Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Erkeğin kalbine giden yol
Sezon: 2 Bölüm: 6

Hannibal’den efsane hareket… Alt metin: Akıllı ol, senin de aklını yerim.

On parmağında on marifet Hannibal’ımızı bu defa da beste yaparken yakaladık. Elleri piyanonun tuşları üzerinde gezinirken tıpkı yemek yaparkenki hazzı yaşıyordu belli ki. Bölüm yine Hannibal’a olan hayranlığımızın gözüne gözüne vurarak başladıysa da devamında Will ile Jack’in görüşmesine geçtik. Will artık Hannibal’i suçlu bulduğunu saklamıyor ve açık açık her şeyi Jack’e söylüyordu: Evet, bütün ölümlerin sorumlusu Hannibal ve onları bir domuz etinden farklı görmeyerek yedi, üstelik biz de yedik! Göreceksin, yemek partisi verecek!

Bu sırada Hannibal bir kalbi doğrarken Alana ile işi pişirmekle meşguldü. Will’in Hannibal’i öldürtmeye çalışması Alana’nın fikirlerini değişime uğratmıştı da açıkçası ben bu kadar keskin bir geçiş beklemiyordum. Hannibal ise hayalkırıklığını tedavi etmenin yolunun iştahını geri kazanmaktan geçtiğini ifade etti. Sıradaki hedefini de, hedefinin hangi menüye meze olacağını da tasarlamıştı.

Kurbanı büyük bir araç park alanında bir ağaç gibi kök salmış ve içi çiçeklerle daha doğrusu zehirli otlar ve çiçeklerle doldurulmuş olarak karşımıza çıktığında ekip çoktan olay yerine intikal etmişti. Ekip ve Jack kendi aralarında istişare yaparlarken bize de hangi kafayla bu cinayetin işlenmiş olduğunu bir güzel açıkladılar. Maktul canlı bir ağaçmış gibi oraya dikilmiş, içine zehirli bitkiler yerleştirilerek de kurbanın zehirli bir insan olduğu imasında bulunulmuştu. Kimliği tespit edildiğinde maktulün bunu doğrularcasına bir doğa düşmanı olduğu ortaya çıktı zaten.


Gözler cinayetin aynasıdır, yalan söylemez onlar…

Jack ve Hannibal’in buluşmasında artık Hannibal bırakmak istediğini ifade etti. Ölümden döndüğü için ve bu noktadan sonra deşifre olmaktan çekinmişti belki de. Üstelik Will’in yarattığı hayalkırıklığı bir yumru gibi göğsüne oturmuştu. Hannibal buna devam edemeyeceğini söylerken Jack onu haklı buluyordu. Derken anahtar cümle söylendi ve hiç çaktırmasa da bu sihirli cümle Jack’in kafasında bir şimşek etkisi yarattı.

Dr. Hannibal Lecter: İkimiz de badirelerimizi, hayatı güzelleştiren olaylara dönüştürmek zorundayız.
Jack Crawford: Bunu nasıl yapacağını öğrendiğinde bana da söyle.
Dr. Hannibal Lecter: Bir yemek partisi vereceğim. Ve lütfen geleceğini söyle.
Jack Crawford: Hayatta kaçırmam (WTF?!?)

Bu arada Abel Gideon ile Will arasında da muhabbet koyuydu. Will Abel’ı Hannibal konusunda tanıklık etmeye iknaya çalışırken Abel bülbül gibi şakıyarak geçen sezon Hannibal’ın evinde geçirdikleri geceyi ayrıntılarıyla söyledi. Tabii ki bunu ağzından kaçırmadı. Dr. Chilton bütün konuşmaları kaydediyordu ve korkusundan ne yapacağını bilemez halde Jack’e kaydı dinletti. Jack’te zaten şüpheler oluşmaya başlamıştı lakin Gideon da psikopatın hası olduğundan yine de temkinli yaklaşıyordu duruma. Dr. Chilton’dan tiksinmekten ne ara kendisine gülme durumuna geçtim bilmiyorum ama bu bölümdeki korkusu beni epey güldürdü desem yalan söylemiş olmam. Jack’e Hannibal hakkında şüphelerinden bahsederken “Bana dil servis etti ve dilimi yeme şakası yaptı,” dediğinde resmen ekran karşısında yıkıldım gülmekten.

Jack Crawford: Chesapeake Matadoru yine öldürmeye başladı. Ve Hannibal Lecter bir yemek partisi veriyor.
Dr. Frederick Chilton: Jack, Hannibal profile uyuyor. Medikal ve psikolojik alanlara ilgisi var çünkü bunlar insanlar üzerinde güç vaat ediyor. Yamyamlık… Yamyamlık bir üstünlük eylemidir.

Frederick’in Hannibal’in yemekleri ile imtihanı…

Will’in Hannibal’i öldürtme girişimi Alana’nın hükümlerini iyice kesinleştirmişti. Jack’le konuşurken de bu düşüncelerini paylaştı. Will’in manipüle eden, hayal kuran ve bunları artık uygulamaktan korkmayan bir insan olduğunu söyledi. Alana için bu hükmü vermek epey zaman almıştı. Hannibal’i Will’den önce tanıması ve hep varolduğunu söylemesi artık tarafını belli ettiğinin göstergesiydi. Jack, Alana’dan görüşünü aldı ama şüphelerini yatıştırması gerekiyordu. Bunun için de kanıt arayışına geçti. Ve bulabileceği tek kanıt Hannibal’in yemek partisinde olacaktı.

Hannibal ile Will nihayet karşı karşıya geldi. Konuşmalarında Hannibal’in kendinden eminliği ve Will’den intikam alacağının işaretlerini almamak için aptal olmak gerekirdi. Hannibal, Beverly’den başladı ve “sevdiklerini bir bir yiyorum oğlum, sıra Alana da ha!” uyarısını yaptı çekti gitti. Will için tahminen 1-2 metrekarelik alan olan kafesi sanki daha da daralmıştı o anda.

Dr. Hannibal Lecter: Yaptıkların yüzünden kaç insanın daha canının yanacağını merak ediyorum. Alana Bloom’a selamını söylerim. Hoşça kal, Will.
Will Graham: %^/&+/^&/+&^/&?!?


Alana’yı yeme, beni ye :(

Hannibal vereceği yemek partisine hazırlanırken izlediğimiz sahnelerde sıra mest olmaya gelmişti. Hannibal hazırladığı mükellef yemeklerle ekrandan gözlerimi alamamamı sağlarken öte yandan onların insandan oluşmasının beynimin bir köşesinde yer etmesi beni tedirgin ediyordu. (Bu cümleyi yazarken pipo içiyorum.) Bu yaşatılan gerilim hissi izleme sebeplerimden biri olduğu için de keyif almaktan pişman olmamalıyım değil mi? (ÖYLE, ÖYLE!)

Jack, Frederick’ten aldığı bilgiler ışığında Abel’la konuşmaya gitti ama Abel söylediklerini ifade etmek yerine topu Frederick’e attı. Frederick’in Hannibal’in evini ona anlattığını, Hannibal’i kıskandığını söyledi. Frederick, Abel karşısında afalladı ama bozuntuya da vermedi. Bu hareket böylece Jack’i desteklercesine Abel’a güvenilmeyeceğinin göstergesi oldu. Abel’ın hücresine dönerken kışkırttığı gürevlilerden dayak yemesi ve sonrasında hastaneye gönderilmesi planı dahilindeydi de belinin kırılacağını herhalde düşünememişti.

Nihayet beklediğimiz yemek partisindeydik artık. Jack içeri girdiğinde herkes halinden memnun, içkileri eşliğinde ikramlarını ağızlarına götürüyordu. Jack’in aklından geçenler hepimizin aklından geçenlerle paraleldi. Yedikleri ya insan etiyse? Hah Alana da yuttu bir parça? Ah biri daha yedi? (Bu cümleyi yazarken ince belli bardaktan çay içiyorum, Mehmet emmi mode on.) Tam o sırada Frederick, Jack’e yanaştı. Aralarında geçen sohbet Frederick sayesinde yine beni güldürmeyi başardı. Bir şeylerden şüphelendiğinin düşünülmesini istemediğinden yemeğe gelmişti. Frederic yaa, kaçarı yok be adam, yiyecek seni!

Jack yemeklerden bir porsiyon alarak partiden ayrıldı. Bu hareketi elbette ki şüpheli hareketti, hem Alana hem de Hannibal tarafından direkt farkedildi. Ne yazık ki yemekler bildiğin hayvan eti çıktı (Ne yazık ki mi dedim ben?) Jack’in yemekten ayrılışından sonra Frederick’le göz göze gelmesi ve Hannibal’in göz kırpması bu sezonun efsanevi Hannibal hareketi olarak tarihe geçti. O anda Frederick’in tuvaleti yoktur umarım.

Gecenin geri kalanı Hannibal’da hiç görmediğimiz aşksal meşksel hareketleri de görmemizi sağladı. Alana ile Hannibal, bir dostlarını hayatlarından çıkarmanın rahatlığıyla duygusal bir bağ yakaladılar ve geceyi sevişerek geçirdiler. Yani Hannibal Will’e verdiği sözü tuttu ve selamı kendine has bir biçimde Alana’ya söyled. Tabii bütün geceyi Alana ile geçirmedi. Hannibal gecesinin bir kısmını da Abel’ı kaçırarak ve orada bulunmasını istediği bol kanıtlı bir cinayet işleyerek geçirdi. Jack’in Abel’ın kaçışı ve korumanın cinayete kurban gitmesi sonrasında çaldığı ilk kapı Hannibal oldu, Hannibal’in şahidinin Alana olmasına epey şaşırdı. Jack’in Hannibal şüphesi yine sonuçsuz kalmıştı.

Hannibal, Alana’yı değişik bir şekilde yedi.

Hannibal bir kez daha leziz bir sofra hazırlıyordu. Bu sofra Abel ile yenilecek son yemekti. Son yemekti son yemek olmasına da,bu yemeği ilginç kılan şeyi farkettiğimiz anda Hannibal’in bu leziz görünen yemeği nasıl hazırladığını çoktan hayranlıkla izleyip bir iç geçirmiştik. Hoş gerçeği bilseydik de hayranlık beslemeyecek miydik o da ayrı konu! Hannibal’in hazırladığı yemek Abel’ın omurga kırığı sebebiyle artık kullanamadığı bacaklarından biriydi. Böylece ilk kendi kendini yeme sahnemize vakıf olmuş olduk. Abel’ın kendi bacağını yediğindeki iğrenti hissi hepimizin iliklerine kadar işledi, Hannibal’in ise bu yemekten acayip bir keyif aldığı belliydi.

Dr. Abel Gideon: Son yemeğimde kendimi mi yememi istiyorsun?
Dr. Hannibal Lecter: Evet.
Dr. Abel Gideon: Böyle bir durumda biri bir yemeği kibarca nasıl reddedebilir ki?
Dr. Hannibal Lecter: Reddedemez. Trajik olan ölüm değil, ziyan olmaktır Dr. Gideon.
(Abel tabağından bir parça alır ve yer)
Dr. Abel Gideon: Şefe tebriklerimi iletin.

Mmmm… Tadımdan yenmiyor.

Jack’in aldığı porsiyon hayvan eti çıktı demiştim ama Hannibal’in bu porsiyonun aksine hastanede bilerek kanıt dolu bıraktığı ceset öldürdüğü her insandan parçalar barındırarak Will’i temize çıkarıyordu. Bir kanıt ise, hani şu çiçeklerle doldurduğu cesette bıraktığı kanıtla bir ortak nokta barındırıyordu. Jack’in bu kanıttan yola çıkarak gittiği ıssız evin içinde bulduğu kız ise geçen sezon bulunamayan Miriam’dan başkası değildi.

Ve karşınızda Miriam…

Gelecek bölümde Will dışarı çıkıyor. İşler iyice ilginçleşiyor. Bu sezon Hannibal hiç ummadığım kadar yükseltti kendini. Yazıyı yazarken yeni sezon onayı alamama ihtimali aklıma düştü, kendi kendimi yedim. (ironik oldu değil mi?)

Gelecek bölüm ÖzetliYorum’unda görüşmek üzere.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR