Asım Demir Erguvan.. Her ne kadar bir süreliğine kullanmak zorunda kalacağın Gürpınar soyadı ile hayata bahtsız bir giriş yapmış olsan da, şanslı bir çocuksun. Çünkü sen Harun ve Dilara’nın biricik oğlu; iki mutsuz insanın hayatında açan bir bahar dalısın. Hoşgeldin dünyana..
Bebeğimiz doğdu, Ozan dışında herkeste buruk da olsa bir sevinç. Hazal annesini unutmamış, minik bir hediye almış. Bakın bunu takdir ettim. Gidip bebeğe zıbın almamasına 10 puan. Yeni bebek görmeye giderken herkes bebeğe bir şey alır; asıl kutlanması gereken anne değil mi?
Herkes doğum haberiyle koşa koşa hastaneye gelirken, Cihan babasını kenara çekip Deniz’le ne olduğunu sordu. Rahmi de Cihan’a işin aslını anlattı. Bravo valla, açıkçası Rahmi’den beklenmeyecek bir hamle, hiç kıvırmadı. Bu arada Hazal da Beyazgül muhabbetini duydu tabii, küçük yılan. O esnada pek anlam veremese de, daha sonra Cansu’nun odasında bulacağı zarfla her şeyi anlayacaktı.
Ozan annesini görmeye hastaneye geldiğinde Cihan’ın Zeynep’i para vererek Ozan’dan uzaklaştırdığını öğrendi. Daha doğrusu öğrendik. Dilara söylemiş Cihan’a. Adam Ozan’ı öldürecek; ilkinde komaya soktu. İkincisinde Gülseren öldü. Ozan hala dramların başkenti. Acaba anlaması için ne yapması gerekiyor? Sorumsuz ve bencilsin Ozan. Sadece kendi sevdiklerini düşünüyorsun. Seni sevenlerin senin gözünde hiç değeri yok. Zaten evden ayrılmıştı, iyice ipleri koparacak. Neyse ki Ozan’ın derdiyle dertlenmekten çok daha önemli gündemlerimiz var. Mesela Hazal; en sevdiğimiz.
Hazallık müessesesi gereği, onca bebek hengamesinin arasında kah elbise seçimiyle, kah doğumgününde kimin sahneye çıkacağı meselesiyle yalı ahalisini darladıkça darladı. Hayat Hazal’a güzel valla; dünya yansa bir kalbur samanı yanmaz. Gelelim doğum gününe; Ece Seçkin ile ön sırada eğlenip coşarken Hazal’ın yanında ailesinden kimse yoktu. Ama ne yaptı etti, Deniz’le Cansu’yu oraya getirmeyi başardı. Tabii ki boşuna değil, Hazal’ın Deniz-Cansu çiftine bir hediyesi vardı. Rahmi Bey’in bulduğu Beyazgül afişi dönüp dolaşıp doğum günü partisinde Cansu’ya bir hediye paketi ile geldi.
Deniz, Rahmi’nin suratına paraları fırlattıktan sonra rahatlamıştı ama maalesef uzun sürmeyecek gibi. Dertler hiç üşenmez, hepsi üst üste gelir. Şimdi de annesinin geçmişinden gelen bir kabadayı peşlerine düştü. Bu adamdan Deniz’in varlığı bir sır gibi saklanıyor. Babası çıkarsa şaşıracak mıyız? Tabii ki hayır. Dizi evreninde herkes birbirinin bir şeyidir. Bu hapisten çıkan kabadayı pavyonlarda Nergis Hanım’ı ararken, aynı yerde iz peşine düşen iki kişi daha vardı. Özkan ve ekürisi! Nergis’in pavyonla ne bağlantısı olduğunu çözmeye çalıştılar ama pek başarılı olamadıkları gibi güzel de bir kazık yediler. Neyse ki düşmüşün kurtarıcısı, garibanın dostu Yıldırım yardımlarına yetişip hesabı ödedi. Yalnız Gülseren gittikten sonra herkesin Keriman ve Özkan’a sempati beslemesine anlam veremiyorum. Keriman’ı unutmayalım tabii; yine bir bahaneyle yalıya yerleşti. Yalıdakilerle birlikte bizim de hayatımızı renklendiriyor. Yalnız Dilara’nın Keriman’a o bakışları.. O ‘kendime de yakıştıramıyorum ama’ bakışları.. Her ailenin bir delisi vardır. Girdiği her ortamı neşelendiren ama ortada yokken patavatsızlıklarıyla herkes tarafından kınanan o deli, Keriman. Yokluğunda hayatın çekilir yanı yok, varlığı herkeste kırık bir dert.