Öykü, sevdiği tarafından sevilmeyen (ya da öyle sanan mı demeliyiz?), içindeki hoşlantıyı büyütüp adını aşk koyan küçük, tatlı, cıvıl cıvıl bir kız, hareketli ve sevimli olduğu kadar utangaç da. Sevdiği çocuk yani Mete, bizim neslin tam ergenlik çağında izlemelere doyamadığı Kavak Yelleri’nin Efe’sinden bambaşka biri. Efe’nin aksine Mete çok efendi, olgun, işinde gücünde bir adam. Bir de Ayaz var, Öykü’nün şu an için oyundan sevgilisi ama bana öyle geliyor ki ileride Mete’yi değil Ayaz’ı sevecek. Ayaz da Mete’nin aksine, işinde gücünde ama bir o kadar da çapkın, sorumsuz, eğlenceli bir adam.
Mete ile Ayaz ortak. Öykü ile Mete çocukluk arkadaşı. Şimdi burada araya bir kadın daha girmese olmazdı değil mi? Şeyma Öykü’nün mahalleden arkadaşı. Metelerin eski evine taşınmışlar yıllar önce ailecek. Mağazada çalışıyor ve zengin koca avcısı. Tabirim biraz kaba gelebilir size ama tam olarak böyle. Önce evli bir adamla birlikte oldu, karısından ayrılıp onunla beraber olmayacağını anlayınca da başka hedeflere göz koydu. Bu hedef de Mete oldu. Mete her şeyden habersiz bir vaziyette Şeyma’nın ona âşık olduğunu sanmakla meşgul. Ayaz ilerleyen bölümlerde Şeyma’nın foyasını ortaya çıkaracak gibi duruyor.
İlk bölümlerde karakterleri ayrı ayrı tanıdık daha çok. Öykü’nün Ayaz’la yolunun birkaç yerden kesişmesi hikâyeye güzel işlenmiş. Anlaşılan o ki hikâyede herkesin Ayaz’la yolu kesişmiş. Ee adam çapkın olunca. Şeyma bana kalırsa Öykü’nün Mete’ye olan hislerinin farkında. Ama kendi çıkarları için arkadaşını harcamaktan hiç kaçınmıyor gayet rahat. Öykü ne kadar saf gibi görünse de zamanla Şeyma’nın yaptıklarına göz yummayacak bence.
Mete ve Ayaz’ın ortaklıklarının dışında bilmedikleri bir bağlantı da anne ve babaları arasında var. Mete’nin babasıyla Ayaz’ın annesi birlikteler. Bunu çocuklar öğrendiğinde neler olur, ne kadar gürültü çıkar tahmin edebiliyorum. Böyle olunca dizi de heyecanlı olur ve bize kendini seyrettirir. Mete’nin kardeşi Burcu da alışık olmadığımız zengin kızlarından. Burnu havada değil, en yakın arkadaşı zengin değil ve yoksul diyebileceğimiz bir çocuğa âşık. İmkânlarının farkında ama asla bunları hava atmak için kullanmıyor. Emre şu an için Burcu’ya açık açık bir şey söylemese de o da ondan hoşlanıyor gibi. Başlarda Emre’nin Öykü’den hoşlandığını düşünmüştüm ama sonra bunun geçici bir şey olduğunu düşünmeye başladım.
Şeyma, Öykü, Ayaz ve Mete arasında geçecek hikâyeye ilerleyen günlerde yeni karakterlerin katılacağını düşünüyorum. Bu aşk üçgeni (ya da dörtgeni mi desek?) daha da dallanıp budaklanırsa tam bir gençlik dizisi olur ve kısır döngüden kurtulur. Yine Kavak Yelleri’nden örnek verirsek Efe başta Gönül Hoca’yı seviyordu sonra Su ile sevgili oldu, daha sonra Aslı’yla. Deniz Aslı’yı seviyordu daha sonra Mine’yi sevdi. Daha sonra Atakan girdi diziye derken olaylar çok karıştı ama dizi kendini izletti.
Uzun lafın kısası, ben böyle hafif entrikalı bol aşklı dizileri çok severim. Kavak Yelleri benim için ergenliğimin favorisiydi. Dört yıl boyunca gözümü kırpmadan her günde her saatte izledim. Kiraz Mevsimi’nin de öyle olmasını çok istiyorum. Şimdilik severek izliyorum. Takip ettiğim kadarıyla sosyal medyada da seviliyor. Bunda Dağhan Külegeç ve Özge Gürel’in etkisi büyüktür elbet ama Serkan Çayoğlu’nu da yabana atmamak gerek. Karizmasıyla kendini epey sevdireceğe benziyor ama dublaj konusunda emin değilim. Yani dublaj yerine kendi sesini duysaydık daha bir iyi olurdu sanki.
Kiraz Mevsimi’nin ilerleyen bölümlerde daha heyecanlı olacağını düşündüğümü belirterek son veriyorum yazıma. Görüşmek üzere…
