Dizi sezon finali virajını almaya başladıkça üzerindeki ölü toprağını atmaya başladı. Karakterlerin derlenip toparlanıp, saflarını belli etmeye başladığı bir bölümü geride bıraktık. Kopacak kıyamete tüm karakterler yavaş yavaş hazırlanmaya başladı. Gönül ister ki Kendal ve diğerleri olarak ikiye ayrılsınlar ama menfaat gereği Kendal'ın safında kalan karakterler de olacak. Sözü fazla uzatmadan karakterlerimiz bölüm boyunca neler yapmış onları atomlamaya geçiyorum.
Kendal: Özlem’e vuran ellerin kurusun da çürüsün inşallah. İnsan müsveddesi ağamız doğası gereği davranıyor evet de bir kadının dövülmesini izlemek kurgu da olsa beni gözü dönmüş bir beddua makinesine çeviriyor. Artık Kendal ile empati yapan saftorik papatya yok arkadaşlar. Zerre acımıycam kansıza. Nasıl kolayca yalan söyleyip kendini sıyırıyor deli oluyorum arkadaş. Bu Özlem saftoriğinin sakladığı görüntüler ortaya çıkacaksa çıksın artık. Murat hikayeye dönecekse bir hükmü kalmayacak çünkü. Ben Kendal'ın Murat'ı öldürmüş kanıtıyla içeri girmesini istiyorum artık. Biraz da onun kuyruğu titresin. Nasıl sinirimi kaldırdı şerefsiz ya!! Ebru'ya olan bitmeyen kinine Baran'ı da ekleyecek diye ödüm kopuyor. Baran'a sarmadan kodesi boylasın istiyorum.
Özlem: Valla Özlem'ciğim bu saatten sonra ne görgüsüzlüğüne ne de muhterisliğine laf söylemeyeceğim. Kan kustur hepsine, yak o konağı da seyrine beraber bakalım. Kadercilik kalkanına sığınıp Kendal'ın zulmüne ses çıkarmayan Melek’in, Emine'nin yerine de çak bir kibrit. Ne Kasım'a boyun eğ ne de Kendal'a! Narin'i de hizaya çek ki garanticiliğin para etmediğini anlasın. Özlem'in en büyük falsosu istihbarat ağını güçlü kullanmasına rağmen sonrasında atacağı adımlarda kifayetsiz olması. Doğru damardan işlese sonuca kısa zaman da ulaşacak amma bencilliğine yenik düşüyor. Yediği dayağın ardından oldukça bilendiği için artık ''Ay hadi iyşalla, kedi olalı bir fare tutacak,'' diye bekliyorum.
"Ebru bana soracak çocuklar nerede diye? Abileriyle birlikte okula gitti diyeceğim başları dik, geleceğe umutlu."
Kadriye: Panpa seni çözecem diye ciğerim soldu benim. Ay seviyorum da kız seni. Kızdığım daha çok tabi. Hep merhametli sulugözlü bünyem yüzünden bunlar. Yeri geliyor Kendal yılanına da üzülebiliyorum çünkü. Ama yani senden çıkanı en iyi senin bilmen gerekirken sıktığı palavraları nasıl bu kadar kolay yutuyorsun, anlamak mümkün değil. Ulan herkes Kendal yaptırdı diyor, bu ''Ben konuştum onunla, yapmamış,'' diyebiliyor. Ahahahahah evet bir doğruluk timsali olarak Kendal diyebilmen çok tatlı şekerim. Adam menfaati için seni bile külaha koyup dondurma diye satar, sen hala “Ben konuştum da, yapmamış o,” diye bık bık bık ediyorsun. Hadi Ebru için yaptığın tornistanı bu sefer de yemiş gibi yapacağım ama bir kere daha kaypaklık edersen üzerini kırmızı rujla çizdiğim fotoğrafını kurşunlarım haberin olsun.
Ebru: Şimdi şekerim mahkemede yaptığın mallığa çok kızdığımı söyleyerek satırlarıma başlıyorum. Fırat'a olan iyilik borcunu kapatmak için çocuklarını annesiz bırakmak nedir lan? Hele de o konakta? Neyse Fırat akıllı da işin peşini bırakmadı. Yalnız Fırat'ın “Ben bıçakladım ulan, niye inanmıyorsunuz?'' demesine sesli güldüm. Fırat'cığım balığı az yiyor, bunlar ondan, Omega 3'leri eksik. Ebru keşke hapisten çıktıktan sonra Baran'a da sarılsaydı. ♥♥♥ Ayy bana noluyorsa kavuşamayan aşıkları bekler gibi ana-oğul'un sarılmasını bekliyorum. Baran'ı çok sevdiğim için boynu bükük kalmasına kalbim razı gelmiyor zaar. Ebru bu vartayı da atlattığına göre artık işine baksın bence. Kendal'dan hesap sormaya falan kalkarsa daha da başına dolaşacak bu iş. Hayır bir de arkadaş bir şey öğrenince hemen niye Kendal'a hesap sormaya kalkıyorlar onu anlamıyorum? Az bir kulis yap, kuyusunu kaz, sinsilikle içerden dinamitlesene adamın imparatorluğunu di mi? Ama yook, hemen keko gibi atlayın, anasını satayım. Ondan sonra da Kendal ketenpereye getirince dımdızlak kalıver. Yok aga, dark side zekiyse madem, iyi taraf da azıcık akıllı olsa kıyamet mi kopacak? Mağdur edebiyatı da bir yerden sonra ''öeehh'' dedirtiyor insana. Ebru'yu Fırat'a ısıtıyorsunuz da bu işin gidişatı bombok bi tünele çıkıyor gibi sanki? Ola ki Murat dönerse o kızlar Fırat'ı yolar, ben söyleyeyim. He bana sorarsan Ebru kimseyle yeşillenmesin ama dramatik kurguya çatışma gerek yapacak bişi yok.
"Ben ne yapacağım şimdi? Bir yanda Fırat bir yanda çocuklarım."
Narin: Hoff, çok sıkıcısın bebeğim. Hep aynı yerde sayıklamak da ne ola ki? Hayır insanların sana hak vereceği varsa da vermiyor. Misal ben o konakta yaşasam biri bana durmadan ama durmadan ''Bu kadın çok reröröre, benim suçum günahım ne? Görüyor musun bunlar nasıl edepsiz'' sirkülasyonundan öteye geçmeyen tatava yapsa ''Eeehhh eytere be!! Bi sus lan!'' derim yeminle. Gene iyi dayanıyorlar valla. Konaktaki ergen çocuklar bile Narin kadar tatava yapmıyor yahu. Hayır yeni bir şey söylese tamam, çok şükür plağı değiştirdi diyeceğim ama o da yok. Hep aynı, hep aynı. Valla Narin’ciğim Oğuz'un yanında da bu apır sapır konuşmaları yapmaya devam edersen götüm götüm kaçar bak adam. Hazır seni seveni bulmuşsun çenenle kaçırma bence. Bir de ergen arkadaşlar bişi sorcam size (bizim zamanımızda cep telefonu yoktu) gün içinde annenizi ''Aman benim güzeller güzeli anam nasılmış da, hanimiş?'' diye kaç kere arıyorsunuz? Hatta arıyor musunuz? Nasıl bir kafa arkadaş bu, “Beni aramadın bugün,” diye evlat darlamak? Misal benim annem günde en fazla “Gelirken ekmek, yoğurt vs falan al,” demek için arar. Bu nasıl bir egodur arkadaş, durmadan arasınlar ilgilensinler benle demek? Arkadaş o çocuğun bir de manitasyonu var ayol? O bile darlamıyor lan, ''Baran whatsapp' da ben uyuduktan sonra kimle yazıştın? Hesap ver last seen öyle demiyor ama,'' diye. Baran çocuğum çok merhametli yine de, valla ben olsam hemen bir savaş ortamı çıkarıp ergenliğimin arkasına sığınıp şarlardım. Narin’e bir meşgale gerek senaristler, aylak bakkal gibi ne tartacağını şaşırmış.
Baran: Arkadaşlar Baran seyrederken kikirdeyen istemsizce 32 diş sırıtan kaç erişkiniz bilmek istiyorum? Annem kendisini seyrederken “Canığğğm, bitaneğğmm,” falan diyor çünkü. Annem 66 yaşında bu arada ;) Baran kardeşlerini kollayınca nasıl da ölü toprağı gitti üstünden şaştım kaldım açıkçası. Kendal'a kafa tutarken “Heyytt bee!” dedim ama Kendal'ın bunun altında kalmayacağını bildiğim için onun için korkmuyor da değilim hani. Narin'e çok da saygısızlık yapsın istemiyorum ama haksız da bulamıyorum çocuğumu. Valla seyrederken bana bile böğğk geldi Narin'in mızmızlıklarından. Çocuğum bir de çekiyor o mızmızlığı. Ada'ya verdiği ibretlik ayar için de öpücüklerimi yolluyorum buradan kendisine. Gücü yeten, merhametini bilen herkes istisnasız çocuğuma şarlıyor. Ne bu ayol? Hep arkada bırakılan olmak üzerine söyledikleri ne kadar da acıklı... Ah be çocuğum ne çok şey yüklemişler sırtına ve dahi hala yüklüyorlar. Hep yüzün gülsün senin, hep ama hep..
"Ben zaten terk edilmeye alıştım. Baran bakar, Baran özler. Hadi gidin..."
Ada - Maya: Kızlarımız olgunlaşmaya başlıyor artık. Maya zaten sakin bir kızdı. Lakin “Susmaktan yoruldum,” demesi, sesini duyurmaya çalışması suskunluğunun çocukça olduğuna dair güzel bir referans. Ada ise hırçınlığını sakinleştirerek olgunlaşıyor. Biribirine zıt bir elmanın iki yarısı. Serdar mevzusu da çözüldü müydü, Ebru ile beraber yanlarına abilerini de alıp Kendal'ın defterini dürecekleri günleri izlemek istiyorum artık.
Fırat: Sanırım Fırat'ı severek izlediğim ilk bölüm oldu bu. Sevgisinin samimiyetine, naifliğine beni artık inandırmış bulunuyor. Lakin Murat'ın geri dönüşü değil de, Baran sırrı ortaya döküldüğünde Ebru'ya karşı düşeceği durum onu kaybeden olmaya mahkum edecek maalesef. Ah be Fırat, ne vardı Oğuz'u dinleseydin de bıçağı yemeseydin? Tamam hobi olarak yine kahramanlık yap da, böyle pisi pisine tongaya düşmek yakışmadı be abicim.
"Seni sevdim. Deliceydi, ama hayatımda yaptığım en güzel delilikti. Ebru seni seviyorum."
Melek - Emine: Kendal'ın zulmünün birinci dereden mağdurları olan bu iki güzel insanın da Kendal'ın karşısına geçen cephede nefer olmasını istiyorum artık. Onların da sesi çıksın artık. He baskın olmayacaklarsa bile en azından kulis çalışmalarına destek çıksınlar. Melek yeğenlerini ezdirmesin bari en azından. Özlem veya Narin terso bişi söylediğinde ağızlarının payını versin mesela. Ben şahsen yeğenlerime en ufak laf eden olsa ümüğünü sıkmaya falan teşebbüs ederim. Amca'dan yana yüzü gülmeyen çocukların bari hala'dan yana yüzü gülsün, çok mu yani?
Haftaya görüşmek üzere, sabredip okuyan herkesin gözlerine sağlık.