Kuş Yüreklilerin, Nayinoların, Cancanların, Canikolaarın, her şeye rağmen aşk engel tanımaz diyenlerin, mermiye kafa atanların, eteri koklamadan duramayanların, operasyon diğer adımız diyenlerin, sevdiklerim için her şeyi yaparım diyenlerin dizisi Diğer Yarım ailesi olaraktan 22. bölümü de geride bıraktık çok şükür. :) Öyle bir bölümdü ki ateş ettiler resmen! Gözyaşları, kahkahalar, umutlar, hüzünler, yürek acısı, kalp sızısı, karnında kelebeklerin uçuşması boldu… Bir yanımız buruk izlemeye başladık neticede finale bir adım kalanın adıydı bu bölüm. Evet, cancanlar dizimizin final yapacağı kesinleşti hatta dilim varmıyor yazmaya ama haftaya 23. bölümümüz son yanisi. :(
Meryem’in şifreli konuşması ile kaçırılmış olduğu anlaşıldı, elbette kaçıranın Sedat olduğu ayan beyan ortadaydı. Ecevit boş durmadı ve ekibi topladı. Tarık, Poyraz, Devran, Dursun dede ile birlikte operasyon düzenlendi. Dizinin komedi kısımları da burada mevcuttu. Devran’ın eterle imtihanı bitmek bilmedi sevgili cancanlar. :D Eteri nasıl kullanacaklarına dair anlatmaya başlayınca otomatikman kokluyor adam yahu! Canımız denizimiz İsmail abim eterle özdeşleşen insandı lakin Devran da eterle özdeşleşecek bu gidişle. :) Devran’ın tüm sakarlıklarına rağmen Meryem kurtarıldı, Sedat tabüsü kaçtı! o_0
Asiye’nin Sabri efendilerin evine baskın yapması sonucu ortalık karışmıştı ya hanisi işte o durumu da Esma’nın Zeynep’in yerine geçmesiyle hallettiler. :D Burada bir parantezi Gonca Sarıyıldız ile açmak istiyorum. Gonca öyle bir iş çıkardı ki hem Esma’yı hem Zeynep’i sevdirmekle kalmadı ikisinin karakterlerinin farklı olduğunun altını kocaman kocaman çizdi. Öyle ki Zeynep Esma’nın yerine geçtiğinde O’nu canlandırırken bile hala Zeynep’ti; Esma Zeynep’in yerine geçtiği bu bölümde Zeynep rolü yaparken bile hala Esma idi. Yanisi karakterlerin sınırlarını öyle bir çizmiş ki Zeynep mi Esma mı olduğunu rol yaparlarken bile anlıyorduk. Kocaman kocaman tebrik ediyorum ben de kendisini, sayesinde EsTar ve ZeyPoy olarak cancanlara ayrıldık. :)) Tabüsü ayrı değiliz hepimiz hepsini seviyoruz ama kabul ediyoruz ki yüreğimize birileri daha fazla işliyor. ^____^
Meryem ve Ecevit, Tarık’a katkılarından dolayı teşekkür etmeyi ihmal etmediler elbette ama kendisini kabullenmeyeceklerini anlayınca bir kez daha yenilediler. Tarık’ın hiçbir suçu olmadığını bildikleri halde bu aşkın karşısında durmaları daha doğrusu Tarık’ı bu şekilde değerlendirmeleri üzdü açıkçası beni. Tamam, geçmişin yarası büyük ama Tarık’ı büyüten kişi Sedat değil ki Ecevit’in ta kendisi! Neyse ki Poyraz, Tarık’ın yanındaydı da içim bir nebze olsun rahatladı.
Gecenin bombalarından birisi Ecevit’in Meryem’e “evlilik teklifi”nde bulunmasıydı. :) EcMer severlerin bekledikleri bir andı. Ecevit’in utanması, sonrasında duygularını dile getirmesi ne kadar şekerse, Meryem’in utanıp gülümsemesi o kadar şekerdi. :) İnsanın hem yüzünü güldüren hem de içini sızlatan bir halleri var EcMer’in… Severek ve dahası kaçarak evleniyorlar, saykonun birisi tarafından aralarına bomba düşüyor ve ayrılıyorlar. Üstelik bu bombayı atan kişi de en yakın arkadaşları. Evlerden ırak bir durum yanisi… Neyse ki 20 yıllık ayrılığa rağmen, aşkları hala ilk gün ki gibi taze. :) Dursun dede ve Zeynep hanımın bu aşkın önünde durmalarını gereksiz buluyor olsam da, sayelerinde epey kahkaha atıyorum. :D Özellikle Dursun dedemizin durup durup “Yaa benim kızu daa çok kaçırıyorlar” demesi bolca kahkaha attırmıştır. :D
Esma ve Tarık yıldırım nikahı ile evlenmeye karar verince organizasyonu yapmak da Poyraz, Zeynep, Afet, Emine ve İsmet’e düştü elbette. :) Cancanların en çok bu hallerini seviyorum desem. Problem ya da süprüz hiç fark etmez ne yapacaklarsa hep birlikte yapmıyorlar mı şu yüreğimi kıpır kıpır ediyorlar. :) Neyse Zeynep, Esma için gelinlik giydiği sırada Esin’in olaya damlaması tuz biber ekecekti mutlucukluğumuza ama Afooşş izin vermedi. :D Esin’in saçından tuttuğu gibi “Çırpıyı gösteririm sana,” dedikten sonra tehditlerini bir bir sıraladı bense ekran karşısında mest oldum, kahkahalara boğuldum, içimin yağları eridi yanisi. Hatta “Helaall sanaa Afoşş!” deyip kendimden geçmiş bile olabilirim :D
Esma gelinliksiz evleneceğini sandığı sırada bizimkilerin süprüzüyle mutlucuk olmuştu, tabüsü biz de mutlucuk olduk :) Afoşş boş durur mu patlattı tabüsü özçekimi :) Bu arada bölüm boyunca Afoşş elinde telefonla çekim yaptı, sanırım Eda Çatalcam bu güzel anları kendisine de saklamak istedi. :)
Nikâh salonuna gitmek için yola çıktıkları anda çok duygulandığımı itiraf etmeliyim. Özellikle Esma’nın kapıdan çıkarken duygulanması, Tarık’la ilk karşılaştıkları an, arabalara dağıldıktan sonra kornalara basarak nikâh salonuna gelmeleri vs. derken gözlerimden yaşlar süzülü süzülü verdi. Eda ablam ve Gülbike Hanım sayesinde böylesine içten bir masala davet edildiğimiz, masalı izlediğimiz için o kadar şanslı hissediyorum ki kendimi… Esma’nın mutlucuk olduğu anlarda yüzümde kocaman gülümseme oluştuğunu fark ettiğimde gözlerim buğuluydu yanisi. :) Masal gibilerdi gerçekten… Esma’nın nikâh şahidi Zeynep iken Tarık’ın şahidi Poyraz idi. Elbette güzel sahnelerdi ama ben nedense o şahitlik koltuğunda İsmet’i görmek istiyordum. :) Böyle de güzel oldu elbette umarım İsmet’i şahit olarak değil de direkt damat olarak da görürüz. :D
Tarık ve Esma evlendiklerini elbette gelip aileleriyle paylaşmak istediler. Meryem ve Ecevit’in karşı durmaları bekleniyordu elbette ama ne bileyim izlerken yüreğim sızladı. Özellikle Esma’nın Ecevit’e içinin acıyarak bakışı, bir kucak beklemesi, beklentilerinin boşa çıkması, sonunda da Tarık’la birlikte oradan uzaklaşmaları gözyaşlarımın farklı bir sebeple akmasına neden oldu…
Sabri efendinin Esma ve Tarık’ın dini nikâhını kıymasıyla bizimkilerin evliliği tamamlanmış oldu. :) Elbette buruktular. Aileden istedikleri desteği bulamamışlardı, derken Dursun dedemizin kapıyı çalıp gelmesi, Esma’yı gelinlikle görünce hem sevinip hem de bu şekilde habersiz evlendiği için üzülmesi, Esma’yı yüreğinde taşıdığını babasının eksikliğini hissettirmemek için çabaladığını itiraf etmesiyle hüzünlerimiz dağ oldu. Esma’ya arkasını dönüp giderken, içimizden bir parça koptu… Sonrası mı?
Esma’nın ağlayarak Dursun dedemizin peşinden koşmasıyla Dursun dedemiz yumuşadı ve kıyamadığı Esma’sını Tarık’la birlikte bağrına bastı. :) Esma’nın kuşağını takmaya çalıştığı sırada Zeynep hanımın da gençlerin yanında olmasıyla davullu zurnalı bir düğün öncesi tören gerçekleşti. :)
Düğünün süprüzü Apolas Lermi idi. :) Kendisine teşekkürü borç biliyoruz efenim, sayesinde Esma ve Tarık aşkı başlamış idi. Ve bu mutlucuklu günlerinde de yanlarında yer almasıyla unutulmayacak anılarımıza bir yenisini ekledi. :))
Bu bölüm Poyraz’ın şekerliliği üstündeydi desem. :) İsmet’e “tontişim” demeler, Zeynep’e “Tamam be ceylan gözlüm, tamam be yavrum,” demeler, Esma ve Tarık’ın odasına gelip “Biz düğün dernek kurduk ama sizin bir alakanız yok sanırım. Tarık efendi 60’tan geriye say sonra salona gelin,” demeler… :D Tarık ve Esma’nın hala çıkmamasına atarlanıp “Kaçtasın?” diyerek sorgulamalar Tarık’ın ise “62” demesi. :D Alican Albayrak İzmirli olmanın verdiği havayla, Karadenizli Poyraz’ı öyle bir harmanlamış ki oyunculuğu karşısında mest olmadan edemiyoruz efenim, saygılar hörmetler. :D
Devlet halaya ısınma turlarım devam ederken Devlet hala en büyük ateşlemeyi Esin’in asıl maksadını öğrenerek yaptı. :D Meğersem bizim cadı hamile çıkmasın mı? Hem de önceden nişanlandığı adamı da aldatmasın mı? Bizim Poyraz saf diye yanaşmaya çalışmasın mı? İmdi o saçlarr tekk teek yolunur!!!
Benim Esin’e dair en baştan beri hayalim şuydu aslında; Poyraz gemide tanıştı tamam, yanında getirdi tamam daha en başta Zeynep’e anlatacaktı durumu. Hatta Esin Poyrazlarda değil Zeyneplerde kalacaktı. Sabri Efendi, Dursun dede ve diğer dedeler olaya el atacaklardı ve kızın evlendirilmemesini sağlayacaklardı ve olay hallolacaktı… Tamam, Zeynep ve Poyraz sevdalular zerre şüphem yok ama Poyraz’ın ilk defa oturduğu nikâh masasındaki gelinin Esin olmasını hazmedemiyorum ben de Zeynep gibi… Bari Poyraz silah zoruyla evlendim diyerek iptal ettirseydi nikâhı. :( Neyse umut var olmaya devam, finalde kurtulacağız inşallah Esin cadusundan!
Düğünün diğer süprüzü Ecevit ve Meryem’in düğüne katılmalarıydı. Sahilde oturup konuştular ve düğüne gelmeye karar verdiler. Gönül isterdi ki ilk baştan itibaren kızlarının yanlarında olsunlar ama olsun geç olmadan anladılar hatalarını… Esma’nın mutlucukluğu hepimize yansıdı. :)
Düğün boyunca şunu düşündüm saysak bir avuç insandılar orada bulunan ama o kadar seviyorlardı ki birbirlerini kalabalıklaşmışlardı. Sayının bir önemi var mıydı sevginin önünde? Ben bu aileyi çok sevdim yahuu! Zeynep Hanım ve Dursun dedemiz, Afet&Devran, Ecevit&Meryem, ZeynePoyraz, Esma&Tarık, Asiye&Fikri, Emine&İsmet hatta Devlet hala&Sabri efendi! :D
Sabri Efendi öyle güzel bir adam ki, yüreği öyle sıcacık ki sevdiği insanı sevdirme potansiyeli mevcut yanisi kendisinde! Ben de seviyorum yanisi artık sevdiği kadını. (: Dikenlik de bir yere kadar canım, Sabri Efendiyi izleyip O’nun söylediklerini uygulamak da bunu gerektirir. :)) Ayrıca şu resimde ne kaa tatlı değiller mi yaa? Utanmak bir insana bu kadar mı yakışır?! Dualarına ben de “Amiin” diyorum, umutlarına daa “İnşallah” :))
Düğünün en büyük bombası ise Sedat’ın gelişiyle patladı. Kıvırcık kardeşlerin duyduklarını Dursun dedelerine anlatmaları ile Dursun dedemiz kendisine geldi. Tüm acıları, anıları, içinde tuttuğu ne varsa hepsi ama hepsi geri geldi. Ve kaldıramadı bu durumu çekti vurdu Sedat’ı… O sahneleri gözlerim dolu dolu izledim. Sait Genay başından beri müthiş bir iş çıkarıyordu ama bu bölüm ateş etti her anlamda. Gerek Esma ile olan sahnelerinde olsun, gerekse finale adını kazımasıyla… İlyas’ın kendisinde oluşturduğu acıyı öyle bir ifade etti ki elim böğrümde kalakaldım ben de. :( Ahh ahhh diyebiliyorum sadece…
Epey uzun oldu farkındayım ama finale bir bölüm kalmasından ötürü duygularım karmakarışık halde yazdım bu yorumu. Her birini sayfalarca anlatsam yine de susamam herhalde… Bölümü Apolas Lermi-Mektup şarkısı eşliğinde yazdım. Ve yazarken ağladım. Sizler gülümseyerek okuyun inşallah canlar…
Bu davetiye ve internete özel klip de burada dursun. Diğer Yarım ekibinin neden bu kadar sevildiğini, bu diziden neden vazgeçmek istemediğimizi anlatır belki gerekli merciilere… İşin içinde özveri, sıcaklık, izleyenleri önemli hissettirmek, izleyen cancanlara değerli olduklarını bildirmek var ise o iş bitmez de, unutulmaz da… Eski Hikaye dizisinin bitirileceğini öğrendiğimizde dizinin senaristi Sevgili Levent Cantek abim beni şu şekilde teselli etmişti; ‘Eğer bir kişi bile hatırlıyorsa, dizi bitmemiş demektir.’
Diğer yarılarını bulamayanlar tiiiizz vakitte bulsunlar inşallah, bulanlar daa tiiizz vakitte birbirlerine kavuşsuunlar inşallah, bulup kavuşanların da mutlucuklukları daim olsun inşallah… Amiiinnn :))
Sevgilerimle
Kırçiçeği