Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Koş kızım Sarah, koş!
Sezon: 4 Bölüm: 1

Upuzun bir aradan sonra Orphan Black tekrar sahalarda. Uğrunda günler saydığım, çiçeğimin tomurcuklanmasını bekler gibi beklediğim 4. sezonu ile. İlk bölüm kritiğini almasam tanıtımlarını gözlerimi aça aça izlediğim oradaki ben, çok ama çok eksik kalırdı, buyurun.

Bir hafta önceden bölümün ilk dört dakikası yayınlanmıştı zaten. Açılış çok da sürpriz sayılmadı dolayısıyla. Bir ölü ve onu ormana gömen iki kişi. Bir de tanıtımlarını geçe geçe bitiremedikleri maskeli klon. Klonların aralarında kurdukları bağa diziden daha çok bağlı olduğumuzu düşünürsek, bu sezon bolca göreceğimizi düşündüğüm yeni sestramız M.K ve Beth’in tanışması ve dahi yardımlaşma(!) içinde bulunmaları çok şaşırtıcı değil. Beth hakkında ilk sezondan beri ufak ipuçlarımız var ama o kadar minikler ki, ağız tadıyla birleştirip ‘Beth de böyle bir insanmış demek ki!’ diyemiyorduk. Bence çok ciddi bir eksiklikti çünkü biz her şeyin başı olarak Beth’in intiharını ve Sarah’nın bu duruma şahitliğini izlemiştik, sonrasında da olaylar gelişmişti. Beth’i intihara sürükleyen olaylar silsilesi meğerse şöyleymiş:

Maskeli sestra Mika, Beth’i arayıp ormana gömülen kişiyi haber veriyor. Olay yeri inceleme ile ormana giden Beth ve Art, tek göze beyaz lens, başkalaşım geçirmiş organlar gibi neoevrim hareketine katılanların simgesi haline gelmiş bir takım şeylerin gömülen kişide de olduğunu görüyor, sonrası şenlik.

Beth’in, merkeze, asla açıklamayacağını söyledi kaynağının maskeli klon Mika olmasına şaşırdık mı? Tabii ki hayır! Sarah gelmeden önce Beth, Cosima, Allison ve aramızda çok bulunmamış birkaç klonun daha birbiriyle iletişim halinde olduğunu zaten biliyorduk. Ve Beth’in olayların kızışmış tarafıyla yüz göz olduğunu. Ancak işin bu denli derinine indiği bizde kayıptı. Beth, sevgilisi ve sonrasında Sarah’ya aşık olan Paul’ün gözlemci olduğunu Mika sayesinde zaten öğrenmiş. Paul’ün sevgisine inanırken bu gerçekle yüzleşmiş, üstüne klonlar ve beraberinde gelen karmaşıklıklar eklenmiş ve geriye yıkık dökük bir Beth şekillenmiş. O yıkık döküklüğüyle partneri Art’a giden Beth, aynı gece gelen telefonla onu son raddeye –intihara- sürükleyen olayları yaşamış. Yine, Art’ın Beth’e aşık olduğu ve cinayetten ucuz kurtulması için ona yardım ettiğini zaten biliyorduk ancak öldürdüğü kadın kimdi, neden öldürmüştü, nasıl gelişmişti, bilmiyorduk.

 

Beth’in kulüpte tanıştığı ve kartını verdiği neoevrimcilerden biri eşi için endişelendiğini belirtip bir adres vermiş. Beth’in gidip gördüğü manzarayla birlikte biz de sezonun önemli ipuçlarından birini almış bulunduk. Kurtçuklar hadisesi! O dönem deney aşamasında olan kurtçuklar en son bıraktığımızda büyümüş ve en yakın şahit olarak Delphine’i seçmişti kendine. Şükürler olsun ki, Delphine gördüklerini anlatabildiği kadarıyla Sarah’ya anlatmıştı, ki bu kısım ilerleyen bölümlerde işimize çok yarayacak gibi. Dursun burada. Asıl kısım gömülen beyaz lensli ile Beth’in şahit olduğu anın benzerliği. Kurtçuğun yanak kısmının kesilmesi ile çıkartılması. Durumun şoku karşısında dengesini kaybeden Beth (Gerçekten mi, denge mi kayıp? Klişe, daha çok klişe!) gürültü yapıyor ve adamlar varlığını fark ediyor. Onlar kim olduğunu göremeden uzaklaşan Beth, arkasından yaklaşan ayak seslerine bir refleks olarak namludan çıkan kurşunlarla karşılık veriyor. (Ölen kadının tüm bu olanlardan bağımsız olduğunu geçen sezonlarda anlamıştık diye hatırlıyorum ama emin de olamadım, yanlışım varsa düzeltin lütfen.) Alın size nur topu gibi bir soruşturma. Soruşturma devam ederken Beth’i korumak için sendikadan biri görevlendiriliyor. O da ne? Az önce kurtçuk çıkarılırken neoevrimciler ile aynı yerde bulunan gözlüklü, Beth’in koruması. Buyurun çarşamba pazarına! Beth ile ilgili kısım soluğu Mika’nın yanında alması ile bitiyor ancak sezon içinde tekrar göreceğiz gibi geldi bana. Beth tüm bunların kördüğüme bağlandığı nokta da çünkü. Klonlar arasında en serti, en güçlüsü olarak nitelendirilse de, bu hikayenin en yıkık dökük, virane kalanıymış o, öğrenmiş bulunduk.

 

Bölüm sonu Sarah’ya döndük. Gördüğüm an ekranı öpecektim, öyle bir özlem! Onları Kira ile birlikte karların arasında, Pazar kahvaltı sonrası rehavetiyle bırakmıştık. Art’ın telefonu ‘Yetmiştir size o kadar huzur, kalkın kalkın!’ edasıyla çalmıyor muydu? Bir bana öyle gelmiş olamaz değil mi? Geliyorlar! Neoevrimciler, Castor&Leda projelerinin gen annesi Kendall için geliyor! Hatırlıyorsunuz değil mi? Hani şu baş sestramız, Sarah’nın üvey annesi Siobhan’ın annesi. Koş kızım Sarah koş! Sana yine karman çorman işler düştü.

Orphan Black beni yine yanıltmadı. Orphan Black beni hiç yanıltmadı. Neoevrim ve Castor&Leda projeleri bir noktada birleşecekti. Üçüncü sezon finalinde Delphine’in kurtçuğa şahit olması ve ardından öldürülmesi bu konudaki en büyük ipucumuzdu zaten. Şimdi gelsin çözülüşler, gitsin kördüğümler.

Dipnot: Delphine’i öldürdüğünüz o sezon finalinin üstünden 10 ay geçti ancak bu izleyici sizi affetmedi. Hatalar yaptı evet ama  ‘N’olursa olsun sevgi, her şeye rağmen sevgi, her şeyin ilacı sevgi’ mottosuna en bağlı karakterdi o. Ne yaptıysa ya da yapmadıysa Cosima içindi. Cosima’ya duyduğu sevgidendi. Özleniyorsunuz ve hep özleneceksiniz Dr. Cormier!

Dipnot2: Mika’nın Neoevrimcilerin elinden kaçtığını ve ölü sanıldığını aldık aklımızın bir köşesine. Ama maske takması ve saçının bir kısmıyla yüzünü kapatması beni kurtçuk meselesine geri döndürdü. Acaba o da mı bu kurtçuktan nasibini alanlardan ve sonra yanak kesilmesi suretiyle vücudundan çıkartılıp, öldürülenlerden? (öldüğü sanılan) Ne dersiniz?

Yeni bölüm fragmanı da burada! Olaylar olaylar!!

YORUMLAR




BUNLAR DA VAR