Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Kim bu Ramazan Bakırhan?
Sezon: 1 Bölüm: 43

Vites değişip duruken kazasız belasız gitmek de Yaman’ın süper yeteneklerinden olsa gerek.

Olay fragmanlardan sonra MedCezir’in 43.bölüm özetliyorumuyla yine birlikteyiz. Yaman ve Mira’dan direkt gireceğim. Turunç Nadir yemiş gibi gözükebilir, kapının dışına çıkınca oyununu sürdürmek zorunda olmayabilirsin sevgili Çokoprens ama bunu bitirirken "Kusura bakma, oradan kurtulmamız gerekiyordu. Özür dilerim," gibi tatlı bir iki şey söylersin. Öyle Mira’nın elinde pislik varmış gibi kızın elini silkelemezsin. Sonra "Yolda buldum, yanımda getirdim," demezsin Mira için. Bir de bunun üstüne "Elif seni ben bırakırım, ne münasebet," demezsin. Çıktılarını alıp şeffaf dosya ile vereceğin word sayfasına yazdığın iki cümlede "Seni kendimden uzaklaştırmak için kötü davrandım," dedin de, bu kötü davranmak değil; mikropmuş gibi davranmak. Mira zarar görmesin diye diyorsun bir de ama gördüğümüz üzere kızın zarar gördüğü başka bir konu yok. Bu davranışlarına o kadar üzüldüm ki, Elif’in sizi Mira ile görmesinin neden ayıp olacağına takılamadım bile. Gerçi tabii ki ayıp olur. Kızla hem yurt bahçesinde sabahlamalar hem de facebookta konuşmalar falan. E haliyle Elif umutlandı tabii ki, ayıp olmasın canım. Klasik erkek işte. Geçen sezon o delirip giden Ada ile de bütün gün İstanbul gezdiklerinde Yaman konuşmuş da konuşmuş ya, Mira da "Yaman çok konuştu ha?" demişti. Neden böyle ya? Bir kadın aşık olunca her türlü kötü muameleyi, her türlü cepte görülmeyi hak eder mi? En doğru tespiti Beren yaptı. Gerçekten de Yaman, Mira’yı cepte görüyor. Bu sezon creepy bir karakter olduğu için Yaman’dan daha çok zevk alıyordum ama git gide klasik jönlere benzemeye başladı. Yok başının tehlikeye girmesi falan, Mira için falan, ben bunlara inanmıyorum. Yaman sanki bahane bulur gibi. Beraber de, değil de Mira’nın başı hep dertte zaten. Yaman’ın Mira’yı sevdiği tek an, Mira’nın Vespa'da Yaman’ı kıstırdığı andı. Afferim kız dedim orada, kim olduğunu göster dedim. O sahnenin sonu da Mira’nın kendisini tekrar çok kötü hissetmesi ve Yaman’ın fiziksel sancılar çekmesiyle sonuçlandı gerçi.


Elif’in dansına en doğru tepkiler Hale ve Orkun’dan.

En güzel sahneler tabii ki de Altınkoy Gençleri'nin sahneleriydi. Ben Beylice Kadınları'ndan sonra onlar için de harika bir format buldum. Rich Kids Of Altınkoy gayet de bizimkilere uyarlanabilir. Grubun karakterleri arasındaki ilişkilerden, hiyerarşisine çok malzeme var orada. Kulübe giden Altınkoy Gençleri'ne takılmayacağını vurgulayan Elif ne olduysa yolda Uzay tarafından ikna edildi ve geldi. Bu nazının fake oluşunu ikna edenin Uzay olmasından anlayabiliriz. Çünkü Uzay bir şey için ısrar ederse insanın yapacağı varsa bile vazgeçer. Neyse ben Elif’in sinsi değil de ‘düz’ olduğunu düşünüyorum zaten. Böyle olmasından mutluyum bile. Elif’in kötü olmaması ve Yaman’a aşık olması, Yaman’ın da ‘ahlaklı’ bir kız arayışına girecek olmasıyla belki de sevgili olmaları, Yaman’ın yine Mira’ya dönmesiyle sonuçlanacağı için adına yaraşır bir The Facts of Life bölümü olacak. Hiç kimse kuru iyiliğe aşık olmaz çünkü. Aşıklar bencildir ve sadece kendi kalplerini değil, başkalarının da kalplerini kırarlar. Aşık kalpler başkalarının kanıyla da pompalanır. Eğer Mira ve Yaman için bu kadar yanlış anlaşılmadan sonra gerçeklik varsa, Elif de hep böyle safoş kalmalı. Şimdi bence de Yaman'ın dediği gibi Elif’e laf atmak hiç Mira’ya yakışmadı evet, ama biliyorsunuz Mira azıcık kontrolsüz söz konusu Yaman olunca. İşte evet yakışmadı falan ama iyi ki kalmaya ikna etti de Elif’in yakışıksız hallerini gördük. Shot'ları Orkun getirdi, ilk kurşunu Mira attı ve öldürücü darbeyi turunç rengi Truva Atı'yla Hale yaptı. Altınkoy Gençleri'nin safkan üyelerinin bu ilk aşk üçgenini ben çok seviyorum. Mira-Orkun-Hale kan çeker gibi olaylarda hep aynı çalışıyorlar. Hannah Montana görünümlü Elif’in içindeki Miley Cyrus ise işte bu üçlünün ortak saldırısı sonucunda ortaya çıktı. Masalara çıktın, sarhoşluğuna verdik ama eğer geyiğini yapabilecek kadar yakın arkadaşların etrafta değilse ve kesinlikle öyle bir yapın yoksa neden twerk’e el atarsın? Yaman, Mira'ya "Etrafımdakilerle dalga geçme," dediğinde Mira yalanlasa da üzgünüm ama orada başta Mira, Hale, Orkun ve diğer Altınkoy Gençleri ile ekran başındaki bizler bayağı güldük. Bir balesi çok güzeldi Elif’in, onu da Turunç Nadir bile yapsa estetik durur. Ha Elif’e gıcık falan değilim. "Abi-abi" diye konuşması itici ama vakit harcanmaz bu yüzden, bence sıkıcıbirinsannoktanet. Gerçek aşkın klişelerle engellenemeyecek kadar klişe oluşu aslında Hale’nin zekice planına çok benziyor. Hale yarattığı twerk canavarından Yaman’ın soğumasını bekledi, hatta bunun için altın yıldızlık bir hareket ile Mira’yı bile savundu ama Yaman azıcık ‘namuslara sahip çıkma’ meraklısı olduğu için Hale’nin planı, Eda’nın yüzünde "Kes be!" olarak patladı. Ne bekliyordun Hale? Yanlış anlaşılma yüzünden ayrılan Yaman ve Mira senin derin ve iz bırakmayan planınla bir araya gelebilir mi hiç? Altınkoy Gençleri'ni kısa bir süreliğine eski eğlencelerine götüren geceleri, Elif’in peşinden suya atlayan Yaman’a içi acıyarak bakan Mira ile son buldu. Her zamanki gibi yine kadınlar üzüldü yani. Bir de neden bu çocuklar hala mesajlaşıyor? Whatsapp nerede? Bütün bunlara rağmen Elif’in siyah beyaz avatarının çok başarılı olduğunu söylemeliyim. Siyah-beyaz tam Elif'lik.

Şu korkunç zigon sehpalar Nevin ile ilgili çok büyük ayrıntı.

Altınkoy’da bir aktiviteden sonra Tozludere’deki günlere bakalım. Sonunda bir sürü badireden sonra Ayşe’nin mürüvvetini gördük. Ailesi de rahat etmiştir artık, kızlarını evden kovduklarını unutarak ‘temizlenmişlerdir. Ayşe’nin evinin önünde gelinlikle onca fondötene rağmen terleyecek şekilde oynaması dikkatli gözlerden kaçmamış bu arada. Leyla’nın da kendisine yine önemli bir rol biçmesi de farkedilir cinstendi. Rüyasında Altınkoy’da, Mira’nın hizmetçisi olduğunu gören Leyla bir anda güvenilir cephe oldu. Aşk-ı Memnu tekarlarını izliyor olmalı, ‘aptallık etme’ dedi çünkü. Ben zaten geçen hafta Leyla’ya olan sempatimi açıkladım. Hala arkasındayım. Onu olduğu gibi seviyorum üstelik. Tozludereliler’den Nevin bu hafta perde astı. Hayret pişkin Kenan ile beraber Yaman’ı aramamışlar perdeleri takması için, çok şaşırdım.


Holding’te ne giyeceğinize çok dikkat ediyorsunuz belli ama bence sizi kimin küstürdüğüne dikkat edin biraz da.

Kısa bir Tozludere arasından sonra tekrar zenginlerin hayatına, dizilerin olmazsa olmazları Holding Olayları ile geri dönmek istiyorum. Çözemediğimiz bir konu şu hisse olayları. Bence kimse bilmiyor ama en azından doksanlardaki gibi bir şirketin hisselerinin elden ele, borsadan veya noter gözetiminden tamamen uzakta sahip değiştirmesinden kurtulduk. Sedef ve Sude arasında Asım Şekip Kaya’nın ardından anlaşmazlık çıkması beklenilen bir şeydi. Bunun iki karakterin doğal yapısından kaynaklanmasını isterdim; Turunç Nadir’den değil. Zira Turunç Nadir bulaştığı her şeyi bozuyor. Sude’nin de ayarını bozdu. Kendine gel ya Sude, senin küçük oyunun yüzünden bu adam kendisine yeni bir kötülük alanı yarattı. Kimin etkisi altında kaldığının farkında mısın? Sedef ile kendi kendinize çekişip en sonunda anlaşmanızı isterdim. Ender ile Sude’nin arasında bile bu kadar keskin ayrılıklar yoktu. Gerçi Sedef için hala yok ama galiba benim sıkıntım Turunç Nadir’in her işe bulaşması. İnsan yorulur ya, bu kadar sınıra bölünmekten. Yaman’ın rüyası gerçek olsaydı da Turunç Nadir’in foyası ortaya çıksaydı keşke. Neyse Sude ile Sedef’in arasındaki tek gerçek ayrım yağmur yağdığında Sedef’e şemsiye tutan birisinin olması (aynı Ender ve Asım Şekip Kaya’ya olduğu gibi); Sude’ye ise şemsiye tutan birisinin olmaması. Ha bir de Sedef’in o UP ile neyi ölçtüğünü anlamadık, ayakkabılarının altı kirlenmiyor bile, şemsiye tutucusu var! Bir diğer fark da Faruk’un Sedef’i değil Sude’yi seviyor oluşu. O öpücük eski günlerin hatrına zor zamanlarda bir dayanak olmak için miydi yoksa The O.C.’deki gibi gerisi gelecek mi merak içindeyiz.

Deniz, Sahrap Soysal’ı kovdurup Melek Baykal’a kendisi partner oldu galiba.

Selim’i bu sezon çok seviyorum biliyor musunuz? Deniz aşkı resmen adamın üzerindeki ölü toprağını aldı (Ender’in toprağından bahsetmiyorum, Selim’in üzerindeki genel düzlükten bahsediyorum). Selim ve Deniz öyle romantik komedi gibi takıldıkça-ki romantik komedilerde kusarım- nasıl mutlu oluyorum anlatamam. Böyle şapşik şapşik aşık oluşları çok tatlı ya! Mert anlar gibi yapıp yine çeşitli şımarıklıklar yaptı ama tahmin ettiğim gibi Sedef’in sağ duyusu devreye hemen girdi. Evlilik yıldönümü konusunda da çok sağlıklı konuştu Sedef. Bu tamamen Ender ve Selim arasında. Gün geçmiyor ki merhume Ender Serez’in kulakları çınlamasın. Her bölüm kadının ölümüne sebep olan şeyler tekrar tekrar açılıyor ve sırlar daha da dağılıyor. Mert elbet bir gün öğrenecekti ama ben Ender’in bu konuda tamamen sessiz kalmasını isterdim. Gerçi yani yine yarı yarıya oldu ama. Selim’in Mert’e neden ‘ne olursa olsun bizim oğlumuzsun, her şey bizim aramızda’ muhabbeti yaptığını anlamadım çünkü bir şey olmamış. Mert’in de her seferinde kafasını dağıtmak için açılmasını da anlamıyorum. Tamam kendini duvarlara vura vura dans et demiyoruz Elif gibi ama hep aynı şekilde, hep aynı şekilde.. Bence artık o sakinleşme şeklinin geçerliliği kalmadı. Önümüzdeki bölüm bu açılmalardan belanı buluyorsun galiba ama Mert ha?

Saksı ve çıplak bir vücut algısal olarak başka şeyler akla getirse de alaka yok çok şükür.

Şimdi Orkun’a gelelim. Uzun zamandır Orkun’un bonuslarından mahrumduk, bu bölüm bütün çıplaklığıyla fazladan fazladan aldık. Öncelikle ben Orkun’un Mira’ya olan aşkının bu kadar derin olduğunu asla anlamamışım. O banktaki ‘Orkun Civanoğlu's tears can cure cancer, but he never cries’ olayını yıkan sahnede, Mira ile fake bile olsa tekrar beraber olmak için o küçük düşürücü durumu kabul etmenin verdiği acıyı Orkun’da görmek bütün yaptıklarını aklasa da, ortadaki yanlışlığı değiştirmiyor. Bir kere Mira’ya getirdiği güllerden kendi kendine tahrik olmasının gerçekliğinin yanında bence Orkun, Mira’ya aşık değil. Kafasındaki başka bir şeye aşık o. Mira ile beraberlerken kıza asla iyi davranmıyordu ve gerçek anlamda hiçbir şey paylaşmıyorlardı. Mira’ya geri dönmek için çabaladığı zamanlarda da çok düşünülmüş hamleleri vardı. Zaten Mira, babasının Orkun’u dövdüğünü bile bilmiyordu, bir tek Hale biliyordu. Yani kafasındaki şey yüzünden Orkun yine bile bile yanlış cevap verdi. Bu olay Yaman-Mira-Orkun üçlüsü için tümden kötü bir şey. Mira ve Yaman’ın ayrılması veya barışması için Orkun’un canavarlaşmasına ihtiyaçları yok; Orkun’un da kötücül olduğunu görmemiz için Mira ve Yaman’ın bir yanlış anlaşılmada yıkılacak kadar saflaşmalarına gerek yok. Şimdi Yaman’ın gözünde Mira değersiz bir kadın. Mira, Yaman’ın her limandaki sevgililerini öğrenince "Allah seni kahretsin!" dememişti, Yaman’ı sevmeye devam etmişti. Orkun ile o kızlar bir değil evet, en azından Orkun yoldan geçen biri değil! Hem Yaman sen Mira seninle ilgili bütün umutları kurusun diye bir sürü şey yapmadın mı? Nasıl böyle bir bedduayı hak görüyorsun kendinde? Bütün bunları Yaman’ın, Mira ve Orkun’un beraber olduklarını düşünmesi üzerine konuşuyoruz. Keşke Yaman sadece Mira ve Orkun’un beraber olmasının acısını çekse, kıskançlıktan delirse de başka bir şeyler umurunda olmasa. Beşiktaş’a bile inmeyen Mira, onun için Tozludere’ye gitmişken Yaman da, Mira’nın değerini sadece Mira olarak ölçse. Ayrıca Yaman, Mira’nın cinsellikte beklemek istediğini bilmiyor mu? Nasıl hemen inanıyor? Zaaflarımız işte.. Mira açısından durumun kötü olması ise Mira’nın aşağı çekilmesi. Orkun ile yattığı sanıldığından değil yatsaydı bile, bu Mira’nın değeri değiştirebilecek bir şey değil. Değerinin değiştiğini düşünen, Mira’yı gerçekten sevmiyor demektir. Mira’nın çekilme sebebi, bu kadar saçma bir yanlış anlaşılmaya kurban gitmesinden. Keşke bütün bu yatma izlenimi olayları Mira’nın da planladığı bir şey olsaydı. Keşke olay tamamen yanlış anlaşılma olmasaydı da gerçek hayattaki gibi olsaydı diyemiyorum bile. Aşk-ı Memnu ile, kabul edilebilecek olan şeyleri gördükten sonra neden çok eskilere döndük bilmiyorum (Skype basılmaları çok yaygın ama olayın nesnesi çok güncel, ona bayıldım). Belki de bu yüzden hala Aşk-ı Memnu bambaşka bir şey. Belki de Mira, diziler evreninde bir önceki hayatında yaptıklarını ödüyordur. Orkun’un bu tuzağının telif haklarının Yeşim Taşkıran’a ait olduğuna eminim. Yeşim’in "Eee sen de bu kadar aptal olmasaydın," demesi gibi, Orkun’un da karşısındakilerin bu kadar ucuz bir şekilde bertaraf olacağını tahmin edip bunu kullanmasına fazla bir şey denemez. Bence üçü için de hızlı bir düşüş oldu ama hayatlarında hiçbir şey değişmedi, sadece bu sefer kimse ölmedi.

Benim esas merak ettiğim konu ise Ramazan Bakırhan. Yahu Mira kim bu sürekli facebook’unda dolaştığın, Yaman’dan sonra en çok konuştuğun Ramazan Bakırhan? O listede öyle tepelere çıkılıyor değil mi? Bu sorunun cevabını Yaman, Mira ve Orkun’un düştükleri durumdan nasıl çıkacaklarından daha çok merak ediyorum doğrusu. Ramazan Bakırhan peşindeyim!

Esrarengiz Ramazan Bakırhan’ın profil fotoğrafından da bir şey anlaşılmıyor
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR