Bölüm Mahir'in Filiz'i Almanya'ya kaçırmasıyla başladı. Kerim'in yine süper iyi niyetinden kaynaklanan "Hemen geliyorum!" tepkisinden sonra Mahir tabii ki de buna engel olacaktı... Sonunda Filiz gönderildi ama iyi ötesi iyi niyetli Kerim çoktan şüphelenmişti. Hülya, Kerim ve Mahir'in müthiş manzaralı kafede durum kritiği yapmaları, Mahir'in Hülya'yı tanımıyormuş gibi davranması, planlarının tıkır tıkır işlemesi harikaydı! Bu sahneyi bozan tek şey Kerim'in inanılmaz yüksek olan merhametinin devreye girmesiydi. Filiz'e üzülmesine azıcık hak versem de anlam veremiyorum. Onun açısından düşünecek olursak Filiz kendi çocuğunu satmış birisi! Üzülmeyi geçiyorum, düşünmemesi bile gerek... Hülya'nın "Karının kendi gitti, derdi bize kaldı," demesine sonuna kadar hak veriyorum! Bunlar dışında Mahir'in inandırıcılığına 10 üzerinden 10 veriyorum! Onun "Şeeff," deyişi, şefi için her türlü planı yapması ve artık ona sadakatla bağlanması bu bölümün en zevk veren taraflarından birisiydi. Fragmanlarda o resimlerdeki adamların kim olduğunu anlayamamıştım ama şimdi daha net bir şekilde görünce flashback girmeden çaktım mevzuyu! Hülya bu, bırakır mı yanına o şerefsizlerin? Tabii ki haklarından gelecekti, sadece azıcık aksadı o kadar! Hülya ve Mahir; iki deli bir araya gelmemeliydiniz!...

Bayram Baba’nın Zeynep'i satılan ev için sıkıştırması bence hafif kaldı. Durumu hemen anlaması güzeldi ama Zeynep'e çok daha sert bir konuşma yapılabilirdi ki böylece Zeynep de kayın pederini tehdit edemesin!... Bayram Baba’ya yapılan her türlü saygısızlığa karşıyım! Zaten Zeynep de bu bölüm öylece dolandı durdu ortalarda, bir numarasını göremedik. Senin Mahir gibi bir işbirlikçin olmadığı sürece sen Hülya'yı alt edemezsin çünkü sende tek başına o kadar çoraplar örecek bir zeka yok... İşte bu yüzden bir hışımla odasına girip, bağrındığın Hülya seni iki dakikada nakavt etti. Hem odandan oldun, hem de suçlu oldun. Ayrıca artık Hüseyin ile aynı odada kalmadığın için o küçük oda sana yeter bence... Zeynep'e karşı her bölüm daha da acımasızlaşıyorum ama yapacak bir şeyim yok, içimden gelen bu. "Anneyim," demek kolay ama anneliği yapabilmektir esas mesele. Senin gül gibi mini mini bir Ceren'in var. Sen neden ona bakmak, onunla vakit geçirmek, onun ödevlerine yardım etmek, onu parka götürmek vb. şeyler yapmak yerine fitne fesatla uğraşıyorsun ki? Bu yüzden sen o kızınla adam akıllı ilgilenmediğin sürece sana olan kızgınlığım ve acımasızlığım asla geçmeyecek... Sen bu şekilde yaşayan bir kadın olursan Hüseyin neden sana dönsün? Adamcağızı döndürmek için değil, döndürmemek için elinden gelen her şeyi yapıyorsun sen resmen!

Hüseyin demişken... Tayanç Ayaydın benim gözümde her hafta daha da büyüyor, daha da devleşiyor. Tüm jönler ondan "Nasıl içli içli bakılır?" dersi almalı bence! Dengesiz Melek'in, dengesiz davranışları beni ondan iyice soğutmaya başladı. Hüseyin'e yapılır mı bu? O pespaye tipinle sen kimsin de Hüseyin'i bu denli üzebiliyorsun Melek? Mahinur Ergun'un yazdığı her kelimeye ayrı bir sempatim var ama buradan ona sesleniyorum; lütfen Hüseyin artık üzülmesin Mahinur Hanım... O üzüldükçe, o yandıkça biz ekran karşısında alev alev kavruluyoruz... Ayrıca hala o bebeğin Melek'in (!) olduğunu nasıl anlayamadılar onu da anlamıyorum. İlla Nilay'ın satması mı gerekirdi en yakın arkadaşını, hem de bu fikir ondan çıkmışken?... Sonra Hüseyin neden kayboldu oluyor! Kaybolur tabii, ne yapsın adam; delirsin mi? Melek bu atarlı hallerinden kurtulup bir an önce kendine gelsin! Hem kardeşini hem Hüseyin'i daha fazla yakıp yıkmasın! Hüseyin, sen de böyle güzel severek tüm Türkiye'ye örnek olabilirsin... Yüreğine, bakışlarına sağlık Tayanç Ayaydın...

Bölümde iki haftalık bir zaman atlaması oldu ve Kaya iki hafta boyunca Bahar'ı Melek'e getirmedi. Melek de Kaya bana kızımı getirecek diye tutturdu. Böyle anne mi olur? Tamam öz anne değil ama bir doğurmadığı kalmış Bahar'ı Melek'in. Böyle saçma şey olur mu gerçekten?... Git ara, hadi arayamıyorsun o zaman Hüseyin'in gönderdiği Müfettiş Gadget kılıklı Sadık'ı kovma! Bu gibi basit mantık hataları olmasa iyice tadından yenmez... Bu arada hoşgeldin Defne Halman, umarım konuk oyunculuktan çıkıp temelli yerleşirsin kadroya!...