MedCezir birkaç dakika önce yerli dizi tarihinin başucu konularından bazılarını bize vererek beşinci bölümünü bitirdi. Nedir bunlar bir bakalım isterseniz:
İlk konudan başlarsak, koca bir bilinmez olarak şu zenginlerin batma hikayeleri gündemde. The O.C.'de nasıl işlenmişti hiç hatırlamıyorum çünkü Marissa Cooper'ın babasının olayları pek umurumda değildi. O sadece esas olaya götüren köprüydü. Ama bizim zenginler dizilerde çok aptal oluyorlar biliyorsunuz. İnsan nasıl bütün parasını tek bir fona yatırır? Hayır madem yatıracaksın, hiç mi yerli dizi izlemedin? Üstelik paragöz bir karın var; sonunun batmak olacağını nasıl bilemezsin? Yerli dizilerde hep öyle olur. Hayır eviniz sürekli belgesel veya alt yazılı Kuzey Avrupa sanat filmleri izlenen bir yerde değil kanımca. Küçük kızın iki mavi gözü var diye arabasını iyi model sandığı bir abazayla kaçtı kaçacak; büyük kızın desen bir romantik filmde olduğunu sanıyor. Gerçi bilemem hep belgesel izlettiyseniz kızlar bastırmış da olabilir. Ama en azından Aşk-ı Memnu izlemişsinizdir diye düşünüyorum. Bu bölümde Tuncel Kurtiz dinliyordu Miralar gerçi. Hoş ve yerinde bir anma olduğunu düşünüyorum bunun. Neyse Sude'nin geçmişi ve neden yerine sımsıkı tutunmak istemesinin sebepleri ucuz gelmiştir kesin insanlara. Ancak söylemeliyim ki dile gelmese de insanlar bu yüzden çalışır didinir. Sude'ye devirdiğiniz bakışlarınızı düz bir doğru haline geri getirin lütfen. Sude'nin Asım Şekip Kaya ziyareti The O.C.’yi bilmeyenlere de artık Sude - Asım Şekip Kaya ilişkisinin olacağı haberini vermiştir. Bu buluşma ''en sertinden bir kahve'' gibi erotik söylemlerle süslense de Sude'nin direk Asım Şekip Kaya'ya yönelmesi Sude - Orkun birlikteliğinin çöpe atılacağı izlenimini verdi bana. Belki de Sude ile ''budala (Ender)'', ''sokak köpeği (Yaman)'' gibi aristokrasi söylemleriyle gecemizi neşelendiren Asım Şekip Kaya evlendikten sonra olur o yasak ilişki. Bu arada itiraf edeyim Sude'nin, kocasının bir yerlerden kendini atıp sigortanın borçlarını ödemesini dilemesi benim bile kanımı dondurdu. Bir de Serenay Sarıkaya'ya üzüldüm. Bir insan hep mi evine haciz gelen zengin kızı oynar?
Fırsatları başkaları yüzünden kaçırma maddesine gelirsek, bu benim en sinir olduğumdur. Zenginlerin birden batması gibi havada görmüyorum çünkü bu konuyu. Yaman'ın sınava girememesi beni delirtti. Mira'nın yanına gitmesine anladığınız gibi bir sonraki pasajda yer vereceğim ancak Kenan'ın olaylarından bıktım. Üzülüyorum Yaman'a çünkü. Resmen o inşaatta olup bir 50 lira da benim veresim geldi. Onlar da neden öyle bonkör çıktılar anlamadım ama dizideki insanlar uçlarda geziyor. Hasta bakıcı da pure evildı. Paraları iç etti valla. Bir de Yaman'ın sakallı Lord Voldemort, pembe giymeyen Dolores Umbridge ve Kısa Hagrid ile mülakatı var. Sorular ucu açıklıktan ölecekti.
Hastalık konusuna gelirsek, genelde diziler sıkıştıkça buna bağlarlar Asmalı Konak'ta Bahar'ın hasta oluşundan beri. Ancak söylemeliyim ki o dizinin finalinde olmuştu. Gerçi bu Mira'nın hastalığı beni o kadar rahatsız etmedi. Öyle sürüp giden bir olay olmayacak gibi. Sadece merak ettiğim Yaman'ın üvey babasının getirdiği çayda ne vardı da kız bu hale geldi? Biliyorsunuz dizilerde çaylara güven yok. Binbir Gece'de Şehrazat'ı çay ile öldürmeye çalışmıştı Eda hatırlamıyor musunuz?
Yani Orkun konusunda sinirliyim, söyleyeyim. İyice Tiberius'a bağladılar çocuğu. Gerçi Tiberius'u severdim, Orkun'u da hala seviyorum ama MedCezir de Spartacus değil yani. Gayet günümüzün hem iyi hem kötü olan insanlarının hayatı. Orkun'u bu kadar kötü yapmayın lütfen. Sude'yi anlayabileceğimiz bir sahne verdiniz, artık Orkun için de istiyoruz. Bir de Orkunç bu bölüm pek gözükmedi, üzüldüm.
Bu bölüm beni sevindiren olaylardan birisi kıyafetler konusunda oldukça iyi olmaları oldu. Tamam anladık, Mira böyle hafif mütevazi bir alternatif (alternatifliği daha rockerlığa yakın ama) zengin kızımı, ancak Eylül’de ileriye gittikçe gidilebilir moda konusunda. Çiçeğin, özellikle papatyanın hala kezo olduğunu düşünenlere Eylül'ün gocuğu kapak olsun. Bölümdeki en cesur parçaydı. Bu konuşma tarzı olarak Eylül ile Mira biraz kulak tırmalamaya başladı. Mma çok iyi bir ikili olduklarını reddedemem. Sadece arkadaşlıklarında daha fazla dinamik istiyoruz. Birbirlerini hiç tanımıyor gibiler. Yaman'ın Eylül'ü reddetmesi konuşmaları filan eğlenceliydi. Kuzey Tekinoğlu'nu hissettim Yaman'ın içinde. Zaten bu bölüm yer yer Kuzeycilik oynadı. Mert ise eylül için esas şimdi çekim alanına girdi. Yaman ile Mert bile az çok şekillendirdi arkadaşlığını Eylül sayesinde. Güven oturdu. Gerçi banyodan çıkmış havlulu Yaman'a sarılan Mert ve sarılan Mert'i iten Yaman ilginçti. Mert gey değil de Yaman homofobik galiba (gözler tekrar devrilebilir).
Haydi bakalım Yaman Bilgi Üniversitesi’ne girebilecek mi, giremeyecek mi önümüzdeki hafta göreceğiz umarım…
BAĞLAN KESKİN