Bir Osman değil ama andırıyor sanki...
Bir yandan Osman hanın gizemli odalarından birinde kilitli olarak tutulmaktadır. Hücre gibi bir yerde Thor kılığındaki adamla beraberdir. Thor'un tek yaptığı duvara çivi çakmak. Osman bundan ne kadar çok sıkılmış olsa da yapabileceği pek bir şey yok. Telefonun şarjının bitmesi de cabası. Burada da güzel bir gönderme var ayrıca. Bekçi Osman'ı orada alıkoymaya devam ediyor bir süre. Osman'ın yokluğunda Ali ve Serkan onun yerine geçecek birini bulup, hanı basmaya gidiyorlar. Eğlenceli bir bölüm olmuş. Osmanla hiçbir benzerliği olmayan birine, onun kıyafetlerini giydirmişler. Han baskınından bir sonuç çıkmıyor. Bir şekilde oradan kaçıyorlar ve bu sırada bekçinin hanın dışına çıkamadığını keşfediyorlar.
Cihan, Deniz ve abisini dizinin setinde ağırlamaktadır. Cihan'ın yükselişi devam etmektedir. İlk bölümlerde sürekli yerle bir olan kariyeri ve hüsrana uğramaları artık son buldu. Her ne kadar bunu bekçinin, “Ben yaptım,” demesinden hatırlıyor olsak da, durum hiç değişmedi aynen devam ediyor. Yapımcının Cihan'a ücretini ödeme yöntemi olarak ayakkabı kutularını seçmesi de gözlerden kaçmadı. Bekçinin adamı Deniz ve abisinin yerini keşfeder. Cihan hızla oradan uzaklaşır, üzerinde padişah kostümüyle Mecidiyeköy'den, Eminönü'ne kadar koşar. Fakat Deniz'i almayı unuttuğundan aynı yolu geri dönerek onu da alıp oradan bir kez daha uzaklaşır.
Dedem gaza gelip, atlamış binadan.
Serkan ve Ali, sete gittiklerinde Deniz'i bulamamışlardır. Selin'in yanına geri dönerler. Selin ortalarda görünmemektedir. Hava almak için dışarı çıkmıştır. Bu sırada yerde bir lamba bulur. Osman, handan kaçıp Serkan ve Ali'nin arasına katılır biraz sonra. Fakat birazdan öğreneceğimiz üzere aslında bu Osman değil, Osman'ın kılığında bekçinin bir adamıdır. Ali ve Serkan, bölümün sonuna kadar bunu fark etmezler ayrıca. Buldukları lambanın içerisinde bir cin yaşamaktadır. Üç dilek hakları olduğunu söyler. Ali bir ıslak hamburger ve top isteyerek iki hakkını doldurur. Daha sonra ayran isteyerek üçüncü hakkını da doldurduğunu söyler ama bunu görmedik. Belki bu konu başka bir yere bağlanacaktı ama dizinin yayından kaldırılması her şeyi alt-üst etti ve başka bir hikaye yazıldı gibi geliyor bana.
Bu bölüm daha çok Cihan ve Ahmet'in sahneleri ön plana çıktı. Özellikle Cihan döktürdü. Kahramanlarımız cinlerle, Thorlarla uğraşırken, Ahmet, Şenol ile görüşmeye gider. Şenol'un kendisine bir teklifi vardır. Ahmet teklifi bile dinlemek istemez. Şenol'un onlara olan tavırlarını ve söylediği lafları unutmamıştır. Fakat Russel Crowe ismini duyunca işler değişir. Tükürdüğünü yalar. Russell ile ilgili kelime esprileri de mevcut buralarda. Ahmet'e 'İngiliz Komutan' rolü teklif edilir. O sırada Cihan arar ve Ahmet'ten yardım ister. Cihan, Deniz ile birliktedir ve ne yapacaklarını bilmemektedir. Ahmet nerede olduğunu söylediğinde Cihan soluğu yanında alır. Cihan'ı gören Russell, rolü ona vermeyi düşünür. Cihan 'İngiliz Komutan'ı oynayacağını öğrenince teklifi reddeder.
İlerleyen sahnelerde, Ali, Serkan, Osman -sahte olan- , Selin ve Melodi hana gizli yollardan, tünellerden geçerek girerler. Ali bir ara ortadan kaybolur. Büyük ihtimalle tünel sahnelerinde Ali yoktu. Çünkü çok saçma bir bağlantı oldu burada. Bir baktık ki Ali onlarla yola çıkıp, onlardan önce hana varmış. Cihan ve Ahmet ise soluğu tımarhanede almıştır. Cihan gizli bir kapı bularak, oradan kaçar. Ahmet de peşine takılır. Onların da yolu hana çıkacaktır. Bölümün sonunda Ahmet kahramanlarımızı kurtarır. Hepsi sahile gitmişlerdir. Deniz'in tekerlekli sandalyesi oradadır ama kendisi yoktur. Bundan sonrası final. Yapacak bir şey yok. Umalım da sonu güzel, muhteşem bir final olsun.
Serkan ve Ali, sete gittiklerinde Deniz'i bulamamışlardır. Selin'in yanına geri dönerler. Selin ortalarda görünmemektedir. Hava almak için dışarı çıkmıştır. Bu sırada yerde bir lamba bulur. Osman, handan kaçıp Serkan ve Ali'nin arasına katılır biraz sonra. Fakat birazdan öğreneceğimiz üzere aslında bu Osman değil, Osman'ın kılığında bekçinin bir adamıdır. Ali ve Serkan, bölümün sonuna kadar bunu fark etmezler ayrıca. Buldukları lambanın içerisinde bir cin yaşamaktadır. Üç dilek hakları olduğunu söyler. Ali bir ıslak hamburger ve top isteyerek iki hakkını doldurur. Daha sonra ayran isteyerek üçüncü hakkını da doldurduğunu söyler ama bunu görmedik. Belki bu konu başka bir yere bağlanacaktı ama dizinin yayından kaldırılması her şeyi alt-üst etti ve başka bir hikaye yazıldı gibi geliyor bana.
Bu bölüm daha çok Cihan ve Ahmet'in sahneleri ön plana çıktı. Özellikle Cihan döktürdü. Kahramanlarımız cinlerle, Thorlarla uğraşırken, Ahmet, Şenol ile görüşmeye gider. Şenol'un kendisine bir teklifi vardır. Ahmet teklifi bile dinlemek istemez. Şenol'un onlara olan tavırlarını ve söylediği lafları unutmamıştır. Fakat Russel Crowe ismini duyunca işler değişir. Tükürdüğünü yalar. Russell ile ilgili kelime esprileri de mevcut buralarda. Ahmet'e 'İngiliz Komutan' rolü teklif edilir. O sırada Cihan arar ve Ahmet'ten yardım ister. Cihan, Deniz ile birliktedir ve ne yapacaklarını bilmemektedir. Ahmet nerede olduğunu söylediğinde Cihan soluğu yanında alır. Cihan'ı gören Russell, rolü ona vermeyi düşünür. Cihan 'İngiliz Komutan'ı oynayacağını öğrenince teklifi reddeder.
İlerleyen sahnelerde, Ali, Serkan, Osman -sahte olan- , Selin ve Melodi hana gizli yollardan, tünellerden geçerek girerler. Ali bir ara ortadan kaybolur. Büyük ihtimalle tünel sahnelerinde Ali yoktu. Çünkü çok saçma bir bağlantı oldu burada. Bir baktık ki Ali onlarla yola çıkıp, onlardan önce hana varmış. Cihan ve Ahmet ise soluğu tımarhanede almıştır. Cihan gizli bir kapı bularak, oradan kaçar. Ahmet de peşine takılır. Onların da yolu hana çıkacaktır. Bölümün sonunda Ahmet kahramanlarımızı kurtarır. Hepsi sahile gitmişlerdir. Deniz'in tekerlekli sandalyesi oradadır ama kendisi yoktur. Bundan sonrası final. Yapacak bir şey yok. Umalım da sonu güzel, muhteşem bir final olsun.