Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Kahraman olmak yok!
Sezon: 1 Bölüm: 6

 

Sezonun yeni dizilerinden Gotham, 27 Ekim’de Spirit of the Goat adlı bölümüyle ekrana geldi. Her bölümde biraz daha iyiye doğru gittiğini düşünüyorum dizinin. Hâlihazırda var olan bir dünyanın geçmişini izliyoruz. Ben Batman Dünyası’na pek hâkim değilim. Ama elimden geldiğince yazmaya çalışacağım.

Sezonun altıncı bölümü Gotham City’de 10 yıl öncesine gittik. Harvey ve o zamanki ortağı Dix bir seri katilin peşindedirler. Bu seri katil zengin ailelerin ilk çocuklarını öldüren ve kendisine Spirit of the Goat (Keçi’nin Ruhu) diyen birisidir. İnsan kimliğinden arınmış bu katil birgörevi yerine getirdiğini düşünerek hareket etmektedir. Harvey ve Dix’in bu katili yakaladıkları sahneyle başlıyor bölüm. Bu kısım aslında şimdiki Harvey’den bambaşka bir Harvey’i de görmemizi sağlıyor. Bir nevi James’in şimdiki hali, yeni yetme bir polis dedektifi, atılgan, güçlü birisi 10 yıl önceki Harvey. Tabii bunu görmesek inanmazdık!


Günümüz Gotham’ı.

Bölümün ana hikâyesi de bu seri katilin 10 yıl sonra tekrar ortaya çıkması üzerinden ilerliyor. Asıl mesele ise Harvey’in 10 yıl önceki katili öldürmesi. Kısaca bir “taklitçi” ile karşı karşıyayız. 10 yıl önce bu olayı çözmüş olan Harvey’in keyfi fazlasıyla kaçmıştır. Bir de üstüne James’ten önce olay yerine gelme durumu var. Zira James o sırada sevgilisi Barbara ile sorunlarını çözmeye çalışmaktadır. Bu durum şimdilik muğlak fakat yine de işlerin yoluna gireceğini tahmin etmek zor değil.

Harvey ve James olayı çözmek için ilk andan itibaren işe koyulurlar. Ölen kızın ailesiyle konuşmaya gittiklerinde gözümüze sokarak verdikleri ilk ipucunu yakalarız. En azından ben bunu gördüğümde altından bir şey çıkacak dediğim bir şeydi bu. Babanın konuşamaması ve elinin titremesi bariz bir görüntüydü.


Harvey’e saygı duyduğum bölümdür. Geleceğe bakacağız!

Harvey bu cinayet hikâyesine fazlasıyla hâkim olduğunu ilk andan itibaren bize gösteriyor. Onun sürekli gördüğümüz vurdumduymaz tavrından eser yoktu bu bölümde. Olayın üstüne üstüne gitti. Öyle ki James’ten daha çok çalıştı diyebiliriz. Otopsiyi yapan doktorun bile gözünden kaçan bir ayrıntıyı 10 yıl öncesini düşünerek ortaya çıkardı. Katil öldürdüğü kişilerin kafalarına 1814 tarihli bir bozuk para yerleştiriyor ve bu durum hiçbir zaman ortaya çıkmamış. Katilimiz de öldüğüne göre ya bunu bilenler birilerine anlattı ya da katil hiçbir zaman yalnız değildi fikri ortaya çıkıyor.

Harvey’in kafa çalışıyor aslında!

Elbette ikinci fikir ağırlık kazandı fakat durum biraz daha farklı gelişti. 10 yıl sonra ortaya çıkan katili James ve Harvey, 10 yıl önceki mekânda yakalamayı başardılar. Üstelik kaçırdığı kızı da sağ salim kurtararak. Katil konuşmayı reddediyordu ve Harvey bir şeyleri gözünden kaçırdığının farkındaydı. James’in yanından gitmesinden biraz sonra, sorgu odasında ışıkların gelip-gitmesi katili strese soktu ve aynı kızını öldürdüğü adam gibi elleri titremeye başladı. Bu anında Harvey’in kafasındaki ışıkların yanmasını sağladı. Öyle ki bölüm Harvey üzerine kuruluydu ve onun bilmediğimiz yönlerini öğrenmiş olduk. Bunlar genellikle de iyi şeylerdi. Harvey’in Batman Dünyası’ndaki yerini bilmediğimden fazla yorum yapamayacağım ama James’in ondan öğrenecek çok şeyi olduğu da açık.

“Her şey Gotham için” diyen terapist.

Harvey katile yardım edenin daha doğrusu onu hipnotize ederek bir seri-katile dönüştürenin, bölümün başında ölen kızın babasının yanında gördüğümüz terapist olduğunu anlar ve onunla yüzleşir. Bir şekilde de bacağından vurarak onu yakalar. Bu hikâye sanırım devam edecek gibi. En azından tam anlamıyla bitmemiş olabilir. Zira kadına farazi suçlamalar yapmış gibi görünüyor. Fakat bundan daha beter bir durumun ortaya çıkması bunu arka planda bırakabilir.

James için işler yolunda gitmiyor!

Bir yandan da Cabblepot’un nam-ı diğer Penguen’in hikâyesi devam etmektedir. James’in onu öldürdüğünü düşünen Montoya bu işin peşini bırakmayacaktır. Son anda Barbara onu uyarıp, kaçmaya ikna etmeye çalışsa da James gibi dürüst bir adamın bunu yapmayacağını biliyoruz. Mesele bu andan itibaren her şeyin James’in aleyhine işlediği gerçeği. Onu öldürmediği ortaya çıkarsa Don Falcone James’in sonunu getirecektir. Tam tersindeyse zaten hapiste olacaktır. Bir nevi iki ucu otlu değnek! Fakat Cabblepot’un bu bölümde annesiyle görüşmesi ve yüzünü göstermesi yavaş yavaş ortaya çıkacağının işaretiydi. Onu yarı yolda bırakmayan ve iki defa ölümden kurtaran James’i yüzüstü bırakmayacağını tahmin etmek zor değil.


Cabblepot büyük oynuyor! Her bölüm daha da büyüyor kendisi…

Elleri kelepçeli bir şekilde karakola götürülen James "Ben Cabblepot’u öldürmedim!" diye haykırsa da buna inanmak zor. Hatta onu destekleyen bir Harvey’ye rağmen. Fakat biraz sonra yüzünü gösteren Cabblepot bir sonraki bölüme büyük merak saldı. Açıkçası her bölümde bu adam merak uyandırıyor. Biraz sonra ne yapacağı kestirilemeyen birisi ve Gotham’da daha uzun süre var olacağını bildiğimizden olsa gerek ben ölüm-kalımdan çok ne gibi oyunlar çevirecek onun merakındayım. Gelecek bölüm neler olacak göreceğiz. Falcone bu sırrı öğrenecek mi? Yoksa Cabblepot’un ortaya çıkışı herkesten saklanacak mı?

Adam âşık beyler!

Son olarak Nygma’nın âşık halleri hoşuma gitti. Minik, güzel hikâyelerin aralara serpiştirilmesi Gotham’ın kasvetli havasından az da olsa uzaklaşmayı sağlıyor. Belki buna gerek yok ama diğer karakterleri de tanımamız açısından verimli olduğunu düşünüyorum.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR