Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Elif'in suçu ne?
Sezon: 1 Bölüm: 10

Rüzgar Elif’in eteklerini Ömer’in saçlarını uçuşturuyordu. Havada ise aşk kokusu vardı.

Bitmek bilmeyen bir kabus düşünün ama kötüleriniz ve iyileriniz aynı kalacak. Elif bu kabusu onu tanıdığımız ilk andan beri görüyor, Ömer ise kurtarıcısı olarak o kabusların içinde debeleniyor. Üzerlerine çöküp duran karabasan ne zaman gitmeye karar verecek? Bunu zamanla göreceğiz ama daha vakti var.

Aslı dizi başladığından beri en sevdiğim karakterlerden biri olduğundan mütevellit sahneleri arttıkça çok memnun oldum. Yanlış anlaşılmasın delirmesi ve etrafa zarar vermesi sevinilecek bir şey değil ama oyuncunun karakteri bize yansıtışı muazzam. Buradan Hazal Türesan’ı tebrik etmek gerekli. Kendisi daha once günlük diziler Unutma Beni ve Deniz Yıldızı’nda oynamış ama nedense benim radarıma yakalanmamış. Benim gibi herkes adına üzücü bir durum çünkü cidden iyi bir oyuncu, yolu açık olsun dilerim. Diziye dönersek Elif ve ailesinin başında dönüp duran iflas belası kaç bölümdür konuşulmuyordu biz sadık izleyiciler de merak ediyorduk, ne oldu bu mesele diye. Levent Bey’in ‘müthiş’ çözümü ile bir takım varlıkların elden çıkarılmasına (inşaat gibi) karar verildi, Elif’in yan markasına önem verilmesi gerektiğini filan belirtti. Aslı bu duruma karşı çıksa da ailenin diğer fertleri sessiz kaldılar ve kabul ettiler. Her şeyin yanı sıra Zerrin Hanım’ın Ömer’le ilgili gerçekleri öğrendikten sonra bu konuda çok sessiz kalması şaşırtıcı değil miydi? Diyebilirsiniz ki neler oluyor kadın buna mı takılsın ama öyle değil. Elif’e güveni her geçen gün sarsılan ve daha düne kadar kızı hakkında tek bir şüphesi olmayan bir kadın için arada laf sokup kenara çekilmek ne kadar mantıklı bunu sizin takdirinize bırakıyorum. Bana sorarsanız mantıklı değil zira Zerrin olanların sorumlusu olarak komik şekilde Elif’i görüyor ve bir cevap varsa o Elif’ten gelecek, başkasından değil. Bahar’ın bütün negatifliklerinin ve kötü tarafa geçişinin anlaşılmaması da aynı sebepten kaynaklanıyor. O kadar fazla konu var ki kim nereye gidiyor kim neyi ne için yapıyor hiçbiri belli değil. Sadece planları olan insanlar var ve ne yazık ki Elif ve Ömer dışında herkesin planları tıkır tıkır işliyor. Ama bu tarz hikayeler genelde böyle yürür ve şimdilik buna bir itirazımız yok.


Mizah ve empati duygusu yüksek bir psikopatla baş etmek zor şey.

Tayyar’ın bir nevi ‘Robin Hood’ olup kimileri öldürürken, kimileri yaşatması bana biraz Dexter, biraz Hannibal, biraz The Godfather'ı hatırlattı. Bunlardan esinlenildi demiyorum ama bende oluşan intiba bu. Hani "kötüyüm ama bir yandan da o kadar iyiyim ki, bakın ortaya çıkan malzeme bu" şeklinde bir anlatım olduğunu düşünüyorum. Seyirci tepkisi mi yoksa hikayenin gidişatı mı tam çözememekle beraber Tayyar’ın rolünün ve hikayesinin son dört bölümdür azaldığının siz de farkındasınızdır. Gerçekten her bölüm birinin gırtlağına yapışması benim de asabımı bozuyordu ama Erkan Can’ı izlemek çok keyifli her durumda. Metin’in Elif’e "Seninle işim bitmedi," demesi ve konunun devamında hal ve hareketlerinin sertleşeceğinin mesajının verilmesi iyi bir ayrıntıydı. Bu arada sevgili bay-bayanlar Metin’in dediği gibi gerçekten arabaya biner binmez kapılarınızı kilitlemeniz önerilir. Stajyer psikopatımız bu konuda fazlasıyla haklı, etraf kapkaçcı ve kötü insan kaynıyor.

Metin elinin güçlenmesi ile daha da sert oldu, farkında mısınız? Nilüfer’in ‘özel anlar kasedi’ olsun, Elif’in kara para aklama görüntüleri olsun, Ömer’in kimliğini öğrenmeleri de işin bonusu olarak kötü adamları yıkılmaz bir kale haline getirdi. Peki bu kale ne zaman yıkılır? Elif’in yan markası yürüdüğü zaman olur mu? Ya da güzeller güzeli Pınar ve Taner’in bir bombası patlar da ortalık entrikaya mı bulanır? Merakla bekliyorum. Elif’in Metin’e isyan ettiği sahnede siz de içinizden “kızcağız haklı!” demediniz mi? Metin’in “Sen yoksan başkaları var,” demesi de güzel mizahtı aslında, hakkını yememek lazım. Ayrıca Can hakkında ürettiğim teoriler patlamış gibi geliyor geçen hafta, zira hiç kimse bu bölümde Can’dan bahsetmedi. Ben nedense Aslı’nın eski kocasının ve Can’ın aşırı derecede hikayeye dahil olacağını düşünmekteyim.


Kırık kalpler toplantısında bu hafta Sibel ve Aslı’nın ağırlığı söz konusu.

Sibel hakkında düşünülenlerin yavaş yavaş söze döküldüğü bu bölümde, Fatma Hanım’ın Ömer’in her şeyi öğrenmesinden dolayı korkması aklımıza kazınan sahnelerden biriydi. Açık söylemek gerekirse, dizi sırasında da twıttera yazdım, Fatma’nın saçları benim canımı çok sıktı. Dip boyası olsun, kirli gibi görünmesi olsun vs. Kadının kızı ölmüş ve bu bir tipleme buraları gerçekten doğru ama ben bu karakterde oturmamış bir şey görüyorum; hiçbir çizgisi yok bu kadının. Kızına yaptığı şeylerden dolayı kızgınlığı dahi yok. Tamam kızın her şeyi sizin için yaptı da bu kadar da değil be ablacım. Arada ah be kızım der bir insan ama Fatma Hanım’da bu yok. İşin kötü tarafı kızın bu işler yüzünden öldürüldü, sen hala Ömer öğrenmesin derdindesin. Gidip Bahar’a dert yanması da ayrı falsoydu da o konuda bir şey demiyorum, acısı olan insan her şeyden umut besler. Neyse, Ömer’in kuyumcuyla konuşurken yüzünün aldığı şekil, parçaları birleştirmesi sahneleri oldukça doyurucuydu. Engin Akyürek gerçekten Ömer komiser rolünde kaba tabirle döktürüyor. Kendisini ne zamandır takip eden biri olarak Kara Para Aşk’ı seyretmem için en büyük nedenin o olduğunu belirtmeliyim. Fakat şunu da söylemeden geçemeyeceğim Ömer kötü giydiriliyor. Bir polis, orta halli bir adam ne bekliyorsun derseniz size Kerim günlerini hatırlatırım.

Tuba Büyüküstün’ün bir haftadır magazinlerde dolanan modern dans sahnesine gelirsek… Tamam Elif çok becerikli, maharetli ve modern bir genç kadın. Ancak Türk seyircisinin de gözünün garipsemeyeceği ve kimilerini kıkırdatmayacak bir hobi bulunsa çok daha iyi olmaz mıydı? Bir de artık böyle şeylerin yayınladıktan sonra çok fazla ‘pr’ puanı getirmediğini de söylemek gerekiyor. Elif o dümdüz dans kıyafetlerinin içinde yine güzeldi ama dans konusunda ben sınıfta kaldığını düşünüyorum çünkü bu sahnenin bir özelliği olması için müziğiyle, çekimiyle hatta belki de söylenen bir cümle ile daha özellikli bir hale büründürülmesi lazımdı. Tamamen kişisel fikrimdir, beğenenlere de saygım sonsuz. Mesela Ömer’in abisi Hüseyin’in türkü söylediği, Arda ve Pelin’in masada ona katıldığı sahne türkü seven-sevmeyen herkese daha tatlı gelmiştir. Burada bir kültür farkı nüansı anlatılmaya çalışılıyor ancak biz bunu ilk bölümden beri bildiğimizden artık altının çizilmesi bana biraz doldurma gibi gelmeye başladı. Elbette ki zap yapmadım sahneler sırasında ama olmasa da olurmuş dedim.


İyilik yapma Elif kız, kötülük bulursun.

Nilüfer içine düştüğü aşk ve akıl karışıklığı sebebi ile ablası Elif’i suçlamaya devam ediyor. Tamam dışarıdan bakıldığında abuk çok fazla şey var ancak Elif biraz daha kimseye yaranamamaya devam ederse hepsini tek başına koca evde bırakıp gidecek sonra alayı başı kesilmiş tavuk gibi dolanacaklar, o zaman görücem ben. Nilüfer’e Metin’den gelen balonlar güzel jestti, yakında orada burada görürseniz şaşırmayın derim. Nilüfer’in Metin’le görüşmek için çıkıp Mert’in kancasına takılması beni güldürdü.

Elif Ömer’e “sen iyi bir yol arkadaşısın” dediği yerde bir terslik çıkacağını ve bölüm sonunda Aslı ile ilgili bir sıkıntı çıkacağını hepimiz gibi biliyordum. Gıcık amir buna sebep oldu, Aslı’yı gidin alın dedi. Hüseyin o kadar uğraştı ama başarılı olamadı. Polisler Aslı’yı almaya geldiğinde tüm ailenin Elif’e dönüp bakması da çok acı değil miydi? Ama aileler de genelde böyledir ne kadar çok uğraşırsan o kadar dibe batarsın. O yüzden her şeyi kararında yapmak gerekir.

“Komiser ben sana kendimi anlattım. Ama ben sana ne zaman içimi döksem, kalbim paramparça oluyor.” Elif.

Kalp kırıklıkları, gizli gözyaşları ve aile sırları bu bölümün temasıydı bana sorarsanız. Geçtiğimiz üç haftaya göre durgun bir bölüm izledik, onbirinci bölümün fragmanında ise yeni bölümün daha hareketli olacağı izlenimine kapıldığımı söyleyebilirim.

Not: Samsung reklamı tatlı yedirilmişti. Uzun zamandır bir dizide gözümüze sokulsa da sıkmayan bir reklam izledik. Üzerine su dökülüp bozulmayan telefon fikri güzelmiş.

Not 2: Aslı’nın babasını vurduktan sonra verdiği oyun çok başarılıydı.

Not 3: Bahar ve Levent çifti o kadar itici ki yanyana geldiklerinde yumruğumu ısırıyorum. Levent bir an once Elif’e aşık olsa ve Ömer bu durumu kıskansa şahane olur.

Sevgiler, saygılar.
 
 
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR