Asım Şekip Kaya Üniversitesi'nde sınavları ÖSYM yapıyor. Yaman’ın optik form çilesine bir son verelim.
Beyliceler’in tepkilerinden Serez-Kaya ailesinden başlayarak diğerlerine geçelim. Pandomimi Sedef’in koparacağını düşünmek daha mantıklı gelse de ben Sedef’in bir arıza çıkarmayacağını geçen bölümün sonunda anlamıştım. Gerçekten o kadar kimseyle problemi yok, o kadar aşmış bir insan ki Faruk ile daha yeni resmi moda geçmişken hiç umursamadı. Bir kez daha, bin kez daha helal olsun Sedef! Özgürlük Anıtı diye Altınkoy’un başına heykelin dikilmeli. Her şeyi içte yaşadığı için en ufak bir olumsuzlukta güvensiz yapısı ortaya çıkan Ender ise oldukça gerildi. Mert, türlü türlü yılanlıklarla Eylül’den olanı biteni öğrenip, coşkusunu içinde tutamayınca Ender ve Selim de ‘Kenan The Security’ olayını öğrendiler. Ender çok kontrollü bir kadın. Bu kontrolü okey iyi ama işte gerçekten yaşamak istediği duyguları yaşatmıyor ona. Sude’yi tabii ki satmayacaktı ama Sude’nin yaratılışında kötülük olduğundan (bununla ilgili bir kanıt daha vardı bu bölüm, sırası gelince) hemen tırnaklarını çıkardı ve gelinliği için prova hazırlıklarına başladı. Bütün bu konuşmaların üzerine Mira geldiğinde Ender’in, Mira’ya soğuk bir merhabası vardı. Eylül’e binbir çeşit trip atmakla meşgul olan Mira, hem trip atıp hem ortamdaki olayın kokusunu alabildiğinden hemen annesinin safına geçti, gözümden kaçmadı. Sude "Bana hiç yardım etmiyorsun," dediğinde, "Duş alıp geliyorum," dedi. Mira’yı doğru tarafa geçip annesinin yanında olduğu için kutluyorum. Beylice Kadınları bölünmesin lütfen! Serezler’den benim en çok hoşuma giden ise Selim’in tepkisiydi. Bu kadar sağduyulu olacağını sanmıyordum ama zaten Selim bir Sude’ye bulaşmıyor. Ned Stark’ın Cersei’ye yaptığı gibi gidip "Çocuklarının sarışınlığının sebebini biliyorum," gibi bir tehdit savursa Sude’ye, kafası Altınkoy’u süslerdi herhalde. Selim de Ender’in takıntısı geçmişe dayanan stalker’ına gitti hayran oldu. Bir dergi nelere kadirmiş. Bu arada Selim’in bir böyle kaliteli bakmaya çalışmaları, huzurlu huzurlu konuşmaya çalışmaları benim burnuma Faruk Beylice taklidi kokusunu getirdi. Altınkoy sakinleri ise yine aynı; yüzüne Cicim Sude, arkasından Çakıltepeli Asude. (Yasemin de az içinden iğneli değil; kocasını el değmeden nasıl öldürdüğünü unutmadık.)
Kenan’ın dövmesi ne anlamadım, Sude’ye sormak gerek.
Sude ve Asım Şekip Kaya’nın evlilik kararına en üzücü tepkiler Kenan’dan geldi. Önce kuyruğu dik tutmak için kalmaya karar verdi, sonra Yaman ile tutkulu bir aşka şahit olmuş barakanın önündeki konuşmalarında ne kadar acı çektiğini içimiz parçalanarak dinledik. Koper Kardeşler beni gururlandırdı. Hem Yaman’ın bu olayda taraf olmak istememesi, hem de Mira’ya "Anneni de utandırma," demesi bu bölüm Çokoprens’in kremasının iki kat olduğunu gösterdi. Bu özel paketten her bölüm istiyoruz. Sude’nin Asım Şekip Kaya ile evliliğinin arkasında bizzat kendi teklifinin ve bir evlilik anlaşmasının olduğunu öğrenmek Melih Bey Takımı’nın kemiklerini sızlatmadı değil. Firdevs Hanım olacaktı Sude’nin başında, o anlaşmayı imzalatsa bile ederini alırdı kesin. Unutmaman gereken bir şey var Sude: Aptallık etme! İşte aşk kadınlara bunları yaptırtıyor; Kenan aşkından kurtulmak için asla yapmayacağı bir aptallık etti. Evlilik anlaşmasının yankıları Kaya Ailesi'nde büyük şok yarattı tabii ki. Üst konsey Asım Şekip Kaya ve kızlarına, Selim de hukuki bilgisi nedeniyle dahil oldu. Selim Kaya’nın da ayrıcalıklarından haberdar olduk! Kenan’ın ve Sude’nin yaşadığı acı, en sevdiğim ayrılık şekliyle taçlandı. Sude yine kumaşından kaynaklanan kötü huyu yüzünden Kenan’a zarf içinde para uzattığında, Dark Knight, güçlü gözükmek için parayı aldı. Böylece aralarındakini basite indirgeyeceklerdi. Bir şekilde ikisi de karşısındakine kendisini değersiz hissettirmeye çalıştı. Aşıklarda kuru gururdansa "It’s just a game" temasını hep çok sevmişimdir.
Uzun zamandır creepy özelliklerini saklayan Orkun, bu bölüm Burak’ın saçıyla oynayarak fire verdi.
Bir başka dark sider çiftimiz olan Hale ve Orkun ise yine kendilerine yenildiler. Ada’nın gidişine verdikleri alaylı tepkiyi çok sevdiğimi söylemeliyim öncelikle. Yani Ada, sen gelirken onlar dönüyordu. Doruk ve Burak bile beraberlerken onlardan korkuyor düşün yani. Gerçekten, beraberlerken de etraflarındakiler güvende değil ayrılarken de. Hale’nin artık kokan çantasına rağmen Sude-Asım Şekip Kaya ve Sedef-Faruk birlikteliklerine yorumu tam alkışlıktı, hatta kendisinden beklenenin aksine, uzun bir süre kontrollüydü ve espriliydi. Ama ne zaman Mira ile Orkun’un New York’ta aynı okula gideceğini öğrendi, attı tabii kafası. Her bölüme bir kötülük fonksiyonuyla ilerleyen görevini tamamlayıp Yaman’a fiti soktu ve deliğine çekildi. Bütün bu olayları boş olsa Eda kaçırmazdı ama o sırada Nevin’in düğün ekstrası yüzünden Yaman’ın doğum gününe gelmemesine üzülüyordu. Hale ve Orkun birbirlerine istedikleri kadar oyun çevirebilirler nasıl olsa aslında hiç ayrılmadıklarını ve ayrılamayacaklarını kanıtladılar. Benim onlardan yana içim rahat artık. Mira’nın sinir buhranından Orkun da bir "İyi tamam, şimdi git!" aldı bu bölüm. Yani Mira, zaten Yaman bildiğini belli edene kadar söylememişsin Orkun ile aynı okula gideceğinizi, bir de bütün uçuş bilgilerini vermişsin Orkun’a, çocuğa kızıyorsun. Yaman ve Mira’yı desteklesem de her zaman Orkun ve Mira’nın şımarıklık olarak daha benzer olduklarını düşünmekteyim, hatta bu şımarıklıklarını çok seviyorum. Upper East Side’a bir o ikisi açılabilirdi zaten ama hazır Hale amacına bu kadar ulaşmışken, Yaman bu kadar üzerine bal dökülmüş çokoprens olmuşken ne olur saçma bir kıskançlık olmasın. Yaman, Kuzey Tekinoğlu tarzı hayaller kurdu ama o konuda da ağırbaşlı oluşu çok güzeldi, bu bozulmasın. Sonra Hale de yine Mira’yı öldürmeye çalışır falan, bu sefer gerçekten ya hapse ya akıl hastanesine girer. Mert’in Mira’nın New York hallerine ilişkin kurduğu imajinasyonda figürasyonun afro-amerikalılardan oluşması hakkında ne düşüneyim bilmiyorum ama Orkunstar’ın sakızıyla belirmesine çok güldüğümü itiraf etmeliyim. Bu arada MedCezir üzerinden genetik yapımızın aşık olacağımız kişiyi seçtiğine dair bir hipotez üretip araştırmaya başlayacağım. Koperler ve Beyliceler sürekli birbirlerine aşık oluyorlar, Kayalar da Beyliceler’i seviyor, Karasuoğlular da Civanoğlular’a tutuluyorlar. Kesinlikle bunun bilimsel bir dayanağı olmalı.
Kendi hediyesine esas büyük tepkiyi Mira vermiş.
Yaman ile Mira’nın baş başa yemeğine gelirsek; Ender ve Selim’in yeni dostları Sinan’a hava atmak için, Yaman ile Mira yemeğe çıkarken Yaman’a para vermesini ben pek samimi bulmadım. Yani şaka yapıyorum, tabii ki canlıklarından yaptılar ama Ender, yemek olayını bile bile illa Mira’nın, Sinan’ın gelmesini mi beklemiş? Herkesin içinde vermektense kendi etrafta kimse yokken verseymiş. Evet hem Ender’in Selim’e para versin diye ima yapmasına ne gerek var, kendi gerekirse Yaman için restoranı alır. Oraları bırakıp yemeğe gelelim. Mira’nın Asım Şekip Kaya’nın gömleğinin yakasından gözüken atleti karşısında bile şansı olmayan kombini tam bu yemekte giydikleri işte. Hem üstü hem altı pileli şeyler giymekler ve deri ceket ve o saç? Yaman’ın doğum gününde de ayrı bir felaketti. Yok geçen bölüm hakkını vere vere gerçek bir moda ikonu gibi giyinen Mira ile bu bölüm günlük dizilerdeki gibi giyinen Mira aynı kişi olamaz. Kesin bu kızın bir de rüküş üçüzü var, arada onunla yer değiştiriyor. Evet evet rüküş üçüz Lina bu travmaya sebep olan eminim. Zaten ne Mira ne de Sila asla gitar+canlı müzik olan bir yere adımını atmaz. Yaman da kıyamam beğenmiş gibi yaptı. Neyse şu büyük olay hediye mevzusuna gelelim. Bence Mira’nın hediyesi o kadar abartılacak extreme bir durum değildi. Yani Yaman abartılı bir tepki vermedi kesinlikle, gayet de kayınpederi gibi tatlı hayat bir adam olma yolunda güzel adımlar attı hatta bu bölüm; ama bence kabul edebilirdi. Çünkü Mira’nın dediği şey çok doğru, Yaman’ın en son çekineceği kişi Mira. Yaman sakin sakin tepki verse de Mira biraz asabi olduğundan bileti yırttı arttı. Öncelikle o biletin öyle yırtılınca yok olduğunu sanma Mira. Yani Yaman gitmezse ancak o bilet yanacak. Sonra ise Mira’nın Sude ve Yaman’a Kenan konusunda fazla tepki verdiğini düşünmesem bütün bu karanlık taraftaki hallerinin bana çok büyük zevk vereceğini itiraf etmeliyim. Hatta ara ara olayı unutup zevk almaya çalıştım, aldım da ama vicdanım el vermedi. Şu bilet, New York olayları ise ters köşelerle süslü olabilir. Hava alanında kimin gittiği, kimin gitmediği ile ilgili şaşırtmalar bekliyorum. Yani aynı uçağa Orkun’un da bilet alması, Yaman’ın hali hazırda bir biletinin olması ve Orkun’un Hale’ye yaz planlarını sorması sezon finalinde coşabilir belki. Bütün bu ayrıntılar boşuna olamaz. İlluminati her yerde!
Pastada resmi olacak diye çok korkmuştum.
Yaman’ın, konseptini anlayamadığım doğum günü ise oldukça güzel başladı. Yaman Altınkoy’a geldiğinden beri neler öğrendiğini gösterdi bir şekilde bize. Şu esprili ama duygu yüklü konuşma tarzını hemen kapmış. Serezler ile kucaklaşmaları çok güzeldi. Hem ben böyle her bölüm bir iki davet olayını çok sevdim. Gelelim dedikodulara, resmen "Ben sapığım," diye bağıran Sinan, Yaman’ın doğum gününe geldiğinde Eylül’ün, Tuğçe’yi Mert’ten uzaklaştırmak için ona kakalamaya çalışması çok güzeldi de, Tuğçe neden Sinan’ı yaşlı buldu anlamadım. Ama Sude, Sinan-Ender olayını anladı onu biliyorum. Gelir gelmez Sinan’a "Hemen iç," diyen Sedef, babasını sarhoş görünce bombayı patlattı ve içki limiti hakkında bize bir fikir verdi. Demek ki her partide o sarhoş oluyorsa ve kendisine denilenleri hatırlıyorsa Sedef ayık sarhoş olan içiciler arasına giriyor ve bu level’a ulaşmak hiç kolay bir şey değildir. Asım Şekip Kaya, Kenan’ın shotları gibi kontrolü bozmayan bir şeyler içmemiş olacak ki Yaman’ın doğum gününü, Yaman’ın kendi silahıyla, kafa atmayla mahvetti. Ben Asım Şekip Kaya’dan daha ince bir intikam beklerdim. Koruda -koru diyesim geliyor ama değil- Sude ve Kenan ile ilgili duydukları bu kadar canını yaktı demek ki. Zaten Yaman’ın doğum gününde Sude’nin topuzuyla ne kadar harika olduğunu düşünürsek adamın acısını da anlarız. Yine de Ender’in dediği gibi dünyanın en acımasız insanı olan Asım Şekip Kaya kafasını atarak değil ince zekasını kullanarak bir intikam almalıydı. Hiç yakıştıramadım Bay AŞK, haftaya toparlanmanız ümidiyle!
