Bazı bölümler olurdu Person of Interest’te. Sadece makine bir numara verir ve o numarayı kurtarırız, bölüm böyle biterdi. Bu bölüm tam öyleydi. Kısacası tam bir ilk sezon bölümüydü. Hatta makine numarayı vermek için bu kez John’a ulaştı. Shaw’sız, Samaritan’sız ve hatta Root’suz bir bölüm izledik. Ama neden bilmiyorum hiç sıkılmadım. Evet ben de şaşkınım. Çünkü nefret ederim Root’suz bölümlerden ve sadece numara kurtarmaya dayalı bölümlerden, Samaritan-Makine bölümlerinden sonra özellikle bunu huy edindim. Ama gerçekten anlamadığım bir şekilde bu bölüm hoşuma gitti.
Üniversitenin zorunlu işlerinden dolayı Finch bir jüriye dahil oldu. Bir adamın suçlu-suçsuz olmadığına karar verilecek. Jüriden biri de bizim numaramızmış şansa bak! Daha önce de Person of Interest’te ve Jonathan Nolan’ın diğer işi olan Interstellar’da da kullanılan Mors Alfabesi kullanıldı bu bölümde. O sayede önemli bir eşiği geçip, sonuca ulaştık. Böyle farklı şeyleri izlemek keyif veriyor. Ama Mors Alfabesi bendeki kredisini doldurdu yeteri kadar. Yeni alfabelere, yeni akılcı şeylere gerek var.
John ile psikoloğu arasındaki yakınlaşma da ilginç oldu. John konuşmalarında alışkanlıklarından bahsetti. Daha önce kime alıştıysam, kaybettim şeklinde. Jessica, Carter... Yeni bir alışkanlık edinip de onu kaybetmekten çok haklı olarak korkuyor John. Ama yeni alışkanlıkların, yeni mutluluklar da getirebileceğine inandı en sonunda. Yakında psikoloğu (Iris) ile kol kola görmemiz ilginç olmaz. Ve uzun zamandır görmediğimiz, eski sezonlardan kalma, eski flörtü Zoe Morgan’ı reddedip Iris’e pas vermesi John ile seyirci arasında duygusal bir bağ da kurmuştur diye düşünüyorum.
Önemli ayrıntılardan biri de bu bölümde, Elias’la çalışmış üç adamdan bahsedilmesiydi. Finch, John’a Dominic ile de alakalı bir şeyler olduğundan bahsetti. Sanırım haftaya yayınlanacak bölümde Elias’ın intikamını seyredeceğiz. Haftalardır beklediğim bölüm. Umarım izleriz bu hafta. Bölümün adı da Q&A olarak açıklanmış. Questions&answers anlamı taşıyor. Sorular Elias’tan, cevaplar Dominic’ten.