Geçen bölüm zurnanın zırt dediği bir yerde kalmıştık hatırlarsanız. Romantik ayıcık Yalın sevgilisiyle uyumuş, güne de onun güzel yüzünü ve uykulu itirafını duyarak başlamıştı. Her şey toz pembe, kelebekli midelerle yeni güne başlayacakken yumruklanan bir kapı ile kalakalmıştık. O kapının ardında bir adet gözü yaşlı Leyla, delirmiş Toprak ve çaresiz Çınar bulmuştuk. Kapının diğer tarafında ise çekirge Yalın vardı. Bir sıçradı, iki sıçradı derken üçüncüde yakalanıyordu da…
Her derde deva Leylâ sağ olsun! Kapının arkasında duran Yalın’ı görür görmez tersin geri dönüp kollarını Toprak’ın boynuna attı. Attı ki ne atmak! Barutçu kayasına tırmandı adeta. Boşandığı kocasıyla bu kadar samimiyet de yani bilemiyorum Leyloş’cum… Yalın’ı kurtaracağım ayağına adım adım Toprak’a yürümecilik yapıyor olmayasın?
Yakalanmaktan son anda kurtulduklarında Defne derin bir oh çekmişti. Çünkü Yalın ile kendisini değil Toprak abisine Çınar’a bile söylememişti! Leyla halden anlardı, öyle boy pos öyle endam görse her kadın halden anlardı tabii, ama abileri öyle miydi ya? Hele de Toprak! Ay! Evlerden ırak Laz damarı katkılı Barutçu’luğu !
Evdeki sorunu tatlıya(!) bağlamış olmanın getirisi ile Çınar da kendi sevdiceğinin kapısında almıştı soluğu. Günaydın mesajı bekleme evresinden kapılarda beklenmeli seviyeye de çabuk geçtiler Yeşim ve Çınar çifti. Üç bölüme de evlenirlerse şaşırmam ben. Bu ne hızlı aşama kaydetmek ya hu! Hoş Yalın Aras ile kıyaslanınca şimdi bir kararsız kalmadım desem yalan. Dün sevgili olup aynı günün gecesinde birlikte uyumak ilişkide seviye atlamak değil de nedir?
Çınar kapıya kadar gelmiş gelmesine ama Süreyya Bey’i görüp ona da Yeşim ile birlikte olduklarını anlatmak istiyor, hazır gelmişken onu da çıkartayım aradan diyor yani. Yeşim garibim kapısında bekleyen Çınar’ı gördüğü için sevinsin mi aşkını bir belediyeden anons ettirmemiş olduğuna üzülüp şaşırsın mı bilemiyor tabii. Arabalara binerken Çınar’ın “Takip de mi etmiyah!” çıkışına attığım kahkaha da sanıyorum ki mahalle eşrafınca çok net bir şekilde duyulmuştur. Çınar’ın bu deli aşık hallerine bayılıyorum ben. Sevgili senaristler, lütfen bu konuyu dikkate alın; deli olduğu kadar âşık Çınar tadından yenmiyor, ekranlara melül melül baktırıyor.
Bu erimiş bakışların bir sahibi daha var tabii, Yalın Aras! Defne’den duyamadığı “Seni seviyorum!” itirafı yüzünden türlü şebeklikler deneyen, Defne’nin gözünün içine içine bakan Yalın Aras!