üzüldüğümü söyleyemeyeceğim, böyle bir babadan I. Ahmet gibi bir vicdan timsalinin doğmuş olması ise “Zalimden alim doğar” sözünü kanıtlar nitelikte.