80. bölümü geride bıraktık sayın boynu bükük kalan Karayelciler. Bu yazıya başlarken kalbim kırık, içim buruk ve hüzün dolu olduğumu bildirmek istiyorum. Daha geçen bölüm sonunda ‘’Allah’ım 100. bölümü görür müyüz acaba? Ne güzel olurdu. Ama o dördüncü sezona kalır büyük ihtimalle,’’ diye hayal kurarken  final haberini öğrendim. Ben geriye kalan 20 bölüm için hesap yaparken bize reva gördükleri bölüm sayısı üç oldu. Mutsuzluğumla sondan iki önceki yazıma başlıyorum..

Öncelikle Poyraz. Benim adamım. Şurada kalmış iki bölüm. Sen ne yapıyorsun? Hala Girişimci peşlerinde, başın belalarda, ağzında yalanlar. Tayfa grubu da yaptın maşallah, Whatsapp grubunuz da vardır sizin kesin. Hooop deyip toplaşıp evdeki hanımları uyutup adam öldürmeye gitmek nedir? Bak Ayşegül sana demiş “BO-ŞAN-DIM”. Kendini o kadar Girişimcilere musallat ettin ki evdeki canım Ayşegül’ün medeni halini bile sorgulamaz olmuştun. Evli olan sevgilin boşandım deyince üstüne bir de prens Sinan senin gözünü açmaya çalışıp kafana bir şeyler dank edince sevinmeye başladın. Başladın ama ne oldu? Ya tam iki yıl o kızdan ayrı zaman geçirmişsin, peşinde sürünmüşsün evlendi diye dünya başına milyonuncu kez yıkılmış. Ağzında damar şarkılar, şehir bile dar gelmişti de basıp gidecektin, hatırlıyor musun canım? Hah şimdi o Ayşegül en medeni durumu bekar haliyle sana dünyanın en güzel sürprizini yapmış, sen kadına sadece sarıldın, bir iki öptün sonra daha kahvaltınızı etmeden basıp gittin evden. Demedi deme, çok ararsın da Ayşegül’ümüzü bulamazsın. Mesela isterdim ki o akşam kutlama yapın, biraz ilişki tazeleyin, birbirinizi sevin. Mıç mıç olun demiyorum tabii ama ‘’Sonunda sıra bize geldi be Ayşegü,l’’ deyip saçlarını okşasaydın bari.. İş kadının çalışma hayatına geldi mi bır bır konuşmayı bilir beyimiz. Kadın seni evde beklerken bile onunla kahvaltı etmeyip gece geç saatlerde eve geliyorsun. Bırak bari çalışsın da kafasında kurmasın Poyraz acaba hangi deliliklerin peşinde diye. Duruma Poyraz açısından baktığımızda evet hayatları tehlikede olabilir. Ama biz ne durumlar gördük! Ölümlerden dönüp soluğu Ayşegül’ün kollarında alan,  Ayşegül’e iki çift güzel söz söylemeden sabahları doğmayan güneşleri batırmayan ne Poyraz dönemleri gördük. Lafım sana sevgili Poyrazcım Karayel; aklını başına al benden söylemesi..

Aklını yitirip bizi de ekran başında çıldırtan bir adet Meltem Karayel, hasretinden az kaldı ölecek bir adet Zülfomuz Başkanımız. Meltem’i izlerken bir ara bu kız hatırlamaya başladı Zülfo’nun sabrını ölçüyor galiba diye düşündüm. Ama yok cidden hatırlamıyor. Ve canım Zülfom az kaldı pes etmek üzereydi ki Ayşegül’ün de yardımlarıyla ilişkileri köşeden döndü. Meltem’in Zülfo’yu kendi yöntemleriyle denemesi de 10 numaraydı. Kadın nasıl kendini güvence altına alıyor, öğrenin a dostlar =) Meltem’cim Zülfo gibi bir adam bulmuşsun öp başına koy. Denemelerinde de yanılmadın. Zülfo senin için bir değil bin kez ölür. Çünkü o acılara tutunup bir sevip bin defa ölmek için yaratılmış adam gibi adam.