Bu bölüm başlamadan önce, bu haftaki bölümün en güzel sahnesinin sondaki gelecek hafta promosu olduğunu söylüyordum ki o konuda yanılsam da, final bölümü için de bir o kadar umut doldum, aynı zamanda da çok üzüldüm.
Öncelikle yine bölümü konuştuktan sonra, gelecek bölüm tahminleri ile devam edelim.
Bölümü, geçen hafta göremediğimiz kurt adamlarla açtık. Oliver'ın meraklısı değilim ama Jackson bir başka. Biliyoruz ki, Klaus kurt adamlar için "moonlight" yüzüğü yaptırmak istiyor. Bunun için de gerekli olan taşları bulmakla Oliver ve Jackson'ı görevlendirmiş. Bizim iki kurdumuz da bir çanta dolusu adını bile söyleyemediğim taşları toplamışlar, şehre dönerlerken, Marcel'in adamları tarafından durdurulup esir alındı.
Marcel bu ya, kendini akıllı sanan, Oliver'dan sonraki, bir diğer saçma karakterimiz, Klaus'un bir işler peşinde olduğunu anlayıp, Jackson ve Oliver'ı konuşturmak için etmediği işkenceyi bırakmadı.
Tüm bunlar olurken, Klaus ise Genevieve ile Elijah'nın yaptığı anlaşmayı bir üst boyuta getirmenin derdindeydi. Gen kızımız, tek bir yüzük yapacağını sanarken, Klaus yüzlerce yüzük isteyince, olayı çaktı ablamız. Bundan önce mi yaptı, sonra mı bilinmez, Francesca ile anlaşma yapmış meğer. Senin de suyun kaynadı. Kızıl saçlara zaafım vardır ama seni pek sevemedim be canısı! Tabii, Klaus yine annesinin defterini vermeyi teklif etti karşılık olarak. Bu da ne kitap arkadaş! Kadın öldü gitti, hala hatırası bizimle. Bari anneyi geri getirin ikinci sezonda da, biraz daha seyir zevkimiz artsın.
Havada durdum, şahitlerim var!
Tabii bu arada Hayley de evde kurta damcıklarını merak ediyordu ve Elijah ile birlikte Klaus'a haber vermek için Klaus'u aradılar. Yahu, Klaus'un haberi olmadığını mı sandınız, akıllılar! Klaus bunun haberini çoktan almış ve Marcel'i bulma çabalarına girişmiş. Nasıl mı? Tabii ki, Davina sayesinde! Bu kızın da çekmediği işkence kalmadı. Bir o yana, bir bu yana gidip durdu. Çok safsın Davina, çoook! Ben de senin üzerinden Klaus ve Hayley'in kızı olabilir teorileri döndürüyorum. Z planı bile olan bir adamın kızı hiç böyle mi olur? Bundan sonra dikkatli ol, e mi kızım? Mikael falan, çok tehlikeli sulardasın "little witch".
Klaus fırsatını bulduğu an, Josh'ı ısırdı ve Davina'nın önüne fırlattı. Josh'ı kurtarmak için de, Davina'dan Marcel'in yerini söylemesini istedi. Bu kadar uğraşmana gerek yoktu Klaus, Hayley'e sorsan bilirdi belki.
Neyse, Elijah'nın da olaya dahil olması ile Klaus ve Elijah, Jackson ve Oliver'ı buldular. Marcel, arkadaşı Thierry'nin intikamını almak için her yere patlayıcıları döşemiş, Jackson'ı da bunların üstüne oturtmuş. Ben söylemeyi az önce unutsam da, hepimiz izledik ki, Jackson her şeyi Marcel'e anlattı. O kadar bağırdım izlerken, Aanlatma, Oliver sahtekar. Onun için değmez!" dedim ama dinleyen kim? Hiç kimse!
Klaus ve Elijah, tek tek kutuları açarken, Klaus'un Elijah'ya alaycı bir şekilde, Jackson'ın Hayley'in aşkına rakip olduğunu belirterek, onu orada bırakmayı teklif etmesi de, Klaus'un her şeyin farkında olduğunu anlamamızı sağladı. Hem kardeşinin hem de Jackson'ın Hayley'in aşkına talip olduğunu anlamış ola ki, bu bölüm biraz kıskançlık krizleri sezinledim ben.
Tabii bu arada Hayley de evde kurta damcıklarını merak ediyordu ve Elijah ile birlikte Klaus'a haber vermek için Klaus'u aradılar. Yahu, Klaus'un haberi olmadığını mı sandınız, akıllılar! Klaus bunun haberini çoktan almış ve Marcel'i bulma çabalarına girişmiş. Nasıl mı? Tabii ki, Davina sayesinde! Bu kızın da çekmediği işkence kalmadı. Bir o yana, bir bu yana gidip durdu. Çok safsın Davina, çoook! Ben de senin üzerinden Klaus ve Hayley'in kızı olabilir teorileri döndürüyorum. Z planı bile olan bir adamın kızı hiç böyle mi olur? Bundan sonra dikkatli ol, e mi kızım? Mikael falan, çok tehlikeli sulardasın "little witch".
Klaus fırsatını bulduğu an, Josh'ı ısırdı ve Davina'nın önüne fırlattı. Josh'ı kurtarmak için de, Davina'dan Marcel'in yerini söylemesini istedi. Bu kadar uğraşmana gerek yoktu Klaus, Hayley'e sorsan bilirdi belki.
Neyse, Elijah'nın da olaya dahil olması ile Klaus ve Elijah, Jackson ve Oliver'ı buldular. Marcel, arkadaşı Thierry'nin intikamını almak için her yere patlayıcıları döşemiş, Jackson'ı da bunların üstüne oturtmuş. Ben söylemeyi az önce unutsam da, hepimiz izledik ki, Jackson her şeyi Marcel'e anlattı. O kadar bağırdım izlerken, Aanlatma, Oliver sahtekar. Onun için değmez!" dedim ama dinleyen kim? Hiç kimse!
Klaus ve Elijah, tek tek kutuları açarken, Klaus'un Elijah'ya alaycı bir şekilde, Jackson'ın Hayley'in aşkına rakip olduğunu belirterek, onu orada bırakmayı teklif etmesi de, Klaus'un her şeyin farkında olduğunu anlamamızı sağladı. Hem kardeşinin hem de Jackson'ın Hayley'in aşkına talip olduğunu anlamış ola ki, bu bölüm biraz kıskançlık krizleri sezinledim ben.
Arkadaki Elijah'ya dikkat lütfen!
Sonunda, kimseye bir şey olmadan Jackson'ı kurtarıp, sağ salim eve getirdiler. Hayley'in Jackson'ın yaşamasına bu kadar sevinmesi üzerine, Klaus’un olaya "Ben de iyiyim, sağol!" diye bodoslama dalışı ise kahkaha atmama yetti. Peşinden gelen, Hayley'in Jackson'a söylediği "Kimse seni suçlamıyor," lafı üzerine Klaus'un söylediği, "Ben suçluyorum!" sözü ise bölümün en eğlenceli, hatta tek eğlenceli yeriydi. Bu Klaus resmen çocuk. Altta kalmamak için, aklındakini hemen söylersin ya, aynen onu yapıyor ama bir çocuk gibi. Bebeği/arabası çalınmış bir çocuk.
Cami ise bölüm boyunca Sherlock Holmes'lük peşindeydi. Kız tam işe yarayacaktı ki, aramalarını hep meşgule attınız. Yazıklar olsun. O telefonu açsaydın Hayley, başına bunlar gelmeyecekti. Cami, amcasının mülkü olan, ancak kendisinin bilmediği bir daireye gitti ve amcasının onun için sakladığı dosyayı buldu. Dosyanın içinde yazanlar, gerçekten beni hayrete düşürdü. Asla öyle bir şey beklemiyordum.
Sonunda, kimseye bir şey olmadan Jackson'ı kurtarıp, sağ salim eve getirdiler. Hayley'in Jackson'ın yaşamasına bu kadar sevinmesi üzerine, Klaus’un olaya "Ben de iyiyim, sağol!" diye bodoslama dalışı ise kahkaha atmama yetti. Peşinden gelen, Hayley'in Jackson'a söylediği "Kimse seni suçlamıyor," lafı üzerine Klaus'un söylediği, "Ben suçluyorum!" sözü ise bölümün en eğlenceli, hatta tek eğlenceli yeriydi. Bu Klaus resmen çocuk. Altta kalmamak için, aklındakini hemen söylersin ya, aynen onu yapıyor ama bir çocuk gibi. Bebeği/arabası çalınmış bir çocuk.
Cami ise bölüm boyunca Sherlock Holmes'lük peşindeydi. Kız tam işe yarayacaktı ki, aramalarını hep meşgule attınız. Yazıklar olsun. O telefonu açsaydın Hayley, başına bunlar gelmeyecekti. Cami, amcasının mülkü olan, ancak kendisinin bilmediği bir daireye gitti ve amcasının onun için sakladığı dosyayı buldu. Dosyanın içinde yazanlar, gerçekten beni hayrete düşürdü. Asla öyle bir şey beklemiyordum.
Bu şehirde yaşamak istiyorsan, arkadaş edinmelisin.
Klaus ise, taşların çalınması ile Francesca'dan bir iyilik isteyip, yeni taşları bulmasını rica etti. Francesca durur mu, hemen isteği yerine getirdi. Klaus bunu yaparak, ekmeğine yağı sürdü, hatta üstüne balı, reçeli de sürdü. Francesca taşları Klaus'a verip, ittifak kurduk ayaklarına yatarak, taşların büyülenmesi aşamasında Genevieve'in yanında bulunma şansını elde etti.
Bu arada yine geldik, benim sevmediğim kısma. Elijah ve Hayley öpüşmesi tabii! Bunlar da Delena gibi her bölüm öpüşecekse, işimiz var. Neyse, Yine Elijah ve iki yüzlülükleri ön plandaydı. Tabii, Elijah Hayley'i Jackson'dan biraz kıskanınca, Hayley de bu nişanlılık durumlarını anlatmak zorunda kaldı. Bunu duyan ağır abimiz, “Her ailede bir feragat eden vardır,” diyerek, bu nişanı kabullendi. Buna kızan Hayley de, ne zaman bu kibar adam ayaklarını bırakacağını sordu. Heh, ne güzel dedin be Hayley. Sen daha bekle ki, aşkımız çok güzel, kuşlar böcekler falan. Bu adamın sana hiç uygun olmadığını yakında anlarsın. Her konuşmanız ya tartışma ya da Elijah'nın ikiletmeden senin dediklerini yapması ile sonuçlanıyor. Aşk insanı bu kadar da aptallaştırmamalı. Elijah, Hayley için kendi kişiliğinden ödün veriyor. Her zaman şuna inanırım ki, taşıma su ile değirmen dönmez. Ayrıca şunu da belirteyim ki, öpüşmenizi de beğenmedim. Kalas gibi durdunuz öylece. Bu da bu aşkın sonuçsuz kalacağının bir diğer kanıtı.
Gelelim Klaus'un başına işler açacak olan sahneye. Bizim Genevieve -nerden bizim ya, bırakın şunu- Klaus'a, büyüyü tamamlamak için kurt kanı gerektiğini söyledi ve Hayley'in uygun olduğunu belirtti. Tabii, yine bizim Klaus hemen "Hayley olmaz!" diye atladı. Şu yaptıklarını Hayley bir görse be kuzum, aranızda bir sorun kalmayacak da, neyse! Genevieve'in ona hazırladığı tuzaktan habersiz, Klaus kendi kanını vermeyi kabul etti. Böylece büyü de, neredeyse tamamlanmış oldu.
Bu esnada, Marcel ise tüm vampirleri toplayıp, Klaus'un kurtları güçlü kılacak olan büyüyü hazırladığını, zamanı gelince hepsinin boğazını deşeceğini söyledi ve şehrin vampirlerini savaşa davet etti. Siz hiç akıllanmazsınız yemin ederim. Bir kere aynı hatayı yapıp, ağzınızın payını aldınız. Yine uslanmıyorsunuz. Lütfen ölür müsünüz?
Tam herkes odaya toplanmış, taşların büyüsünün bitmesini beklerken, Marcel'in adamlarını toplayıp, Klaus'un evinin yolunu tuttuğunun haberini Francesca getirdi. Klaus orada da Elijah'ya "Hayley'i güvende tut! (tutamadı)" diyerek Marcel ile çarpışmaya gitti. Elijah, Hayley'i oradan götürmek istese de, Hayley inat etti ve kalmak isteyerek, Elijah'nın gitmesini söyledi. Bunu söylerken de "sakın tereddüt etme" demeyi de ihmal etmedi. Kaç yaşındaki adamı elinizde oyuncak ettiniz. Bu Elijah değişecek mi acaba? Sabır diyelim, bekleyelim.
Odada yalnız kalan Genevieve, Hayley ve Francesca büyüyü bitirince, tüm gerçekler ortaya çıktı. Meğer bizim Francesca, yüzyıllardır süregelen kurt soyundan geliyormuş. Ancak kimseyi öldürmediklerinden dönüşmemişler. Ay taşlarını aldığı gibi, yanındaki korumayı öldürerek, iki saniyede kurda dönüştü ve eskiden kendilerinin olan şehri geri alacağını söyledi. Hayley, Gen kendisine yardım edecek sansa da, o da yeni kurtlarımızla iş birliği yapmış meğer. Cadılar, kurtlara ay taşlarını verecek, kurtlar cadılara Hayley, yani bebeği verecekti.
Klaus ise, taşların çalınması ile Francesca'dan bir iyilik isteyip, yeni taşları bulmasını rica etti. Francesca durur mu, hemen isteği yerine getirdi. Klaus bunu yaparak, ekmeğine yağı sürdü, hatta üstüne balı, reçeli de sürdü. Francesca taşları Klaus'a verip, ittifak kurduk ayaklarına yatarak, taşların büyülenmesi aşamasında Genevieve'in yanında bulunma şansını elde etti.
Bu arada yine geldik, benim sevmediğim kısma. Elijah ve Hayley öpüşmesi tabii! Bunlar da Delena gibi her bölüm öpüşecekse, işimiz var. Neyse, Yine Elijah ve iki yüzlülükleri ön plandaydı. Tabii, Elijah Hayley'i Jackson'dan biraz kıskanınca, Hayley de bu nişanlılık durumlarını anlatmak zorunda kaldı. Bunu duyan ağır abimiz, “Her ailede bir feragat eden vardır,” diyerek, bu nişanı kabullendi. Buna kızan Hayley de, ne zaman bu kibar adam ayaklarını bırakacağını sordu. Heh, ne güzel dedin be Hayley. Sen daha bekle ki, aşkımız çok güzel, kuşlar böcekler falan. Bu adamın sana hiç uygun olmadığını yakında anlarsın. Her konuşmanız ya tartışma ya da Elijah'nın ikiletmeden senin dediklerini yapması ile sonuçlanıyor. Aşk insanı bu kadar da aptallaştırmamalı. Elijah, Hayley için kendi kişiliğinden ödün veriyor. Her zaman şuna inanırım ki, taşıma su ile değirmen dönmez. Ayrıca şunu da belirteyim ki, öpüşmenizi de beğenmedim. Kalas gibi durdunuz öylece. Bu da bu aşkın sonuçsuz kalacağının bir diğer kanıtı.
Gelelim Klaus'un başına işler açacak olan sahneye. Bizim Genevieve -nerden bizim ya, bırakın şunu- Klaus'a, büyüyü tamamlamak için kurt kanı gerektiğini söyledi ve Hayley'in uygun olduğunu belirtti. Tabii, yine bizim Klaus hemen "Hayley olmaz!" diye atladı. Şu yaptıklarını Hayley bir görse be kuzum, aranızda bir sorun kalmayacak da, neyse! Genevieve'in ona hazırladığı tuzaktan habersiz, Klaus kendi kanını vermeyi kabul etti. Böylece büyü de, neredeyse tamamlanmış oldu.
Bu esnada, Marcel ise tüm vampirleri toplayıp, Klaus'un kurtları güçlü kılacak olan büyüyü hazırladığını, zamanı gelince hepsinin boğazını deşeceğini söyledi ve şehrin vampirlerini savaşa davet etti. Siz hiç akıllanmazsınız yemin ederim. Bir kere aynı hatayı yapıp, ağzınızın payını aldınız. Yine uslanmıyorsunuz. Lütfen ölür müsünüz?
Tam herkes odaya toplanmış, taşların büyüsünün bitmesini beklerken, Marcel'in adamlarını toplayıp, Klaus'un evinin yolunu tuttuğunun haberini Francesca getirdi. Klaus orada da Elijah'ya "Hayley'i güvende tut! (tutamadı)" diyerek Marcel ile çarpışmaya gitti. Elijah, Hayley'i oradan götürmek istese de, Hayley inat etti ve kalmak isteyerek, Elijah'nın gitmesini söyledi. Bunu söylerken de "sakın tereddüt etme" demeyi de ihmal etmedi. Kaç yaşındaki adamı elinizde oyuncak ettiniz. Bu Elijah değişecek mi acaba? Sabır diyelim, bekleyelim.
Odada yalnız kalan Genevieve, Hayley ve Francesca büyüyü bitirince, tüm gerçekler ortaya çıktı. Meğer bizim Francesca, yüzyıllardır süregelen kurt soyundan geliyormuş. Ancak kimseyi öldürmediklerinden dönüşmemişler. Ay taşlarını aldığı gibi, yanındaki korumayı öldürerek, iki saniyede kurda dönüştü ve eskiden kendilerinin olan şehri geri alacağını söyledi. Hayley, Gen kendisine yardım edecek sansa da, o da yeni kurtlarımızla iş birliği yapmış meğer. Cadılar, kurtlara ay taşlarını verecek, kurtlar cadılara Hayley, yani bebeği verecekti.
Takım elbisem bozulmasın, aman dikkat edelim!
Klaus ve Elijah ise evin avlusunda toplanan kalabalığa kısa bir konuşma yaptıktan sonra, dört bir yandan saldırdılar. Klaus, Marcel'in peşinden giderken , Elijah da ben sayamadım ama 100 vampiri öldürmüştür. Bu sırada, kurt adamların da gelip Elijah'ya saldırması ile işler iyice karıştı.
Klaus ise Bourbon Street'te Marcel ile kapışırken, evlatlık oğlunu öldürmek istemediğini belli eden mimikler kullansa da, öz kızının iyiliği için boynundan bir ısırık alıverdi. Hepimiz biliyoruz ki, kurt adam ısırığı vampirler için ölümcül. Tek kurtuluşları da Klaus'un kanı. Bu sahnede Marcel'in Klaus'a söylediği "Hayley'i ben kaçırmadım, ben canavar değilim! Ben sen değilim," sözü ise hem beni hem de Klaus'u çok yaraladı. Marcel'e benden kocaman bir "Kalbe vurulur mu ayı?" videosu gelsin. Çok kırdın bizi.
Davina da bu sırada Josh'ın yanında ağlıyordu. Boşuna ağlama, Mikael arkadaşın sana yardım eder Davina'cım. Davina ağlarken, bölümün başında olduğu gibi, Mikael yine Davina'ya göründü ve Klaus'tan tüm bunların intikamını, onun için de alacağını; ancak önce kendisini hayata geri getirmesini istedi. Davina da hata yaptığının farkında olmadan, anlaşmayı kabul ederek, Mikael'i geri getireceğini söyledi.
Klaus, Marcel'i ısırdı ama Genevieve'in büyüsü etkisini gösterdi ve iyileşmesi durdu. Meğer Genevieve tüm kurt adamların dolunayda kurt adama dönüşmesini engellerken, onların gücünü Klaus'un gücünden almalarını sağlamış. Tabii, bu da Klaus'u güçsüzleştirdi. Klaus Genevieve'i öldürmeye yemin etse de, umarım başarılı olur dileklerimi ileterek, asıl önemli sahneye gelmek istiyorum.
Klaus ve Elijah ise evin avlusunda toplanan kalabalığa kısa bir konuşma yaptıktan sonra, dört bir yandan saldırdılar. Klaus, Marcel'in peşinden giderken , Elijah da ben sayamadım ama 100 vampiri öldürmüştür. Bu sırada, kurt adamların da gelip Elijah'ya saldırması ile işler iyice karıştı.
Klaus ise Bourbon Street'te Marcel ile kapışırken, evlatlık oğlunu öldürmek istemediğini belli eden mimikler kullansa da, öz kızının iyiliği için boynundan bir ısırık alıverdi. Hepimiz biliyoruz ki, kurt adam ısırığı vampirler için ölümcül. Tek kurtuluşları da Klaus'un kanı. Bu sahnede Marcel'in Klaus'a söylediği "Hayley'i ben kaçırmadım, ben canavar değilim! Ben sen değilim," sözü ise hem beni hem de Klaus'u çok yaraladı. Marcel'e benden kocaman bir "Kalbe vurulur mu ayı?" videosu gelsin. Çok kırdın bizi.
Davina da bu sırada Josh'ın yanında ağlıyordu. Boşuna ağlama, Mikael arkadaşın sana yardım eder Davina'cım. Davina ağlarken, bölümün başında olduğu gibi, Mikael yine Davina'ya göründü ve Klaus'tan tüm bunların intikamını, onun için de alacağını; ancak önce kendisini hayata geri getirmesini istedi. Davina da hata yaptığının farkında olmadan, anlaşmayı kabul ederek, Mikael'i geri getireceğini söyledi.
Klaus, Marcel'i ısırdı ama Genevieve'in büyüsü etkisini gösterdi ve iyileşmesi durdu. Meğer Genevieve tüm kurt adamların dolunayda kurt adama dönüşmesini engellerken, onların gücünü Klaus'un gücünden almalarını sağlamış. Tabii, bu da Klaus'u güçsüzleştirdi. Klaus Genevieve'i öldürmeye yemin etse de, umarım başarılı olur dileklerimi ileterek, asıl önemli sahneye gelmek istiyorum.
Hepinizi öldüreceğim!
İki elim kanda olsa da, kızıma zarar verdirtmem!
Cadılar sonunda isteklerini yapıp, Hayley'i kaçırdılar. Biliyoruz ki, bebek dünyaya gelince, kurban edeceklerdi. Doğumun da başlaması, onlara çok yardımcı oldu. Cadılar dört bir yandan Hayley'i tutarken, Hayley ise çığlık çığlığa yardım dileniyordu ki, Klaus'un çığlıkları duyması ile o vurucu sahneyi izledik. Hayley'in çığlıklarını duyan Klaus, o kadar güçsüzlüğüne rağmen, taa benim bile buradan duyduğum o -çığlığı mı desem, uluması mı desem bilemedim- haykırışını attı ve bunu yapanların, yaşayamayacağını belli etti. Bu sahnede tüylerim diken diken olmadı desem, yalan demiş olurum.
İşte bu da son sahneydi ama yazı bitmedi. Gelelim final tahminleri ve yorumlarına. Aslında çok da heyecanı kaçsın istemiyorum. Ancak söylemek istediğim birkaç şey var.
Daha önce de dediğim gibi, Klaus'un kendisini bebek için feda edeceğini biliyoruz. Bu ne şekilde olacak, inanın tahmin etmesi zor. Aklımda sürekli bir sürü teoriler dolanıp duruyor. En iyisi bunları izleyip görmek. Fakat Klaus'a bir şey olacağından eminiz. Çünkü kendisi promoda, hareketsiz yerde yatıyor. Ne diyelim, ölenle ölünmez!
Yok canım olur mu öyle şey! Klaus nereye gidiyor. Ölür mü, ölmez mi bilmem ama diziden çıkmadığı kesin. Ne yapar eder, onu hayata geri getirirler. Belki de hiç ölmez bilemiyoruz. Son bölümlerde her şey öyle karmaşıklaştı ki.
Sezon finalinde sonunda bebek doğuyor. Henüz izlememiş olanlar, açıp promoya bakarsanız göreceksiniz bebeği. Klaus ise kendi kızının doğumunu acılar içinde izliyor. Benim gibi Klaus ve Hayley severlere ise gelecek bölümün sneak peek'ini izlemelerini tavsiye ediyorum.
Size son tavsiyem, mendilleri hazırlayın! Bol bol ağlayacağımız kesin.
Cadılar sonunda isteklerini yapıp, Hayley'i kaçırdılar. Biliyoruz ki, bebek dünyaya gelince, kurban edeceklerdi. Doğumun da başlaması, onlara çok yardımcı oldu. Cadılar dört bir yandan Hayley'i tutarken, Hayley ise çığlık çığlığa yardım dileniyordu ki, Klaus'un çığlıkları duyması ile o vurucu sahneyi izledik. Hayley'in çığlıklarını duyan Klaus, o kadar güçsüzlüğüne rağmen, taa benim bile buradan duyduğum o -çığlığı mı desem, uluması mı desem bilemedim- haykırışını attı ve bunu yapanların, yaşayamayacağını belli etti. Bu sahnede tüylerim diken diken olmadı desem, yalan demiş olurum.
İşte bu da son sahneydi ama yazı bitmedi. Gelelim final tahminleri ve yorumlarına. Aslında çok da heyecanı kaçsın istemiyorum. Ancak söylemek istediğim birkaç şey var.
Daha önce de dediğim gibi, Klaus'un kendisini bebek için feda edeceğini biliyoruz. Bu ne şekilde olacak, inanın tahmin etmesi zor. Aklımda sürekli bir sürü teoriler dolanıp duruyor. En iyisi bunları izleyip görmek. Fakat Klaus'a bir şey olacağından eminiz. Çünkü kendisi promoda, hareketsiz yerde yatıyor. Ne diyelim, ölenle ölünmez!
Yok canım olur mu öyle şey! Klaus nereye gidiyor. Ölür mü, ölmez mi bilmem ama diziden çıkmadığı kesin. Ne yapar eder, onu hayata geri getirirler. Belki de hiç ölmez bilemiyoruz. Son bölümlerde her şey öyle karmaşıklaştı ki.
Sezon finalinde sonunda bebek doğuyor. Henüz izlememiş olanlar, açıp promoya bakarsanız göreceksiniz bebeği. Klaus ise kendi kızının doğumunu acılar içinde izliyor. Benim gibi Klaus ve Hayley severlere ise gelecek bölümün sneak peek'ini izlemelerini tavsiye ediyorum.
Size son tavsiyem, mendilleri hazırlayın! Bol bol ağlayacağımız kesin.