Mira’nın aldığı bilekliği pazardan aldığını söyledi ya Giray, ilginç bir ironi oldu.
Yaman ile Selim ise bu bölüm neler neler yaptılar anlatamam. İkisi bir arada çok korkunçlar ya, çok üzgünüm. Ev sahiplerinin Yamanlar’ın eşyalarını öyle atması bayağı kötü bir şey evet ama neden kimsenin oturmadığı o eve kira ödüyordunuz?Peki sonra adama eşyaları bir daha taşıtıp aslında evi boşaltmalarına ne demeli? Üzgünüm ama Orkun’un pembe dizi kötüsüne dönüştüğünde yaptıklarından bile daha ucuz bir numaraydı. Bir de orada adamlarla birbirlerine girdiler. Selim’in de gerçek rengini gördük. Bakınız Asım Şekip Kaya, adının Tozludere ile anılmasını bile istemiyor. Bu arada Orkunstar neden kendine bir ortak arıyor ki anlamadım, ki buldu da: Reyhan Arsen. Zaten Tozludere’de Giray ve Hasan ile konuşurken, üstü başı dağılmış, saçı tiftilmiş bir şekildeydi Belalım’ın. Doğal ortamından çıkınca tipi kaydı Prenses’in. Kentsel Dönüşüm fikir olarak afet konusunda bir önlem aslında. Bir de anladığım kadarıyla zaten yıkılacakmış orası, Orkun sadece yerine bir şeyler dikecek. Ben derim ki Orkun hiç bulaşma. Yani ne gerek var? Yaman’ı da vinçlere siper olmuş görmeyelim hem. Orkun’un, Giray’ın gevşek gevşek hallerine verdiği ayar ayrı güzeldi. Hasan’ın Giray’a kefil olmasına güneş gözlüklerinin üstünden bakarak içinden ‘’Sen sanki hırlısın!’’ demesi de çok güzeldi. Orkunstar’ın bu zırtapozları hem yanında tutup hem de onlara hak ettikleri gibi davranmasını çok takdir ediyorum doğrusu. Bu arada Serezler Yaman’ı bayağı bayağı ucuz iş gücü olarak kullanıyorlar. Çocuğun bir bahçe temizliği yapmadığı kalmıştı o da oldu. Önce dedim kesin Yaman’ın işgüzarlığıdır, ama sonra baktım gayet de çocuğun yerlerden çöp topladığını görüyorlar ve hiçbiri ses çıkarmıyor. Hele hele Mert başında dır dır ediyor, bir işin de ucundan tutayım demiyor. Zaten çocuk sabah sporunu yaparken de ginger’ıyla takılıyordu. Yaman’ın Eylül’ün babasına hak vermesi de ayrı olay. Neymiş, kız babasıymış! Madem böyle düşünüyorsun Yaman’cım, Faruk ne orada? Bir de Mira evde yalnız diye girmeye tereddüt etti. Sanki komşular görüp bir şey diyecek. Ayrıca deseler bile ne olmuş Yaman’cığım? Tozludere’de işler öyle belki ama orası Asım Şekip Kaya’nın derebeyliği. Biraz relax olun. Zaten Beren ile konuşmana rağmen o elindeki buketten bir tane çıkarıp vermedin kıza. Sonra kıza kimse kızmasın, hafif balık etli diye bir çiçek bile vermedi Yaman. Yaman’ın, hapishanede True Detective izleyen ağabeyi Kenan bu bölüm dışarıya çıktı. Belalar bir değil yani. True Detective değil True Bad Boy aslında. Koş Kenan’cığım koş, Mira vuracak zaten seni. Hevesini al. Zaten Yaman Kenan ile ev tutmasın diye Çokoprens’i doldurdu Mira. Nevin iyi ki kaçmış gitmiş İzmir’e, yoksa bu Mira annesine karşı da doldururdu çocuğu. Ya bu arada, bu Tan ile Kenan’ın aynı anda çıkması, Kenan’ı Mira yerine Tan’ın vuracağı anlamına mı geliyor acaba? Olmasın öyle ya, Mira vursun vurulma olacaksa. Öyle daha karizmatik. Hem kızın haklı sebepleri de vardı.
Bu bölüm üzüldüm Mert’e ama yaşına göre biraz fazla lakayt olduğunu reddedemem.
Mert de bu bölüm Eylül’ün babasının, kızının Gamze’ye davranışlarının intikamını almasının kurbanı oldu. Böyle bir amacı olmasa Asım Şekip Kaya’nın torununa neden böyle davransın? Saçmalık yani. Gamze de iyi birisi olduğunu tamamen kanıtladı. Tamam biraz fazla iyi ama yine de o kadar üstüne gidilmeyi hak etmiyor. Eylül için düşündükleri çok güzel şeyler. Eylül’ün olaylı yemekte giydiği çiçek desenli elbisesinin çok güzel olduğunu söylemem gerek. Sonunda bu kızı hak ettiği gibi giydirmeye başladılar. Yemeğin sonunda yaptığı dramatik konuşmadan hemen sonra ses tonunu coşkulu ve şımarık bir hale getirip, ‘’Haydi kahveleri başka bir yerde içelim,’’ demesi çok çok iyiydi. Aferin Eylül, kıvama geliyorsun. Mert’in listesini geçelim de, Gamze’nin bomba konukları gecenin neşesiydi. Hale ve Orkun olmasa olmaz ya! Bu bölüm trençkotları ile arz-ı endam eden Orkun ve Hale’nin gerilimleri çok güzeldi. Orkun’un Hale’ye ‘’Nişan atmışsın,’’ demesi ve Hale’nin ‘’Hepinizden nefret ediyorum,’’ çıkışlarına bayıldım. Su atmalar da cabası. Bu arada Eylül’ün babası Mert ile uğraşırken; Orkun, Hale, Burak-Doruk, Eda ekibine ek olarak Mira da sırıtıyordu. Her ne kadar Mert’e üzülsem de Mira’nın bu mean hallerine bayılıyorum. Eve girerlerken Hasan ile Yaman’ın hararetli konuşmalarını, Orkun ile Mira’nın izleyip kritik yapmaları zaten bir başka harikalıktı.
Yıldız Çiftim sonunda oluştu, Allah ayırmasın!
Bölümün favori çifti tabii ki de Sude ve Asım Şekip Kaya’ydı. Bak sen şu Asım Şekip Kaya’ya, yoğun bakımda Sude’nin dediklerini duymuş meğerse. Adamın, söz konusu kadın olduğunda yapamayacağı hiçbir şey yok. Yakışıklı ve ‘dimdik’ Asım Şekip Kaya ile Sude’nin kurlaşmalarına Selim’in iğrenerek bakması ve Mert’in bu sırada çiçek koklaması çok komikti ama olayı ilk fark eden Sedef’ti. E boşuna dememişler ‘yılan yılanı gözünden tanır’ diye. Faruk’a kaçan kovalanır taktiği ile yüzüğünü çıkarttıran Sedef, Sude’yi de hisseler konusunda şapa oturtmuş meğer. Eee Sude’cim, dil mi yaman dilber mi yaman görmüş oldun. Sedef’in Serezler’e tankıyla gelip, kapıdaki güvenliğin tuttuğu şemsiye altında yürüdüğü sahne de Sedef’in bonusu oldu bu bölüm. Kızının yaptığı kandırmacadan gurur duyan Asım Şekip Kaya’nın tam Sude’yi özel akşam yemeklerinde teselli edeceği sırada (bu arada Sude, gerçekten vamplıktan anladığın, diz üstü topuklu beyaz çizmeler mi?), sarhoş Ender içeri girdi ve Reyhan Arsen ile babasının kızları olduğunu söyledi. Sude işte tam o sırada, gelecek hayatındaki bir kaç ekstradan vazgeçmek zorunda kaldı. Fazladan bir mirasçı anlamına geliyordu bu çünkü. Sonunda Ender’in alkolikliğine girdik. Ben çok heyecanlıydım o konuda, boşuna heyecanlanmamışım. Çok güzel bir şey oldu. Kadın alkolikliği bile asalet içerisinde taşıyor. Selim’e de ‘’Bir kere haklı olamayacağını düşün,’’ derken içimin yağları eridi. Bu arada sonunda annelerini gördük. Gerçekten kadın asaletten ölüyormuş, o ne güzellik ya öyle. Asım Şekip Kaya, Yaman’ın sayesinde kızlarından özür dilediğinde Mert ile ilk kez yakın bir sahneleri oldu. O kadar uzak gözüküyorlardı ki, sanki Selim, Mert’i başkasından yapmış gibiydi. Asım Şekip Kaya’nın borçlarını ödediğine dikkat çeken Selim benim yanılmadığımı da gösterdi. Asım Şekip Kaya, gerçek bir Lannister! Bir kızı daha olduğunu öğrenen Silver Hunk Asım Şekip Kaya, Reyhan Arsen’e laf arasında ‘’Yıllar önce verdiğin kararı destekliyorum, o sadece senin kızın,’’ dediğinde bir kez daha yanlış insana hayran olmadığımı anladım. Cezalandırıyor mu yoksa kızıyor mu, memnun mu yoksa sitem mi ediyor kesinlikle belli değil. Beren, annesi Asım Şekip Kaya ile evlendiğinde, üvey babasının yanında yaptığı stajla çok iyi bir yere gelecek ben söyleyeyim. Tan, Kenan derken bir de Ada çıktı geldi. Neye benziyor göremedik ama giydiği ceketten oldukça iddialı bir kız olduğu anlaşılıyor. Çember genişliyor, ortalık kızışıyor yani!
‘Karşısına kimin çıkacağı belli olmayan çocuk’ ve dizi bitiminde gelen yazının ne kadar şık ve ne kadar kararında olduğundan bahsetmeden geçemeyeceğim. Dizilerin çok fazla önemli olduğu, gerçekten gündem oluşturduğu bizim gibi toplumlarda, duyarlı işlerin olması çok önemli. Olayın toplumsal mesaj vermek değil, bir farkındalık olduğunu bu bölüm MedCezir çok güzel gösterdi.
Bölümün favori çifti tabii ki de Sude ve Asım Şekip Kaya’ydı. Bak sen şu Asım Şekip Kaya’ya, yoğun bakımda Sude’nin dediklerini duymuş meğerse. Adamın, söz konusu kadın olduğunda yapamayacağı hiçbir şey yok. Yakışıklı ve ‘dimdik’ Asım Şekip Kaya ile Sude’nin kurlaşmalarına Selim’in iğrenerek bakması ve Mert’in bu sırada çiçek koklaması çok komikti ama olayı ilk fark eden Sedef’ti. E boşuna dememişler ‘yılan yılanı gözünden tanır’ diye. Faruk’a kaçan kovalanır taktiği ile yüzüğünü çıkarttıran Sedef, Sude’yi de hisseler konusunda şapa oturtmuş meğer. Eee Sude’cim, dil mi yaman dilber mi yaman görmüş oldun. Sedef’in Serezler’e tankıyla gelip, kapıdaki güvenliğin tuttuğu şemsiye altında yürüdüğü sahne de Sedef’in bonusu oldu bu bölüm. Kızının yaptığı kandırmacadan gurur duyan Asım Şekip Kaya’nın tam Sude’yi özel akşam yemeklerinde teselli edeceği sırada (bu arada Sude, gerçekten vamplıktan anladığın, diz üstü topuklu beyaz çizmeler mi?), sarhoş Ender içeri girdi ve Reyhan Arsen ile babasının kızları olduğunu söyledi. Sude işte tam o sırada, gelecek hayatındaki bir kaç ekstradan vazgeçmek zorunda kaldı. Fazladan bir mirasçı anlamına geliyordu bu çünkü. Sonunda Ender’in alkolikliğine girdik. Ben çok heyecanlıydım o konuda, boşuna heyecanlanmamışım. Çok güzel bir şey oldu. Kadın alkolikliği bile asalet içerisinde taşıyor. Selim’e de ‘’Bir kere haklı olamayacağını düşün,’’ derken içimin yağları eridi. Bu arada sonunda annelerini gördük. Gerçekten kadın asaletten ölüyormuş, o ne güzellik ya öyle. Asım Şekip Kaya, Yaman’ın sayesinde kızlarından özür dilediğinde Mert ile ilk kez yakın bir sahneleri oldu. O kadar uzak gözüküyorlardı ki, sanki Selim, Mert’i başkasından yapmış gibiydi. Asım Şekip Kaya’nın borçlarını ödediğine dikkat çeken Selim benim yanılmadığımı da gösterdi. Asım Şekip Kaya, gerçek bir Lannister! Bir kızı daha olduğunu öğrenen Silver Hunk Asım Şekip Kaya, Reyhan Arsen’e laf arasında ‘’Yıllar önce verdiğin kararı destekliyorum, o sadece senin kızın,’’ dediğinde bir kez daha yanlış insana hayran olmadığımı anladım. Cezalandırıyor mu yoksa kızıyor mu, memnun mu yoksa sitem mi ediyor kesinlikle belli değil. Beren, annesi Asım Şekip Kaya ile evlendiğinde, üvey babasının yanında yaptığı stajla çok iyi bir yere gelecek ben söyleyeyim. Tan, Kenan derken bir de Ada çıktı geldi. Neye benziyor göremedik ama giydiği ceketten oldukça iddialı bir kız olduğu anlaşılıyor. Çember genişliyor, ortalık kızışıyor yani!
‘Karşısına kimin çıkacağı belli olmayan çocuk’ ve dizi bitiminde gelen yazının ne kadar şık ve ne kadar kararında olduğundan bahsetmeden geçemeyeceğim. Dizilerin çok fazla önemli olduğu, gerçekten gündem oluşturduğu bizim gibi toplumlarda, duyarlı işlerin olması çok önemli. Olayın toplumsal mesaj vermek değil, bir farkındalık olduğunu bu bölüm MedCezir çok güzel gösterdi.