Sizi bilmem ama Will’in içerisinde büyüyen öldürme dürtüsü beni çok rahatsız etti. Will’in içindeki çelişkilere, Hannibal’ın onu işlemesine rağmen masumiyetini kaybetmemesini dilerdim. Ne yazık ki bu masumiyeti ilk olarak Alana’nın dediği gibi Hannibal’ı öldürtme arzusuyla sekteye uğradı. Gerçi bu çok tartışılabilir bir bakış açısı. Hannibal gibi bir adamı öldürmek istemek ve öldürmek, masumiyeti bozar mı? Uzun hikaye…
Hannibal’ın sofrasında bu defa ciğerli ve sakatatlı omlet vardı. Karşısında yine kadim dostu Jack oturuyordu. Bu kuşkuyu bir kere yaşasaydım sanırım o sofraya bir daha oturamazdım. Ama dostluk bunu gerektirir değil mi? Güvenmek… Sohbetin konusu yine Will’di, Jack terapinin işe yaramasını temenni ediyordu.
Dr. Hannibal Lecter’ın Margot’ya tavsiyesi: Eğer ilk seferde başaramazsan; tekrar, tekrar dene.
Bu bölümün canavarı gerçekten de bu ifadeyi tam anlamıyla karşılıyordu. Kendisini bir hayvan gibi hisseden bu psikopat, bir mekanizma yapıp insanları yırtıcı hayvan kılığında avlıyordu. İlk kurbanı bir kamyon şoförü diğerleri ise iki sevgili oldu. Hadi kamyoncu neyse de sevgililer sizin orada ne işiniz vardı be canım? Katilin hiç mi suçu yok demeyin vallahi kovalarım, orada yalnız olmak tüyler ürperticiydi bence. Gençler dedik, kanları kaynıyor dedik dedik, bakın ne oldu şimdi?
Hannibal ile Will’in terapisinde mevzu pişmanlıklardı. Will, geçen bölümde sosyal görevliyi öldürmediği için pişmandı. Hannibal de bu duygusunun üzerine giderek öldürdüğünde neler hissettiğinin üstüne oynamaya karar verdi. Will’in Hannibal’e verdiği tepkiler, Hannibal’in yüzünde garip bir mutluluk ifadesi yaratıyordu sanki.
Kendini yırtıcı bir hayvan gibi hisseden canavarımız ortaya çıktı. Dışardan bakıldığında aslında normal bir hayat süren, müzede tasnif yapan sıradan bir insandı. Ortaya çıkışı ise yine Hannibal sayesinde oldu. Hannibal bu profile uyan eski bir hastası olduğunu söyledi. Buraya kadar her şey normalken (yani olabildiği kadar normal) Hannibal’ın bu hastasını cesaretlendirdiğini ve bu hayvan olma dürtüsünü körükleyerek kabul etmesini sağladığını gördük. Bu konuda hakkında bölümün en afili sözü ise Will’in hayvanlar konusunda yardım almaya gittiği Peter Bernardone’dan geldi:
“Sadece öldürmek için öldüren tek canlı, insandır.”
Bu bölümün canavarı gerçekten de bu ifadeyi tam anlamıyla karşılıyordu. Kendisini bir hayvan gibi hisseden bu psikopat, bir mekanizma yapıp insanları yırtıcı hayvan kılığında avlıyordu. İlk kurbanı bir kamyon şoförü diğerleri ise iki sevgili oldu. Hadi kamyoncu neyse de sevgililer sizin orada ne işiniz vardı be canım? Katilin hiç mi suçu yok demeyin vallahi kovalarım, orada yalnız olmak tüyler ürperticiydi bence. Gençler dedik, kanları kaynıyor dedik dedik, bakın ne oldu şimdi?
Hannibal ile Will’in terapisinde mevzu pişmanlıklardı. Will, geçen bölümde sosyal görevliyi öldürmediği için pişmandı. Hannibal de bu duygusunun üzerine giderek öldürdüğünde neler hissettiğinin üstüne oynamaya karar verdi. Will’in Hannibal’e verdiği tepkiler, Hannibal’in yüzünde garip bir mutluluk ifadesi yaratıyordu sanki.
Kendini yırtıcı bir hayvan gibi hisseden canavarımız ortaya çıktı. Dışardan bakıldığında aslında normal bir hayat süren, müzede tasnif yapan sıradan bir insandı. Ortaya çıkışı ise yine Hannibal sayesinde oldu. Hannibal bu profile uyan eski bir hastası olduğunu söyledi. Buraya kadar her şey normalken (yani olabildiği kadar normal) Hannibal’ın bu hastasını cesaretlendirdiğini ve bu hayvan olma dürtüsünü körükleyerek kabul etmesini sağladığını gördük. Bu konuda hakkında bölümün en afili sözü ise Will’in hayvanlar konusunda yardım almaya gittiği Peter Bernardone’dan geldi:
“Sadece öldürmek için öldüren tek canlı, insandır.”
Peter, bulunduğu yerde bile hayvanlar olmadan duramıyordu. Minik faresi tulumunun içindeydi.
Diğer taraftan Margot ve Will’in tanışmasına şahit olduk. Margot, Will ile tanıştıktan sonra Hannibal’i kendisini manipüle ettiği gibi Will’i de manipüle ettiği konusunda didikliyordu. Margot’la Will, hem ortak bir psikiyatristi hem de ortak bir kaderi paylaşıyorlardı sanki. İkisi de öldürme dürtülerine karşı koymaya çalışırken, Hannibal ikisini de cesaretlendiriyor, tıpkı öğretmenleri gibi alttan alta yol gösteriyordu.
Margot’la konuştuktan sonra Will, Hannibal’ın hastaları üzerindeki manipülatif eğitici eğilimini farketmişti. Hem kendisi, hem Margot, hem de yeni peydah olan hayvansı canavarımız bu gerçeğin kanlı canlı ispatlarıydı. Will, Dr. Du Maurier’in “sana inanıyorum” deyişini artık anlamlandırıyordu, kendisinin yalnız olmadığını ve Hannibal’in ilk ve son tasarımı olmadığını görüyordu.
Will Graham: Cinayet hakkında düşünürken, ne düşünürsün?
Dr. Hannibal Lecter: Tanrı'yı düşünürüm.
Will Graham: İyiliği ve kötülüğü mü?
Dr. Hannibal Lecter: İyilik ve kötülüğün Tanrı'yla hiçbir alakası yok. Kilise çökmelerinden parçalar topluyorum. Sicilya'da geçenlerde olanı duydun mu? Cephe, özel bir toplanma sırasında 65 baş rahibenin üzerine düşmüş. Bu kötülük müydü? Yoksa Tanrı mı? Eğer yukarıda bir yerlerdeyse, buna bayılıyor. Tifo da kuğular da, ikisi de aynı yerden gelir.
Diğer taraftan Margot ve Will’in tanışmasına şahit olduk. Margot, Will ile tanıştıktan sonra Hannibal’i kendisini manipüle ettiği gibi Will’i de manipüle ettiği konusunda didikliyordu. Margot’la Will, hem ortak bir psikiyatristi hem de ortak bir kaderi paylaşıyorlardı sanki. İkisi de öldürme dürtülerine karşı koymaya çalışırken, Hannibal ikisini de cesaretlendiriyor, tıpkı öğretmenleri gibi alttan alta yol gösteriyordu.
Margot’la konuştuktan sonra Will, Hannibal’ın hastaları üzerindeki manipülatif eğitici eğilimini farketmişti. Hem kendisi, hem Margot, hem de yeni peydah olan hayvansı canavarımız bu gerçeğin kanlı canlı ispatlarıydı. Will, Dr. Du Maurier’in “sana inanıyorum” deyişini artık anlamlandırıyordu, kendisinin yalnız olmadığını ve Hannibal’in ilk ve son tasarımı olmadığını görüyordu.
Will Graham: Cinayet hakkında düşünürken, ne düşünürsün?
Dr. Hannibal Lecter: Tanrı'yı düşünürüm.
Will Graham: İyiliği ve kötülüğü mü?
Dr. Hannibal Lecter: İyilik ve kötülüğün Tanrı'yla hiçbir alakası yok. Kilise çökmelerinden parçalar topluyorum. Sicilya'da geçenlerde olanı duydun mu? Cephe, özel bir toplanma sırasında 65 baş rahibenin üzerine düşmüş. Bu kötülük müydü? Yoksa Tanrı mı? Eğer yukarıda bir yerlerdeyse, buna bayılıyor. Tifo da kuğular da, ikisi de aynı yerden gelir.
Yazı boyunca canavar olarak nitelendirdiğim Randall Tier…
Hannibal, oya gibi işlediği canavarını Will’e karşı harekete geçirdi ve evine gönderdi. Will’in minik köpeği Buster’ın arkasından korkusuzsa karanlığa dalması içimi ılık ılık etti. Canavarın Will’in evine girişi ve Will’in onu alt edişini görmedik. Canavar kılıklı adamın sonu Will ve Hannibal için ödeşmek demekti, artık alacak verecek kalmamıştı. Her ikisi de birbirini öldürtmeye çalışıp başarısız olmuşlardı.
Yeni bölümde görüşmek üzere…
Hannibal, oya gibi işlediği canavarını Will’e karşı harekete geçirdi ve evine gönderdi. Will’in minik köpeği Buster’ın arkasından korkusuzsa karanlığa dalması içimi ılık ılık etti. Canavarın Will’in evine girişi ve Will’in onu alt edişini görmedik. Canavar kılıklı adamın sonu Will ve Hannibal için ödeşmek demekti, artık alacak verecek kalmamıştı. Her ikisi de birbirini öldürtmeye çalışıp başarısız olmuşlardı.
Yeni bölümde görüşmek üzere…