28. bölümü resmen bir sevgiliyi bekler gibi bekledik. Kara Para Aşk fanları olarak (yaş-statü-meslek-cinsiyet) bağımsız çoğumuz Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün’ün bu kadar iyi bir çift olmalarından memnunduk. Bu sebeple Ömer’in Elif’i isteme gecesi önemliydi. Peki ne oldu? Araya bir sürü bela girdi, girdiği yetmedi üzerine daha fazlası da eklendi. Sonuç olarak genel kanıya bakılarak kötü bir bölüm izledik, yetmedi çok da sinirlendik.
Dizilerde ara bölümler vardır. Yani bizi bir sonraki ya da bundan sonra olabilecek bölümlere hazırlar. Bunda bir sorun yok yani elbette ki her hafta bir sinema filmi gibi çekilen dizilerin genel görüşe göre barajı aşamayacak bölümleri olur. Ancak PR metinleri olsun, gazete haberleri olsun “ayyyy evleniyorlaarr!” diye yaygara koparıp ondan sonra Hüseyin’in Tayyar’ın gazıyla Nedret Hala’ya “gel biz şu işi bozalım!” demesi seyircinin beklentisinin taşındığı yere ters. Elbette ki her şeyin şahane olup iki bölüm sonra telli duvaklı gelinlikli bir şeyler izlemeyeceğimizi biliyorduk. Ancak statü farkı bu kadar ortada olan bir çiftin bütün farkılıklarının bir bölüme sığdırılması da insafsızca değil miydi? Tamam atalarımız söyler, davul dengine dengine vurur da ElMer çifti artık bu davulun dengi dengine vurma bölümünü çoktan geçmedi mi? Arada Aslı ve Nilüfer’in tatlı kahkahaları olmasa Elif’i istemeye görücü usulu geldiler zannedebilirdik.
Ömer’in eski sevgilisi İpek’in geleceğinin aklımıza kazınması, Nedret Hala’nın pasif-agresif halleri ve Hüseyin-Tayyar ortaklığı derken en az bir altı-yedi bölüm kafamıza yatmayacak bölümler izleyeceğiz, belli oldu. Yani kafamıza yatmaması da şu açıdan, bu ikili beraberken de bin tane zorluk atlattı. İlla aralara birinin girip bu aşkı mahvetmesi gerekmiyor. Yani Ömer ve Elif bir aradayken de zorluklarla baş ederken tatlı, Lale Devri’nin Toprak-Çınar’ı gibi araya sürekli eski sevgililerin ya da bir takım karşı cins tiplemelerin girmesi bence bu noktada gereksiz. Gerçi Öykü Karayel gelecek eski sevgili tiplemesi için diye bir haber çıktı Pazar günü itibariyle. Şunu demek istiyorum kendisi Kıvanç Tatlıtuğ’a bir beden küçük geldi diye sağdan sola vuruldu vakti zamanında, Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün’ün arasına giren kız olmak için ne kadar doğru bir kast seçimi size sormak isterim. Bana kalırsa durum gerçekten o kadar vahim değil ama bir algı yaratıyorsanız dizi çekerken biraz ona uygun bir durum olması gerekli diye düşünüyorum.
İsteme akşamında Elif’in çok güzel, Ömer’in çok yakışıklı olduğunu da söylemek lazım. Hüseyin’in kendi gibi deli kızının yediği nanenin ise işi biraz daha kızıştırmak amacıyla olduğunu biliyoruz. Kızın haftalardır bu hırsızlık meselesin başına patlamasını bekliyorduk. Bundan sonra da Mert’le bakışması ve ona ilk görüşte aşık olması meselesi ne olacak onu görürüz herhalde. Kısacası yavaş yavaş mini bir Dallas olma yolundayız, hayırlısı.
Biraz da Metin-Nilüfer meselesine gelelim. İkisinin aşkı pek doğru olmayan şartlarda ve durumlarda başladı biliyorsunuz. Ancak dizinin hikayesine bakarsanız zaten herkesin bir zoru var. Metin’in böbreğini tabir-i caizse kapıp kaçan Tayyar bana sorarsanız ayvayı yedi. Metin üç-dört bölüme kendini toparlayıp bu işin rövanşını alır. Nilüfer’le olan durumun tahminimizden önce düzeleceğini hatta Metin’in Nilüfer’e sığınacağını düşünüyorum. Artık Nedret Hala bu işin neresinde olur derseniz buna verecek bir cevabım yok. Diğeri de tamamen dediğim gibi benim teorim. İkisini çok uzun zamandır bir arada görmüyoruz ama yavaş yavaş ikisini bir arada göreceğimiz günler bence geldi. Setten ya da oradan buradan gelen haberler de biraz bunu kanıtlıyor gibi. Unutmadan, uzun zamandır dizi de ana karakterler kadar sevilen yan karakterler yoktu, NilMet hatta ArPel çifti rüştünü ispatladı.Bu konuda hep birlikte hikayenin hakkını verelim.
Pelin ve Arda için de bir eski eş kabusu başladı. Anlayacağınız boşanma davası sırasında Arda kıymete bindi; kör öldü ve badem gözlü oldu. Beklenmedik bir şey miydi? Asla değildi. Yani bana sorarsanız bunun olacağı üç-beş belliydi. Benim çok korktuğum Arda’nın diziden çıkması, ölmesi-yaralanması meselesi olmadı ya buna da şükür! Pelo biraz naz yapacak belli ancak hamilelik yalanlarının sonunun hiçbir dizi de iyi bitmediğini biliyoruz. O yüzden ablamız baltayı fena taşa vuracak hatta bu yalan ortaya çıktıktan sonra mahkemeden anlaşmalı olarak izin alan Arda’nın Pelin’e evlilik teklifini ve ardından düğünü izleyebiliriz. Bu arada Pelin’in bir köpeği vardı, o ne oldu?
Yalanlar-gerçekler derken Elif ve Ömer’in sürekli bir yalan söylemeyelim mevzusu var malumunuz. Şimdi İpek’in gelmesi ile yine bu yalan-gerçek mevzusu kuralı yıkılmış olmayacak mı? Yani Ömer ufaktan bir çıtlattı olanları da bilemedim. Benim böyle böyle bir belalım vardı diye komikli müziğin altına hafif kıskançlık içeren bir sahne vakti zamanında yerleştirilse çok güzel olurdu. O zaman belki de biz “ne alaka yahu İpek?” demezdik. Nedret Hala’nın gelişi de damdan düşer gibi oldu ama neyse onun biraz daha kredisi vardı.
Yedi metre zincirdi, bir sürü gelenekti-görenekti derken gençlerin evlilikten resmen soğutulmasını görmezden geliyorum, bunlar hayatın gerçeği. Peki koca bir bölümü azıcık Tayyar-Metin ameliyatı, azıcık Elvan-Nedret konuşması, bolca müzik altına yedirmek nedir? İlk başta izlediğimiz evlilik teklifi ve istemeye gelinen ilk beş dakika dışında “ya acaba gelecek hafta ne olacak, bu bölüm böyle bomboş geçti!” dediğimiz bir 28. bölüm izledik. Malumunuz reytingler de iki-üç haftadır sallan yuvarlan geliyor, sosyal medya etkileşimleri biraz düştü. Bunun sebebi hikayedeki eksik gedikler kadar işin tanıtım stratejisinin yanlış yürütülmesinden de kaynaklanıyor. Burada Tuba-Engin selfie’si diye kendimizi yırttık, yapım şirketimiz neden bunu görmedi mesela? Hem şahane magazin malzemesi, hem de dizi içinde güzel bir sahne olabilirdi. Malum sponsorumuz Samsung dizi için reklam bile olabilirdi. Ortada bu kadar kaliteli ve iyi bir fan grubu varken kulakları biraz açmak lazım.
20.00’de başlıyor her hafta 23.45’de bitiriyoruz. Uykusuz kalıyoruz, bir sürü reklam çekiyoruz vs. O yüzden bu kadar sahiplendiğimiz ve sevdiğimiz bir işin çıkan “erken final” dedikodularından uzaklaşmasını istiyoruz. Reytingleri hak ettiği yere gelsin istiyoruz. Toygar Işıklı yaptığı yeni şarkıyı sunsun istiyoruz. Ekrandan kalpler çıkmasa da her halukarda beraber olan bir Elif ve Ömer istiyoruz. Çünkü sadece ayrılıkla sınanmaz çiftler, hayatın gerçekleri de yeteri kadar zor. Gerisi can sağlığı.