Geçmişteki saf aşk artık Nihan'ı da Kemal'i de kurtarmayacak, onları düştükleri kara sevdanın külleri yeniden doğuracak ve yeni bir aşk yaratacak...
Kara Sevda’sız bitmek bilmeyen tam üç ay geçirdik. Her Çarşamba “Keşke Kara Sevda başlasa ya,” dediğim doğrudur. Sonunda 21 Eylül Çarşamba günü geldi çattı. Daha sabahtan kendimi akşama bir ton kadar gözyaşı dökmeye programlamıştım. Beklediğimin üstünde performanslar gördüğümde derin bir oh çektim ve kendimi Nihan’ın, Emir’in ve Kemal’in dünyasına bıraktım.
Sezon finalinden Ozan’ın intihar ettiğini (ya da ‘ettirildiğini’ desem daha doğru) biliyorduk. Bu yüzden en merak ettiğim Nihan’ın tepkisiydi. Neslihan Atagül’e bu sene artık “en iyi ağlayan kadın oyuncu” ödülü verilmeli. Kadın ağlamıyor, insanın ciğerini mızrakla deliyor resmen. Onu izlerken çok fazla empati yapıyorum. Yeri geliyor hak veriyorum, yeri geliyor kızıyorum. Ozan’ı morgda gördüğü sahnede her kardeş, her abla kendinden bir parça bulmuştur eminim. Arka arkaya hem kardeşini, hem babasını kaybeden, sevdiği adamı kendi elleriyle hapise gönderen bir kadın nasıl aklını oynatmaz, inanamadım… Ayrıca Kemal’in mahkemesinde neden şahitlik yaptığını da anlamış değilim. Ozan’ın ve babasının ölümüne sebep olanın Kemal olduğuna inanmak azıcık hastalıklı bir düşünce sevgili senaristler… Nihan gayet aklı başında bir kadın. O kadar acıya rağmen ayakta kalabiliyorsa ona daha mantıklı, daha akıllı hamleler yaptırmanız gerekli. Sırf Kemal’le ayrı düşsünler diye kızını Kemal’den saklamak Nihan’a göre değil. Tamam, söylemeye çalıştı dediğinizi duyar gibiyim, ama bir kere denemek söylemeye çalışmaya, denemeye girmiyor benim gözümde. Ayrıca, şimdi bir de kızıyla mı sınanacak Allah aşkına? Resmen izlerken tüm moralim yerlere düştü. Kızcağız Ozan yüzünden esaret hayatı yaşadı da yaşadı, bir dolu olaylar oldu; şimdi de kızı yüzünden Emir’in himayesinde mi kalacak? Aklın varsa Kemal’den yardım iste derim Nihan! En azından biz seni böyle tanıdık, karakterinden şaşma lütfen. Tekrar Emir’in boyunduruğu altına girersen yandık ki ne yandık… Bir sezon daha sinir krizleri geçireceğiz. Yanmak demişken evi yakma sahnesi çok efsane değil miydi? Ailesinin resimlerine bile acımadan, büyüdüğü ev olup olmadığına, babasının ve kardeşinin hatıralarına aldırmadan yaktı kül etti. Güçlü kadınsın vesselam Nihan Sezin! Kozcuoğlu deyip sinirlerinizi hoplatmayacağım tabii ki…
Emir’in sahnelerinde çalan müzik bile bizi heyecanlandırmaya yetti. Özlemişiz be! Yalnız Emir ya tamamen felç kalsaydı, ya da kalmasaydı arkadaşım! Adam düz yolda girerken birden felç gelip düşecek mi şimdi? Gerçekten tıpta böyle birşey var mı bilmiyorum ama bana azıcık saçma geldi… Emir konusunda daha ilk bölümden fazla birşey söylemeyeceğim çünkü bütün bir sezon boyunca cümlelerce kendisine bol bol saydıracağım… Ayrıca itiraf etmem gereken birşey var ki; Emir Kozcuoğlu’nu nefret ettiğim kadar da seviyorum. Dizinin hem en karası hem de en şeffafı resmen o! Adam açık açık isteklerini söylüyor ve kötü olduğunu kabul ediyor zaten.