Buraya kadar olan kısmında dizinin amacına ulaşıp ulaşamaması konusunda endişeli olsam da kafamı toparlayıp izlemeye koyuldum. İlk sahnede takip edilen bir kadının arabasında yakılarak öldürülmesi şok edici bir başlangıç oldu. Sahnenin takip ve tacizden çok kadının acısını ön plana çıkardığını söylemeden geçemeyeceğim. Çünkü bu sahne gerçekten çok acı verici ve üzücüydü.
Ardından Beth Davis’den (Maggie Q) ABD’de her altı kadından ve her 19 erkekten birinin takip ve taciz edildiğini, stalkerlığın ne olduğunu, sosyal medyanın buna çok müsait bir zemin hazırladığını öğreniyoruz. Bu sırada diğer başrolümüz Dylan McDermott’un oynadığı Jack Larsen’in de bir takipçi (stalker) olduğunu gördük. Takipçiliğe Giriş 101 dersini Tehditle Mücadele Birimi’nin başı olan Beth Davis’ten alıyoruz. Beth de bir takipçi kurbanı ve bu psikolojiyi çok iyi biliyor. Soğuk bir tanışma merasimiyle yeni ekip arkadaşı Beth ile Dedektif Jack tanışmış oldular. Cool, kendi deyimiyle ‘egosuyla barışık’ ve züppe bir dedektif olan Jack’in teşkilatın yüksek kademe yöneticilerinden birinin eşiyle yattığını öğrendik. Burada takipçi olduğunu bildiğimiz birinin aynı zamanda böyle havalı ve bir yandan gizemli olduğu şeklinde bir mesaj aldım. Bu detay rahatsız edici bir noktaydı.
Soldaki kurban, sağdaki suçlu. İkisi de dedektif.
Arabasında yakılan kadın vakası bu birim için sıradan bir dava, bunu anladık. Hatta ekibin bir elemanı olan Janice Lawrence “cinayet masası vakayı üstümüze attı” ifadesini kullanıyor. Janice Lawrence ve Ben Caldwell ekipte olduğu belirtilen kişiler ancak bölümün devamında kendilerini pek görmüyoruz.
Dedektiflerimiz davayı çözmeye koyuldular. Jack’in ilk davasında kendini gösterme şovunu izlerken takip edildiğini bilenlerin nelere dikkat ettiğini de öğrenmiş oluyoruz. Bu arada takip edilen başka bir kadın da yakılarak öldürülmek istenince dedektifler olayların bağlantısını yakalayıp olayı çözdüler. Ayna zamanda bu davaya paralel olarak üniversitedeki eski oda arkadaşını takip eden bir gençle tanıştırıldık. Hatta neden böyle bir şey olabilir gibisinden işin psikolojisine girilen bir muhabbet oldu. Beth’in özel olarak – hangi kimliğiyle bu işi yaptığını bilmiyoruz (yardım olsun diye herhalde) – ilgilendiği bu mevzu Beth’in çocuğu hafif şiddetle uyarması çocuğun kendisinin peşine takılan bir takipçi olmasına yol açtı. Bu durum genel bir konuya mı bağlanır yoksa birkaç bölümde mi çözülür ilerleyen bölümlerde göreceğiz.
Bölümün sonunda Jack’in takip ettiği kadının eski sevgilisi ve çocuğunun annesi olduğunu öğrendik. Burada Jack’in takipçi olmasının “o kadar da kötü bir şey değil canım” diyerek anlaşılabilir bir şeymiş gibi gösterildiğini düşünüyorum. Hatta daha ileri giderek takip ettiği kişiye zarar vermediği sürece yaptığının açıklanabileceğini anlatan bir karakter ve hava verilmek istenmiş kendisine.
“Uyurken gözünüz kapıda olsun.”
Takip edilmek hassas bir konu. ABD’de 6 milyondan fazla kişinin bununla karşı karşıya olunduğu biliniyor. Hatta bu o kadar ciddi bir konu ki bu konuda çalışan bir kurum bile bulunuyor (Stalking Resource Center). Türkiye’deki sayıyı bilmiyorum (bulamadım bile) ancak bu durum çoğunlukla şiddet ve benzeri durumlarda açığa çıktığı için üçüncü sayfa haberlerinde benzer vakaların olduğunu biliyoruz. Diziyi izledikten sonra perdeleri sıkıca örtme, kilitleri kontrol etme ve kapının altından gölge geliyor mu tetikte olma gibi endişelere sahip oluyorsunuz. Aynı durum dışarıya çıktığınızda ya da günlük yaşamınızda sizin de böyle bir şeyle karşılaşabileceğiniz olasılığını düşündürtüyor. Dizinin amacı korkutmak mı yoksa rahatsız etmek mi bölüm boyunca sorgulamadım. Farkındalığı arttırmak isterken korku ve şiddet dozunun bu noktada ciddi bir rahatsızlık verdiğini düşünüyorum.
Stalker yayınlandıktan sonra ciddi anlamda eleştirilere maruz kaldı. En büyük eleştiri yukarıda ismi geçen kurumun yetkilisinden gelmiş. Michelle Garcia, CBS’in patronuna bir mektup yazarak endişelerini dile getirmiş. Fikir vermesi açısından bu yazıyı okumanızı öneriyorum.
Eleştirilere karşı dizinin yaratıcısı Kevin Williamson’un cevabını paylaşmadan yazıyı bitirmek olmaz: “İzlemeyin. Kanalı değiştirin”.
İlk bölümün reytingleri diziyi ayakta tutacak ölçüde gerçekleşti. Ancak hikayenin işlenişi ve Williamson’ın bu yorumundan sonra ne olur bunu önümüzdeki hafta göreceğiz.
Bu arada kapanışta çalan Daniela Andrade'nin Creep cover'ını çok beğendim. Kesinlikle sonradan dinlemek isteyeceksiniz.