Gallagher ailesi beşinci sezona güzel bir giriş yaptı. Geçen sezonun ağır dramatik havasından bu sezon ilk bölüm itibariyle pek iz yok. Frank böbrek sorununu hallettikten sonra daha diri, Fiona işine dört elle sarılıyor. Lip yaz tatiline girdi, şehre döndü. V ile Kev’in durumu bebeklerden hallice. Ian ise ruhsal sorunlarını şimdilik yansıtmamaya çalışıyor. Keyifler genel olarak yerinde. Bakalım ilk patlağı kim verecek?

Bölüm için gayet keyifliydi diyebilirim. Geçen sezon büyük zafer nidalarıyla bıraktığımız Frank taş gibi olmuş. Sheila ile olan evliliği onu bir nebze olsun düzene sokmuş gibi. İçkiyi azaltmış – hâlbuki hiç içmemesi gerekiyor- ama o bununla yetinecek gibi değil. Bölümün Frank açısından ana mevzusu çalıştığı gizli proje. En son insanlığa armağanım diyerek kitap yazmaya karar vermişti ama o iş yalan oldu anlaşılan. Yeni projesi ise tam bir Frank mottosu “Günde bir içki olsun ama tam olsun” adlı bir çalışma diyebiliriz. Bodrum katında yürüttüğü projesi çok sert içki üretimine dayanıyor. Bölüm sonunda gördük ki başarılı olmuş vurdumduymazların kralı!

Fiona ise ayağındaki bilekliğin getirdiği zorunlulukla hayatını devam ettiriyor. Patronuyla arkadaşça bir ilişki götürmeye çalışsa da bunu pek uzun süre devam ettirebileceğini sanmıyorum. Elbette bir yandan da Jimmy’nin şehre dönüşü vardı geçen sezon finalinde. İlk bölümde kendisini göremedik ama belki uğramayı ihmal etmez. 

Lip ise üniversitede ilk yılını bir şekilde ardında bıraktı. Onda gördüğümüz en önemli şey Amanda’nın üzerindeki etkisi. Belli ki Lip’in aklı onda. Beklemediğimiz bir şekilde ona karşı ilgisi var. Amanda’nın da olduğu aşikâr. Elbette evlenmeyecekler ama bu ikiliden umudum fazla.

Ian ise Mickey’in yanına tam anlamıyla yerleşmiş. Fakat bipolar olduğunu bir türlü kabullenemiyor. Annesinden gelen genleri reddediyor. Bakalım bu durum ne kadar daha devam edecek. Bölüm boyunca iki defa Mickey’i aldattı. Mickey ise kaçak göçek yollarla para kazanmaya devam ediyor. İşin en güzel yanı da bu!

Deb’in ergenlik sorunları bu sezona da sarkmış vaziyette. Arkadaşlarım benimle neden konuşmuyor triplerini bir süre çekecek gibiyiz. Ama nasılsa yoluna girer. Carl ise bildiğimiz gibi. Haşere ve ne zaman ne yapacağı bilinmez. Kendisini sakatlamış ama üzüldüm. Geçmiş olsun Carl!

Frank’in azgın kızı Sammi ise Sheila’nın hayatını mahvetmek üzere planlar yapıyor gibi. Gerçekten böyle miydi? Yoksa Sheila’yı gıcık etmek için mi yapıyor bilinmez ama bana pek anlamsız ve sıkıcı geldi onun sahneleri. Umarım hikâyede daha düzgün bir yere oturtmayı başarırlar.

Kev ve V ise bebeklerle uğraşmaktan birbirlerine zaman ayıramaz hale gelmişler. Sonlarını pek hayırlı görmüyorum. En azından V için bu sorun olacak gibi. Kev’in ise halinden mutlu olduğu aşikar. Minik yavrusu kakasını yaptığında nasıl da sevindi ama?

Bölüm genel olarak sezona bir giriş niteliğindeydi. Tanıtım fragmanlarında asıl öne çıkacak konunun bu sezon kentleşme, yıkım ve mahallenin bununla mücadelesi olacağını görmüştük. Bu bölümde bunun ilk nüveleri atıldı. Mahallede Kev’in deyimiyle Yehova’nın Şahitleri kılığında gezen tipler şimdilik zararsız gibi görünüyorlar. Fakat ilerleyen günlerde olaylar karışacak gibi. Zira bunlar bir emlak şirketi adına kapı kapı dolaşıp, “Evinizi bize satmak ister misiniz?” acaba diyorlar. Shameless adına bu anlamda, bu konunun üzerine gidilmesi babında güzel bir sezon olacağını düşünüyorum.

Son olarak bölüm sonundaki Frank’in hastasıyım. Gelecek bölümde görüşmek üzere…