Arya gitti. İnci ve Yaman da kendi köşesine çekildi. Deniz'in küçük oyunlarını da saymazsak Luna tamamen Maral'a kaldı ve Maral artık Luna'nın geçici müdürü falan da değil. Tek başına defile düzenlemeye karar verecek kadar yetkili bir pozisyona yükseldi. Kendisiyle gurur duyuyorum. Biliyoruz ki Maral'ın iş hayatındaki bu yükselişi aynı zamanda sosyeteye de dahil olması anlamına geliyor ve artık Maral için her şey sosyete usulüne uygun olmalı. Tabii kendisi tüm bu 'sosyete kuralları'nı önemsemiyor ama; Halis Patron'un hiçbir şeyden taviz vermeyeceğini biliyoruz. Nihayetinde öyle de oldu. Arya için kiraladığı daireyi Maral'a hediye etti ve anahtarları teslim ederken bunu hem aramıza hoş geldin hediyesi hem de bunca zamandır yaptıklarının bir karşılığı olarak (özellikle bu kısım çok önemliydi bence, çünkü gerçekten havaya çalışmıştı şimdiye kadar) kabul etmeni istiyorum demeyi unutmadı. Maral da ilk anda şaşırıp "Aman canım ne gerek vardı?" dese de anahtarı kaptığı gibi soluğu Aslı'nın yanında aldı. Bu hareketiyle de aslında ne kadar iyi niyetli ve bu 'sosyete kuralları'nı yıkmaya aday bir kişiliğe sahip olduğunu zilyonuncu kez kanıtladı. Mesela şu durumdaki kişi Maral değil de başka biri olsaydı, Aslı'ya "Canım, ben yeni bir daireye taşınıyorum, artık yollarımız ayrılıyor," der ve kendi işine bakardı ama; Maral öyle yapmadı. Her bölüm çok güzel işlere imza atan Maral istisnasız bir şekilde yine bu bölüm de beni hayal kırıklığına uğratmadan tamamlayamadı geceyi ne yazık ki (tabii bu hayal kırıklıkları ille de olumsuzlukla sonuçlanan türden olmuyor). Örneğin bu bölüm Deniz'e kızdığı için dengesini kaybetti ve odasına gidip ona ağzının payını veremeyince masada çalan telefona uzandı aniden. Sanki telefon kendisininmiş gibi hiç çekinmeden de cevapladı gelen aramayı. Bir anlık öfkenin sonucu da olsa, başkasının telefonunu cevaplamak haddini aşmaktır bence. O yüzden Maral biraz üzdü beni.