Kış sezon finaline dev bir Meredith – Derek kavgası ile giren Grey’s Anatomy nihayet bu hafta yeniden başladı. Derek’in eve gelip eşyalarını toplamasıyla başlayan sahne, duvarda asılı duran post-it evlilik notları ile devam etti, ki bu dünyanın en romantik evliliğiydi gözümde. Sonra Liz ve Arizona’nın işbirliğinin devam ettiğini gördük ve Jackson’ın April’a bebeğin durumunu söylediği an geldi maalesef.
Sezon boyunca olan en mantıklı olay, Derek’in evi terketmesiyle gerçekleşti nihayet, Meredith çocuklar için bir bakıcı tutmaya karar verdi. Bunu sezon başında yapsaydı şu an yuvası kurtulmuştu belki de ama anlatamazsın tabii. Derek’in nöroloji bölüm başkanlığını kendisinden almış kardeşi ve Arizona ise, ameliyat edilemez bir beyin tümörü olduğu için çok az zamanı kalan ve bunu sadece Arizona’nın bildiğini sanan Dr. Herman’ı kurtarma planları yapıyorlardı o sırada. Bu ikisini pek sevemiyorum açıkçası, dünyayı kurtarsalar takdir edecek değilim. Nitekim Herman da çılgınca sinirlendi durumu anlayınca.
Avery, Owen’la konuşup April’in ameliyata girmemesi gerektiğini söyledi ama çocukla ilgili durumu söylemedi aslında; April durumu toptan reddediyor gibiydi ama. Owen onu ameliyattan zorla çıkardı sonunda, ki bence mevzuyu düşünmemek için çareyi neşterde bulması onun için daha iyiydi ama, hastanenin sahibinden daha iyi bilecek değilim. Tabii o arada April’a destek olmaya çalışan Jackson, kendi üzüntüsünü yaşayamadı bir türlü ve Grey-Sloan hastanesinde herkesin yaptığı gibi, o sırada Şef Webber’a döküldü. Cerrahi şefi Owen olmuş olsa da, asıl şef her zaman Webber’dır işte bu yüzden. Onun kızı Maggie de dünyanın en densiz insanı olup April’a “Kız mı erkek mi?” diye sormasaydı keşke.
Beraber ameliyat yaparlarken, Meredith ve Derek’in ayrıldığını duyunca “Cristina’yla konuştun mu?” diye sormak için bunun harika bir fırsat olduğuna inanan Owen’ın saflığını ne kadar seviyorsam, “Son bir kaç seferdir konuşmuyorum Cristina’yla, çünkü o haklıydı ve ben onun haklı olmasını istemiyorum,” diyen Meredith’in bu kadınlara özgü aşırı karışık en iyi arkadaşlık anlayışını da bir o kadar seviyorum.
Dr. Herman’ın ameliyathane girişinde Arizona’ya yaptığı “İnsanı en çabuk öldüren kanser türü hangisi biliyor musun? Umut,” temalı konuşması ve iyileşeceğine inandıran ama fayda vermemiş tedavileri saydığı an sadece bu dizide değil, uzun zamandır herhangi bir yerde izlediğim en sert andı. Kafamı alıp duvara vursa da olurdu o konuşmayı yapacağına. Öleceğine inanmanın içini ne kadar rahatlattığına ikna oldum resmen. İkisi beraber ameliyat yaparlarken ameliyathaneye gelip Arizona’yla konuşmak isteyen Jackson oradan çıktıktan sonra, Herman aynı umut meselesini tekrar hatırlattı, “Onlara yaşayacaklarını daha fazla zorlaştırma umut verip,” diyerek. Herman’ın Arizona’yı bu kadar kısa sürede bu kadar iyi tanıması da takdire şayan.
Bu arada bölümün başında çocuklarıyla kaza yapan kadının aslında pankreasında tümör olduğunu tabii ki Meredith buldu, annesinin kurduğu bir cümleyi hatırlayarak, çünkü bir Grey olmak bunu gerektirir. Ameliyathanede fırtınalar estiren Meredith, sabahtan beri kendisini bekleyen dadıyla konuşurken ağlamaya başladı ama. Ne de olsa yorgun, en iyi arkadaşı İsviçre’de ve hayatının aşkı Washington’a taşındı. Dadı anlayışlı çıktı ama, ne de olsa çocuk bakan bir insan, şefkat onda olmayacak da kimde olacak. Arizona ve Liz ikilisi sonunda Herman’ı ikna ettiler diyeceğim ama, yine de asıl planı Herman yaptı. Bildiklerini Arizona’ya aktarmak o kadar önemli ki onun için, hayatta kalmaktan bile önemli neredeyse.
Bölümün sonunda Meredith, Derek’i aradı ve aralarının kötü olmasını istemediğini, gitmesini ama bu ilişkiyi yürütmek istediğini söyledi. Birbirlerinden nefret ettiklerinde bile birbirlerini sevmeye söz verdikleri o şahane post-it’i hatırladılar ikisi de. Meredith çöpe attığı çerçeveyi yerine astı, camı kırık olsa da. Uzun mesafe evlilik, bakalım nasıl gidecek?