Eylül ve Uzay, Mert’i kiralık anne gibi kullanıp bebeği almak isteyen zengin anne gibi. Tabii ki Mert de her dizideki gibi sonradan vermekten vazgeçiyor.
İlk dört bölüm geçtikten sonra sezona tamamen girdik. Bu yüzden yeni karakterlerimizi de iyi gözlemlemiş sayılırız. Uzay belki başka bir dünyada her türlü kazanan taraf olabilir ama üzgünüm şu net: MedCezir evreninde bu cici olmaya çalışmalarla asla olamaz. Gerçekten dinlenip dinlenip sonra yanından kaçılacak bir tip; o tip ziyan olmuş. Vardır ama böyleleri, tanıyana kadar merak edersin sonra koca bir fos! Bir yandan diyor "Ben oyuna girerim," bir yandan da Mert’e kanka muameleleri falan. Bu sezon kendisiyle ilgili çok güzel bir yolda ilerleyen Eylül’ü bu bölümde alkışlarla izledim. Geçen sezon tek ilgi alanı peluş koleksiyonu yapmak gibi duran Eylül, bu sezonun feminist seslerinden. Mert geçen bölüm derin etkilenmişti ama bu hafta Asım Şekip Kaya’nın hapse girmesini neredeyse hiç takmadı. Hatta sadece Mert değil kimse önemsemedi. Sedef takıldı öyle, Mert günlük hayatına geri döndü (Selim hapisteyken gece gündüz yanında olan Mira bile umrunda olmadı), Sude ve kızları Bay Aşk yokken onun evi gönendiler falan.. Herkes nasıl olsa yakında ölecek diye mi düşündü ne yaptı anlamadım ama haberiniz olsun Asım Şekip Kaya, Ekim Can’ı bile gömer. Onda hiç oraları size bırakacak göz var mı? (gerçi The O.C.’ye göre bir yerde hepsinden önce ölecek) Neyse işte konuyu Beylice Kadınları’nın nasıl her şeyle tek başlarına göğüs germek zorunda olduğuna getireceğim galiba. Sude’nin bir gecelik bile olsa tutuklanışı kızlarını resmen harap etti. Ya bu kızların ikisi de deli gibi annesi, valla Ece Yörenç’e emanet Sude’ye bir şey olsa kolları kanatları kırılacak belli. Gizliden gizliye o kadar annelerine bağlılar ki hayran kaldım. Sude’yi polisler götürürlerken kızlarının perişan oluşu beni çok etkiledi doğrusu. Mira’yı da kapısında nöbet tuttuğu Yaman’dan soğutan tek şeyin annesi olması çok güzel, ne bileyim tatlı işte!
Sude gider gitmez o şoförü ve hizmetçiyi kovmanın provasını yaparken.
Sude’nin hapisteki günübirlik macerası Turunç Nadir’e ilk teşekkür sebebim. Prada in jail sahneleri beni benden aldı. Yaka paça tutuklanmasından, hapisteki kınalı yapıncak triplerine kadar hepsinden çok zevk aldım ama o 'in your face' anları hepsinden daha değerli, hepsinden daha güzeldi. Geçen bölüm Leyla’nın, Burak-Doruk-Uzay (ay hep aynı sesli harfler dönmüş adlarında) üçlüsünün evine verdiği "Çok iyi, çok çok iyi!" tepkisini ben bu bölüm Sude’nin fabrika ayarlarına, Çakıltepe modu Asude’ye dönüp, sonra kendisini tekrar güncelleyip en has Altınkoylu’dan daha Altınkoylu olan Sude’ye dönüşümüne verdim. Fenomenliğinin sınırlarını çok ilerletti bu bölüm, çok! O hırkayı veren kadına karşı naif hali de hiçbir kötülüğün boşuna olmadığının en büyük kanıtıydı. Sude düşmez kalkmaz olmadığını öğrenirken biz de Sude’nin hiç de suçlu olmadığını gittikçe öğreniyoruz Ender olaylarında. Şimdi olayların aslı ortaya çıkarsa eğer, Sude vicdanını tatmin edecek o küçücük zaman dilimi geçtikten sonra Ender’in ve Selim’in hayatını yıkmış olmaktan alacağı hazdan mahrum kalacak. O tatminsizlik anında aklına getirsin diye onun için özel bir şey hazırladım:
Asude Effect!
Sinan da vızıldaya vızıldaya Turunç Nadir’den belasını buldu, sıradaki talihli Leyla gibi.
Sinan da vızıldaya vızıldaya Turunç Nadir’den belasını buldu, sıradaki talihli Leyla gibi.
Turunç Nadir tarzı olayları hiç sevmiyorum ama düşünüyorum da bu kadar fantastik karakterlerin olduğu yerde neden böyle sebepsiz bir kötümüz olmasın? Şimdi Yaman ile Mira, Turunç Nadir’e yakalanmamak için öpüşme numarası yaptılar ama Turunç Nadir onların evde neler yaptığını biliyor. Biliyor ama asla açıklayamaz, Yaman ile Mira da asla bilemez yakalandıklarını. Yani yine biraz geride kaldılar Turunç Nadir’e karşı. Turunç Nadir bütün sezon olacak anladığımız kadarıyla, nasıl kurtulur bilemiyorum ama olacak galiba. Tozludere popülasyonunun iş bulma kurumu gibi çalışıyor zaten, birden gidiverse onlara ne olacak mesela? Ama eminim ki onlar yamanacak bir yer bulurlar. Mesela Nevin nasıl hemen kendisine bir yer buldu? Nevin ve Kenan o kadar tatsız insanlar ki, süper kahraman Yaman bile çekemiyor onları. Hasan’ın çamuru su yüzüne çıkmasaydı iyidi ama ben kocasına geri dönmeleri çok severim. Turunç Nadir’in en zevk aldığım anı galiba Sinan’ı öldürdüğü andı. Kesinlikle keşke ölmeseydi de iftiralar olmasaydı ama zaten hastalıklı ve aciz bir şekilde uyduruk mektuplarıyla ‘öperek durdurduğu’ kadını, bir şekilde kocasının kazaya sebep olarak öldürmesini sağlayan Sinan’ın kafasını iyice karışık gönderdi öteki tarafa. Hayır zaten adamın kafası karman çorman sen bir de son anlarında karmaşık kötülük felsefeni anlattın, iyice zihni boş gitti.
Ve Hale planladığı kaos gerçekleşmeyince, Elif’e onunla ilgili gerçek fikrini ifadesiyle belli eder.
Uzay’dan sonra yeni karakterlerimizden Elif’e ve bir başka fantastik karakterimiz ola Hale’ye gelmek istiyorum. Elif geçen bölüm Yaman’ın "Bana yaklaşan telef olur," sözünden sonra gerçek anlamda telef olmuşken (ben bundan asla rahatsız olmayacağımı söylemiştim zaten, umrum değil çünkü bir Orkun değil!) hala akıllanmayıp Hale’nin o sahte gülümsemesiyle kurduğu tuzağa düştü. Bir de kızı etkilemek için havuz evini gösterip "Burası da Yaman’ın evi," diyor ya, ahaha. Asım Şekip Kaya’nın sadece para için adam öldüreceğinden, Sinan’ın buna değmemesine ve Selim’in evlilik yıldönümünü kutlama tarzına kadar bütün yorumları harikaydı. Hale’nin sahnelerindeki o bitch etkisi harika ve çok doğal. MedCezir’in Georgina Sparks’ı diyebiliriz ona. Abazanlıkları dışında Altınkoy gençleri içerisinde en başarılı, en gerçekçi olanlarının da Doruk ve Burak olduğunu söylemeliyim. Gerçekten o çocukların gözlerinin arkası aynı böyle tamamen boştur (gözlerin arkasının boş olmasını vermekte favorim Buğra ama) ve her şeyi yiyip bitirebilirler. Tuğçe’nin Burak’ın hamburgerini elinden almasıyla sürekli düştüğü bu talihsiz durumlardan bahsetmiyorum bile ama onun zirvesi kesinlikle Mert’in, "Tuğçe sen erkek misin?"iydi.
Deniz’in cinayetlere karışma, kovulma emekleri sonunda meyvesini verdi.
Selim Serez’i neden kimse karısını öldürmekten tutuklamıyor anlamıyorum ama bu durum benim hoşuma gidiyor. Neden mi? Çünkü kesinlikle diziye dahil olan üç yeni karakterimiz içerisinde en mükemmeli ve en harikası olan Deniz’in mutlu olmasını çok istiyorum. Deniz tam da MedCezir standartlarında weird bir karakter. Selim’e Ender’e olan aşkı yüzünden aşık olması biraz tüyleri ürpertiyor ama dediğim gibi ben o durumu kabul edebiliyorum. Deniz’in Serezler’in hayatına balıklama atlaması çok çok güzel oldu. Rahmetliyi çok severdim ama Game of Thrones hesabı, tekdüze karakterler ölünce ortaya çıkan yeni olayların heyecanı bambaşka. Deniz yüzünden Selim’i bile sevebilirim galiba. Selim’i sevsem de sevmesem de Deniz’e karşı bir şeyler hissetmesini, hatta onunla bir şeyler yaşamasını anlayabiliyorum. Şimdi 'Ender’e çok aşıktı hani' falanlar piyasaya çıkacak ama Ender’e olan aşkı yalan değildi, Deniz’e olan da yalan olmayacak. İnsanların aynı zamanda sadece tek bir kişiye aşık olabileceğine inanırım ama başka birisine aynı duygular hissedilmeye başlandığında öncekinin aşk olmadığına inanmam. Ayrıca Selim’in kurumasını ben bile istemem. Hem insanların acılarını yaşama şekline de kimse karar veremez. Sadece şu evlilik yıldönümü olayı biraz değişik bir denk gelme oldu, ama Selim’e sahicilik verip onu perilerin dünyasından aramıza soktuğu için sevdim. Bir tek Mert’in hayal kırıklığı mantıklı ama sadece evlilik yıldönümüyle alakalı olarak. Sonuçta bir evlat, anne-babasının birbirlerine çok aşık olduklarını düşünür ama asla seks yaptıklarını konduramaz. Neyse işte Mert, azıcık şımarık olma, Deniz cici annen olunca asla trip atma adama! Allah’tan Sedef gibi bir denge unsuru ortalıklarda var da terazi hep sağlıklı ölçüyor, hatta Orkun ve Yaman arasında bile. Sedef gibi dengesiz bir karakterin böyle bir etkisi olması da çok çok güzel, ezber bozuyor.
Yaman ve Mira kiss kiss; Turunç Nadir bang bang!
Turunç Nadir’e bir diğer teşekkürüm ise bu güzel öpüşme için. Yaman ve Mira’nın ajancılık oynamaları çok çok güzeldi. Ben böyle konseptli şeyleri çok severim ya ne bileyim. Mira’nın gidermiş gibi yapıp geri gelmesi çok çok tatlıydı ama Yaman yine aynı şekilde biraz iteleyerek davrandı kızcağıza. Mira da öyle seviyor galiba demekten başka şansımız yok artık. Her ne kadar tamamen bir şeylerden kurtulmak için olsa da en iyi Yaman-Mira öpüşmesiydi. Başlangıcı oyun olsa da ikisinin de nasıl etkilendiğini gördük sonuçta. Özellikle ikisinin de gözleri açıkken olan anı yakalamaya çalıştım ama anca bu kadar oldu, yeniyim bu işlerde.
Haftaya Yaman "Onu bizi o durumdan kurtarmak için yaptım," diyecek galiba ve Yaman ile Mira tekrar birbirlerine girecekler. Faruk da bütün Altınkoy çamura bulandığı halde Yaman’a "Tamam oğlum, sen bana verdiğin sözü tuttun. Tekrar beraber olabilirsiniz," demeyecek herhalde. Ay hiç der mi o süt banyolarından kalkıp? Umarım çok tahrip edici olmaz diyerek noktayı koyuyorum.