Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Into The Dalek: Sen İyi Bir Dalek’sin
Sezon: 8 Bölüm: 2

 

Doctor Who’nun sekiz aylık hasreti geçen hafta sona ermişti. İlk bölüm yeni Doctor’umuz Capaldi’ye ısınma turlarıydı. İkinci bölüm ise biraz daha gözümüzün alıştığını söyleyebiliriz herhalde. En azından ben böyle düşünüyorum. Zira Capaldi şimdiye kadar ki Doctorl’ardan aşağıda bir oyunculuk sergilemeyecek ve dönem geçirmeyecektir. Bunda elbette senaryo kalitesi ve prodüksiyonun da önemi fazla.

Capaldi şunu hissettiriyor. Doctor artık kendisinden daha emin ve güvenilir. An itibariyle kendisini tanıma aşamasında olsa da ilk bölümün şaşkınlığını üzerinden atmış bir görüntü çizdi. İkinci bölüm isim olarak içerisinde bir ikiliği barındırıyor. Hem ruhani bir şeyin peşindeyiz hem de fiziksel olarak bunu yaşıyoruz.


Senin sorunun ne dostum?

Bölüm uzayda geçen bir savaş sahnesiyle açılıyor. Evrenin hâkimi olmayı kafasına koymuş Dalekler’i uzun bir aradan sonra görme şerefine eriştik. En azından konusu tamamen Dalekler’e dair olan bir bölüm diyebiliriz. Bu bölüm bir yandan da Capaldi’nin ilk macerası oluyor. Zira ilk bölüm daha çok onu tanımakla ve anlamakla geçti. Savaş sahnesinin kahramanı ise Journey Blue (Bu isim geçmişe tatlı bir gönderme olabilir) adlı askerimiz. Kendisi biraz önce yanı başında ölen kardeşiyle birlikte savaşın ortasındadır. Tam o da öldü derken, Journey ile birlikte kendimizi TARDIS’in içerisinde buluruz.

Doctor, Journey’in gemisi patlamadan bir saniye önce onu TARDIS’in içerisine almayı başarmıştır. Elbette savaşın ortasındaki bir askerin ilk tepkisi de eline silahını alıp Doctor’u tehdit etmek oluyor. Demiştik ya, kendisinden emin bir Doctor var artık karşımızda ve gerek sözleriyle gerekse de duruşuyla Journey’i hizaya getiriyor.

Doctor yaralı askeri gemisine götürür. Fakat burada pek hoş karşılanmaz. Kim olduğu belirsiz ve kendisine doktor diyen bu adamı hemen öldürmeleri gerekmektedir. Elbette Journey buna itiraz eder. Zira Doctor’un yardımına ihtiyaçları vardır. Aslında asıl ihtiyacı olan yaralı ve hasarlı bir Dalektir. Dalekleri biliriz. Merhamaetten yoksun “Yok etmekten” başka dertleri olmayan yarı robotik yaratıklardır. Fakat karşımıza çıkan bu Dalek her ne kadar Doctor’u korkutsa da diğerlerinden farklıdır. (Hemen burada 9. Doctor dönemini hatırlamamız gerekecek. Birinci sezonun altıncı bölümü olan ‘Dalek’ bölümü de aynı buna benzer bir sahneyi içerisinde barındırıyordu. Hatırlamak isteyenler için.
 
Birbirlerine bu kadar yakın olunca çok güzel oluyorlar.

Doctor, biraz sonra Clara’yı da yanına alarak bilmem kaç bininci yılda nano-teknolojilerin geliştiği bir yılda kendilerini küçülterek Dalek’in içine girer. Böylece Doctor, hasarlı Dalek’i iyileştirebilecektir. İyileştirmek mi? Yani onu tekrar merhametsiz, ölümcül bir silaha dönüştürmekten bahsediyorum.

Bölüm Doctor’un yaralı Dalek’i iyileştirdikten sonra onun tekrar bir ölüm makinasına dönüşmesi ve bir yandan da Doctor’un aslında Dalek’in içinde gizli olan iyi yanı bulmaya çalışmasıyla sona eriyor. Yani genel olarak böyle.

Bunu kim hayal edebilirdi ki? Doctor bir Dalek’i iyileştirecek ve hatta onun içerisine girecek. Doctor’a göre burası evrendeki en “karanlık” yer. En azından modern seriyi ele alırsak bunun böyle olmadığını söyleyemeyiz. Ve biz de böylece bir Dalek’in içine girerek onu tanıma fırsatını elde etmiş olduk.


Başka söze gerek yok sanırım!

Into the Dalek bölümü, Dalekler’in bir yandan tekrar aramıza katıldığı bölüm oldu. Bunun yanı sıra eğlenceli yanları da yok değildi. Özellikle Dalek’in Doctor’a “Sen iyi bir Dalek’sin,” dediği bölüm kayıtlara geçsin lütfen. Beklentilerin aksine bu bölümle birlikte 12. Doctor’un o kadar da karanlık olacağını düşünmüyorum. Zira en son Gallifrey’in peşine düşeceği izlenimiyle 11. Doctor’a veda etmiştik. Daha çok bunun peşinde olan bir Doctor izleyecekmişiz gibi geliyor en azından bununla bağlantısı olacağını düşünüyorum Capaldi döneminin.

Bu çocukta ışık var…

Bu bölüm bir yandan da yeni yol arkadaşlarını tanıma bölümümüz oldu. Kaptan Jack Harkness, Mickey, Rory gibi erkek yol arkadaşlarının sonu geldi derken bu bölüm Danny Pink ile tanıştık. Clara ile aynı okulda öğretmenlik yapan, eski bir asker olan Danny kendisini sevdirecek gibi duruyor. Tanıtım görsellerinde sert bir mizaca sahip olduğunu düşünüyordum fakat biraz şapşal, biraz sevimli bir karakteri var. Genelde de böyle oluyor sanırım erkek yol arkadaşları. Ama Danny bize ilerleyen bölümlerde farklı yüzlerini gösterecektir.

İlginç bir şekilde başlangıç itibariyle bu dönem 11’in dönemine göre içime daha da bir sindi. Şimdi yılbaşında sevgili “İmkânsız Kız”ımız Clara’yı Doctor Who evreninden gönderiyoruz. Bir yandan da ilk bölümün sonunda ortaya çıkan ve “dükkândaki kadın” şüphelerini uyandıran Missy karakteri daha da ilginç bir hal almaya başladı. Şu ana kadar kim olduğuna dair fikir yürütecek veriye sahip değiliz. Elbette teoriler havada uçuşuyor ama ben izleyip görmekten yanayım.

Missy hakkında tek bildiğimiz Doctor’un uğrunda ölenlerin onun yanına gittikleri. Ve gittikleri bu yere de Missy ‘cennet’ demeyi tercih ediyor. Kendisinin ruhani bir öge olduğunu sanmıyorum, mutlaka Doctor ile karşı karşıya gelecektir. Tabi burada bir çatışma halinden de bahsetmiyorum. Sadece şu an için öngörülemez bir karakter.

Ayrıca Doctor uğrunda ölme durumu yine hatırlarsanız 10. Doctor zamanında ortaya çıkmıştı. Journey’s End adlı bölümde (hani o bütün herkesin olduğu bölüm) Davros, Doctor’a bununla ilgili şahane bir hatırlatma yapmıştı. Yani Doctor’un yanında ölenlerin Missy’nin yanına gitmelerinin çok eskilere bağlanma ihtimali olabilir. Eğer öyle olacaksa ilginç ve güzel olacağını düşünüyorum. (Bununla ilgili olarak buraya bakabilirsiniz.)

Nihayetinde bütün bu bölümlerin arasına serpiştirilmiş detayların ileride bir bütünü oluşturacağını göreceğiz. Belki çok eskiyle bağlantılı, belki de yepyeni bir senaryo ile bağlantılı olarak. Bölümleri ikinci hatta üçüncü kez izlediğimde daha da bir sevdiğimi söylemekte isterim.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR