Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Her şey vatan için
Sezon: 2 Bölüm: 4
 
Soğuk savaş yıllarında Amerika’ya yerleşen , sıradan bir aile görüntüsü altında KGB adına ajanlık yapan Elizabeth ve Philip Jennings çiftinin hikayesini anlatan The Americans yalan üzerine kurulu bir dizi. Elizabeth ve Philip Jennings görevlerini yerine getirmek için çocuklarına, düzmece usül evlendikleri insanlara kadar herkese yalan söylüyor. Komşuları FBI ajanı Beeman, Nina’yla olan ilişkisini karısından saklıyor. Karakterler, yaptıklarının bedelini ödeyeceklerini biliyorlar ancak, yüksek idealler ya da çoğunluğun iyiliği için yalan söylemeye devam ediyorlar.

Zaten ajanlık zor, bir de Claudia’nın geri gelmesi, Paige’in kendini dine vermesi, Martha’nın kocasından daha fazla zaman talep etmesi, gizli düşmanlarının ortaya çıkması Philip ve Elizabeth’in hayatını iyice yaşanmaz hale getiriyor.

Claudia, Emmet ve Leanne’in katilini bulmak için Jennings’lerin yardımını istiyor. Claudia’nın dönüşüyle birlikte Elizabeth Donanma kuvvetlerinden Brad’le yakınlaşma görevini üstleniyor. Elizabeth çatışmada gördüğü hasarın ardından iyileşmeye çalışıyor diğer yandan kaybettiği meslektaşlarının ölümünden etkilenmiş durumda.

Bugüne kadar Elizabeth’in ağına düşürdüğü çoğu adam epey çamurdu. Halbuki Brad, iyi bir adam; ince ruhlu bir genç, ordunun sert ortamıyla başa çıkamıyor, klasik müzik dinleyerek rahatlıyor, kadınlara karşı nazik. Birlikte otele gittiklerinde Elizabeth onunla yatamayacağını söylediğinde anlayışla karşıladı ve görüşmeye devam etti. Elizabeth, Brad’e daha sonra geçmişte donanmadan Andrew Lerreck adında bir subayın tecavüzüne uğradığını söylüyor. (Claudia, Andrew Lerreck’in bir cinayetle ilgisi olduğunu söylemişti.) Brad, Andrew Lerreck hakkındaki dosyayı Elizabeth’e verip yardım etmek istese de yapamıyor. Ama eminim Elizabeth ilerleyen bölümlerde ne yapıp edip istediği bilgiyi alacak. Zaten bu bölümde de her ne kadar nefret ederek yapsa da görevi her şeyden önce geldiği için Brad’i baştan çıkartıyor.

The Americans’da cinsellik çoğu zaman silah olarak kullanılıyor. Nina da tıpkı Elizabeth gibi, almak istediği bilgilere cinselliğini kullanarak ulaşıyor. Bu bölümde, Nina’nın çifte ajan olarak çalışması Oleg tarafından farkediliyor. Oleg ilk günden beri Nina’yla flört ediyor fakat görev icabı Beeman’la kurduğu ilişkiyi anlayışla karşılıyor. Özetle, hepsi kendini nihai hedefe adamış durumda, bu da fedakarlık gerektiriyor.

Bu bölüm Paige’in yeni arkadaşı Kelli ve kilise ortamlarına girmesi dikkat çekiyor. Geçtiğimiz bölüm Paige, annesinin yanında kaldığı teyzeyi araştırmaya giderken Kelli ile yolda tanışmıştı. Kelli, kilisenin gençlik koluna üye. Aile içinde din hiç konuşulan, ilgi gösterilen bir konu değil haliyle. Paige yeni arkadaşıyla birlikte kilisede takılmaya başlıyor. Tam da Moskova’nın görmek istediği gençlik. Toplumların afyonu olarak niteledikleri dinin kıskacına düşen bir genç kız, kendini davaya adamış olan Elizabeth’in kabul edemeyeceği bir durum. Elizabeth kızının saçıyla başıyla çok uğraşmasını, küçücük yaşında diğer Amerikalı yaşıtlarının yaptığı gibi makyaj yapmasını, abuk sabuk konularla yozlaşmasını istemiyor. Aynı şekilde Paige’in kardeşi Henry’ye de doğumgününde istediği Intellivision yerine teleskop alıyorlar. Çünkü onların dünya görüşüne gore genç insanlar, beyinlerine köreltmek yerine bilimle, sanatla uğraşmalı, tüketim toplumuna esir düşmemeli. Gençliklerini 60’lı 70’li yıllarda geçirmiş bir anne –babanın çocuğu olarak ben de Paige ve Henry’ninkine benzer sahneler yaşadım. İthal mallarının gümbür gümbür üstümüze geldiği, Özal’lı yıllarda solcu ideallerine gore bir çocuk olarak yaşamak nedir çok iyi bilirim. O yüzden Paige ve Henry’ye kolay gelsin, işiniz zor diyorum.

Paige’in sakladığı kilise broşürünü bulan annesinin sanki kızın odasında kokain bulmuş gibi delirmesi, öte yandan kendisinin sırlar içinde yaşaması ilginç tabii. “Düşman” toprağında aileyi bir arada tutmak, tüketim toplumuna yenik düşmemek için çabalamak dizinin temel konularından biri. Philip bile yeni bir araba almayı düşünüyor. Her ne kadar Elizabeth yeni bir arabaya ihtiyaçları olmadığını söylese de.

Sovyet Konsolosluğu çalışanı Oleg’e gelince istediği bilgiyi Arkady’den alabilmek için yakınlarını devreye sokması tabii biraz enteresan oldu ama temelde kendini davaya adadığını düşünüyorum. Ayrıca, bu Arkady de benzeri şekilde kendinden önceki konsolos Vasili’nin sonunu hazırlamamış mıydı?

Stan’e gelelim. Stan kendini iyice Nina’ya kaptırdı. Barda Philip’le dertleşip evlilik dışı ilişki yaşadığını itiraf etmesi, yandığının resmidir bence.

Martha ve Clark’ın (ya da diğer adıyla Philip’in) gerçek bir evli çift gibi yatakta tembellik etmesine gelince, Clark, Martha annesiyle telefonda konuştuğu, saçını lavaboda yıkadığı ve saç tellerini toplamadığı için yalandan bir kavga çıkartıp olayı biraz abartıyor ve kabalık sınırını aşıyor. Martha’nın kalbini kırmasının bedelini afişe olarak ödeyecek sanki. Martha, iş başvurusunda Clark’ın adını vererek bütün hikayeyi çok yakında öğrenecek.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR